Paylaş
UNESCO’ya ‘Zanaat ve Halk Sanatları’ alanında dahil olmak için girişimde bulunacaklarını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Gastronomi alanında da güçlüyüz fakat zanaat ve halk sanatları konusunda fark oluşturacağımız inancındayız. Mayıs ayında Türkiye’den 2 aday şehir belirlenecek. Kasım ayı gibi de hak kazanan şehirler ilan edilecek. İnşallah hedeflediğimiz noktaya ulaşacağız” dedi.
Aslında Bursa, bir süredir gastronomi ile ilgileniyor, hatta gastronomi festivali kararını almış, Masterchef programına konuk olmuş, Gastronomi Çalıştayı’nı planlanmış, UNESCOYaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi şehri olmak için hazırlıklara da başlamıştı. Ama ne oldu da birden eksen kayması mı oldu? Fikirler mi, öncelikler mi değişti? Bunu biraz inceleyeceğiz. Baştan başlayalım, UNESCO nedir? Burada amaç nedir?
UNESCO NEDİR?
UNESCO kelimesi, İngilizce “United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization” kelimelerinin baş harfleri alınarak oluşturulmuş ve dilimizde “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu” biçiminde karşılığı vardır.
UNESCO Misyonunu insanlığın zihninde barışı eğitim, doğa bilimleri, sosyal ve beşeri bilimler, kültür ve bilgi ve iletişim aracılığıyla inşa etmek olarak tanımlamaktadır.
UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı Programı (Creative Cities Network), UNESCO tarafından 2004 yılında yaratılmış olup, çeşitli bölgelerden, farklı gelir seviyeleri, kapasite ve nüfusa sahip şehirleri yaratıcı endüstriler alanında çalışmak üzere bir araya getiren bir girişimdir.
Şehirler tarihi ve kültürel geçmişleri ve çeşitli kültür aktörlerini bir arada bulunduran dinamik yapılarıyla yaratıcılığın yeni boyutlarını üretmeye ve keşfetmeye muktedirdirler. Program, yerel aktörler tarafından yürütülen kültürel endüstrilerin yaratıcı, ekonomik, sosyal potansiyelini geliştirmeyi amaçlamakta ve bu sebeple UNESCO’nun kültürel çeşitlilik ideallerini desteklemektedir.
Yaratıcı Şehirler Ağı, şehirler tarafından kendi yetenek ve enerjilerini yönlendirecekleri yaratıcı endüstri sektörü tercihlerine göre seçilebilecek yedi tema etrafında şekillendirilmiştir. Bu temalar edebiyat, film, müzik, zanaat ve halk sanatları, tasarım, gastronomi ve medya sanatları olarak belirlenmiştir.
UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağına başvurular, iki yılda bir (sonu tek rakamla biten yıllar:2015-2017-2019…) mart-haziran aylarında yapılmaktadır. Başvuru dönemlerinde doğrudan UNESCO’ya yapılan başvurular UNESCO Türkiye Millî Komisyonu (UTMK) ile istişare halinde yürütülerek, en son aşamada UTMK’nın destek mektubuyla iletilmektedir.
Ülkemizdeki Yaratıcı Şehirler:
Gaziantep – Gastronomi (2015)
Hatay – Gastronomi (2017)
İstanbul – Tasarım (2017)
Kütahya – Zanaat ve Halk Sanatları (2017)
Afyonkarahisar – Gastronomi (2019)
Kırşehir – Müzik (2019)
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Aktaş, “Hedeflenen alanda; şehrin yaratıcılığı, kültürü ve geçmişten gelerek geleceğe matuf, sürdürülebilir bir hikayesinin olması, listeye girmenin önünü açan kritik konulardır. Zanaat ve halk sanatları konusunda çok zengin bir alt yapıya sahibiz. Sadece İznik Çinisi’nin bile bizi bu alanda sürükleyebilecek potansiyeli var. Bursa, kent dinamikleri, paydaşlarının desteği ve sahip olduğu değerlerin gücüyle bu işi başaracak” diye konuştu.
GENÇLERİN ÇİNİ, TEZHİP, HAT SANATLARINA İLGİSİ
Tesadüf ajanslara bir haber daha düştü, Uludağ Üniversitesi Gastronomi Fakültesi mi açacaktı? diye merakla beklerken başka bir haber geldi: Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) tarafından Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nün kurulması için Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) yapılan başvuru onaylandı. Güzel Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde Geleneksel Türk Sanatları Bölümü ile Tezhip-Minyatür ve Ebru, Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım, Hat, Çini ve Çini Onarım ve Cilt Anabilim Dalları açılacak.
UNESCO’ya ‘Zanaat ve Halk Sanatları’ konusunda başvuruda bulunulursa, Bursa’nın potansiyeli, tarihi kimliği, buna müsait olduğu kadar İznik Çinisi, Bursa Bıçağı, Bursa İpeği konularında markalaşabilir, Hat Sanatlarının Bursa’da geliştirilmesi, Ebru sanatının yaygınlaştırılması sağlanabilir. Kötü bir imaj da olmaz aksine Bursa’nın tarihi kimliğiyle değer de katabilir.
Ancak tüm bu işlerle ilgili makineleşmenin arttığı bir dünyada sınırlı sayıda insan istihdam edebilirsiniz. Etki alanı düşük, katma değeri sınırlı kalma olasılığı çok yüksektir. Gençlerin ilgi alanıyla örtüşmemektedir.
Bu tercih bir öncelik meselesidir. Mali ve insan kaynağının nerede kullanılacağının kararıdır. Gastronominin yanına Turizmi de eklediğinizde yüzlerce, binlerce kişi ve kuruma hizmet etmiş olacaksınız.
Tarihi olan yemekleri, şerbetleri, reçeteleriyle öğrenecek olan yüzlerce aşçı mutfak personeli yetiştirmekle kalmayıp Bursa’ya gelecek yerli yabancı turiste daha iyi hizmet edebilecek insan kaynağını Gastronomi Turizmine sunacaksınız. Türkiye’de ‘gıdanın başkenti’ konumunda olan Bursa, aynı zamanda Osmanlı mutfağında da önemli bir yere sahiptir.
Bursa’da gastronomi denilince; restoranları, lokantaları, aşçı ve mutfak çalışanlarını, gıda üreticilerini, turizm acentelerini, otelleri, sağlık turizmini, servis taşımacılığını, gıda üreten kadın derneklerini, köyleri, dağ turizmini bir bütün olarak düşündüğümüzde, popülerliği son derece yüksek, gençlerin ilgi odağı konumunda olan, katma değeri yüksek, şehrin tüm sinir uçlarına dokunan, milyon insanı ilgilendiren bir sektör çıkıyor karşımıza.
Evet anlıyorum sizleri, gastronomi sektörüne destek olmak için UNESCO’ya Gastronomi alanında başvuruda bulunmak şart değil elbette. Bursa bir turizm şehridir. Bu adımlar turizme de dolaylı olarak katkıda bulunacak adımlardır. Gaziantep, Hatay ve Afyon şehirlerinin ciddi bir yol aldığı gastronomi turizmi alanında, şehri yönetenlerin ne yapacağını, nasıl bir vizyon ile bu konuya sahip çıkacaklarını, nüfusun büyük çoğunluğu olan gençlerin iş ve aş beklentilerine, eğitim beklentilerine nasıl karşılık vereceklerini, Bursa’nın zanaat ve halk sanatlarıyla gastronomiyi nasıl buluşturacaklarını bizler de merakla bekliyoruz.
Paylaş