Ev hayvanları, her ülkenin, her ulusun kültüründe farklı bir yere sahip.
Örneğin Çin’de yüzyıllardır devam eden, hatta duyanların efsane sandığı enteresan bir gelenek var: Kuş kafesiyle yürüyüşe çıkmak... Buna Çince’de “liu niao” deniyor. Rivayete göre, 17. yüzyılda başlamış bu gelenek. Çin Seddi’ni aşarak Pekin’e akın eden göçebe topluluklar, Çin’in başkentine kuş yetiştirme merakını getirmiş. Başkalarının köpeklerini gezdirmesi gibi onlar da kuşlarını gezdirdiği için “liu niao” deyimi ortaya çıkmış. Şimdi geleneği, emekliler yaşatıyor. Kuşlarını parka götürüp birarada ötmelerini ve yeteneklerini geliştirmelerini sağlıyorlar.
Kuş yetiştirmek geçmişte zenginlerin hobisiydi. Çünkü geniş doğal alanlarda güzel kuşları yakalamak her yiğidin harcı değildi. Zenginler bu işleri adamlarına yaptırıyordu. İşte bu yüzden kuş sahibi olmak, bir kültür ve en önemlisi statü göstergesiydi. Günümüzde kuş besleme tutkusunun hâlâ devam ettiği Çin’de bu alışkanlığın başlangıcı, bugünkü Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuzey doğu bölgesi olan Mançurya’nın Çin’e hakim olduğu 17. yüzyıla kadar dayanıyor. Mançu kabileleri 1644’te Çin Seddi’ni aşıp Pekin’i fethettiler, imparatorluk Mançu Hanedanının eline geçti. Pekin’in yeni fatihleri de başkentte rahat bir yaşam sürmeye başladılar. Çalışmıyorlardı, sadece sanat ve eğlenceyle vakit geçiriyorlardı. İşte bu dönemde kuşlarla ilgilendiler. Kuşçuluk kültürünü geliştirip çevrelerine yaydılar. Tüm günlerini çayhanelerde geçiriyorlardı. Kuşlarını da yanlarında getiriyorlar, yolda bir ellerinde süslü yelpazeleri, diğer ellerinde kuş kafesleriyle dolaşıyorlardı. 1910’dan, yani Çin’in batılılaşmaya başlamasından sonra alışkanlıklar değişti. Şimdi Pekin sokaklarında başka ülkelerdeki gibi köpek gezdirenlere daha çok rastlanıyor. Ama fanatik kuş severler ve gelenekçiler “Kuş kafesiyle yürüyüşe çıkma” tutkusunu devam ettiriyor.
İYİ ÖTEN KUŞLAR 2000 DOLARA SATILIYOR
Bu gelenek en çok emeklilerin hobisi. Onları görmek için insanın sabah erkenden saat 6.00’da kalkması gerek. Çünkü 6.00-8.00 arasında kuş sahipleri, kafesleriyle sokağa çıkıyor. Kuşlarının kalabalık kentte, apartman dairelerinde depresyona girdiğini, ötme yeteneklerini bu nedenle kaybettiklerini düşünüyorlar. Bu nedenle onları sabah yürüyüşüne çıkarıyorlar. Özellikle Pekin ve Hong Kong’da bunu yapanların sayısı çok. Bu duruma Çince’de “liu niao” deniyor. Parkta güzel, bol dallı bir ağaç bulup kafesleri birbirine çok yakın olmayacak şekilde asıyorlar. Tüm kuşlar ötmeye başlıyor. Zaten bu park gezisinin bir amacı da kuşların daha güzel ötmeyi öğrenmesini sağlamak. Kuşlarını parka götürenlerin çoğu bir yandan da Tai Chi yapıyor. Parklara getirilen çoğu kuş ötüşünü geliştiriyor ama ardıç ya da bazı tarlakuşları, kendi seslerinin yanı sıra dağ saksağanının çığlık atışını, kavga eden serçe ya da horozun sesini ve hatta kedinin miyavlaşıyışını ve köpeğin havlayışını bile taklit edebiliyor. Bunu becerebilen kuşların fiyatları 2000 dolara kadar çıkıyor.
Deniz İNCEOĞLU
Basık yüzlü ve burunlu olmak problem yaratabilir
Bazı kedi ve köpeklerin yüz ve burun kısmı, kafatası üzerinde basık olarak şekillenmiştir. Bu durum bazı ırkların arzu edilen kalıtsal özelliğidir. Basık yüzlü olarak bilinen İngiliz buldog, shar pei, King Charles spaniel, Boston terrier, boxer, pug, Pekingese, lhasa apso, shih tzu gibi köpek ırkları ve yine benzer şekilde bir anatomik yapıya sahip olan Himalaya ve İran kedilerinin burun deliklerinde daralma, burun boşluğunun yutak ile birleştiği alanda dokusal anormallikler gibi problemler en sık rastlanılan sorunlar. Basık yüzlü ve burunlu olmaya bağlı problemler genel olarak “brakiyosefalik sendrom” ya da “ brakiyosefalik solunum sendromu olarak” adlandırılabilir. Bu durumda ortaya çıkan üst solunum yolu darlığı problemleri, yukarıda saydığımız köpek ve kedi ırklarında son derece yaygındır. Bir veya daha fazlası aynı anda görülebilen bu problemlerin en bilinenleri, burun deliklerinin darlığı, yumuşak damağın gırtlağa doğru uzayarak boğazı kısmen tıkaması ve nefes borusunun darlığıdır. Problemin devam etmesine bağlı olarak yutaklarda, bademciklerde, küçük dilde ve ses organlarında da problemler oluşabilir. En çok karşılaşılan belirtiler, hırıltılı ve/veya zor nefes alma, öksürme, çabuk yorulma, nefes nefese kalma, öğürme, horlama, huzursuzluk, mukozalarda morarma, yığılıp kalmadır. Bu belirtilerin yanı sıra yutma zorluğu, solunum güçlüğüne bağlı ortaya çıkan anormal vücut duruşu, diş ve diş eti hastalıklarına yatkınlık, göz problemlerinin daha sık ortaya çıkması ve ısı vurmasına karşı aşırı duyarlılık gibi durumlar da görülebilir. Tanısında fiziksel muayenenin yanı sıra, radyografi, endoskopi gibi görüntüleme yöntemleri, kan tahlilleri ve antibiyogram gibi laboratuvar analizleri ve gerek görülürse biyopsiler gibi teşhis yöntemlerinden yararlanılabilir. Problemlerin azaltılması ya da hafifletilmesi için bir çoğu cerrahi olmak üzere değişik tedavi yöntemleri uygulanabilir. Başarı oranı erken teşhis ve etkin yöntemler uygulanması ile artar. Geç kalınmış ve belirtilerin şiddetlendiği durumlarda tedavinin de etkinliği azalabilir. Anestezi açısından da normal kedi ve köpeklere göre daha fazla risk altındadırlar. Bu nedenle basık yüzlü ve burunlu kedi ve köpekler anestezi sırasında ve sonrasında tamamen uyanıncaya kadar çok dikkatli gözlenmelidir.
Pako pano
Sahibi olan ailenin özel sebeplerinden dolayı 1.5 yaşındaki, kısırlaştırılmış, aşıları yapılmış, evde büyümüş dişi kediciğe yeni yuva aranıyor. Acilen yuva bulunamazsa sokağa bırakılacak. Ona ikinci bir şans vermek isteyenler için tel: (505) 933 76 93.
Dokuz aylık, kısırlaştırılmış bu güzel kızı, ailevi sebeplerden dolayı sokağa bırakacaklar. Evde büyümüş sokak bilmeyen kediyi sokağa bırakırlarsa yaşama şansı çok az. Yardımcı olur musunuz? Tel: (216) 384 51 65, (555) 986 97 30.
Pitbul- doberman kırması Zeyno kızımız 1 yaşında ve kısırlaştırıldı. Fakat bulunduğu evde başka kedi ve köpekler olduğu için kendisine bahçeli güzel bir yuva aranıyor. Çok iyi bir bekçi köpeği olabilir. Tel: (532) 432 38 41.