Paylaş
Benim canım sıkıldı, sizlerle paylaşmak istedim:
İstanbul’da bir hayvan hastanesi açılacaktı, benden Pako’nun adını hastaneye vermemi istediler.
İki şartım vardı; iyi bir hastane olmak ve yüzde on kimsesiz/sahipsiz hayvanlara bakmak.
Tamer Dodurka Hoca kabul etti.
Bir süre işler iyi gitti. Sonra Pako Kliniği’ni başkalarına devrettiler.
Şimdi iyi haberler gelmiyor.
Pako’nun okurları arayıp, hayal kırıklığına uğradıklarını, başlarına gelenleri, sokak hayvanlarına acil yardımın nasıl reddedildiğini veya yüksek miktarlar talep edildiğini bizlere aktarıyorlar.
Canım sıkılıyor.
Birincisi; bizim İstanbul’daki bu klinik ile hiçbir ilgimiz, ilişkimiz yok. İlk zamanlardaki o iki masum talep dışında zaten olmamıştı.
İkincisi; madem ki o hastanenin yeni sahipleri bizim aileye girmek istemiyorlar, lütfen Pako adını tabelalarından indirsinler.
Pako’yu sevenler onun adının böyle kullanılmasına izin vermezler! Bekir COŞKUN
Minik’in beynindeki tümör dörtbuçuk saatlik ameliyatla alındı
Ankara’da Minik isimli 11 yaşındaki dişi kedinin beyninde bulunan tümör başarılı bir ameliyatla alındı. Ankara Veteriner Tıp Merkezi’nde görevli Operatör Doktor Ateş Barut ve Oğuz Kuzucu ile beraberindeki ekip, yaklaşık dört buçuk saat süren bir operasyonla Minik’in beynindeki tümörü aldı. Barut, ameliyatın başarılı sonuçlandığını ve bu sonucun Türkiye’de bir ilk olduğunu söylerken, Minik’in annesi Şule Erkmen ise kedisinin sağlığına kavuşmasının sevincini yaşıyor. Şule Erkmen, evinde Minik dışında sekiz kedi ve sekiz köpek besliyor. Tamamı sokak hayvanlarından oluşan ailesiyle mutlu bir hayat yaşayan Erkmen’in kedisi Minik, daha önce de kansere yakalanarak bir bacağını kaybetti. Şule Erkmen, diğer kedilerinin Minik’in yokluğunu hissettiğini ve aralarına bir an önce katılmasını sabırsızlıkla beklediğini anlatıyor.
Deniz BİLİROĞLU Oğuz DEMİR
ANİ KÖRLÜK ŞİKAYETİ İLE GELDİ
Evdeki kedilerin en hareketlisi olan Minik, on gün önce aniden durgunlaştı, fazla hareket etmemeye başladı. Bazen duvara, bazen sandalyeye çarpıyordu. Bir keresinde de sahibi tarafından su kabının içinde otururken bulundu. Minik görmüyordu! Bu yüzden fazla hareket etmiyor, duvara çarpıyordu.
Şule Erkmen Minik’i hemen veteriner hekime götürdü. Minik’e yapılan nörolojik müdahaleden sonra beyninde tümör olduğu şüphesi ile MR çekilmesine karar verildi. Çekilen MR’ da 2.5 x 2 santim büyüklüğünde bir beyin tümörü saptandı, tümöre bağlı olarak yaygın beyin ödemi bulundu.
Veteriner hekimler Ateş Barut ve Oğuz Kuzucu, ölüm riskine rağmen Minik’i ameliyat etmeyi teklif ettiler. Çünkü hayvanlarda beyin tümörü ameliyatları genelde başarısız olduğu için Minik’in de ameliyat masasından kalkmama ihtimali vardı. Ama sahibi Şule Erkmen ameliyat kararı verdi ve tümör dört uzman veteriner tarafından ameliyatla başarılı bir şekilde alındı. Şimdi Şule Erkmen ve evdeki diğer dört ayaklı dostları heyecanlar Minik’in eve dönmesini bekliyorlar.
TÜRKİYE’DE BİR İLK
Doktor Ateş Barut, Türkiye’de hayvanlarda yapılan beyin ameliyatlarının genellikle başarısız sonuçlandığını anlatıyor. "Türkiye’deki hayvanlardaki beyin ameliyatı ölümle sonuçlanıyor. Fakat Minik on gün önce ameliyat oldu ve sağlığı yerinde. Ameliyatın sonucu, yani Minik’in sağlıklı olması Türkiye’de bir ilk. Minik yürüyüp, yemeğini tek başına yiyebiliyor. Kitlenin patolojik muayene sonucuna göre tam olarak iyileşme süresi değişebilir. Tahminim, bir aya kadar Minik tamamen iyileşecek."
Teşhisin ve ameliyatın başarısında teknolojinin katkısını soruyoruz Ateş Barut’a: "MR ve tomografi gibi gelişmiş görüntüleme imkanlarının hayvanlarda kullanılması beyin tümörü gibi önemli hastalıkların tespitini kolaylaştırıyor. Tıp imkanlarının, radyoterapiden cerrahiye kadar birçok alanda veteriner tıpta da uygulanması, hayvanların sağlığı açısından sevindirici bir gelişme. Bu imkanlar sayesinde başarılı müdahaleler ve sonuçlar ortaya çıkıyor."
Önceki yıllarda yakalandığı kanser hastalığı sonucu arka ayaklarından biri kesilen Minik, çok uysal bir kedi. Üç ayaklı kalmasına rağmen yaşama sevincinden ve enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş. Diğer arkadaşlarının koşturmacasından eksik kalmıyor. Hemcinslerinden çok farklı, çünkü evdeki alaturka tuvaleti kullanıyor. Görenler üç bacaklı haliyle alaturka tuvaleti kullandığına şaşırıyor, sahibi onu harika kedi olarak nitelendiriyor.
YA BİZ YA KEDİLERİN DEDİLER TERK ETTİLER
Şule Erkmen’i, akşamları işten evine geldiğinde dokuz kedi ve sekiz köpekten oluşan 17 kişilik minik bir ordu karşılıyor. Her biri heyecanla annelerinin sevgisi, ilgisini ve şefkatini bekliyor. Bir Husky, bir Kurt kırması, dört Collie, iki sokak köpeği ve sekiz kedisiyle mutlu bir hayat yaşayan Erkmen’i eşi ve annesi on yıl önce "Ya biz ya da kedilerin" diyerek terk etmişler. O günlerin çok zor olduğunu ama şimdi çocuklarım dediği hayvanlarıyla çok mutlu olduğunu anlatıyor. İnsanların, hiç kavga etmeden yaşayan kedi ve köpeklerini örnek alması gerektiğini söylüyor.
Kedilerde epilepsi
Kedilerde sinirsel nöbetler, travma, enfeksiyon, ilaçlara ya da diğer toksik maddelere bağlı zehirlenmeler sonucunda ortaya çıkabileceği gibi, metabolizma hastalıkları sonucunda veya kalıtsal olarak da oluşabilir. Herhangi bir sebebe bağlı olmaksızın görülen sinirsel nöbetler ise genellikle sara ya da epilepsi olarak adlandırılır.
Sebebi ne olursa olsun, epilepsi nöbetlerinde beyin içindeki sinirler koordinasyonsuz şekilde çalışır. Bunun sonucunda nöbet şeklinde gelen krizlerde kedinin çevresiyle irtibatı kesilir; kedi, titreme ve kontrolsüz vücut hareketleri ile kendini kaybeder.
Epileptik kedilerde ilk nöbetler genellikle iki-üç yaşlarında ortaya çıkar. Genç kedilerde ve yavru kedilerde epilepsi nöbetleri nadiren görülür. Bu nöbetler şiddetine göre hafif sara, şiddetli sara ve epileptik durum olarak üç grupta tanımlanır.
Hafif geçen sara nöbetlerinde genellikle bir bacakta titreme veya canı yanıyormuş gibi miyavlama görülür ve genellikle bir dakikadan kısa sürer. Şiddetli sara nöbetleri daha yaygın görülür. Bu nöbette, kedi birdenbire yan yatar, şiddetli kasılmalar geçirir, genellikle dışkısını ve idrarını kaçırır, ayaklarını sanki pedal çeviriyormuş gibi sürekli hareket ettirir, ağzından salya gelebilir ve şiddetle bağırabilir. Bu durum genellikle beş dakika veya daha kısa sürer. Epileptik durum ise en şiddetli olandır. Şiddetli sara nöbeti, saatlerce sürebilir.
Epilepsi kronik bir rahatsızlıktır ve tedavi edilemese bile kontrol altında tutulabilir. Sarası olan kediler, eğer dikkatli takip edilir ve nöbetler esnasında zarar görmeyecekleri güvenli bir ortamda yaşarlarsa, hayati tehlike yaşamazlar. Ancak epilepsi nöbetlerinin saatlerce sürdüğü çok şiddetli vakalarda iç organlarda tahribat ve ölüm görülebilir. Bu nedenle şiddeti ne olursa olsun, sara nöbetlerinde mutlaka veteriner hekiminizden yardım almalısınız.
Veteriner hekiminiz bu nöbetlere neden olan bir hastalık var ise, asıl hastalığı teşhis ve tedavi edecektir. Eğer sara nöbetleri kalıtsal ya da idiopatik ise, nöbetlerin şiddetini ve ortaya çıkma sıklığını azaltacak ilaç uygulamaları ile kedinize destek verilir.
Pako pano
Eğer bu şirin Golden’a bir sahip bulunmazsa sokakta kalacak. İki yaşında, erkek. 0535 273 75 91.
Bir aylık bebek kediler bu hava koşullarında sokaklarda anneleri de olmadan tek başına yaşayamaz. Lütfen onları sahiplenin. 0533 355 33 73.
Ezilmek üzereyken bulduğumuz seter kırması Negro’ya yuva arıyoruz. Çok akıllı, uslu ve çok sağlıklı. 0532 281 3101.
19 Eylül 2006 Salı günü, Maltepedeki evimize giren hırsızlar 10 yıldır bizimle birlikte yaşayan köpeğimiz Funny’y çaldılar. Gören lütfen bizimle irtibata geçsin: 0535 948 54 67.
10 aylık erkek, kısır, aşıları tamam, dünya tatlısı beyazlı bir tekirim. Sokağa hiç çıkmadım. Ne olur kedisever bir ailem olsun. cavdar.k@gmail.com
1,5 aylık Prens yuva arıyor. 0555 275 43 37.
Paylaş