Paylaş
1980 darbesinin 40’ıncı yılı.
Bol bol demokrasi nutukları atıldı. Darbeler ve darbeciler bol bol kınandı.
Yani en kolay şey yapıldı.
Aradan 40 yıl geçtikten sonra, herkes yine kahraman kesildi.
Oysa 1980 12 Eylül sabahı, böyle miydik? Darbeyi alkışlarla nasıl karşıladığımızı, arşivlere girip de bir okuyun.
***
Gerçi alkışlarımızın gerekçesi sadece can güvenliğiydi. Sağcısıyla solcusuyla hepimizin hayatı kurtulmuş oluyordu. O günkü teslimiyetçi tutumumuzun yegâne mazereti bu olabilir. Ama işimiz bittikten sonra tutan demokratlık damarımız asker düşmanlığına kadar varmasaydı keşke.
Neyse ki Türk aydınları,
28 Şubatta “askerle bütünleşerek” gerektiğinde ordu göreve deme hakkını tekrar kazandılar... Anlaşıldı mı?
***
Bugün hepsi geride kaldı.
Çok şükür sivillerden daha demokrat bir ordumuz var.
15 Temmuz badiresinden hemen 1 ay sonra sefere çıkacak kadar donanımlı, organize ve dünyaya örnek, kahraman bir ordumuz var.
..........
Bu bakımdan.... 12 Eylül gibi günleri her yıl anmak alışkanlığını artık bir kenara bırakalım... Hafızamızdan silip atalım. Anıp da ne olacak? Hepimiz oradaydık. Hangimiz masumduk?
Paylaş