Paylaş
Demet Sabancı Çetindoğan
Bu güne kadar Saffet Emre Tonguç, Fatma Şahin, Sahrap Soysal gibi isimleri ağırlayan Gastronomi Turizmi Derneği’nin şubat ayı konuğu DEMSA Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Demet Sabancı Çetindoğan oldu. Novotel Bosphorus’da gerçekleşen bu ayki toplantıda, Demet Sabancı Çetindoğan Türk gastronomisine yaptığı katkıları anlattı.
Demet Sabancı Çetindoğan, geçtiğimiz günlerde Los Angeles’ta gerçekleşen 91. Oscar Ödülleri Törenindeki gala yemeğine Türk yemeklerini koymayı başardı. Bunun için Turkey ONE Derneği olarak iki yıl boyunca çalıştıklarını, sonunda bunu gerçekleştirdiklerini ifade etti. Oscar yemeklerini 25 yıldır resmi baş aşçısı Wolfgang Puck hazırlıyor.
Şef Wolfgang Puck ile Oscar mutfağında çalışan Spago İstanbul’un Türk şeflerinden Yiğit Mirzaoğlu ve Cihan Kıpçak’ın birlikte hazırladığı bu seneki menüde, ana yemek olarak Gaziantep yöresine ait Alinazik, 500 yılık Osmanlı Saray mutfağından günümüze uyarlanarak gelen ve şölen yemeği olan ‘vişneli zeytin yağlı yaprak sarması’, Ege mutfağının gözdesi ‘asma yaprağında servis edilen levrek’ ve Kayseri’nin geleneksel’yağ mantısı’ yer aldı.
GASTRONOMİ DİPLOMASİSİ
Oscar ödül töreni dünya medyasının ilgi gösterdiği ve film sektörünün çok önemli isimleri ile birlikte başka önemli ve etkili isimlerin ağırlandığı önemli bir organizasyon. Bu girişim aslında ‘gastronomi diplomasisi’ adı verilen yeni bir tanıtım aracı ve yeni tip PR çalışmasıdır. Bunun benzer bir örneğini gerçekleştiren, nam-ı diğer adıyla Turkish Coffee Lady Gizem Saylıgil White’den başkası değildir.
Gizem Saylıgil White, 8 yıl boyunca gönüllü olarak 6 ülke, 20 şehri ( Amerika, Avrupa, Kanada) Turkish Coffee Truck ile gezerek toplamda 30.000’in üzerinde kişiye Türk kahvesi ikramı yaptı. İkram ile birlikte kültürel diyaloglar kuruldu. Gizem Saylıgil White, Türk Kahvesi›ni Amerika’da tanıtırken önde gelen Amerikan gazeteleri ve tv kanallarında Türk kahvesinin kültürel ve tarihsel önemini anlatarak milyonlarca kişiye bu kanaldan ulaştı. Bu başarılı girişimlerin adı gastronomi diplomasisidir.
Gastronomi diplomasisini başarılı bir şekilde uygulayan Demet Sabancı Çetindoğan’ın, sahibi olduğu Pera Palas’ta Türk yemeklerini hikayeleri ile birlikte sundukları yerli yabancı misafirlerine ‘diş kirası’ adında küçük hediyeler verdiğini de öğrendik. Peki misafir ağırlamanın çeşitli seremonilerinden birisi olan, günümüzde unutulmaya yüz tutan bu güzel gelenek ‘diş kirası’ nedir?
DİŞ KİRASI GELENEĞİ
Diş kirasında, eve yemeğe gelen misafirler ayrılırken onlara küçük kadife keseler içinde hediyeler takdim edilir. Ev sahibi bununla; “Misafirim oldunuz, benim sevap kazanmam için siz eziyet çektiniz, dişlerinizi yordunuz, bu da sizin dişinizin kirası olsun” demek isterdi.
Misafirler iftarını yapıp teraviye gitmek üzereyken hane sahibi tarafından kadife keseler içerisinde gümüş tabaklar, kehribar tesbihler, oltu taşlı ağızlıklar, gümüş yüzükler, gümüş akçe veya altın paralar bir kadife kese içerisinde diş kirası olarak verilirdi.
Tarihimizde en yüksek diş kirası, Sadrazam Yusuf Kamil Paşa’nın Sultan Abdülaziz’e takdim ettiği hediye olsa gerek. Bir Ramazan gecesi, Vezneciler’deki Zeynep Hanım Konağı’nda verilen mükellef iftardan sonra, Yusuf Kamil Paşa’nın bir altın tepside sahip olduğu emval ve emlakın senet ve tapusunu padişaha arz ettiğini, Sultan Abdülaziz’inse, “Bunlar makbulum oldu, yine sizlere veriyorum. Her hal ve hareketiniz hoşuma gitmektedir” dediğinden bahseder.
Ancak diş kirası sadece zenginlere has bir gelenek gibi görünse de, aslında toplumun bütün katmanlarına yayılmıştır. Çoğu zaman sadakalar da diş kirası adıyla verilmiştir ki, hiçbir fakirin onuru zedelenmesin.
Misafirine diş kirası verecek kadar ruhunu inceltmiş olan bu millet, hiç şüphesiz insanlığa misafirperverlik adına ders verecek kadar da yücelmiştir.
Paylaş