ÇIĞLIK çığlığa bir haykırış: "Birisi namusumuzla oynarsa hesabını yargıda sorarız. Ama yargı namusumuzla oynarsa ne yapacağız? Bari gelin de öldürün!"
Uğur Dündar, hafta içinde Star Televizyonu’ndan bütün Türkiye’ye böyle seslendi.
Titreyen sesi, acı ve ıstırap doluydu.
"Vicdanı nasırlaşmamış, adalet duygularına pranga vurulmamış herkese sesleniyorum... Sayın Başbakan, Sayın Adalet Bakanı, Sayın İstanbul Başsavcısı, Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun sayın üyeleri...
Sizin aileleriniz hakkında böyle yalan ve çirkin iddialar ortaya atılsa ve hiçbir ilgisi yok iken, bu iftiralar, Ergenekon savcılarının İkici Ergenekon İddianamesi’nde yer alsa ne yaparsınız?"
Dinleyenlerin içinde derin bir sızı oluştu. Aynı sızı, Türkiye’yi yönetenlerin yüreklerinde de oluştu mu acaba? Hayır, oluşmadı. Başbakan Erdoğan çok katı bir ifadeyle:
"Nedir bu öfke? Uğur Dündar’ın ciddi manada kimyası bozulmuş durumda... Şu anda memuriyetini tam anlamıyla yerine getiriyor. Kendisini kınıyorum!" diye sert çıktı.
Uğur Dündar isyanında haklıydı ama Başbakan’a boşuna dert yanmış oldu!
* * *
Uğur Dündar ile uzun yıllardan beri tanışırız. Efsane Günaydın Gazetesi’nin çatısı altında birlikte çalıştığımız günler olmuştu. 1989-1990 yıllarında da Hürriyet’te beraber çalışmıştık. Dürüst ve temiz kişiliğiyle tanıdığım, müstesna bir insandır Uğur Dündar.
Onu çileden çıkaran iddianın başlangıcı 10 yıl öncesine kadar uzanıyor.
Tansu Çiller’in başbakan olduğu dönemde, Tansu Hanım’ın kocası Özer Çiller, perde arkasından "Öncü" adında bir gazeteyi finanse ediyor ve bu yayın organını "Tetikçi" olarak kullanıyordu.
Tam bir "aşağılık tetikçi gazete" idi bu. Orada çalışan "sözde gazeteciler", Tansu Çiller’i eleştiren herkese çamur atıyor, uydurma haberlerle ahlaksızca yayınlar yapıyorlardı.
Bazı meslektaşlar, bu çirkin yayınlar nedeniyle Başbakan Tansu Çiller’e soru yönelttiklerinde, hanımefendi "Hiç haberim yok. Ben bu konuda bir şey bilmiyorum" diyordu. Yerseniz tabii!
* * *
O günlerde,Çiller çiftinin Amerika’daki mal varlıkları konuşuluyordu. Araştırmacı gazeteciliğin en önde gelen isimlerinden olan Uğur Dündar, atlayıp Amerika’ya gitti ve Çiller’lerin oradaki, bir otel dahil, tüm varlıklarını tespit edip belgeledi.
Vay sen misin bunu yapan? Özer Çiller’in gazetesi Öncü’de çirkin bir haber: "Uğur Dündar’ın karısı, tek başına sık sık Brezilya’ya gidiyor!" Gerisini yazmaya gerek yok. Amiyane ifadelerle saçma sapan iddialar.
Uğur Dündar, Öncü Gazetesi sorumlularını derhal mahkemeye verdi ve bu iftira nedeniyle hepsini bir bir mahkûm ettirdi. Suçlular cezalarını buldu, olay böylece bitti.
Bitti ama... 10 yıl sonra savcılar bunu yeniden gündeme getirdiler.
* * *
Ülkemizde her şeyin çivisi çıkmış durumda!
Bir süre önce iki gazetecinin internet üzerinden, eski iftira olayı hakkındaki konuşmalarını tespit eden Ergenekon savcıları bunu, ilgisi olmadığı halde İkinci Ergenekon İddianamesi’ne koydular!
Oysa Uğur Dündar ve eşinin Ergenekon davasıyla örtüşen hiçbir yanı yok.
Sayın savcılar, lütfen açıklar mısınız? Bu ve buna benzer dedikoduları Ergenekon İddianamesi’ne niçin koydunuz?