Paylaş
Hâlihazırda kadro darlığı olan, üstüne üstlük Zach Auguste’nin sakatlandığı dönemde üst üste çok yoğun bir maç temposuna maruz kalan yeşil beyazlı ekip, bu yorgunluğun bedelini peş peşe 2 yenilgi ile ödemiş oldu.
*
Kolay değil gerçekten. Son derece zorlu rakiplerle, haftada 2 maç temposunu bu denli dar kadro ile deyim yerindeyse mükemmel geçen Frutti Extra Bursaspor’da bu tarz yenilgiler son derece doğal. Ki bu yenilgilerde de parkede ki oyuncular terinin son damlasına kadar adeta savaşarak son periyottaki basit ama daha çok yorgunluğun getirdiği hatalar ile kaybettiler. Örneğin Anadolu Efes maçında 16’da 16 ile serbest atış atan eller, yorgunluğun etkisiyle EuroCup’ta Prometey deplasmanında 22’de 10 gibi inanılmaz düşük yüzdeyle sokmasına neden oldu.
Aliağa deplasmanında her ne kadar sakatlıktan dönen Zach Auguste ve yeni transfer Thornwell kadroda olsa da, parkedeki diğer oyuncuların yorgunluğu ilk periyotta bu sezon ilk defa potasında gördüğü 28 sayıdan belliydi. Üstelik bu iki oyuncudan süre ve skor anlamında da çok katkı alamadık (Zach Ausguste 14 dk’da 0 sayı, 1 ribaunt, 1 asist; Thornwell yaklaşık 17 dk’da 2 sayı, 2 ribaunt, 1 top çalma).
*
Son iki sezonun EuroLeague şampiyonu olmuş Efes’i bir kenara koyduğumuzda Frutti Extra savunması üst üste oynadığı iki maçta 80 ve üzeri sayıyı potasında görmüş oldu. Avrupa ve Türkiye’de oynadığımız diğer 5 maçta ortalama 62.8 sayı yiyen bir takım için bu sayılar oldukça fazla. Özellikle de savunma direnci ile maçları kazanmayı başaran bir takım için.
Tüm bunlara Derek Needham ve Ahmet Düverioğlu’ndan toplam yalnızca 9 sayı ve 7 ribaunt gibi oldukça düşük katkı alınca maalesef yenilgi kaçınılmaz oldu.
Ama en başta dediğimiz gibi uzun soluklu bu yolculukta bu tarz yenilgilerin olası son derece doğal.
POZİSYON VE HÜCUM AKSİYONU YOK
Futbol cephesinde ise yazacak fazla bir şey yok.
Takım olarak özellikle de gençler gelişim anlamında üzerine koyamadığı sürece özellikle deplasmanlardan puan ya da puanlarla dönmek mucize. Zaten 6 maçta alınan sadece 1 puan bunun en iyi göstergesi.
Hele bir de Enver Cenk Şahin’in olmadığı bir dış saha maçında, rakibin bariz hatasıyla bulduğumuz ve evlere şenlik bir biçimde kaçırdığımız gol dışında bırakın pozisyonu, doğru dürüst hücum aksiyonumuz dahi olmadı.
*
Tahsin Tam’ın gençlere katkı anlamında hiçbir şey koyamadığını düşünüyorum. Keza görünen seviye ve futbol ortada. Böyle olunca da açıkçası Tahsin Hoca ile bir an önce yolların ayrılması ve gençlere seviye atlatacak bir teknik kadronun görev alması tarafındayım.
Sonuçta çok fazla yazıp çizmeye de gerek yok. En tepesinden, en alta kadar herkesin terk ettiği futbol şubesi hakkında fazla düşünüp, kafa yormaya gerek yok. Zamanında parasını alıp keyfine bakanlar dert yapmıyorsa, biz niye uğraşalım ki!
Paylaş