Suyun ve gazozun başkenti Bursa

Uludağ endemik bitki örtüsüyle Türkiye’nin en doğal, en çok kendisine has bitki çeşidi olan, 2543 metre yüksekliğiyle Marmara’nın en büyük dağıdır. Dünyada sadece Uludağ’da yetişen çiçek ve bitki türü sayısı 31’dir.

Haberin Devamı

Uludağ’ın bir tarafından akan sıcak suları insanoğluna şifa kaynağı olurken, diğer tarafından akan buz gibi suları sayesinde bu şehirde yaşayanlar bu topraklarda hayat bulmuş bugünlere ulaşan medeniyetler kurmuştur.
Uludağ, doğal içme suyu kaynakları açısından yurdumuzun en zengin dağlarından biridir. Uludağ’ın doğal kaynaklarının sayesinde birçok su ve maden suyu markası çıkmıştır. Sadece Uludağ doğal kaynaklarından ortaya çıkan içecek markalarının sayısı yirmiye yakındır.
Bu nedenle Bursa suyun, maden suyunun ve gazozun başkentidir. Türkiye’nin kaynak su markalarının, maden suyu markalarının birçoğu Bursa’dadır. Uludağ’dan gelen su kaynağının yüksek kalitede olmasından dolayı meşrubat ve içecek markaları Bursa merkezlidir. Coco Cola’nın en büyük dolum tesislerinden biri Bursa’dadır. Türkiye’nin en büyük gazoz markası Uludağ Gazoz, Uludağ Maden Suyu işletmeleri Bursa’dadır.

Haberin Devamı

GAZOZ İLE BÜYÜDÜK

Gazozuna maçlar yaptık, kaybeden öder dedik. Sevgili ile pastanede buluşup gazoz içtik. Okul kantininde simit gazozla karnımızı doyurduk. Sinemalarda gazoz olmadan film izlenmezdik. Bursa’lılar bilir kaplıcadan sonra içilen soğuk bir gazoz ile keyif yaptık.
Gazoz modası Bursa’dan başladığını, sonrasında Anadolu’da Ankara Gazozu’ndan, Niğde Gazozu’na, Manisa Gazozun’dan, Bodrum Gazozu’na kadar nerdeyse her şehrin bir gazozunun üretilmeye başlandığını, bu dönemde üretici sayısının ikibinin üzerine çıktığını görüyoruz. Sonraları sarı ve siyah diye bildiğimiz diğer türleri çıktı.

100 YILLIK BİR TARİH : ULUDAĞ GAZOZ

Uludağ Gazoz Bursa’nın gurur kaynağıdır. Bursa Uludağ Gazoz ile Uludağ Gazoz da Bursa ile anılır. Uludağ Gazozu’nun tarihi bu yönüyle Cumhuriyet öncesine dayanmaktadır.
Yüzyılı devirmiş Uludağ markasının bu günlere gelmesinde iki ailenin emekleri, özverileri çok önemli rol oynamıştır. Markanın ilk kıvılcımını çakan İbrahim Talat Bey, 1870’de başlattığı maden suyu arama iznini alabilmek için bıkıp usanmadan 43 yıl boyunca uğraşmış ve sonuçta 26 Mayıs 1912’de bu izni alabilmiştir. İbrahim Talat, 3 Temmuz 1916’da ise Sultan V. Reşad’ın imzasıyla Keşiş Dağı Maden Suyu imtiyazına sahip olmuştur. Daha sonra imtiyaz, 1923’te aynı aileden İbrahim Talat Bey’in bacanağı Hüseyin Sıtkı Ulusu’ya devrolmuştur. Hüseyin Sıtkı Ulusu’nun tüm çabalarına karşın 4 Ağustos 1926’da imtiyazı fesh edilen maden suları için ikinci kez imtiyaz, 29 Ocak 1930’da Gazi Mustafa Kemal’in imzasını taşıyan izinle alınabilmiştir.
1931’de ise, Uludağ Maden Suları’nın yolu, kaderinde çok önemli rol oynayacak ve günümüze değin markanın büyüyüp, gelişmesini sağlayacak Erbak Ailesi ile kesişmiş ve daha o yıllarda markanın yaşam eğrisine kendiliğinden gazoz işi katılmıştır. Çünkü Hüseyin Sıtkı, 1931’de Uludağ Maden Suları’nın Bursa ili ve yakın çevresine dağıtımı için Mehmet Hakkı Bey ile anlaştığında Mehmet Hakkı Bey (Erbak) Bursa’da Nilüfer Gazoz fabrikasının sahibidir... Hemen ardından Mehmet Hakkı Bey, Kasım 1933’te Uludağ Maden Suları’nın işletme hakkını devralmıştır. Mehmet Hakkı Bey’in küçük oğlu Nuri Zafer Erbak daha 18 yaşındayken 1932’de ünlü Uludağ Gazozu’nun formülünü bulan genç olarak bilinmektedir. Kısa sürede Uludağ markasına damgasını vuran Nuri Erbak, günümüzde de markayla birlikte anılan isimlerin başında gelmektedir.

TERCİHİMİZ GLİKOZ DEĞİL, KRİSTAL ŞEKER

Nuri Erbak’ın şeker hastalığı nedeniyle 1985’te diyet gazoz üretimine başlayan Uludağ markasıdır ve o tarihlerde henüz uluslararası markaların diyet ya da şekersiz ürünleri ülkemizde satılmamaktadır. Şeker ile ilgili çok güzel bir anekdotu sizlerle paylaşmak isterim:
I. Dünya Savaşı sırasında yokluklarla boğuşan Türkiye’de şeker bulmak başlı başına bir problemdir. Nuri Erbak’ın anılarında aktardığına göre, şekerin fiyatı o tarihte 120 kuruştan 500 kuruşa çıkmıştır. Bu durumda o tarihe kadar 3-4 kuruş olan gazozu zarar etmeden satabilmek için fiyatını 17 kuruşa yükseltmek gerekmektedir. Uludağ da kaliteden ödün vermez ve satışlardaki düşüşü göze alarak gazozun fiyatını yükseltir.
Bugün de Uludağ tüm ürünlerinde, genelde endüstriyel üretimde kullanılan fruktoza göre % 20 daha maliyetli olmasına karşın, şeker pancarından üretilen ve evlerimizde kullandığımız kristal şekeri tercih etmektedir. Fruktoz yerine, % 100 kristal şeker kullanmanın şirkete bir yıl için getirdiği ek mali yük yaklaşık 10 milyon TL’nin üzerindedir. Buna rağmen ürünlerin tadından taviz vermemek için şirket bu maliyeti üstlenir çünkü bu onların gözünde esasında ek maliyet değil, markaya ve sağlıklı gıdaya yatırımdır.

ALMANLARIN TERCİHİ ULUDAĞ GAZOZ

Haberin Devamı

Kırktan fazlaya ülkeye ihracat yapan Uludağ İçecek, özellikle en yoğun olarak Almanya’da, Avrupa, Ortadoğu ve yakın yakın Asya ülkelerinde ülkemizin ve Bursa’mızın gururu olmaya devam ediyor.
Uludağ Gazoz, Almanya’da faaliyet gösteren yakalaşık 10.000 kadar dönercide satılmaktadır. Günümüzde bu dönercilerin % 70 oranında müşterileri, Türkiye’yle bağı olmayan kişilerden oluşmaktadır. Dolayısıyla Uludağ Gazoz ilk başlarda yurtdışında yaşayan Türk kökenli yurttaşlarımız tarafından tercih edilirken, aradan geçen 30-35 yılda Uludağ Gazoz’un lezzetine Almanlar da alışmış görünmektedirler. Marka son dönemde, inovatif ürünlerinden olan ev yapımı tadında limonatayı, meyveli doğal maden suyu çeşitlerini, son çıkardığı zencefilli gazozu da gastronomik içecekler listesine eklediğini görüyoruz.
Halen Erbak Ailesinden üçüncü nesli temsilen Nuri Erbak’ın oğlu Mehmet H. Erbak Yönetim Kurulu Başkanı, kızı Nuran (Erbak) Kızıl, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak şirket yönetimindedirler. Dördüncü kuşağı temsilen Ömer Kızıl ise 2001’den bu yana Erbak Uludağ İçecek A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdürmektedir. Mehmet Hakkı Bey’den sonra el değiştirmeden dört nesildir aynı aile tarafından yönetilmektedir.
Uludağ İçecek, kuruluşundan itibaren hep yeniliklerin ve yenilikçiliğin peşine düşmüş ve 100 yıl boyunca bu yoldan ayrılmadan bu günlere gelebilmiş, Bursa şehri ile özdeşleşmiş, Bursa’dan aldığını Bursa’ya ve ülkesine kazandırmıştır.
Gazoz ve maden suyu gastronomik birer içecektir. Bursa’mızın gastronomi yolculuğunda gazozdan ve maden suyundan bahsetmeden geçemeyiz. Türkiye’de bir ‘Gazoz Müzesi’ var mıdır bilemiyorum. Ama Bursa’ya tarihi geçmişi ile yüz yıl öncesinden bugüne kadarki kronolojisini aktaracak bir ‘Gazoz Müzesi’ kesinlikle yakışır. Yerli yabancı bir çok turistin ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

Yazarın Tüm Yazıları