Rahim iltihabını önlemek için dişi kedinizi kısırlaştırın

Kısırlaştırılmamış dişi kedilerde sık karşılaşılan hastalıklardan birisi, rahim iltihabı olarak bilinen pyometradır.

Genellikle kızgınlık (çiftleşme dönemi) döneminin ardından, 2-3 ay sonra belirtileri ortaya çıkan bu hastalığın oluşmasında enfeksiyon etkenleri kadar hormonlarla ilgili problemler de önemli rol oynar.
Önce rahim duvarında kalınlaşma ve kistler meydana gelir. Bu kistlerden salgılanan sıvılarla rahimin içinde önemli ölçüde sıvı toplanmaya başlar. Bakterilerin de serviksi geçerek rahime ulaşmasıyla hastalık şiddetlenir ve belirtiler artar. Normalde kurşun kalem inceliğinde olan rahim, 10 -15 kat kadar büyüyebilir. Hastalık devam ederken en dikkat çeken bulgu, kedinin akıntıdan dolayı o bölgeyi daha fazla yalaması ve temiz tutmaya çalışmasıdır.
Hastalığın belirtileri vulvadan gelen sarı beyaz renkli, bazen de kanlı akıntı, karın bölgesinde gerginlik ve büyüme, kusma, iştahsızlık, halsizlik ve bazen de vücut ısısının yükselmesidir. Hastalığın çok şiddetlendiği ve tedavi edilmediği durumlarda rahim yırtılıp içerdeki sıvı karın boluğuna boşalabilir. Bu durum çok sık görülmemekle birlikte ölüme neden olabilir. Hastalığın tedavi edilmediği durumlarda böbrek harabiyeti de ortaya çıkabilir ve bu da kedi için öldürücüdür.
Hastalığın tedavisi veteriner hekiminizin belirleyeceği uygun ilaç uygulamalarını ve kedinin kısırlaştırılmasını kapsar. Dişi kedileri rahim iltihabından korumanın en iyi yolu onları vaktinde kısırlaştırmaktır.

Terk edilen hayvanlara hutbeli koruma

Hayvanseverlerin en büyük dertlerinden biri, yazlık beldelere terk edilen hayvanlar. Bu yüzden, 1 Haziran - 31 Eylül tarihleri arasında Antalya’da “Beni Terk Etme” isimli bir proje başlıyor. Cuma namazında hayvanları konu alan hutbeler okutulması için çalışmalar sürüyor. Bakamayacağınız hayvanı almayın, barınaklardan hayvan sahiplenin ve terk ettiğiniz hayvanlara kimsenin bakmayacağını unutmayın mesajları veriliyor.

Okulların tatile girdiği dönemde, evcil hayvan satan dükkanlarda yoğun bir trafik başlıyor. Aileler, çocuklarına karne hediyesi olarak ne zamandır istenen kedi veya köpekleri alıyor. Hayvanlar yeni aileleriyle birlikte yazlıkların yolunu tutuyor.
Tabii yaz boyunca bu minik hayvanlar gelişiyor. Sesleri daha çok gür çıkmaya, tırnakları uzamaya başlıyor. Kışın yaklaşması ve apartman hayatına dönüş düşünüldüğünde hayvanlardan kurtuluş yolları aranmaya başlıyor. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve Konyaaltı Dostları Derneği (KDD), bu yaz yeni hayvanların terk edilmemesi için çalışma başlattı. Antalya’ya tatile giden yerli turistler ile yazlık iş yeri kiralayan esnafın, yanlarında getirdikleri evcil hayvanları giderken arkada bırakmaları sorununa karşı Beni Terk Etme projesi hayata geçirildi.
Projenin pilot bölgesi Antalya çünkü, hayvanların en çok terk edildiği turistik bölgelerden biri. Önümüzdeki seneden itibaren Marmaris, Bodrum, Kuşadası ve İstanbul Adalar’ın da çalışma kapsamına girmesi planlanıyor.
Hayvan sahiplerini bilinçlendirecek birçok pano hazırlandı. Karayollarına HAYTAP tasarım grubunun yaptığı posterler asıldı. El ilanları dağıtılmaya başlandı. Bazı okullarda da konuyla ilgili eğitimler verilmesi planlanıyor.
Antalya Müftüsü Mahmut Yeleser de projeye destek oldu. Haziran’ın son cuma günü Antalya ve ilçelerinde “Hayvanlarınızı terk etmeyin” içerikli hutbe okutulmasına karar verildi. HAYTAP Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şenpolat, hutbenin ana konularını kendilerinin belirleyeceğini söylüyor: “Başlıklarımız terk etmeyin, işkence yapmayın, sevginizi Allah’ın yarattığı tüm canlılara paylaştırın olacak. Antalya Müftülüğü bu kapsamda bir hutbe hazırlayacak. Daha önceki projelerimizde de hutbe okutmuştuk. İnsanların maneviyatına seslenmek istedik. Etkili olacağını düşünüyorum.”

ÇOCUKLAR DA OLUMSUZ ETKİLENİYOR

HAYTAP Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şenpolat, hayvanların terk edilmesini, pet shop’larda çok kolay alınıp satılmalarına bağlıyor: “Bazı hayvanlar sadece evde yaşamak için yaratılmış. Çoğunun evlerdeki sıcak ortamlarda bağışıklık sistemleri kırılıyor. Sokağa bırakıldıklarında trafik kargaşasına giriyorlar. Yemek bulamıyorlar. Bunalıma girip intihar ediyorlar. Bu terk ediş çocukları da etkiliyor. Çocuklar bir süre sonra hayvanlara can değil, mal olarak bakıyor. Hayvanlar hediye olarak görülmeye başlanıyor.”

Pako pano

Bu güzel kız ve erkek kardeşi şu an 2 aylık. Hiç terk edilmeyecekleri yuvalar arıyoruz. İstanbul. Tel: (216) 410 40 57.

Resimini gördüğünüz bu çocuk, geçen hafta bulunmuş, barınağa getirildi. Tıraşlı, tasmalı, kucak delisi. Ya kayboldu ya da sokağa bırakıldı. Barınakta kucaklarda geziyor ama onun yeri bir ev ortamı. 3 yaşlarında, 1 numara terrier, dişi. Adını Can Can koyduk. Ona kucak açmak isteyen bir aile bulunursa, hepimiz çok mutlu olacağız. Ankara. İnci Birinci, incibirinci@gmail.com.

Bu minikler annesiz büyütüldü, 4 kardeşler, hepsine bakamayacağımız için yuva arıyoruz. Tel: (541) 256 33 12.

Terry isimli 1 yaşındaki Van melezi erkek kedim, İstanbul Teşvikiye Hüsrev Gerede Caddesi’nde kayboldu. Canım arkadaşım tamamen gri renkli, yaklaşık 5 kilo olduğundan irice bir kedi, tüyleri duman rengi pırıl pırıl. Kuyruğunda hafif bir topaklanma var, yeşil gözlü. İsmine çok alışık. Patileri kocaman. Görenlerin ya da bulanların veya yanlışlıkla evine almış olanların acil beni aramasını rica ediyorum. Ece Esmer Tel: (532) 648 83 66.

2 aylık yakışıklı erkek, sokakta bulunduğunda çok bağırıyordu ve korkmuştu. İç ve dış parazit tedavileri yapıldı, ona ömür boyu bakabilecek sahibini arıyor. İstanbul. Tel: (216) 385 62 52

Adım Gelincik. Uzun burnum ve küçük kafamdan dolayı bu adı aldım. 3 yaşındayım. Araba kazası geçirdiğim için bir kolum diğerine göre kısa. Çok sokulgan, kucağınıza gelmek için her fırsatı kollayan bir kediyim. Kendime İstanbul içinde beni ömür boyu sevecek bir aile arıyorum. Tel: (536) 989 80 74.
Yazarın Tüm Yazıları