Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Formula 1 yapılırken İstanbul Park’ta hava şartları nasıl olacak

Günümüzde, motor sporlarına olan ilgi giderek artmakta. Bu ilginin lokomotifi ise Formula-1 (F1).

Her yarışı pist çevresinde yüz binler, televizyon karşısında ise milyonlar izlemekte. Bir takımın yıllık yüz milyon dolar gibi inanılmaz rakamlar harcadığı bu mücadelenin şansa bırakılır yanı yok. Bu yüzden meslektaşım Barış Önol bana F1 ekiplerinde meteoroloji uzmanlarının da bulunduğunu söylediğinde hiç şaşırmadım.

Gündelik yaşam ve sporda hava şartları, iklimden çok daha önemlidir. Örneğin, İstanbul F1 yarışları öncesi en önemli konulardan biri, İstanbul’un iklimi değil; yarışlarda havanın nasıl olacağıdır. Çünkü aşırı sıcak ve nemli havada, fren ve motorun soğuması, aşırı lastik aşınması, pilot ve motor için daha fazla havaya ihtiyaç duyulması, vb. milyon dolarlık yarış otomobillerinin ve onların pilotlarının performansını kötü bir şekilde etkiliyor.

Meraklısı için bendeki İstanbul Kandilli Rasathanesi’nde gözlenen günün en yüksek hava sıcaklığı rekorlarını yazayım: 19 Ağustos 1963’te 36.5, 20 Ağustos 1945’te 37.2 ve 21 Ağustos 1945’te 40.6 derece olmuş. Tarih tekerrürden ibarettir! Yani önümüzdeki günler bu değerler ve hatta (küresel ısınmadan dolayı) daha fazlasının yaşanması bir sürpriz olmaz!

Meteoroloji Mühendisi Kıvanç Köseoğlu’na göre saniyenin binde birinin önem taşıdığı F1 yarışlarında; piste ne zaman yağmur yağacağının bilinmesi de hayati bir öneme sahip. Çünkü lastik değişimi ve yağmur lastiklerinin takılması için gerekli stratejilerinin belirlenmesi açısından bu bilgi şart. Örneğin 2000 yılında, Almanya Grand Prix’inde yarışın bitimine birkaç tur kala birinci sırada yarışı sürdüren Mc Laren pilotu Hakkinen, yağmurun başladığını görüp yağmur lastikleri takmak için pit-stop yaparak yaklaşık 30 saniye kaybetmişti. Fakat yağmur şiddetini arttırmadı ve kuru zemin lastikleriyle yarışan Ferrari pilotu Barricello yarışı ilk sırada tamamladı.

HAVA TAHMİNLERİ PARKA ÖZEL OLMALI

Köseoğlu’na göre İstanbul Otodrom Pisti meteorolojik açıdan son derece değişken bir yerde. Kuzeyinde serin Karadeniz ve güneyinde nispeten daha sıcak Marmara Denizi arasındaki geçiş bölgesi olan İstanbul Boğazı, vb. nedenler, şehrin Avrupa yakası ile Anadolu yakası arasında hem sıcaklık hem de yağış bakımından ciddi farklılıklara sebep olmakta. Örnek olarak; Yeşilköy’de kar yağışı görülürken Kadıköy’de güneş veya Beşiktaş’ta sis görülürken Tuzla’da yağış görülebilmekte. Dolayısıyla hava tahminleri veya anlık hava durumu bilgileri mümkün olduğunca İstanbul Park’a çok özel olmalı.

Bana göre ağustos ayında İstanbul Park’ta, sağanak yağmurdan asfalt eriten ‘çöl sıcakları’na kadar çok değişik hava şartları bir arada görülebilir. Yarış saatinde değişen bu tür hava şartları yarışta sürpriz sonuçlara neden olabilir. Örneğin yarışın ıslak bir pistle başlaması, sonra güneşin açıp bir ara pisti pişirmesinin ardından pisti suyla kaplayan şiddetli bir yağmur, araçların ve sürücülerin performansından daha fazla yarış üzerinde etkili olabilir. Düşük görüş veya düşük bulut taban yüksekliği de acil durumda helikopterlerin kullanılmasını engelleyeceğinden yarışın iptal edilmesine bile yol açabilir.

Takımların, araçlarını akşamları bir sonraki güne hazırlarken, havanın kuru veya yağışlı olup olmayacağını bilmesi gerekir. İstanbul’da 19-21 Ağustos tarihleri arasında yapılacak F1 yarışlarının ilk gününde antrenman seansı var. İkinci gün yarışta otomobillerin sırasını belirleyecek olan zaman turu yapılacak. Asıl yarış ise üçüncü gün. Bu üç gün boyunca ‘İstanbul bir ara mevzii sağanak yağışlı’ ya da ‘gün içinde sağanak geçişleri bekleniyor’ gibi muğlak tahminler takımların işini çok güçleştirir. Bu nedenlerden dolayı, İstanbul Grand Prix için yapılacak olan tahminlerde, saat saat hava sıcaklığı, rüzgar, bağıl nem ve yağış ihtimaliyle birlikte pist yüzey sıcaklığının da sayısal olarak verilmesi gerekir.

PİST KENARINA PORTATİF İSTASYON KURULMALI

İstanbul Parkı ve çevresinde kurulacak olan özel otomatik meteoroloji istasyonlarının ilk faydası istenilen anda internet ya da yerel ağ üzerinden piste ait hava durumu bilgilerinin edinilmesidir. Bununla birlikte yarış öncesi ve yarış sırasında pist içerisinde bir pano üzerinde ve TV’den piste ait meteorolojik bilgiler halka ve takım elemanlarına verilebilir. Örneğin, F1 Dünya Şampiyonası’nda Türkiye Grand Prix’inden önceki son yarış 30-31 Temmuz’da Macaristan’da yapılırken Avrupa’da son 60 yılın en şiddetli kuraklığı yaşanıyordu ve bundan dolayı pistte hava sıcaklığı 35; pist yüzey sıcaklığı 50 derece oldu! Yarış sonuna doğru aşırı sıcaktan dolayı tekerlerdeki olukların çoğu aşınarak yok oldu ve pilotlar lastikleri korumak amacıyla daha fazla hız yapamadı...

İstanbul Park Yarış Pisti ve tesislerinin ufak detaylar haricinde sezonun 14. yarışına hazır olduğu söyleniyor. Fakat, http://www.msoistanbul.com/meteoroloji.php de verilen çok basit hava tahminlerini görünce meteorolojinin ‘bu ufak detaylar’dan biri olabileceğini düşündüm. Bakalım tüm dünyanın da merak edeceği İstanbul pistindeki hava ve pist yüzey sıcaklıklarını, rüzgar ve nemi an be an TV’den öğrenebilecek miyiz?

Özetle meteorolojik tahmin ve ölçümler, F1 organizasyonu öncesinde ve anında hem yarışa katılacak olan takımların stratejilerini belirlemesini, hem de izleyicilerin havanın seyrine göre önlemlerini alarak piste gelmesini sağlar. Önlem olarak izleyicilerin, yanlarına hem yağmur, hem de güneş için bir şemsiye, yüksek faktörlü güneş kremi, şapka, dürbün ve kulak tıkacı almasında her zaman yararlar vardır...

Organizatörlerimizin ise öncelikle dünyadaki meteorolojinin Türkiye’de görüp algıladıklarından çok daha farklı olduğunun farkında olması gerekir. En azından pistin hemen kenarına portatif bir istasyon kurulmalı...
Yazarın Tüm Yazıları