Paylaş
Yeni bir lider arayışında olan Friglere bir kahin tarafından, şehre öküz arabası ile giren ilk adamı kral ilan etmeleri söylenir. Bu kişi kağnısıyla kente giren yoksul bir köylü, Midas’ın babası, Gordios olur. Gordios, kral ilan edildikten sonra öküz arabasını Frig tanrısı Sabazios tapınağına adar.
Araba ‘kızılcık dallarından bir düğümle’ tapınağa bağlanmıştır ve bu düğümü çözecek kişinin Asya’nın hakimi olacağı söylentisi ile ünlenir.
Büyük İskender, Gordion’a geldiğinde (M.Ö. 334) düğümü çözmeye çalışır ama başaramaz. Sabrı tükenince öfkeyle kılıcını çekip düğümü keser. İskender, gerçekten de Pers İmparatorluğu’nun fatihi ve Asya’nın hakimi olma yolundadır. Ancak 33 yaşında ateşli bir hastalıktan zamansızca ölümü bilgelerce İskender’in Gordion düğümünü çözmek yerine sabırsızca davranmasının cezası olarak yorumlanır.
Bu arada Gordion Frigya’nın tarihî başkenti olan antik kent. Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı’nın birleştiği noktanın yukarısında kurulu bulunan kent günümüzde Ankara’ya 94 kilometre uzaklıkta, Polatlı’nın nın 29 kilometre kuzeybatısında yer alan Yassıhöyük’te bulunmaktadır.
Böyle bir efsaneye konu olan kızılcık, Bursa’nın da çok değerli bir meyvesi. Hatta Hasanağa köyünün eski adı Kızılcıklı’dır. Orhaneli, İnegöl, Harmancık, Kemalpaşa İznik gibi ilçelerde de kızılcık yetişir.
Bazı yörelerde ‘kiren’ denilen kızılcık adeta ilaç gibi... Gövdesi, çiçeği ve yaprağıyla tam bir şifa deposu…
Eylül ekim aylarında pazar tezgahlarını süsler, reçel, marmelat yapılır, en çok da şerbeti içilir.
Kaç restoranın menüsünde şerbeti vardır? Neden meyve suyu olarak kızılcık sunulmaz anlamıyorum.. Üretimi az olduğundan sanırım. Binlerce yıllık tarihi olan bu meyvenin üretimi teşvik edilmeli aslında..
Kızılcıklar Oldu mu? Türküsünün hikayesi
Trakyalı genç, Karadeniz’de askerliğini yaparken…
Sevgilisi, ‘kızılcıklar oldu mu’ diye sorar mektubunda.
Kızılcık, sonbaharı hatırlattığından havalar da soğumaya başlamıştır.
Bu yüzden gönderdiği çorapların ayağına olup olmadığını da merak etmektedir.
Böylece Edirne Keşan yöresine ait bir türkü doğar ve çok sevilir.
Dalga dalga yayılır dört yana…
Düğünler ve kına geceleri onsuz olmaz.
Hemen hemen tüm sanatçılar repertuvarına almıştır. Modası hiç geçmeyen bir türkü olarak Anadolu’ya yayılmıştır. Barış Manço’dan, Haluk Levent’e kadar çok kişi türküyü albümlerinde okumuştur.
Ömer Seyfettin, ise romanında ‘rahlenin önünde tuhaf bir tüfek gibi, siyah kayışlı’ diye anlatır ‘kızılcık sopası’nı… Kızılcık sopası çok can yakar belki ama meyvesi her derde şifadır..
Kızılcık şifa deposu
Bir antioksidan deposu olan kızılcığın üriner sistem enfeksiyonlarını engelleme dışında, sindirim sistemi sorunlarını azaltma, diş plaklarını ve çürüklerini önleme, kolesterolü düşürme ve damar çeperini destekleyerek kalp-damar sağlığına katkı ve anti kanser özellikleri bulunuyor.
Kızılcığın karaciğer ve meme kanseri oluşumunda kanserli hücrelerin üreyip gelişmesini önlediğine dair çalışmalar var.
Kızılcık antioksidan olarak saponin, tanin ve verbenalid açısından zengindir.
Tüm düz kas gruplarında rahatlama sağlar.
İnsanların günümüzdeki en büyük sağlık sorunlarından biri de hızlı kilo alımı. Kızılcık suyu vücudumuzdaki yağ birikintilerine hızlı bir etkisi olan organik asitler içerir.
Kızılcık insan sağlığı ve beslenmesi açısından önemli bir kaynaktır. Kızılcık meyvesi C vitamini içeriği bakımından çok zengindir. C vitamini içeriği portakaldan yaklaşık iki kat daha fazladır. Meyvelerinde kılcal damarları sağlamlaştıran, elastikiyeti sağlayan ve kan basıncını normal tutan maddeler bulunur. Meyve, çekirdek, çiçek, yaprak, kabuk ve kökleri antiseptik özelliği ile yaraların tedavisinde mikroplara karşı ilaç olarak kullanılır.
Kızılcık, fazla ekşi ve buruk lezzetinden dolayı taze meyve olarak pek tüketilmemekte, meyvelerinden jel, komposto, reçel, marmelat, şurup, alkollü içki yapımında ve meyve suyu üretiminde yararlanılmaktadır. Taze kabuklarından esans ve dizanteri hastalığına karşı ilaç üretilmektedir.
Şerbeti, reçeli, şurubu, marmeladı, tarhanası, çayı yapılır. Devrek’te ağacından baston yapılıyor. Vücut direncini artırıyor, hücre yenilenmesini sağlıyor, yaşlanmayı geciktiriyor.
Ancak bu güzel meyve sofralarda daha fazla yer almalı, gastronomi menülerinde daha fazla kullanımı teşvik edilmelidir.
Kızılcık tarhanası (Bolu)
Bolu da yetişen kızılcık meyvesinin püresi, sert-kırmızı ekmeklik buğday unu ve yemeklik tuzun belli oranlarda karıştırılıp yoğrulması ile üretilen üründür. Bolu kızılcık tarhanası yörede yaşayan insanların kültürel birikimi ile bugünlere taşınan yöre adı ile bilinirlik kazanmış dayanıklı bir üründür. Bolu kızılcık tarhanasının üretiminde yörede yetişen “Cornaceae familyasından Cornus Mascula” kızılcık meyvesi kullanılmalıdır. Ürün rengi, pembe-kırmızı rengine yakın olabilmesi için güneş almayan bir ortamda, bez zemin üzerinde kurutulması gereklidir. Bolu’da hasta çorbası olarak anılmaktadır. Kızılcık tarhanasına Coğrafi İşaret Belgesi verilmiştir.
Hazırlanışı:
Taze kızılcıklar yıkanır, bekletilerek yumuşaması sağlanır. Yumuşayınca ezilerek süzgeçten geçirilir. Marmelat gibi koyu kıvama gelince unla karıştırılarak hamur yapılır ve hamur küçük parçalara ayrılır. Güneş almayan ortamda altı üstü biraz kurutularak ezilir ve ufalanması sağlanır. Bez torbalara konularak çorba yapılacağı zaman sarımsak ve tereyağı ile kaynayana dek karıştırılarak pişirilir.
Paylaş