Ülkede sevgi ve barış var mı? BUGÜN, mübarek

Ülkede sevgi ve barış var mı?BUGÜN, mübarek Kurban Bayramı’nın ilk günü... Hepimize kutlu olsun...Bayramlar, sevgi, barış ve mutluluk günleridir. Peki, mutlu muyuz? Sevgi ve barışı bulabiliyor muyuz? Bundan şüpheliyim doğrusu. Bir hoşgörüsüzlük ülkesindeyiz sanki.

İktidar koltuğunda oturanlar sevgi ve barış yerine, öfke ve gerginliği körüklüyor, sürekli meydan okumayı ve kavgayı tercih ediyor! Mutluluğa hasret kalıyoruz!

* * *

Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’ın, ülkedeki olumsuzlukların yarattığı moral bozukluğu içinde, "Türkiye’yi terk etmeyi düşünüyorum. Çünkü dinciler kazandı. Azınlığa düştük. İktidar benim gibi düşünenlere dost davranmıyor. Ülkedeki hayallerim öldü diyebilirim. Sanatçı, karanlığın tehlikesini hissedendir. Bu nedenle ileride kızımı alıp Türkiye’den gitmeyi düşünüyorum" diyerek üzüntüsünü dile getirmesini, iktidar hiç de uygarca karşılamadı.

AKP cephesinden, "Beğenmiyorsa gitsin", "Giderse gitsin, bizim için kayıp olmaz" gibi sesler yükselirken partinin ikinci adamı sayılan Dengir Mir Mehmet Fırat’ın, "Diledikleri ülkenin vatandaşı olabilirler, yaşayabilirler. Çok da üzüleceğimi söyleyemem" demesi şık olmadı.

Dünya çapındaki bir sanatçıya reva görülen bu muamele ayıptan da öte, iktidarın ne kadar tahammülsüz, hoşgörüsüz olduğunu gösterdi.

Başbakan da bir vakitler Bekir Coşkun’a kızıp, "Beğenmiyorsan başka ülkeye git!" diyerek buna benzer bir davranış sergilemişti. Türkiye sanki bunların babalarının çiftliği!

Bu zihniyet devam ettiği sürece ülkede sevgi ve barış olabilir mi? Ülke gerginlikten kurtulabilir mi? Tam tersine öfke ve kırgınlıklar artmaz mı?

Görüşlerimiz, düşüncelerimiz, endişelerimiz, beklentilerimiz farklı olabilir. Bu her ülkede böyledir. Onların dilediği gibi tüm vatandaşlar aynı biçimde düşünse, tüm insanlarımız tornadan çıkmış gibi tek tip olsa, robotlardan ne farkımız kalır ki?

* * *

Fazıl Say ile tanışıklığım yoktur. Fakat onun tüm dünyada Türkiye’yi nasıl tanıttığını, ülkemizi nasıl yücelttiğini bilirim. "Türkler 1 milyon Ermeni’yi kesti, 30 bin Kürt’ü öldürdü" gibi iftiralar atmadan dünya çapında ün yapmış bir sanatçıdır. Ve bu iktidarın önde gelen kişilerinin davranışları o kadar ayıptır ki, bir Türk olarak utanmamak mümkün değil!

İktidar, kendi kafasında olmayan, hoşuna gitmeyen herkese "Git" derse ülkede kimler kalacak? Güller gidecek, sadece dikenlerle baş başa kalacaklar. Ülke çorak, verimsiz, çirkin bir bozkıra dönecek... Bu yönetimde biraz sağduyu olsaydı, Fazıl Say’ı dışlayacağına, bağrına basar, onun gibi daha nice sanatçıların yetişmesine çaba gösterirdi.

Bu çapta bir sanatçı yalnız Türkiye’de değil, dünyada çok zor yetişiyor.

Fazıl Say, dinci kesimin öyle ağır saldırılarına uğradı ki, şaşırmamak elde değil. Entel geçinen sözde aydınlar da bu saldırıya sessiz kaldı.

Tüm dünya, sanatçıların sözlerine, duygularına ve davranışlarına büyük önem verir... Bizde ise tam tersi oluyor ve "Çekip gidebilir, bir kayıp olmaz!" diyorlar. Bu kafalarla herhalde ileriye değil, Fazıl Say’ın dediği gibi ortaçağ karanlığına doğru sürükleniriz.

* * *

Bu da bayramlık bir fıkra... Mesela dedik... Bizi yönetenler Türkiye’yi bırakıp komşu bir ülkeye gitseler. Orada seçimi kazanıp iktidara gelseler... Bunu ister misiniz?

"Asla, asla istemeyiz!" diye itiraz sesleri yükseldi:

"Neden istemezsiniz?"

"Vallahi biz düşmanımızın bile kötülüğünü istemeyiz de..."

Kıssadan hisse...
Yazarın Tüm Yazıları