Paylaş
Geçen yıl falcılara çok takmıştım. Erkek arkadaşım beni götürse ayrılma seviyesine geleceğim o izbe kafelerde, 7 dakikada falcı bana geleceğimi anlatsın diye bekledim durdum. Haa ama biri sorsa, “eğlence için ya” demeyi de ihmal etmedim tabii. Sonuç, 3-5 falcı aynı adamdan bahsetti diye evlenmek üzere olduğum ilişkimi hiç edip, falda çıkan adamı aramaya başladım. Ardından tam çocuğu buldum! Dur ya, ‘Ay Hadi İnşallah’ kitabımı okusaydın bilirdin zaten, kitabın sonunu da söylemeyeyim şimdi. Bunca falcıdan sonra bi daha baktırmamaya tövbe ettim. Ta ki “Yok kız, gelecek değil, bi önceki hayatını gösteriyor bu kadın” lafını duyana kadar. Geleceği öğrenme isteğimiz yetmiyor bir de bunun dıdısının dıdısını öğrenmeliyiz, niye, çünkü manyağız.
Baya oldu aslında, zamanında yine böyle kız toplanması yapıp bize geçmiş hayatımızda ne olduğumuzu söyleyen bir kadına gitmiştik. Neyse arkadaşlar girdi çıktı, herkes prenses vay, bilmem nerenin kraliçesi. Ben girdim, kadın bana “sen sarhoş bir at arabacısıymışsın” dedi. Orada bütün inancım bitti. Arkadaşlarımın hepsi tarihte önemli kadınlar, ben ise prensesliği geçtim, kadın bile değilim. Sarhoş olmam da cabası. Yine böyle biz bir heves ettik. Ben de bir denemiş olayım, eğer bir daha sarhoş adam derse, böyle bir olay var demektir. Hakkında uzun uzun makaleler okumama da gerek yok. “İki kişi söyledi işte tamam demek ki reenkarnasyon var” diye düşündüm. Merak ettiğim konuları bile kıssadan hisse bulma konusunda bir numarayım.
Ya ben Hitler’sem
Bir arkadaşım çıktı odadan, ağlıyor falan. Yok, suyun içinde görmüş kendini, uçuşan elbisesiyle boğuluyormuş. Bir diğeri çıktı, çok ünlü bir ses sanatçısıymış, işte sürekli alkış sesi duymuş. Yine etrafımda kim varsa önemli yani. Kıskanmadım yo, insanların geçmiş hayatlarını kıskanacak kadar pislik değilim, bana ne? Hayır, o yanağında artık kıvırcıklaşmış kıllara rağmen nasıl kraliçe olmuş onu anlamadığım insanlar oldu ama herkesin geçmişi kendine tabii.
Ben girdim içeri. Oturttu sandalyeye, kafama ellerini koydu. başladı, “Bi yoldan gidiyorsun ağaçlık ormanlık... Görüyor musun?” diyor, yok görmüyorum. Devam ediyor, “ne görüyorsun” diyor. “Balkon kapısını” dedim. Kafasını tepeden bana doğru uzattı. “ee kızım gözlerin açık, kapasana gözlerini” diye bir bağırdı. Yine bir n-heves gözümü kapadım. O sırada panikle “bir saniye” dedi, ellerini kafamdan çekti. Biraz zaman geçti aradan, yok, kadın gelmiyor. Gözlerimi de açamıyorum bekliyorum öyle...
Kadın gelmedikçe beni aldı bi merak. Aha kesin tarihten önemli bi kişiyim, heyoo! Kimim acaba? Hiii! Ya Hitler isem... Allah’ım ben napacağım, ırkçı mıyım ya. Sarışın ve zayıf erkekleri beğenmiyorum sadece. Ayy vallahi ırkçıyım. Ya beni öldürecekse, şu an boğmak için ip arıyorsa. Dışarda kızlar var, eşşek değillerse polise haber verirler herhalde.
Elinde bir telefon...
Nerdesin be kadın! “Kimim ben aaa yeter” diye açtım gözlerimi. Lanetleniyor muyum enerjim mi tıkalı kalıyor, çakralarıma bir haller mi oluyor ne olacaksa olsun. Durduğum yerde kendi kendimi imha edecem. Arkamı bi döndüm, kadın almış eline telefonu mesaj atıyor. “Kusura bakma ya, oğlana para yatırmam lazım. Saat 5’ten sonra olursa taa pazartesi alacak. Hemen geliyorum, sen dinlen” dedi.
Sonra, tabii kalktım gittim. Oraya vereceğim parayla kendime ayakkabı aldım. Şimdi bir daha ne geçmiş, ne geleceği merak ediyorum dönemime girdim.
Paylaş