Sonny beni karşılıksız sevdi dedikodu yapmadı, nankörlük etmedi

Zeynep Sezer’i geçen çarşamba gazeteye verdiği ölüm ve teşekkür ilanıyla tanıdık: ‘Sevgili köpeğim, gerçek dostum Sonny’yi kaybettim.’

Sadece insanların doğum ve ölüm ilanlarını görmeye alıştığımız Türkiye’de bu ilan bir ilkti. Sezer, hastalığı süresince köpeğine bakan Animalia Hayvan Hastanesi hekim ve personeline teşekkür ediyordu. İlanın yayımlandığı gün birçok kişi Sezer’i aradı. Hatta Sezer basından gördüğü yoğun ilgi sonucunda bir küçük basın toplantısı bile düzenledi. Biz de Sezer’le ‘Köpeğiniz saat kaçta rahatsızlandı, bu ilana ve hastaneye ne kadar para ödediniz’ gibi sorulardan uzak bir sevgi sohbeti yaptık.

Neden bu ilanı vermek istediniz?

- Kendimi Animalia’nın başhekimi İlhan Göknil’e karşı çok borçlu hissettim. Bir şey yapmak istiyordum, aklıma bu geldi. İlhan Bey ve ekibi Sonny’yi yaşatmak için o kadar çok çabaladılar ki.

Bu ilanı verdiğiniz için tepki aldınız mı?

- Hayır. Telefonumu Animalia’dan alan bir çok kişi aradı ve acımı paylaştı. İlanı verirken hiç etki-tepki ne olur diye düşünmedim. İlhan Bey’e bir hoşluk yapmak istedim sadece. Hem ben çocuk da okutuyorum, hasta da bakıyorum, topluma başka hayırlarda bulunuyorum, içim rahat.

Nasıl bir sevgiydi Sonny ile aranızdaki?

- Sonny en büyük sevgiyi ve dostluğu bulduğum tek varlıktı. Ben yalnız bir kadınım, eşimi kaybettim, çocuğum yok. Sonny beni evde her zaman büyük bir sevgiyle karşılardı, 15 sene boyunca eve hep aynı heyecanla girdim. Sokaktan eve geldiğimde, üstümü değiştirirken yanımda yere yüzükoyun yatıp, ‘Ohh, eve döndü, artık birlikteyiz’ dercesine derin bir ah çekerdi. Benden sadece sevgi bekledi, bana karşılıksız sevgi verdi. Nankörlük yapmadı, dedikodu yapmadı. Beni hayata bağladı.

Sonny ile nasıl bir araya geldiniz?

-Üç aylık olduğundan ölümüne kadar birlikteydik. Çocuğum gibiydi.

‘Bir köpek bu kadar sevilir mi, çocuk yerine konar mı’ diyenlere ne dediniz?

- Hiçbir şey. Bunu sadece bir hayvanı olan anlar. Benim gibi hissetmeyenlerle bunu hiç konuşmadım. Bu sevgi hor görülmesin lütfen. Sonny bütün sevinçlerimde ve üzüntülerimde yanımdaydı.

Sonny’nin hastalığı neydi?

- Yaşlılıktan kaynaklanan böbrek yetmezliği vardı. İlk krizden ölümüne kadar 17 gün boyunca çok zor ve acılı bir dönem geçirdik.

Nasıl geçti o 17 gün?

- 17 gün boyunca hep birlikteydik. Onu hiç yalnız bırakmadım, geceleri birlikte evde kaldık. Her bakımdan zor bir süreçti. Ablam da rahatsızdı ve onu Sonny’den üç gün önce kaybettim. Ablam, ben seyahate gittiğimde Sonny’ye bakardı. Şimdi ikisi de yok.

Sonny nerede gömülü?

- Benim için çok özel bir yerde. Yerini söylemek istemiyorum.

Sevginiz tüm hayvanlara mı yoksa sadece Sonny’ye mi özeldi?

- Sonny tabii ki benim en sevdiğimdi. Ama bütün hayvanları çok seviyorum. Sokaktakilere de yardım etmeye çalışıyorum. Ama itiraf edeyim, on sene önce bu kadar çok sevmiyordum hayvanları. Sonny’yle yaşadıkça, diğer yandan toplumda hayvan sevgisi bilinci arttıkça benim de sevgim çoğaldı.

Gelecekte hayvanlar için bir şeyler yaparak Sonny’nin adını yaşatmayı düşünüyor musunuz?

- Evet ama ne yapacağımı henüz bilmiyorum. Bir barınak olabilir, başka bir şey de olabilir. Acım çok taze, karar vermek için çok erken.

BARINAKLARA DESTEK OLALIM

Yeni bir köpek almayı düşünüyor musunuz?

- Hayır. Bu acıyı bir daha yaşayamam. Çok büyük bir acı bu. Eve zor giriyorum. Hasta olmasına rağmen ben eve geldiğimde beni karşılamak için kapıya geliyordu, o anları hatırlamak çok zor.

Türkiye’de hayvan sevgisi ve bilinci yeterli düzeyde mi?

- Hayır değil. Sonny kadar şanslı olmayan bir çok hayvan dostumuz var. Bu beni, tüm hayvan severleri çok üzüyor. Sokağa atılıyorlar, sevgiden, ilgiden uzak bir yaşam sürüyorlar. Halbuki onlar bize sadece sevgi veriyor. Karşılıksız ve sonsuz bir sevgi. Elimizden geldiğince sokakta ve barınakta yaşayan hayvanlara yardım etmemiz gerek. Barınakların durumu pek iyi değil. Barınaklara, hayvanlar için çalışanlara destek olunmalı. Televizyonlarda daha çok yayın yapılmalı, okullarda daha kapsamlı eğitim verilmeli. Sokak hayvanları hızla kısırlaştırılmalı. Avrupa’da hiçbir büyük şehirde sokak hayvanı yok.

Evin her yeri onun anılarıyla dolu. Yatağı, oyuncakları, tasmaları, kıyafetleri... Bunları ihtiyacı olan birilerine vermek istiyorum.

SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA

Veteriner Hekim Talat GÜLBAY

Köpeğin eğitimi yedi haftalıkken başlamalı

Köpeğimiz 6 haftalık. Bir şeyler öğretmeye ve evde serbest bırakmaya ne zaman başlamalıyız?

Yaygın ve yanlış bir uygulama olarak köpeklerin eğitimine 4 aylıktan sonra başlanması gerektiğine inanılır. Bu zamana kadarki süreyi köpeğin bir şeyler öğrenmeden yeni evine alışma süresi olarak geçirmesi gerektiği düşünülür. Ancak tüm dünyada yaygın olarak kabul gören görüş, köpek eğitiminin 7 haftalıktan itibaren başlayabileceğidir.

Burada öncelikle kavranması gereken en önemli husus köpek eğitiminin köpeği çeşitli yöntemlerle cezalandırmak, onu korkutmak, gazete kağıdı ile vurmak veya canını yakmak olmadığını kabul etmek ve hiçbir ceza yönteminin gerçek bir köpek eğitimi olamayacağını anlamaktır. Hiçbir köpek insanın vereceği ceza ile eğitim almaz sadece korku sahibi olur ve bir gün korkmayacak kadar kendini güçlü hissettiğinde almış olduğunu zannettiğiniz tüm eğitimin yıkıldığını görürsünüz.

Köpeğin eğitimi eve ilk girdiği andan itibaren, yani 6-7 haftalıkken zaten başlamaktadır. Bu dönem köpeğinizin size daha az direndiği ve sizi en çok sahiplendiği dönemdir. Eğer 4 aylıktan itibaren eğiteceğinizi düşünüp o zamana kadar onu evde karakteri ve davranışları açısından kontrolsüz bırakırsanız kendi başına kötü davranışlar geliştirebilir ve size karşı direnç gösterebilir. Daha sonra bu davranışları düzeltmek ve bu direnci aşmak çok zor bazen de imkansız olabilir. Ardından bu direnci kırmak ve eğitmek için seçeceğiniz ceza yöntemi ile köpeğinizin karakterine verdiğiniz zararın, yaşadığı sürece düzeltilmesi imkansız bir huya dönüşmesi ihtimali de önemli bir tehlikedir.

ÖDÜLLENDİREREK EĞİTİM

Puppy Training (yavru köpek eğitimi) konusunda uzman eğitmenlerden yardım alabilirsiniz. Köpeğiniz ödüle dayalı yöntemlerle sizinle aynı evde yaşamayı, size ve çevrenizdeki insan ve eşyalara zarar vermemeyi, yanınızda yürümeyi ve sizi dinlemeyi büyük bir keyif alarak öğrenecektir.

PAKO PANO

Yakışıklı, oyuncu ve çok sevimli erkek kedilerin yeni ailesi olmak ister misiniz? (0505) 257 20 30; (0555) 327 45 50.

4 yaşındaki dişi Dalmaçyalı köpeğimiz Deyzi, Gültepe civarında kayboldu. Görenlerin (0212) 272 45 97; (0555) 297 97 87; (0537) 713 63 17 numaralı telefonları aramasını rica ediyoruz. Bulanlar ödüllendirilecektir.

1.5 aylık erkek tekir kediyim. Son derece sağlıklı, bakımlı, usluyum ama 1 gözüm görmüyor. Kendime sıcacık bir yuva arıyorum. (0216) 341 59 60; (0505) 312 39 97.

1.5 yaşında siyah-beyaz dişi Terrier Fındık’a yuva arıyoruz. Fındık biraz ürkektir, ama güvendiği zaman son derece sevgi dolu ve oyuncudur. (0535) 418 76 76; (0533) 666 33 20.

4 aylık dişi köpek Pamuk, iki aylık av köpeği kırması Minik, 4.5 aylık Şeker ve Daisy’ye yuva arıyoruz. (0533) 666 33 20; www.silebarinagi.com.
Yazarın Tüm Yazıları