Paylaş
Düştüğümüz karanlığın nasıl bir yer olduğunu Afyon’da bir kez daha gördük.
Koskoca Bursa şehrinin tek takımının durumu içler acısı.
Şampiyonlar Ligi‘nden, Zafer Stadyumu‘na giden yolda sevenimizin ne kadar az, düşmanımızın ne kadar çok olduğunu gördük, hissettik.
*
Pazartesi günü yaşadığım hisleri tarif etmek zor gerçekten.
Maçın canlı verilip-verilmeyeceği konusunda dahi bilgimizin olmadığı, akabinde amatör bir Youtube kanalında, amatör kişilerin sunduğu trajikomik bir manzara dâhilinde takip edebildik Bursaspor’u.
Arada yayının donduğu, görüntülerin kaybolduğu, pozisyonun kadraj dışında kaldığı bir yayın...
İşin en kötüsü de bunları hak ettik.
Yöneticileri, taraftar grupları ve medya grupları ile yaşadığımız kâbusta el birliği ile sevenlerimizi küstürüp, düşmanlarımızı artırmışız.
Sahada, tribünde, ekranlarda bunu görmek hem üzücü hem de düşündürücü.
Nasıl oldu da Türkiye’nin belki de en çok sempati duyulan takımından bu noktalara geldik?
Başta taraftar grupları olmak üzere hepimizin şapkayı çıkarıp, önümüze koymamız gerekiyor.
Aksi halde gittiğimiz her deplasmanda benzer manzaraları görmemiz kaçınılmaz.
*
Maça gelecek olursak;
Tahsin Hoca gençlerle tecrübeli oyuncuları harmanlayıp bir takım yaratmaya çalışmış. Lakin ne tecrübeli oyuncular sorumluluk alıyor, ne de gençler forma aşkıyla mücadele ediyor.
Hal böyle olunca ne savunma yapabilen, ne de hücum yapabilen bir takım izledik.
Rakip takımdaki Olcay Şahan’ın yaptıklarını bizdeki 3-4 adamın toplanıp yapamaması ise içler acısıydı. İşin garibi geçtiğimiz sezon, 2. Lig’de dahi katkı koyamayan bu oyunculardan biz 1. Lig’de iş yapmasını bekledik.
Umarım bu görüntü sezonun ilk maçı olmasından kaynaklıdır; zira öteki durumda düştüğümüz bu çukurun bir altına daha düşmemiz kaçınılmaz olacaktır.
*
Gençler için söylenebilecek bir şey yok aslında.
Yaşlarının ve fiziklerinin yettiği ölçüde mücadele etmeye çalışıyorlar.
Onlara en büyük tavsiyemiz futbolun ayaklar ile değil, beyin ile oynandığını bir an önce öğrenmeleri. Tabii bunun yanında fiziksel kapasitelerini mümkün olan en kısa sürede geliştirmeleri gerek. Zira lig seviyesi düştükçe saha içindeki kemik seslerinin sayısı ve şiddeti artıyor.
O yüzden Tahsin Hoca’nın mümkün mertebe topun ayakta tutulmadığı, pasa dayalı bir oyun sistemini kurgulaması gerekiyor. Çünkü bu yaştaki oyuncuların çoğunluklu olduğu bir kadroda göğüs göğüse çarpışan bir futbol anlayışının başarılı olabilmesinin ihtimali dahi yok.
*
Teknik ekip ve gençlerimizi çok zorlu bir dönem bekliyor.
Tüm takımların hedef takım olarak gördüğü bir ortamda hem bireysel, hem takım halinde bir gelişim göstermeleri gerekiyor.
Bu yolda ne kadar başarılı olacaklar, hep birlikte göreceğiz...
Paylaş