Pazar günleri akşam saatlerinde bizim ev telaşlı oluyor.
Annem her şeyi benim televizyona çıkma saatime göre ayarlıyor.
Önüne gelen bana ‘‘Bakalım bu sefer nasıl olmuş programın Pako?’’ diye soruyor.
Benim bir şeyden haberim zaten yok.
Annem güzel yemekler yapıyor pazarları.
Ama ben perhizdeyim.
Babam tam benim programım başlayınca televizyonu ayarlamaya kalkmasın diye, annem ona sık sık ‘‘Program başlarken netleştirmeye kalkma sonra... Bir tek İspanyol televizyonu çıkmasın yine...’’ diyor.
Beni sevenler telefonla arıyorlar.
Annem ‘‘yönetmen olarak’’ onlara ‘‘kameraya nasıl ışık verdiğini’’ uzun uzun anlatıyor.
*
Benim gibi hem yazı yazan, hem televizyona çıkanların niye öyle olduklarını şimdi daha iyi anlıyorum.
İnsan yan yan yürümeye başlıyor.
Herkes tanıdığı için selam verenler tabii ki çoğalıyor.
Selam vermeyenlere de bakıyorsunuz ki acaba tanır mı diye.
Babam buna ‘‘medyatik üşütüklük’’ diyor.
Babam ‘‘İlerde yolda herkese bakıp sırıtarak yürümeye başlarsın, o bir ileri aşamasıdır’’ diye ekliyor.
Nasıl olsa kendisini tanıyan yok.
*
Geçen hafta bana ‘‘İnt'e de girdin’’ dediler.
Ben böyle tuhaf haberleri sevmiyorum.
Çünkü ‘‘Antibiyotik yiyeceksin’’ dediklerinde, iğne değil, şeker sanıp kuyruğumu boşuna sallamıştım.
Babam ‘‘Tekzibe gidiyorsun yazından dolayı’’ diye haber verdiğinde de sanmıştım ki ‘‘tekzip’’ tatil gibi gidilen bir yer.
Bir yere gidilmedi.
Bu sefer ‘‘İnt'e girdin’’ denilince saklandım.
Meğer TRT-1'den sonra, TRT-İnt'in, yani TRT'nin yurtdışı yayınlarında da programımı yayınlamaya başlamışlar, umumi istek üzerine.
Avrupa'daki Türkler, Asya memleketleri, nereden nereye kadar ‘‘Pako'ya mektuplar’’ ikinci kez yayınlanıyormuş.
Herkes mutlu bu olanlardan.
*
Ben de mutluyum.
Çünkü işe yaradığımı hissediyorum.
İnsanların sokakta bana bakışlarından, artık beni anladıklarını, bizlerle sanki dost olmaya karar verdiklerini biliyorum.
Gözlerinde sevgi var onların.
Bir tek arada bir bizim kara kediyi benim tabağa yakın görüp kovaladığımda babam ‘‘Koskoca yazar ve televizyon ünlüsü oldun, kedi kovalamaktan vazgeçmedin...’’ diye kızıyor.
O kadar.
Yoksa; anladılar beni...
Hayvanseverlerin internet dayanışması: Sokaktaki Melekler
Hayvan dernekleri, barınaklar ve gönüllüler, sokak hayvanları için kalıcı çözümler bulmak amacıyla internet ortamında birleşti. Bahadır Senemoğlu'nun başkanlığını yaptığı Sokaktaki Melekler Grubu, internet olan her yerde hayvanseverlerin iletişimlerini ve yardımlaşmalarını sağlamayı amaçlıyor.
Sokaktaki Melekler, acı çeken hayvanlar için kalıcı çözümler bulmayı hedefleyen bir e-posta grubu. Grubun başkanı 30 yaşındaki Bahadır Senemoğlu. Ankara'da yaşayan Senemoğlu, iktisat mezunu ve yatırım danışmanlığı yapıyor.
Grubun kurulmasına sokaktaki ve barınaklardaki hayvanların çektiği acılar sebep oldu. Bahadır Senemoğlu, Sokaktaki Melekler'i 19 Nisan 2003'te arkadaşları Burcu Işıkçı ve Özgün Öztürk'ün desteğiyle kurdu.
Türkiye'deki dernek ve barınakları tek bir çatı altında birleştirip, birbirleriyle iletişimlerini ve yardımlaşmalarını sağlamak, grubun en önemli amaçlarından biri. Hayvanlara acı çektirenleri ve yok edenleri protesto eden grup, hayvanlar için güzel şeyler yapanları da alkışlamayı ihmal etmiyor.
565 ÜYESİ VAR
Grup hayvan hakları dernekleri ve barınaklarının da dahil olduğu 565 üyeden oluşuyor. Türkiye'nin farklı şehirlerinin yanı sıra Amerika, Almanya ve Hollanda'dan üye olanlar var. Bahadır Senemoğlu grubu kendi sitesi www.delidana.com'dan yaptığı tanıtımlarla oluşturdu ve daha sonra aktif çalışanların çevrelerine duyurmasıyla gruba yeni üyeler eklendi.
Barınaklar grup sayesinde birbirleri arasında daha kolay yardımlaşabiliyor. Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı Sokaktaki Melekler sayesinde 20'ye yakın barınağa yemek yardımı yapmaya başladı. Sokaktaki Melekler'de tanışıp kendi aralarında gruplar kurarak zor durumdaki barınaklara ve hayvanlara ulaşanların sayısı da bir hayli fazla. Yetkilileri kısırlaştırmaya ikna etmek ve hayvan sevgisini tüm insanlara yaymak, Sokaktaki Melekler'in ileriye yönelik hedefleri.
Sokaktaki Melekler e-posta grubuna üye olmak isteyenlerin baha@delidana.com adresine Sokaktaki Meleklere Ekleyiniz başlığıyla bir mail atmaları yeterli.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Kedinizi soğuktan koruyun
Kedim günün büyük bölümünü dışarıda gezerek geçiriyor. Soğuk havalarda dışarıda kalması sağlığına zarar verir mi?
Hipotermi adını verdiğimiz vücut ısısının normal değerler altına düşmesi, kışı dışarıda geçiren kedilerde en sık rastlanan problemdir. Barınacak yerin soğuktan yeterince korunmaması, gıda ile alınan kalorinin yetersiz olması ve ıslak kalma sonucu evcil ya da sokakta yaşayan hayvanlar bu sorunla karşı karşıya gelebilir.
Kediniz günün çoğunu dışarıda geçiriyor ya da tamamen ev dışında kalıyorsa, bahçenizde ya da uygun bir yerde soğuktan ve yağmurdan korunabileceği küçük ve sıcak bir yer hazırlamalısınız. Bu yerin zeminine eski bir battaniye ya da sıcak tutacak kumaşlar koyabilirsiniz.
Dışarıda yaşayan kediler, vücut ısılarını koruyabilmek için ekstra enerjiye ihtiyaç duyarlar. Kedinizini ortalama yüzde 30 daha yüksek enerji içeren yemeklerle ya da hazır mamalarla beslemelisiniz.
Kedinize hazırladığınız barınağa bir su kabı koymayı ve içindeki içme suyunu tazelemeyi ihmal etmeyin. Vücudun susuz kalması yazın olduğu kadar, kışın da karşılaştığımız önemli bir hastalıktır.
Eğer kedinizi tüyleri kabarmış ve titrer bir şekilde bulursanız, bunun hipotermi belirtisi olduğunu hatırlayın. Bu titremenin ve tüylerdeki kabarmanın düzelmesi için kedinizin yavaş bir şekilde ısınmasına yardımcı olun. Kedinizi hızla yüksek ısı uygulayarak ısıtmaya çalışırsanız, ani ısı değişikliği nedeniyle zarar görmesine neden olabilirsiniz. Kediniz ıslak ise, önce bir havluyla onu kurulamayı unutmayın.
ARABANIZIN ALTINDA ISINIYOR OLMASIN!
Kış aylarında kedilerin ısınmak için, park etmiş araçların sıcak motor bölümlerine yakın boşlukları sıkça tercih ettiklerini unutmayın. Motorun bulunduğu bölümde uyuyakalan bir kedi, motoru çalıştırmanızla birlikte yaralanıp ölebilir. Bu nedenle arabanızı çalıştırmadan önce kornaya basabilir ya da motor kapağını açıp kontrol edebilirsiniz.
Pako pano Anadoluhisarı'nın maskotu Tango 5 Aralık'tan beri kayıp. Golden Retriever cinsi Tango 4 yaşında, erkek. Küçük kaçamaklardan her defasında geri dönen Tango bu sefer dönmedi. En çok da 15 yaşındaki Ecem üzülüyor. Anadoluhisarlılar onu arıyor. Görenler 0216 462 12 91, 0216 362 30 99 ve 0542 413 21 65 numaralı telefonlardan bize ulaşabilir.
n 3 yaşındaki kedim Köpük, 15 gün önce Kozyatağı'nda kayboldu. Beyaz renkli, bacakları uzun iri bir kedi. Köpük'ün burnunun üstünde siyah bir lekesi ve boynunda tasmasıyla çıngırağı var. 0532 432 48 25.
n 4 yaşında Akida cinsi yakışıklı bir köpeğim. Adım Çomar. Güzel kızlarla tanışmak istiyorum. mericr@ixir.com.
n 6 aylık erkek sarman kediyim. Tüm aşılarım yapıldı. Çok usluyum ve sıcak bir yuva arıyorum. 0232 231 18 31.