Paylaş
Kene denince aklıma Ömer Seyfettin’in Kaşağı öyküsü gelir. Çocuklara yalan söylemenin zararlarını anlatan bu güzel öyküdeki kaşağı, hayvanların derisini temizlemek için kullanılan kaba bir tarak. Günümüzde veterinerler de hayvanların keneden korunması için en iyi yollardan birinin tüylerinin taranması olduğunu söylüyor. Ya biz ne yapalım?
ÇAMAŞIR MAKİNESİ KENEYİ ÖLDÜRMEZ
Uzmanlar “kırda pantolonu çorabının içine sok, uzun kollu giy, eve dönünce üstüne bak, eğer kene varsa önce üstüne yağ dök sonra koparmadan V şeklinde kesilmiş ince bir karton ya da PVC kullanılarak sök” diyor. Kırdan dönünce elbisenizi yıkamak yetmez; çamaşır makinesi ve su keneyi etkilemiyor ama kurutucu içindeki sıcak ve kuru havada 15 dakika beklemesi yeterli oluyor.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) adlı hastalık ilk kez 1944 yılında Kırım’da daha sonra 1969 yılında Kongo’da tanımlanmış, Başta, Sovyetler Birliği; Doğu Avrupa, Akdeniz, Asya, Afrika ve Ortadoğu’da geniş bir alanda görülmekte. Ülkemizde ise en çok bahar ve yaz aylarında Tokat, Yozgat, Sivas gibi orta-kuzey Anadolu civarında görülüyor. Bu bölgelerde KKKA’nın yaygın olarak görülmesinin nedenleri iklimi, bitki örtüsü ve yüksek riskteki kişilerin bu bölgelerde toplanması olabilir. Yani kene yoğunluğu yerel hava, flora ve fauna ile bağlantılıdır ve bir avlu içinde bile bir noktadan diğerine önemli ölçüde değişebilir. Keneler nemli ortamları tercih eder. Bu nedenle, sıcak ve kuru havalarda daha az aktiftirler.
KÜRESEL ISINMA YAYGINLAŞTIRIYOR
Kene insanları 4 şekilde hasta ediyormuş: kene ısırması, kenenin ezilmesi, enfekte kişinin kan ve vücut sıvıları veya enfekte hayvanın kan ve dokuları ile teması. Keneler, daha çok otlak, çalı, su kenarları, gür otların bulunduğu ve kırsal alanlarda yaşıyor. Bulaşma şekli nedeniyle yüksek riskte olan kişiler; çiftlik çalışanları, kasap, çoban, hayvancılık, tarımla uğraşılan, bu bölgelerde çalışan sağlık personeli. Genellikle kırsal kesimlerde piknik, kamp yapma, bisiklet, tırmanma gibi etkinlikler kenelerin aktif olduğu nisan - ekim arasında riskli.
KKKA’nın her yıl daha erken ve çok görülmesi, küresel iklim değişikliğiyle ilgili. İklim değişikliği kenelerin sadece daha erken aktif olmasına değil; aynı zamanda daha önce iklimi uygun olmayan yerlerde de ortaya çıkmasına neden oluyor. Örneğin, Ankara’da geçen yıllarda görülmeyen virüs taşıyan türden 3 ergin kenenin saptanmış. Yani, ileriki yıllarda İstanbul’daki kenelerde de KKKA olmayacağının garantisini kimse veremez.
KARBONDİOKSİTLE AVINI BULUYOR
Soğuk havalarda, keneler uykuda çer, çöplerde ve toprak altında gizlenir. Bu nedenle ılık geçen kışlar ve erken gelen baharlar daha fazla kene hayatta kaldığı için tehlikeli. Hava sıcaklığı donma noktasının üzerinde olduğunda, keneler hemen ot ve çalıların uçlarına tırmanarak yapışmak için sıcak kanlı hayvanları (ve de insanları) bekler. Uçamaz, zıplayamazlar ama nefesle yayılan karbondioksiti birkaç metreden algılayabilirler.
Kene vakaları konusunda koparılan gürültüde küresel sermaye ve ilaç şirketlerinin etkisinin olduğunu savunanlar var. Virüslü kenelerin helikopterle ülkemize atıldığından tutun da gübreyle geldiğini iddia edene kadar pek çok komplo teorisi üretiliyor. Ben en çok yol kenarında mangal tüttüren maganda piknikçileri korkutmak teorisini seviyorum!
Yağışlı bir yıl geçirdik, yani kenelerin tırmanabileceği otlar her yerden fışkırıyor. Şimdi neden gelişmiş ülkelerde herkes bahçesindeki otları biçmek zorunda olduğunu da anlıyor musunuz?
Özetle, keneden korkma, yapışan keneye yanlış muamele etmekten kork!
Paylaş