İki seansta unuttum seni!

İlişki kilosu diye bir gerçek var arkadaşlar!

Haberin Devamı

Sosyal aktivitelerin sadece yemek yemek üzerine oluyor çünkü. “Ne yapalım” olayı, “Ne yiyelim”e dönüşüyor. Bağımlılık yapan her türlü şeyi kafandan silip atabileceğin bir terapiye girdik. Unlu mamulleri sildirdik kafamızdan.

 

Ben yalnızken çok güzel kilo veriyordum ama iştahı açık bir kocaya sahip olunca işler öyle olmuyor. Birbirimize aşk sözleri söyleme eşiğinden; “Dürüm patlatalım mı bir tane” eşiğine geldik. Kilo vermeye çalıştıkça daha da aldık. “Dışarıda yemeyi keselim” dedik. Ben evde yemek yapmaya başladım. Ama millet avokadoyu oyup içine kinoa falan dolduyor. Benim adam, benden ha bire kuru üstü tereyağlı pilav istiyor. En son eline çömlek alıp, “Fasulyeyi bunda pişir” deyince, “Kurban olayım duralım artık. Koltuğa sığmaz hale geldik!” dedim.

Haberin Devamı

İnternette başladım ‘iki haftada 10 kilo, yerken kilo ver, bilmem ne çayıyla yağları erit’ aramalarına. O sırada artık, kader midir nedir, biri bize bu Mora’yı önerdi. Aldı bizi Liana Pesah’ın yanına götürdü. Kadının toplam ağırlığı benim sol baldırım kadar. Dedim, tamam bu bizi kesin aç bırakacak. Sonra bize, tek tek anlattı sistemi. Önce iştahını kapatıyorsun. Yanında istersen bölgesel zayıflamanı yapıyorsun. Bi de evine yemeklerini yolluyor. “Sen bu iştahı kapat, dile benden ne dilersen” dedim, bıraktım kendimi Liana’nın o minicik ellerine.

Mora şöyle bir hadise: Küçük bir kaba idrarını yapıyorsun, onu alıyorlar; neyse vazgeçmek istediğin gıdaları tüplere yerleştirip, yanına ekliyor. Millet, antepfıstığı; nutella falan koyarken; biz bulgur, un, reçel, makarnayla doldurduk da doldurduk tüpleri. Sonra seni bi makineye bağlıyorlar. Eline de altın iki çubuk verip, 45 dakika orada yalnız bırakıyorlar. Sen o sırada işte uyuyorsun, kitap okuyorsun.
İlk seansta, ‘yalandır yaaa, imkânı var mı suböreği kafadan silinir mi?’ diye terapiyi haksız çıkarmak için yedim de yedim. Kocam sıkı sıkıya bağlandı olaya. Ağzına bir lokma ekmek bile atmadı. Ben de yiyorum ama açlıktan çok, gıcıklıktan yiyorum. İkinci seansta benim iştah bir kapandı! Canım bir şey istemiyor. Bir şeyler yemem lazımmış gibi geliyor ama ne pide, ne kebap, ne iskender. Aklımın ucundan bile geçmiyor. Bir bunalıma girdim yalnız ikinci seansta, hayatımdan çok büyük bir olayı çıkarttım ve yapacak bir şey bulamıyordum sanki. Üçüncü seansa girdik, ondan sonra zaten ‘hah!’ dedim ya. İşte aradığım buymuş.

Şu an kim daha çok kilo verecek diye iddiaya girdik. Kocam 8; ben 5 verdim. Erkeklerin kiloyu daha çabuk vermesi bence hiç adil değil ama neyse. Bu arada hiç diyette gibi de değilim, çünkü aç değilim. O burun kıvırdığım sebzeleri sevmeye başladım. Hatta sanırım sağlıklı yaşam olayına da biraz biraz alışmaya başladım. Uyku düzenim oturdu. Kronik kabızdım, şu an çok rahatım. İki adım yürür, nefes nefese kalıp, yığılırdım. Daha enerjik, kendimi daha iyi hissediyorum ya.

Bu arada bunu ilk duyduğum zaman, aklıma hemen ‘Eee bunun eski koca versiyonunu yapalım. O tüplere çocuğun kanı, saçı bi şeyini koyup hoooop gitti bitti’ diye. Maalesef olmuyormuş. Ama ben Osi’yi korkutuyorum. “Bak sinirlendirme beni, tüplere koyarım saçını, iki seansta unuturum seni!” diye. Her seansa girdiğimde ne olur ne olmaz diye başımda bekliyor o yüzden.

Yazarın Tüm Yazıları