Leylek dostu 9 köy bu yılın misafirlerini bekliyor

Leyleklerin göçü başladı. Birer ikişer bacaların, elektrik direklerinin üstünde yuvalarını kuruyorlar.

Gelişlerini en çok da leylek dostu köyler bekliyor. Türkiye’de böyle dokuz köy var, gelecek yıl sayıları 15’e çıkacak. Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin projesi sayesinde, sulak alanlarını kaybeden Türkiye’yi göç rotasından çıkarmaya başlayan leylekler geri dönüyor. Her mayısın son haftasında düzenlenen bir şenlikleri bile var.

Türkiye son 50 yıl içinde sulak alanlarının yarısından fazlasını kaybetti. Bundan yarım asır önce yaklaşık 2.5 milyon hektar sulak alana sahiptik. Bunun 1 milyon 300 hektarlık bölümünü yitirildi. Sulak alanların azalmasıyla birlikte su bitkileri ve suda yaşayan milyonlarca canlı da kaybolup gitti. Türkiye, su kuşları nüfusunun önemli bir bölümüne de elveda demek zorunda kaldı. Leyleklerin çok önemli göç yollarından biri olan Türkiye, bu kuşların rotasından çıkmaya başladı.
Tükenişin farkına varan ilk insanlardan biri, Ankara Doğa Koruma Merkezi’nden Hilary Verc oldu. Bundan dokuz yıl kadar önce kamuoyunu, sulak alanların korunması ve köylerdeki çıplak elektrik tellerinin giydirilmesi konusunda uyardı. Bu çağrıya ilk kulak verenlerden biri, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmet Arıcı ve eşi Ziraat Yüksek Mühendisi Franziska Arıcı’ydı.
Arıcı’lar önderliğinde, Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olan Uluabat Gölü ve çevre köyler üzerine bir proje ortaya çıktı. “Uluabat Gölü Leylek Dostu Köyler Projesi” geliştirildi. Bu projeye Nilüfer Belediyesi sahip çıktı ve hemen paydaşlar arasına katıldı.

GÜVENLİ TELLER KONFORLU YUVALAR

Su kuşlarının ve özellikle leyleklerin bölgedeki tek sığınma ve beslenme yeri olan Uluabat Gölü’nün çevresi bu hayvanlar için ölümcül tuzaklarla doluydu. Çünkü gölün civarında yer alan köylere elektrik taşıyan teller çıplaktı. Her yıl yüzlerce leylek bu tellere çarparak ölüyordu. Ayrıca, evlerin çatılarında bulunan leylek yuvalarının çeşitli nedenlerle bozulması da leyleklerin üreme olanaklarını ortadan kaldırıyordu. Bu arada göldeki kirlenme sonucu beslenme ortamlarının yok olması, tarımda bilinçsizce kimyasalların kullanımı ve kurbağaların yoğun biçimde toplanması da leyleklerin çoğalmasını engellemişti.
Leyleklerin çoğalma potansiyelinin yüksek olduğu dört köy, pilot bölge olarak belirlendi. Elektrik tellerinin giydirilmesi yani izole kablolu hale getirilmesi için Bursa Tedaş Müessese Müdürlüğü’ne başvuruldu. Hemen harekete geçen müdürlük, 2004 - 2005 yılları arasında, elektrik tellerini izolasyonlu hale getirdi.
Sonra, beton direklere ve çatılara sponsorların ve Bursa İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün desteğiyle yaptırılan 40 leylek platformu yerleştirildi. Bu platformlar yaklaşık bir metreye bir metre ölçüde, tek direk üstüne oturtulmuş ahşap bir masa görünümünde. Yani bir leylek ailesinin rahatlıkla yaşayabileceği büyüklükte.

DOST KÖYLERDE SAYILARI ARTTI

Uluabat Gölü ve çevresindeki tehlikenin geçtiğini hisseden leylekler, ilk yıldan itibaren bu konforlu yuvalara yerleşmeye başladılar, ikinci ve üçüncü yıllarda sayılarında gözle görülür bir artış meydana geldi.
Gölün kimyasallardan arındırılması, bilinçsiz sulamanın ve gübrelemenin önüne geçilmesi gerekiyordu. İşe köylerdeki ilköğretim okullarından başlandı. Öğrencilere çevre eğitimi verilerek leylek yuvalarında gözlemcilik yapmaları için aralarından gönüllüler seçildi.
15 Mayıs 2005 günü, Eskikaraağaç Köyü’nde “1. Eskikaraağaç Leylek Şenliği” düzenlendi. Bu şenlikle leyleklerin Afrika’dan dönüşleri kutlandı, canlı yaşamları köy içinden ve gözlem kulesinden izlendi, projeye destek veren bütün taraflar biraraya gelerek tanışmış oldu. Şenliğe çok sayıda sivil toplum kuruluşunun yanısıra 2 binden fazla insan katıldı. İkinci şenliğe 4 bin, son festivale ise 10 binden fazla insan katıldı.
TEDAŞ, üçüncü şenlikten sonra Uluabat Gölü çevresindeki tüm köylerin elektrik tellerini giydirmek için harekete geçti. Şu anda güvenli köy sayısı dokuz. Önümüzdeki yıldan itibaren altı köy daha leylekler için rahat bir konaklama alanına dönecek.
Beşinci Leylek Şenliği ise 23 - 24 Mayıs tarihleri arasında yapılacak. Çevre köyler gezilecek, Uluabat Gölü ve çevresinde turlanacak, çocukların çektiği fotoğraflar izlenecek ve leyleklere yeniden merhaba denilecek.

Kulak uyuzu, tedavisi olan ciddi bir hastalık

Köpeklerin kulak kanalında görülen önemli paraziter hastalıklardan birisi de kulak uyuzu. Bir çok etken kulakta uyuz oluşturabilir. Aralarında en yaygın olanı, otodectes cyonitis türü böcek. Tedavide veya teşhiste uyuz böceğinin türü önemli değil. Hangi türden olursa olsun kulakta görülen uyuz etkenlerinin oluşturduğu hastalığa genel olarak kulak uyuzu deniliyor.
Kulak uyuzu son derece bulaşıcı bir hastalık. Başka köpeklerden bulaşabileceği gibi kedi, tavşan, hamster ve benzeri evcil memelilerden de geçebilir. Anneden yavrularına kolaylıkla bulaşan bir hastalık. Ancak insanlara bulaşmaz.
En bariz belirti, kulak bölgesinde sürekli kaşıntı ve köpeğin başını silkelemesi. Uyuz etkeninin miktarına ve hastalığın şiddetine göre kaşıntı ve kafa sallama da şiddetleniyor. Hastalık ilerlediğinde kulak kanalında kanamalar ve bu kanamalara bağlı kurumuş kan lekeleri görülüyor. Kurumuş kan, kulak kanalında kahve telvesi gibi bir akıntı ve kir oluşmasına neden oluyor.
Kulak uyuzuna bakteri ve mantar enfeksiyonları da yaygın olarak eşlik eder. Tedavisi mümkün bir hastalık olmakla birlikte tedavi edilmediğinde kulakta kalıcı hasarlara, işitme bozukluklarına ve kayıplarına yol açabilir.
Tedavisinde uyuz etkenlerini öldürecek değişik ilaç türleri, veteriner hekiminizin önerileri doğrultusunda kullanılır. Tedavi çoğunlukla 3-4 hafta kadar sürer. Uyuzla birilikte bakteri ve mantar enfeksiyonları da oluşmuşsa, bunların da tedavi edilmesi gerekir. Kulak kanalının tedavi süresince düzenli olarak temizlenmesi, iyileşme süresini kısaltır.

Pako pano

4 aylık Çiçek ve Gümüş’e bir daha terk edilmeyecekleri yuvalar arıyoruz. Tuvalet eğitimli, çok sağlıklı ve çok oyuncu kızlar. İstanbul. Tel: (216) 384 51 65 - (555) 986 97 30.

2 aylık sarman kardeşler, çok sevilecekleri ve özenle bakılacakları yuvalarını arıyorlar. Parazit tedavileri tamamlandı, çok sağlıklılar, kum kullanıyorlar. Tel: (546) 458 75 56.

Şeker yaklaşık 3.5 yaşında. Aşıları tam. Sağlıklı, cana yakın, uysal ve ve eve uyumlu. Ailesi olmak isterseniz arayın. İstanbul. Tel: (532) 426 15 60.

Bu beyaz terrier İstanbul Kemerburgaz’da terk edilmiş. Acilen yuva arıyor. Genç bir erkek. Tel: (555) 422 88 95.

Ersin Kalkan / ekalkan@hurriyet.com.tr
Yazarın Tüm Yazıları