2005-2006 kış tahminleri, mevsimler ve meteorolojik ihbarlar
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Son zamanlarda meteoroloji ilgili ve yetkililerine bir şeyler oldu! Neredeyse her gün ‘su baskınlarına veya etkili yağışa’ dikkat çekiyorlar! Ne müdürü olduğunu unutup karayollarında meydana gelebilecek olası kazalara karşı vatandaşları uyaran da var.
Bu arada ortalığı boş bulan hava korsanları da bu yıl yine ‘çoook kötü bir kış’ beklendiğini ilan ediverdi... Dikkat ediyorum da bu hava korsanları şimdiye kadar bir kerecik bile ‘iyi kış’ tahmini yapmadı. Peki, bilimsel iklim tahminleri bu yılki kış için neler söylüyor?
Aslında bu korsanların yaptıkları, ülkemizde nedeni hiç sorulmayan tutarsız sel, fırtına, sıcak hava, vb. ihbarlarıyla aynıdır. Örneğin, ‘biz uyarmıştık’ demek için Karadeniz’e yönelik neredeyse her gün yapılan sel veya ‘etkili yağış’ ihbarları gibi bir şey bu. Geçtiğimiz bayramda da ‘Yurdun iç kesimleri için sel uyarısı’ vardı... Biri şansa tutarsa kendilerini ‘başarılı’ ilan edenler, tutmayan ‘sel ihbarı’ vb için hiçbir açıklama yapmaz. Yani, göle maya çalan Nasrettin Hoca’nın torunları hava için de ‘ya tutarsa’ deyip duruyor.
Tam bir ay sonra 21 Aralık günü, astronomik takvime göre kuzey yarım kürede resmen kışa giriyoruz. Kimine göre kalorifer ve sobalar yandığına göre çoktan kışa girdik bile. Günler öncesinde görülen soğuk ve yağışlı günler de ‘kış geldi’ şeklinde yorumlandı. Hatta bu soğuk günlere havayı insana benzetip ‘kış provası’ filan diyenler de oldu. Resmen astronomik kış başlatıldıktan 10 gün sonra, yani ocak ayında Dünya Güneş’e en yakın olduğu noktaya gelecek. Yani Dünya ocak ayında Güneş’e kışın yaz aylarında olduğundan daha yakın olacak. Buna rağmen kışın hava, yaza göre daha soğuk. Bu durum,’Kışın Güneş’e daha yakın olmamıza rağmen, neden hava daha soğuk?’ diye sorulup durulur...
HAYALİ KURUMUN TAHMİNLERİ
Bildiğiniz gibi mevsimlerin oluşumuna Dünya’nın Güneş etrafında dönerken ekseninin sahip olduğu 23,5 derecelik eğim neden olmakta. Bu eğik eksen nedeniyle güneş ışınları farklı zamanlarda farklı enlemlere farklı açılarla gelir. Böylece, 21 Aralık günü ve civarı kuzey yarımküreye güneş ışınlarının en eğik (ve dolayısıyla zayıf) geldiği zaman. Ülkemizin bulunduğu enlemlerde yaz en sıcak mevsim, kış ise en soğuk mevsim olarak tanımlanır. Fakat ne Türkiye’de, ne de dünyanın başka bir yerinde üçer ay gibi eşit uzunlukta dört mevsim yok ve mevsimler 21 Aralık gibi belirli tarihlerde başlamaz. Çünkü havanın bizim kullandığımız astronomik takvimden ve tarihlerden hiç haberi yoktur!
Bazıları astronomik mevsime göre bir ay sonra kışa gireceğiz diye bekleyip dursun. Biz meteorologlar 1 Aralık itibarıyla kışı başlattık. Benzer şekilde ilkokulda öğretmenlerimiz de kış mevsimini aralık ayının başından başlatır. Duvardaki mevsimleri gösteren resimler ve aylar bu şekilde boyanır. Bundan sonra ‘21 Aralık kış mevsimi başladı’ şeklinde bir ifade duyarsanız, aslında meteorolojik tanımına göre kış başlayalı üç hafta olmuştur bile.
Bu yılki korsan kış tahminin kaynağı ‘Dünya Hava Tahmin Ajansı’ gibi hayali bir kurum. Güya buradan alınan iklim tahminine göre bu yıl ‘Dünya, tarihinin en sert kışına hazırlanıyor. 20 milyon can alması beklenen buzul havası, bizi de vuracak! Kuzey ve Batı Avrupa başta olmak üzere pek çok ülkede sadece 65 yaş üstü 20 bin kişi soğuk hava nedeniyle hayatını kaybedebilecek.’
Şimdi önümüzdeki kış soğuktan ölmezsek, hayatta kalmamızı kár sayıp sevinecek, ‘neden ölmedik?’ diye hesap sormayacağız tabii!
Bilimsel yöntemlerle yapılan iklim tahminleri, günlük hava tahminlerinden farklıdır. Onlar sıcaklık ve yağış gibi iklim elemanlarının 30 yıllık ortalamalarının üzerinde veya altında olup olmayacağını söyler. Burada sözü geçen 30 yıllık ortalama, yani mevsim normali şu an 1971-2000 yılları arasındaki süredir. Gerçekte ise ‘mevsim normali’ gibi gözlenmiş bir hava yoktur. Bunlar iklim tahminlerinde sadece kıyas için kullanılırlar. Şu an Uluslararası İklim Tahmini Araştırma Enstitüsü’nün ülkemizi de içine alan bölge için yaptığı iklim tahminleri, kasım-aralık-ocak, aralık-ocak-şubat, ocak-şubat-mart, şubat-mart-nisan gibi dört dönem için mevcuttur.
KÜRESEL ISINMALI GÜNLER
Bu tahminlere göre, sadece üçüncü ve dördüncü tahmin dönemlerinde Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yağış miktarlarının mevsim normallerinin üzerinde olma ihtimali kuvvetli. Hava sıcaklığının ise; birinci dönemde tüm Türkiye’de, ikinci dönemde sadece Tuz Gölü’nün doğusunda kalan bölgelerimizde, üçüncü dönemde ise İç Anadolu, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’da mevsim normallerinin üzerinde olma ihtimali daha kuvvetli. Özetle, bu yıl El Nino ve La Nino’suz, fakat küresel ısınmalı günler geçirmekteyiz.
Böylece, bu yılki kışa etkisi bir iki hafta süren hava olayları daha çok damgasını vuracak. Örneğin, pastırma yazına benzer birkaç günlük ılık ve kuru havayı, birkaç günlük veya haftalık soğuk ve yağışlı hava takip edip duracak. Mevsim normalleri civarındaki bir kış, kar yağmayacak, don olmayacak, kimse buzda düşüp bir tarafını kırmayacak anlamına gelmez. Şüphesiz her yıl olduğu gibi bu yıl da kış kışlığını yapacak. Bilimsel kış tahminlere göre bu yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’da ılık ve kurak olan geçen yılki kışa göre daha soğuk ve yağışlı bir kışa göre, ‘Kışla Mücadele’ gibi hazırlıklar yapıyor. Benzer şekilde herkes bilimsel mevsim tahminlerini takip edip önlemlerini almalı.
Sonra uyarmamıştı demeyin: Ben de modaya uyup, siz sevgili vatandaşlarımızı soba zehirlenmesi, don, buzlanma, çığ düşmesi ve benzeri bir olayda meydana gelebilecek her türlü olası kaza ve belaya karşı şimdiden tedbirli olma konusunda uyarıyorum! Böylece benden de günah gitsin... Haydi, hayırlı ve ‘etkili’ (pardon ‘etkisiz’) kışlar, kolay gelsin...