Paylaş
Halk arasında maalesef şöyle bir algı var;
“Bu ürünlerin hepsi doğadan gelen, bitkiler, ne zararı olabilir ki?”
Özellikle aktarlar üzerinden satılan bu bitkilerin bulunduğu çuval/koli/kutular üzerinde yazılanları okuduğunuzda, hiçbir derdinizin kalmayacağına emin olabilirsiniz.
Öyle ki, en başta immun direncinizi (bağışıklığınızı) en üst düzeye çıkaracağını, bunun yanında, soğuk algınlığından ateşe, kan şekerinin dengelenmesinden ödeme, kolesterolü (LDL) düşürmekten, mide kramplarını gidermeye kadar hemen her şeyi gidereceğini yazarlar…
Peki ya öyle değilse?
Bunların ölüme kadar gidebilen etkileri varsa?
Başka bir ilaç kullanıyorsanız?
Çocuk, hamile, kadın, erkek, obez veya aşırı zayıf kişilerde ne gibi sonuçlar doğurabileceği konusunda bilginiz var mı?
Karaciğer veya böbrek yetmezliği olan kişilerde bunların bitki değil, zehir olabileceğini düşündünüz mü?
Yukarıdaki soruların her birini bilimsel açıdan bakıp, irdelemek son derece önemlidir.
Çünkü vücudumuza ne alırsak alalım, belli bir dozu (miktarı) aştığımızda, bazı özel durumlarda hayati tehdit edecek olaylara neden olabiliriz.
Bu dediğimize, belki de şaşıracaksınız, “su” bile gereğinden fazla alındığında ve bazı rahatsızlıkları olan kişilerde insanlar üzerinde risk oluşturabilecek tablolara neden olabilir.
Durum böyleyken, dozunu bilemediğimiz bu ürünlerin tüketimi insan vücudunda onarılması mümkün olmayan tahribatlara neden olabilir.
Hiçbir rahatsızlığı olmayan, herhangi bir ekstra ilaç kullanmayan sağlıklı kişilerde dahi bu ürünleri kullanırken dikkatli olmak gerekir.
Ya bir rahatsızlığı olan ve ekstra ilaç kullananlar?
İşte asıl büyük problem burada başlıyor.
Zira mevcut hastalığımızı tedavi etmek için aldığımız ilaçların vücudumuzda izlediği belli bir döngü vardır.
Bu ilaçlar ilk olarak emilime uğrar, sonra tüm vücuda dağılır, akabinde belirli enzimler aracılığı ile parçalanır ve en nihayetinde böbrekler başta olmak üzere dışarıya atılırlar.
Kullandığımız tüm ilaçların dozları ve kullanılma sıklıkları, yukarıda belirttiğimiz bu döngünün düzenli işlediği koşullara göre, binlerce insan üzerinde yapılan çalışmalar neticesinde belirlenir.
Ve bilimsel dozlarda 1 çorba kaşığı, 5 çay kaşığı, 3 tane çekirdek gibi tanımlamalar asla yoktur.
Bu kullanılan bitkisel ürünlerin;
Aldığınız diğer ilaçların emilimini azaltabileceğini veya artırabileceğini,
Vücudunuzda dağılmasını engellediğini,
Karaciğerde parçalanmasını engelleyerek toksik, ölümcül dozlara neden olabileceğini,
Yâda bu ilaçların atılımını engelleyerek, vücudumuzda birikmesine neden olabileceğini biliyor musunuz?
İşte size çok bilinen bazı bitkilerin yapabileceği ölümcül etkilerden örnekler;
Zencefil;
Aspirin başta olmak üzere kan sulandırıcı ilaçların etkilerini artırarak ölümcül kanamalara neden olabilir.
Zerdeçal;
Birçok kan sulandırıcı ilacın etkisinde artmaya neden olarak aşırı kanama riskini artırır.
Ayrıca diyabet (şeker) hastalığında kullanılan şeker düzenleyici ilaçların etkisini artırarak, hayati tehdit eden hipoglisemiye (kan şekerinde aşırı düşme) yol açabilir.
Arnavut Biberi;
ACE İnhibitörü adı verilen ve Hipertansiyon (Tansiyon yüksekliği) tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğinde azalmaya neden olduğu gibi birçok ilacın mide-bağırsak sisteminden emilimini artırmak suretiyle toksik etkilere sebep olabilir.
Bunlar gibi sizlere onlarca hatta yüzlerce örnek verebiliriz.
Sonuç olarak yine yazımının başlığındaki cümleyi tekrarlayalım;
Bilinçsiz alınan bitkisel ürünler hayatınızı tehdit edebilir…
Paylaş