Paylaş
Bu anlamda dikkati çeken konu başlıklarından birisi de bağışıklık...
Tüm bilim insanları bir yandan tedavi ve aşı üzerine odaklanmışken, bir kesim araştırmacı da hastalığı geçirmiş kişilerdeki koruyuculuk özelliği konusunda veri üretmeye çalışıyor.
Bir Epidemiyolog ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Marc Lipsitch’in bağışıklık konusunda The New York Times’da güzel bir yazı derlemiş.
*
Yazısında;
SARS-CoV-2 ile enfekte olduktan sonra, çoğu bireyin bağışıklığa sahip olacağını ve bu cevabın orta vadede, en az bir yıl kadar, koruma sağlayacağının varsayılabileceğini, daha sonra etkinliğinin azalabileceğini belirtmiş.
Hollanda’daki Erasmus Üniversitesi’nde gerçekleştirilen yakın tarihli çalışmada bu sonucu destekleyen veriler yayınlandı. Bu çalışmada 12 hastanın SARS-CoV-2 enfeksiyonu sonrası antikor geliştirdiklerini gösterilmiş.
Bugün için en büyük endişenin, yeniden bulaşma olasılığı ile ilgili.
Zira Güney Kore Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi geçtiğimiz günlerde SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş ve daha sonra virüs için test sonucu negatif çıkan 91 hastanın daha sonraki test sonuçlarının tekrar pozitif geldiği bildirilmiş. Bu sonuç, hastaların geliştirdiği bağışıklığın gücü hakkında şüphe uyandırmış.
Güney Kore’deki saptanan bu durum ile ilgili şu an için birçok bilim insanının daha muhtemel olduğunu düşündüğü olasılık, bu hastaların devam eden bir enfeksiyonun ortasında testlerdeki yanlış negatiflik nedeniyle böyle bir sonucun çıkmış olabileceği veya enfeksiyonun geçici olarak azaldığı ve daha sonra yeniden ortaya çıktığı yönünde.
Bu nedenle Güney Kore’nin şu anda bu olasılığı değerlendirmek için çalıştığı belirtilmiş.
*
Yakın zamanda yapılan ve henüz yayınlanmamış bir başka çalışmada ise her enfeksiyon vakasının sürü bağışıklığına katkıda bulunmayabileceğini düşündüren sonuçlar elde etmişler.
İlgili çalışmada hafif COVID-19 semptomları olan 175 Çinli hastanın %70’inin güçlü antikor tepkileri geliştirdiği, %25’inin düşük bir yanıt geliştirdiği ve %5’inin hiçbir yanıt geliştirmediği tespit edilmiş.
Bu da bir başka ifadeyle, hafif hastalık durumlarının her zaman koruma sağlamayabileceğini göstermesi bakımından önemli olduğunu belirtiyor.
Bu anlamda COVID-19’lu çok sayıda insan üzerinde daha fazla serolojik araştırmalar yapıldığında, bu belirsizliklerin azalacağı belirtiliyor. Bu bakımdan mevcut kullanılan testlerin ne kadar hassas ve spesifik olduğunun bilinmesi de ayrı bir önem arz ediyor.
*
Bağışıklık konusu gerçekten çok önemli ve bir an önce net olarak aydınlatılması son derece önemli bir toplumsal mesele.
Zira bu sayede sadece sürü bağışıklığının kapsamını tahmin etmekle kalınmaz, aynı zamanda insanların topluma güvenli bir şekilde tekrar girip-girmeyeceklerini, tekrar enfekte olup-olmayacaklarını veya virüs için taşıyıcı olarak hizmet edip-edemeyeceklerini bilmek COVID-19’un yayılımını önlemek bakımından çok değerli.
O yüzden hastalık sonrası ortaya çıkan ‘Bağışıklık süresinin’ tam olarak ne kadar olduğunun tespiti şu an için uzmanlarının odak noktası olmuş durumda...
Paylaş