Tadımız bozulmadan...

Toplum olarak zor günlerden geçiyoruz. Yakınlarını kaybedenler, sağlığını kaybedenler, işini kaybedenler, iş yerini kaybedenler her geçen gün artıyor. Bu zor zamanları atlatmayı, güzel günleri görmeyi hepimiz çok istiyoruz.

Herkesin kendi üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirmeliyiz. Özellikle işini kaybeden çalışanlara destek olmak, paket servisle ayakta durmaya çalışan yeme içme sektörünü desteklemek, hepsinden önemlisi ’tadımız bozulmadan’’ bu günleri atlatmak istiyoruz. Bu günleri atlatmak için de dayanışma içinde olmamız şart.
Devlet destekleri, devlet verirse olacak. Dillere destan olan cihan padişahı Sultan Süleyman’ın “Olmaya devlet bir cihânda bir nefes sıhhat gibi” sözü devletten ziyade sağlığa verilen önemi vurgular. Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Bey’i yetiştiren, onun akıl hocası Şeyh Edibali’nin ‘’İnsanı yaşat ki; Devlet yaşasın’’ sözüyle sanki bu günleri işaret etmiş. Umarız devlet zor günler yaşayan sektör çalışanlarına ve iş yerlerine gerekli desteği verir.
Peki parası olan, harcama imkanı olan insanlar bu sektöre ve çalışanlarına yeterince destek oluyorlar mı? Zamanında kazananlar şimdi az kazanalım diyecek mi? Acımasız rekabet yerini dayanışmaya devredecek mi?

REKABETİN YERİNİ DAYANIŞMA ALDI

Amerikan fast food zinciri Burger King, İngiltere’de koronavirüsle mücadele için yürürlüğe giren karantina önlemleri öncesinde müşterilerine ‘McDonald’s’tan sipariş verin’ çağrısı yaptı.

Burger King, dört hafta süreyle sadece paket servisi yapabilecek restoranların desteklenmesi için sosyal medyada yayımladığı ilanlarında ‘Sizden böyle bir şey isteyeceğimizi biz de düşünmemiştik’ dedi.

*

Burger King’in sosyal medyada yayımlanan ‘McDonald’s’tan sipariş verin’ başlıklı duyurularında çok sayıda fast food zincirinin adı geçirilerek şöyle deniyor:
‘Big Mac o kadar da kötü bir şey değil. Sizi bu kardeş kuruluşlar ya da bağımsız işletmelerden sipariş vermeye çağırıyoruz.’
‘Binlerce kişi çalıştıran restoranların şimdi gerçekten desteğinize ihtiyacı var. Destek olmak istiyorsanız, lezzetli yemek siparişlerinize devam edin’ diyor. Bunu bizde yapan var mı bilemiyorum ama bu günler rekabet kılıçlarımızı toprağa gömerek birbirimize destek olma zamanı.

TÜRKİYE’DE BUNU HANGİ PATRON YAPAR?

Momofuku restoran zinciri kurucu şefi David Chang, ünlülerin katıldığı Who Wants to Be a Millionaire? (Kim Milyoner Olmak İster?) yarışmasında tüm soruları doğru cevaplandırarak 1 milyon dolar ödülü almaya hak kazandı. 
Netflix belgesel serileri, podcast yayını ve pandemi döneminde ABD’de restoran sektörünün yüzleştiği zorlukları seslendirmesiyle tanınan Chang, kazandığı ödülü Southern Smoke Foundation aracılığıyla pandemiden kötü şekilde etkilenen yeme içme sektörü çalışanlarına hibe edeceğini ifade etti.
 
David Chang, meşhur yarışmanın ünlüler için düzenlenen versiyonunda 1 milyon doları kazanan ilk kişiydi, bu davranışıyla garsonundan aşçısına hepsinin sevdiği insan oldu.
Bizdeki böyle bir durum olsa ne olur ?

YEMEK SEPETİNDEN RESTORANLARA DESTEK

Koronavirüs salgını son zamanlarda hayatı yeniden zorlaştırmaya başladı. Pek çok iş yeri pandemi nedeniyle zor günler yaşamaya başladı. Özellikle kafe ve restoranlar pandemi kısıtlamaları nedeniyle kapandı. İşlerin azalması nedeniyle ‘Yemek Sepeti’ üzerinden alınan komisyonlar pek çok işletmeyi zorlamaya başladı.

Bursalı iş insanı Nevzat Aydın’ın yönetimindeki Yemek Sepeti, tek şubeli restoranlar için 20 milyon TL’lik mali destek paketini duyurdu. Şirket, ayrıca gel-al sipariş hizmetini komisyonsuz olarak hayata geçirdi. Paket kapsamında restoranlara ayda bir yaptığı ödemeleri sıklaştıran Yemek Sepeti ödeme planını 15 günde bir olacak şekilde güncelledi. Buna ek olarak şirketin, kısıtlama dönemi boyunca listeleme ücretini kaldırdığı duyurdu. Peki başka markalar, restoranlara hizmet veren şirketler bu konuda ne yapıyor? Nasıl destek oluyorlar? Zor günler geçiren restoranların borçlarını yapılandıranlar var mı?

BURSA GASTRONOMİ HABERLERİ

-Bursamızın tecrübeli göz doktorlarından Yıldırım Bayazıt Usta, Mudanya’nın güney sırtlarında bulunan Yörükali’deki 15 dönümlük üzüm bağında Shiraz, Merlot, Cabernet, Sauvignon ve Sauvignon Blanc üzümlerinden elde edilen başarılı YUSTA markası ile Bursa’nın göğsünü kabartıyor. Bursa’yı bağ rotasına alacak gezginler, gastronomi turistleri için görülmeye değer bir mahzen yapmış Yıldırım Usta… Kendisini tebrik eder, gastronomi yolculuğunda başarılar dileriz.

-Bursa’nın çalışkan arılarından Apiray Bal ürünleri kurucusu Ali ve Hande Civan Sanayi Sitesinde kendilerine özgü bir vaha kurmuşlar.

Bal mumundan, polen çeşitlerinden, kovan malzemelerine kadar arıcılık malzemeleriyle size danışmanlık yapıyor, bal üretmenin dayanılmaz keyfini yaşamanızı, arılar dünyasını keşfetmenizi sağlıyorlar. Ağızlarından bal damlıyor anlatırken nedenini soruyorum ‘meslek hastalığı’ diyorlar.

-Dört kayakçı kadın; Didem Çelik, Sevin Beceren, Fidan Kırbaç Özbakır, Hande Megrel Cumbul hem kendi spor dallarında kurumsallaşmak hem de Uludağ’ın markalaşması için bir araya gelerek Uludağ Marka Komitesi’ni (U.M.A.K) kurdular. Hedeflerinin kış sporlarında gelecek vadeden gençlerin elinden tutmak ve kış geldiğinde adından söz ettiren Uludağ’ın turizm alanında yaz kış bir alternatif olmasını sağlamak olduğunu söylüyorlar. Yeni kurulan platform şimdiden Uludağ’ı köy köy gezerek ihtiyaçları yerinde izliyor, sosyal medyada canlı yayınlarla Uludağ’ı tanıtmaya çalışıyorlar. Ben onlara ‘Uludağ’ın Altın Kızları’ diyorum. Her işte olduğu gibi kadın elinin değdiği bu önemli işte de, kazananın Uludağ olmasını, markalaşmak isteyen Bursa olmasını diliyorum.