Beyinsiz adamın hikáyesi!

ÜLKEDE geldiğimiz son durum, birtakım beyinsizliklerin sonucudur.

Çapsız, yeteneksiz, bilgisiz ve basiretsiz kişilerin elinde ülkemiz, çalkantılı bir denizdeki takaya benziyor.

Bir o yana, bir bu yana sallanıp duruyoruz!

Kader mi bu? Hayır!.. Dedik ya, beyinsizlik!

Akıl büyük bir nimettir ama... İnsanların bazılarında hiç mi hiç akıl yok, beyinleri boş!

Bazıları zırvalıyor, bir kısım politikacılar gibi... Bazıları da masum insanları öldürüp duruyor, PKK’lı teröristler gibi...

Politikacılarımız, ülkenin dertlerini bir yana bırakmış, çıkar kavgasıyla meşgul... Koltuklarını kaptırmamak için inanılmaz bir tutkuyla direniyorlar.

Ülkedeki kargaşa bana, "Beyinsiz adamın hikáyesi"ni hatırlattı.

* * *

Adamın birinin başı müthiş ağrıyormuş. Dolaşmadığı doktor kalmamış. Kimse onun başının ağrısını kesememiş.

Sonunda bir beyin cerrahının adını vermişler, ona gitmiş.

Doktor bakmış, kafa röntgenini çekmiş, başını sallamış:

"Sizin beyniniz eskimiş!"

"Aman doktor, beyin eskir mi?"

"Eskir ya... Otomobillerin de motoru eskiyor. Senin beynin iyice eskimiş, bakıma alacağız!"

"Nasıl olacak bu iş?"

"Kafatasını açacağız, beynini alacağız, on beş gün burada bakım yapacağız, sonra yerine takacağız!"

"Peki ben beyinsiz ne yapacağım?"

"On beş gün dedim. On beş gün beyinsiz idare edebilirsin."

Adam razı olmuş. Kafatasını açmışlar, beynini almışlar. Gitmiş...

On beş gün, bir ay, beş ay, adam yok!

Doktor merak etmiş, bu adam beyinsiz ne yapıyor? Başına bir hal gelmesin diye telaşa kapılmış.

Seçime birkaç hafta kala şehrin meydanında bir kalabalık görmüş, merak etmiş:

"Ne var yahu, ne oluyor?"

"Büyük partinin adayı konuşuyor. Herkes onu dinlemeye koşuyor."

Doktor da kalabalığa karışmış, itiş kakış, kürsünün yanına kadar yaklaşmış.

Aaa... Bir de ne görsün? Beynini aldığı hasta değil mi?

Adam kürsüde veryansın ediyor, haktan, adaletten, dinden, imandan bahsediyor, herkes kendisini alkışlıyor.

Konuşma bitince halk, adamı omuzlarında taşımaya başlamış.

Ortalık biraz yatışınca doktor adama yanaşmış?

"Beni tanıdın mı dostum?"

"Evet, tanıdım!"

"O halde neden gelip beynini almıyorsun be kardeşim? Ben sana on beş gün dedim, aylar geçti, ortada yoksun!"

Adam "Boşver" diye elini sallamış:

"Artık ona ihtiyacım kalmadı!"

"Niye?"

"Politikacı oldum!"
Yazarın Tüm Yazıları