Paylaş
Antonia Caruccio, Torino’da muhabirlik yaparken, İngiltere’ye yerleşmeye karar verir. Restoranlarda garsonluk yapmaya başlar. Bir süre sonra İngiltere’nin en büyük restoran zincirlerinin sahibi Terrance Conran’ın ‘Neal Street’ isimli restoranında müdür olur. Bu arada Terrance Conran’ın kız kardeşiyle evlenir. Kısa bir süre sonra da Neal Street’in önce ortağı, sonra sahibi olur. Popülerliği artar. Televizyonda yemek programları yapmaya ve kitap yazmaya başlar. Aynı zamanda kendi adını verdiği ‘Carluccio’s’ isimli İtalyan malzemeleri ve yemekleri satan restoran zincirinin temellerini atar. Günümüzün en popüler şeflerinden Jamie Oliver da mesleğe Antonio’nun yanında başlamıştır. Yirminin üzerinde yemek kitabı yazar Caruccio . 2005’de restoran zincirindeki hisselerini satar ve burada danışman olarak devam eder. 2011’de hayattaki en başarılı projesi olan ‘Two Greedy Italians’ (İki Huysuz İtalyan) isimli televizyon programı başlar.
Gerçek İtalyan mutfağını, basitin güzel olduğunu ve doğru malzemenin iyi bir yemek için en önemli unsur olduğunu her fırsatta söylemesiyle ünlüdür.
80 yaşındaki Carliccio Türkiye’ye konuşmacı olarak çağırılır.
Elinde konuşacağı kağıt ile kürsüye çıkar.
Bir süre izleyicilere baktıktan sonra: “Ne konuşacağımın bir önemi yok. Az evvel kahvaltıda otel aşçıları ile birlikte kahvaltı yaptık. Sizinkiler bana domates, biber ve yumurtadan oluşan bir yemek yaptılar. Siz ona ‘menemen’ diyormuşsunuz. Size bir şey söyliyeyim bu menemenin basit bir yemek olduğunu düşündüğünüz için önemsemiyor olabilirsiniz. Ama kıymetini bilmediğiniz inanılmaz lezzetli bir yemeğiniz var. Sizin yerinizde olsam bu yemeği otellerde daha çok öne çıkarır, dünya mutfağına armağan ederdim’ diye konuşur. İzleyiciler alkışlarla ustayı uğurlar.
2016 yılında 80 yaşında vefat eden bu değerli şef Carliccio bize göremediğimiz bir mücevherimiz olduğunu hatırlatıyor.
Menemen kah öğrenci evlerinde, kah evde yemek olmadığında ilk çare olarak yapılan sıradan bir yemek olsa da bu kıymetli lezzet Türk mutfağının basit ama lezzetli bir yemeği.
Geçen hafta Bakü’ye gittiğimde otel menüsünde menemen vardı. Azerbaycan mutfağı Türk mutfağı ile benzerlik gösterdiğini söyleyebilirsiniz.
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre menemen “Yumurta, soğan, yeşilbiber ve domatesle yapılan bir yemek” olarak tanımlanmış.
*
Mehmet Yaşin’in bir yazısında bahsettiği, kimileri bu lezzetli yemeğin, bir bağcı yemeği olduğunu, Güney Fransa ve İtalya’da doğduğunu öne sürer. Onlara göre bağ işçileri, çevredeki tarlalardan topladıkları domates ve biberleri, yine köylülerden satın aldıkları yumurtalarla karıştırıp, bu çok lezzetli ve doyurucu yemeği icat etmişler.
*
Tarih yazarı Murat Bardakçı ‘menemenin geçmişi hakkında yazdıkları bir şey bulamadım ve baktığım eski sözlüklerde ‘menemen’ kelimesinin varyantı olabilecek ibarelere rastlayamadım’ der.
*
Araştırmacı Oktay Özengin, bu yemeğin ilk yapıldığı yerin, İzmir’in meşhur Menemen ilçesi olduğunu söyler. Buna kanıt olarak da, Türkiye’de ilk domates yetiştirilen yerlerden birinin Menemen ilçesi olmasını gösterir.
*
Türkiye’de ilk domates tarımı, 1900’lü yılların başında Adana bölgesinde yapılmış. İzmir’e geliş tarihi kesin olarak bilinmemekte. Ticaret ve Zahire Borsası kayıtlarına bakarsak, 1920’lerden sonra İzmir bölgesinde yetiştirilmeye başlanan domates ile Menemen halkı tanışmış ve yemeklerinde kullanmaya başlamış. Menemen halkının en çok yaptığı yemek kaynatılmış domates içerisine et ve patates koyarak hazırlanan yemek. Giritliler de etli domates yemeği ile bu sıralarda tanışırlar. Yemekten eti çıkarıp yumurta, patatesi çıkarıp soğan koyarlar, sonuçta ortaya “yumurtalı domates” çıkar. Bir süre sonra da özellikle Arnavut göçmenlerin katkısı ile biber ilave olur ve daha da zenginleşip, güzelleşir. İki halkın bu yemeği beğenmesi ve maliyet olarak az olmasından dolayı hızla popüler olur. İzmir’den gelen misafirlerin bu yemeği tanınması ve beğenmesi ile “Menemenliler’in yemeği” adını alır. Kısa sürede Menemen lokantalarında yaygınlaşan ve satılmaya başlayan menemen yemeği, günümüzde halen menemen” olarak beğenilerek sofralarımızda yerini alır.
Vedat Milör ise Menemen’in tarihine ışık tutmak istemiş “Menemenin, soğanlı yumurtanın dönüşümüyle ortaya çıktığı düşünülebilir” diyerek “Ama kesin yargı yanlış olur. Çünkü bunu destekleyecek tarihsel bulgu yok” diye belirtmiştir.
Türkiye’de menemen en lezzetli nerede yenir?
Yola çıkanlar, seyahat edenler, yolda nerede ne yenir diyenlere bir iyilik yapalım.
İster sabah kahvaltısı için ister öğlen ya da akşam olsun. Menemen her daim yenebilecek bir lezzet. Bu lezzetin ana vatanı neresi diye soranlar olacaktır eminim.
Geçen bir seyahatimiz için otoyola çıktığımızda deneyimlediğimiz menemen bana bu lezzetin Samsun Çakallı’dan çıkabileceğini düşündürdü. Samsun Çakallı’ya yolu düşenler bilir. Birden çok menemenci vardır Çakallı yolunda. Samsun Çakallı menemeni diye bir yemek vardır oralarda...
İşte bu Çakallı Menemeni, İstanbul İzmir otoyolunda Osmangazi Köprüsü’nün çıkışında sağlı sollu Menemenci Alaattin adıyla bu lezzeti buraya taşınmış.
Menemenci Alaattin adındaki tesiste bu güzel lezzetin tadına bakıncaya kadar menemen yemiyormuşum diyebilirim.
Sahanda taze domateslerin kabuklarını soymadan bu yemeği yapmıyorlar bir kere. Karadeniz tereyağı, domates, biber, biraz rende kaşar ve bir tutam biber ile birlikte yapıyorlar. Pişirenler ellerinde geniş bir mühür gibi bir aletle domatesleri eze eze yüksek ateşte pişiriyor. Zamanı geldiğinde yumurtalar ekleniyor.
Menemenin bu kadar güzel olabileceğini düşünemiyoruz ilk etapta.
Menemenci Alaattin’de Samsun’un yöresel ekmeği de masaya geldiğinde menemeni somunlarla birlikte yerken otoyoldaki lezzet yolculuğumuza güzel bir başlangıç yapıyoruz.
Seyahatlerde olsun, bir yerden bir yere varmak için yola çıktığımızda olsun, felsefi bir hava kaplar içimizi. Bir tutam heyecan, bir tutam merak ve varma arzusu….
Sonunda geri dönmek olsa da olmasa da yola çıkmak güzeldir. Biraz değişiklik her zaman iyi gelir. Tebdil-i mekân, insanın hem ruhuna hem bedenine ferahlık verir. Siz de çıktığınız yolun tadını çıkarın. Yollarda lezzet duraklarını keşfetmeye çalışın.
Can Yücel’in bir şiiri ile bitirelim yolculuğumuzu.
Bir yolun varsa
Bir yolun varsa gidilecek sona bırakma,
Bir sözün varsa dilden yüreğe, hiç susma
Görmen gerekiyorsa birini git yanına!
Okşaman gereken bir yürek varsa
esirgeme elini.
Can Yücel
Paylaş