1964 yılının ılık bir nisan günü, dişçi koltuğundan fırlayan genç adam, "Buldum, buldum!" diye haykırdı.
Az önce yirmilik dişini çektirmişti.
Diş Doktoru Tuncer Altuğ, kerpeteninin ucunda genç adamın kanlı dişini tutuyor ve şaşkın şaşkın ona bakıyordu.
Kendini, binlerce yıl önce suyun kaldırma gücünü keşfettiği vakit "Evreka! Evreka! (Buldum! Buldum!)" diye bağıran ünlü bilgin Arşimet’e benzeten genç adam, doktora şöyle dedi:
"Acısız-ağrısız sünnetin nasıl olacağını buldum! Az önce sen dişimi çektin, hiç acı duymadım. Sebebi lokal anestezi yapmandı... Peki, lokal anesteziyi neden sünnette de uygulamayalım?"
İşte, sünnette devrim yaratarak "acısız sünneti" başlatan bu genç, Kemal Özkan’dı.
* * *
O yıla kadar sünnet klasik yöntemle yapılıyor ve sünnet edilen çocukların feryatları yeri göğü inletiyordu.
İstanbul Sağlık Koleji’nden 1956 yılında mezun olan Kemal Özkan, anesteziyi ilk defa 10 yaşındaki bir çocukta denedi ve ona küçük dozlarla Novakain zerk etti. Sonuç mükemmeldi.
O günden beri yurtiçinde ve yurtdışında, Avustralya’dan Almanya ve Amerika’ya kadar her yerde, 1 günlük bebekten 85 yaşındaki adama kadar 118 binin üzerinde sünnet yapan Kemal Özkan şimdi bazı televizyonlarda ve yazılı basında olur olmaz kişilerin saçma sözlerine ve halkı kandırmalarına üzülüyor "Bilen de konuşuyor, bilmeyen de...
Halkımız yanlış yönlendiriliyor" diyerek şunları söylüyor:
"Sünnet, basit bir işlem gibi görünse de ciddiye alınması gereken bir operasyondur.
9 aylığa kadar bebekler ve 5 ile 10 yaş arasındaki çocuklar için en uygun zamandır. 1 ile 5 yaşları arasındaki çocukları, aileleri istese de sünnet etmem.
Çünkü bu yaş aralığındaki çocuklarda sünnet, psikolojik sorunlara ve zararlara yol açabilir.
Ben, geride bıraktığım 45 meslek yılını 118 bin hatasız sünnetle tamamladım.
Sünnet, milattan 3 bin yıl önce de vardı, bugün de var, yarın da var olacak.
Önemli olan hatasız yapılmasıdır.
Yeni doğmuş bebekleri ücretsiz muayene ederek sünnetle ilgili sorunlar için ailelere kesin ve doğru yolu gösteriyoruz.
Beyin ameliyatlarında kullanılan, her cerrahın bisturi (ustura) kadar kullandığı Elektrokoker’de ehliyetsiz ve bilinçsiz kişilerin yanlış uygulamaları, gereksiz tartışmalara yol açıyor.
'Hadım olur, eşcinsel olur, kısır kalır’ gibi ipe sapa gelmeyen bilimsel gerçeklerden uzak yaklaşımlar inanın beni kahrediyor.
Bugünlerde Avrupa Birliği tarafından sünnete standart getirileceği söylentileriyle Kemal Özkan’ı baltalama hayalleri kuruluyor.
Oysa bilimsel standartları uyguladığım için, Almanya Sağlık Bakanlığı’nın verdiği "sünnetçilik yetkisi"ne sahip 'ilk ve tek Türk sağlık görevlisi’ benim ve süresiz oturma-çalışma iznine sahibim.
1973 doğumlu büyük oğlum Murat Özkan bugün çok usta bir sünnetçidir ve ilk sünnetini 1980 yılında henüz 7 yaşında bir çocuk iken yaparak dünyada bir ilke imza atmıştır.
Murat, kendisinden bir buçuk yaş küçük olan kardeşi Levend Özkan’ı başarıyla sünnet etmiştir.
1974 doğumlu küçük oğlum Dr.Levend Özkan bugün saygın bir üniversitede üroloji uzmanı olarak böbrek nakliyle uğraşmaktadır.
Türkiye’de her yıl 1 milyon 200 binin üzerinde erkek çocuk dünyaya geliyor.
Geniş bir pazar olan sünnetçilikte herkese yeterince iş var.
Tüm sünnetçiler bilim ve teknolojinin yolundan şaşmasın.
Bilgisizce yapılan hatalar çocuklarda hayatları boyunca onarılmaz büyük zararlara yol açabiliyor!"