Türk’ün ekranla imtihanı

Dizilerde uzun bakışmalar, halvete girerken savaşa gider gibi hareketler yapmalar, ‘oyunculuk yapacağım’ derken eklem ağrısı çekiyor gibi kıvranmalar... Sahi ne izleyeceğiz biz?

Haberin Devamı

Allah aşkına bu yapımcılar ya da kanal yöneticileri mi artık bu işin sorumlusu bilmiyorum, yayımladıkları dizileri izliyorlar mı? Set işçileri ayaklandı, geri adım atılmadı; oyuncular kıyametleri kopardı yine yok! Diziler sürekli yayından kalkıyor, ‘210 dakika dizi mi olur lan, biz bi yanlış yapıyoruz ama...’ diye düşünen hâlâ çıkmadı...
Bir tutturmuşlar, “halk bunu istiyor” diye, televizyona dayıyorlar korkunç uzunlukta dizileri. Bu halkın işi yok mu? Normal bir insan o kadar süre bir diziye kilitli kalabilir mi? Dizi de dizi olsa, sadece bakışma, arkaya müzik, haydi 5 dakikayı da kliple dolduralım mantığı. Senaristler ne yapsın, sonuna kadar haklılar. Her hafta film senaryosundan daha uzun, daha sürükleyici ve sonu belirsiz bölüm yazmak zorundalar. Zaman denilen şey bu kadar değerliyken, saatlerce tek bir konu üzerinden insanların ekrana kitlenmesini beklemek biraz saf bir düşünce değil mi? Bu kadar mı geri zekâlı zannediyorsunuz siz bu insanları anlamıyorum ki.
Bir de genç nüfusun bu kadar fazla olduğu bir ülkede yapılır mı yahu bu? Al işte, hepimiz internette dolanır haldeyiz. Çocuklar odalarından çıkmıyor, ebeveynleriyle oturup o işte kafanızda çizdiğiniz mutlu aile tablosunda(?) bulunmuyorlar. Zaten çok çabuk her şeyin tükendiği bir dönemdeyiz, ben komikli video bile izlerken, 10 saniyeden uzunsa direkt kapatıyorum. Vine 7 saniyenin bile uzun geldiği bir mecra neredeyse, siz 3 saat bize kimin eli kimin cebindeli diziyi izletiyorsunuz. Dizilerin çoğu uyarlama zaten, dünyada tutmuş diye alıp, aynısının çekildiği diziler... Komedi dizisi neredeyse hiç yok, sürekli bir entrika, pembe dizi havasında. Artık haberleri izlemek bile dizi izlemekten daha eğlenceli hale geldi. En azından sonunu tahmin etmekte zorlanıyorsun.

Haberin Devamı

Türk’ün ekranla imtihanı

ARKADAŞIM SORUNUN NE?

Geçen bir dizinin oyuncularıyla röportaj yapmışlardı, ona denk geldim. ‘O onu dövdü, bu buna tokat attı, şunla şu birlikte olunca, şu diziden ayrıldı...’ O kadar süre birlikte olunca artık hepsi sıyırmış, dizi setinde olanlar, dizide olan olaylardan daha hareketli hale gelmiş. Onlar ne yapsın, 7-24 hayatları dizi setinde geçiyor. ‘Aramızda Kalsın’ ve ‘Sevdaluk’ dizisini hariç tutuyorum ama onlarda bile ikinci reklamdan sonra maalesef ilgim alakam dağılıyor. Bir bölümü sonuna kadar izlediğimi hatırlamıyorum maalesef.
‘Muhteşem Yüzyıl’ desen, zinhar da zinhar eski Türkçede başka kelime yok gibi beyni şişiyor insanın. Devamlı pelerinle bi köşeden dönmeler, alt tarafı halvete gireceksiniz, savaşa gider gibi dan dan dan yürümeler... Sırf kıyafetleri güzel olacak diye sabırsızlıkla Medcezir’i bekliyordum. Konuyu da The O.C’den biliyorum neticede. Onda da kafamı ne zaman kaldırsam, Mira eklem ağrıları varmışçasına acı çekiyor. Kıza üzülmekten ne giymiş diye bakamıyorum bile... Başrol oyuncularının aldığı uçuk ücretleri bilince, zannediyoruz hepsi, para içinde yüzüyor. Oysa birçok kişinin ekmek kapısı o diziler. Çaycısından, yönetmenine kadar onca emek boşa gidiyor. Böyle giderse daha çok dizi yayından kalkar, daha çok oyuncu Cihangir’de, ‘bi proje var şimdi onu bekliyorum’ diye gezinir, birçok radyo televizyon mezunu, KPSS’yi bekler, bari devlete kapağı atayım diye...

Haberin Devamı

DİPNOT: Bu arada bugün saat 14.00’te Adana Kitap Fuarı’nda imza günüm var. Aranızda hâlâ ‘Ay Hadi İnşallah’ kitabını okumayan arkadaşlar görüyorum, ayıp ediyorsunuz ille gelip evinizi mi yakayım, okuyun diye, cıks cıks cıks...

Yazarın Tüm Yazıları