BUGÜN Türk insanının geleceğini derinden etkileyecek bir referandum var.
Millet, vereceği oylarla kendi kaderini tayin edecek.
Bugün siyaset yapılmaz, seçmeni yönlendirecek, kararını etkileyecek yazılar yazılmaz. Bu nedenle başka konulardan söz edeceğiz! * * * Bodrum şimdilik mahvolmaktan kurtuldu! Bodrum’da o endişe duyduğumuz yüksek, korkunç binalar yapılmayacak! TOKİ’nin Maliye Bakanlığı ile yaptığı “Bodrum Protokolü” bozuldu. Toplu Konut İdaresi, bir süre önce bu sütunda yayınlanan “Bodrum’a kıymayın” başlıklı yazım nedeniyle yolladığı açıklamada şöyle diyor: “İdaremiz ile Maliye Bakanlığı arasında yapılan protokol kapsamında Muğla İli, Bodrum İlçesi, Ortakent Beldesi’nde bulunan 977.715.94 metrekarelik alanın TOKİ’ye devri söz konusu olmuştur. Ancak, Defterdarlık tarafından, o alanın Özelleştirme İdaresi’ne devredildiği bildirilince bu devir gerçekleşmemiştir. Eğer devir gerçekleşseydi, uygulama yapılan bölgedeki yapılanma koşulları dikkate alınacaktı. Bahse konu olan alan TOKİ’ye devredilmiş olsaydı çalışmalarımız Bodrum’un tarihi ve kültürel dokusunu bozmayacak şekilde, turistik yapısına uygun olarak gerçekleştirilecekti. Faaliyetlerimize göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ederiz.” Ben de, Bodrum’dan zorunlu olarak vazgeçse bile, TOKİ yönetimine teşekkür ediyorum. Bodrum’a şimdilik kıyılmadı! Dilerim bundan sonra da böyle bir cinayet düşünülmez! * * * Madem referandum yasakları var, biz de bugün, birkaç “Pazar fıkrası” anlatalım. Adamın biri eşeğiyle köyüne dönerken, yolda gördüğü elma bahçesindeki elmalardan tatmak ister. Bahçeye girer ve eşeğin üstünde kolayca eriştiği elmalarla bir güzel karnını doyurur. Tam ayrılacağı sırada bahçe sahibi eşeği ve üzerindeki adamı görü p yakalar. Öfkeli bahçe sahibi, önce eşeği bir güzel döver, ardından da adamı iyice pataklar! Yediği dayakt an sonra dayanamayan adam sorar: “Tamam, dövdün, anladık da, sana bir şey sormak istiyorum. Neden önce beni değil de eşeği dövdün? Bahçe sahibi “Seni önce dövseydim, ben seni döverken bunu gören eşek kaçardı da ondan!” der. Neyse ki, bizim toplumda insanlarımız bu kadar salak değildir! * * * Yaşları 90’ın çok üzerinde bir karı-koca, güçlükle yürüyerek geldikleri avukat bürosunda, boşanmak istediklerini ifade ederler. Şaşıran avukat “Biraz geç değil mi?” diye sorunca koca cevap verir: “Aslında biz çok önce boşanacaktık ama...” Avukat “Aması ne?” diye merakla sorar. Yaşlı karı-koca boyunlarını büker: “Çocukların ölümünü bekledik de!” * * * Tavuk çiftliğine bekçi aranıyormuş... Tilki de müracaat etmiş... Çok beğenmişler! “Ne ücret istersin?” diye sormuşlar. Tilki “Siz söyleyin, ben gülmekten söyleyemeyeceğim!” demiş. * * * Yoksul ama güzel bir kızın anası-babası ölmüş, kız ortalıkta kalıvermiş. Komşuları kıza akıl vermişler: “Ağa’ya git, eşek iste, sana bir eşek versin. Eşekle su taşır, geçinir gidersin.” Kız, Ağa’ya gidip eşek istemiş. Ağa şöyle bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra: “En iyisi seni evlendireyim” demiş, “Bir koca beş eşeğe bedeldir!”