Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Denizlerimiz bitmeden yüzümüzü onlara dönelim

Toprak ana ise; deniz de yeryüzünün rahmidir. Yani deniz dünyadaki yaşamın en büyük kaynağıdır.

Üç tarafımızın denizle çevrili olması, denizci bir millet olmamız, bu kaynaktan yeterince yararlanabildiğimiz anlamına gelmiyor. Artık nüfusunun yarısından çoğu sahillerde yaşayan ve sanayisini bu bölgelere yığan bir ülke olarak, öncelikle denizlerimize sahip çıkmamız ve denizlerimizle ilgili etkinlilere katılmamız gerekiyor.

Örneğin, bugünlerde Marmaray Projesi kapsamında, İstanbul Boğazı’nın Üsküdar ile Sarayburnu arasında yapılacak olan deniz dibi taramasına dikkat etmeliyiz. Çünkü, mevsimlik balık göçleri görülen İstanbul Boğazı, önemli bir balıkçılık alanı ve biyolojik bir koridordur. Burada yapılacak olan her kazı vb. çalışma denizde gürültü ve bulanıklılık yaratarak, hem deniz canlılarının yaşam alanlarını bozabilecek, hem de balık göçlerini engelleyebilecek.

Dünyanın bu en dar biyolojik koridorunda, göçmen balıklar başta olmak üzere deniz canlıları Akdeniz’den Karadeniz’e ve tekrar Karadeniz’den Akdeniz’e düzenli olarak beslenme ve üreme göçleri yapar. Balıkların Karadeniz’e çıkışında uskumruyu, istavrit, torik, palamut, orkinos, kılıç, kolyoz, sardalye takip eder. Dönüşte en önce giden en son gelir. Boğaz’da, sadece balıklar değil, deniz memelilerinden yunuslar da geçiyor. Böylece burada yanlış bir zamanda yapılacak olan deniz dibi çalışmaları bu göçlere zarar verebilir.

Nehirlerin üzerinde yapılan en basit baraj vb. su yapılarında bile küçük balık göçlerinin engellenmemesi için balık geçitleri, balık geçiş kapıları, balık merdiveni ve balık asansörleri kurulur. Ayrıca bu projeyi alan firma, Japonya’da yaptığı bir tüp geçit proje çalışmasında deniz ekolojisine verecekleri zararı en aza indirmek için sekiz yıl hazırlık yapıyor! Denizlerimize sahip çıkmadığımız için mi ülkemizde bu kadar acele edebiliyorlar?

Bu nedenlerden dolayı Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, deniz tarama çalışmalarının 1 Nisan- 1 Temmuz ve 1 Eylül- 15 Aralık dönemlerinde mutlaka durdurulması gerektiğini söylüyor (http://www.tudav.org/).

Şimdi arkeolojik kazı yapıyoruz diye Üsküdar Meydanı’ndaki yollarımızı abartılı bir şekilde kapatmalarından dolayı balıklardan önce Üsküdarlılar mağdur olmuş durumda. Haberlere göre Boğaz’ın 25-56 metre derinliğindeki tabanına 20 metreyi bulan kazılardan çıkması beklenen malzeme, 1,5 milyon metreküp olacakmış. Buradan çıkacak olan çamurun Kartal’daki çukur bir alana ya da Şile’ye döküleceği söyleniyor. Şimdiki haliyle kağnı hızıyla trafiğin çok zor yürüdüğü Bağlarbaşı-Üsküdar, Harem-Üsküdar, vb. kara yollarından mı 300 bin kamyon çamuru taşıyacaklar? Binlerce beton kamyonu da bu yollarla mı gelecek? Böyle giderse bu projenin yüklenicilerinden çok çekeceğimiz var...

Dokuz gün sonra ‘Türkiye’de iyi şeyler de oluyor!’ diyebileceğimiz ve şenlik havasında gerçekleşeceği için herkesin ilgi duyabileceği bir festivalden de kısaca bahsetmek istiyorum: 27 Nisan-1 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Marmaris Uluslararası Denizcilik Festivali yüzümüzü denizlere dönmemiz için büyük bir şans. Bunun için kendi alanında bir ilk olan bu festivali düzenleyen ve destekleyenlere çok teşekkür ederim.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın himayesinde, Marmaris Belediye Başkanı ve Kaymakamı’nın organizasyonu ile düzenlenen Uluslararası Marmaris Denizcilik Festivali’ne Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB), Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (GETOB) ile Deniz Ticaret Odası da destek veriyor. 15 ülkenin savaş ve yelkenli okul gemileri davetli. Bu festival, yurtiçinde ve dışında Türk denizciliğinin tanıtılması, denizcilik kültürünün artırılması, ülkemizde denizcilik alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar arasında sinerji yaratılması, özetle ülkemizde denizciliğin daha geniş kitlelere sevdirilmesi ve benimsetilmesi bakımından çok önemli.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DENİZCİLİK ŞÖLENİ

Festivalin zengin programı, sergiler, gösteriler, boat show, gemi ziyaretleri, havai fişek gösterisiyle beraber yelken, yüzme, plaj voleybolu gibi su sporu yarışmalarıyla dolu. Dünya rekortmeni dalıcımız Yasemin Dalkılıç da festivalde bir dünya rekoru denemesinde bulunacak. Cumhurbaşkanlığı Devlet Senfoni Orkestrası’nın bir savaş gemisi üzerinde vereceği konserin yanısıra, birçok ünlü pop yıldızımız da halka açık konserlerle şenliğe renk katacak. Festivalde yer alan tüm denizcilerin bulunacağı büyük yürüyüşe ise her ülke kendi tarihi ve ilginç denizci kıyafetleriyle katılacaklar.

TÜDAV, yarın Notika adlı gemisiyle Beykoz’dan deniz suyu örnekleri toplaya toplaya 26 Nisan’da Marmaris’e varacak. Bu su örnekleri ileride denizi kirletenlere ceza verilebilmesi için kullanılabilecek. TÜDAV, kitaplarını, gemisini, Akdeniz’de kurtarılan balina, Mersin Balığı ve Ölüdeniz Koruma projesi filmlerini ziyaretçilere gösterecek ve araştırmalarını anlatacak. Öğrencilere de ‘Bizim Denizlerimiz’ adlı kitap dağıtılacak. 30 Nisan Cumartesi günü ise sularımızdaki kirlenme ve koruma önlemlerinin tartışılacağı Deniz Kirliliği konusundaki panele ben de ‘küresel iklim değişimi’ni anlatmak üzere katılacağım.

Bu festival etkinlikleriyle Türkiye’mizin gözbebeği turizm kenti Marmaris de tüm dünyaya en güzel bir şekilde tanıtılmış olacak... Festival hakkında daha fazla bilgiyi festival sitesinde (http://www.marmarisdenizcilikfestivali.com/) bulabilirsiniz. Tüm deniz severler unutmayın; Türkiye ve Akdeniz’in bu en büyük denizcilik şölenine davetlisiniz.
Yazarın Tüm Yazıları