İstanbul’da yalnız yaşadığım ilk evimdeki ilk kedim Ginger’ı ajanstaki iş arkadaşlarımdan biri otoparkta bulmuştu. Kedi sahiplenmek istediğimi de bildiği için, bir aylık annesiz yavruyu kutuda masama bırakıvermişti. Kendisi güzel, huyu kötü bu kediyi sonunda sakinleştirmeyi başarmıştım. Ama hiperaktif bir kediyi durultma konusunda herkes benim kadar şanslı değil
Ginger, benim için hâlâ dünyanın en güzel kedilerinden biri. Hem tipiyle hem de huyuyla. Zencefil anlamına gelen ismi yanıltmasın, gri-beyaz bir kedi. Gözleri yemyeşil, burnunu kaplayan simsiyah üçgen bir lekesi var. Ağzı da ‘çilek ağızlı’ sıfatını hak edercesine kıpkırmızı. Huyu da güzel diyorum ama başlarda hiç de öyle değildi. Tanıştığımız ilk günlerdeki yabaniliğine diyecek yok. Otoparkta doğmuş, hayatla üzerinden otomobiller geçe geçe tanışmış, gayet korkak olmayı hak eden bir kediydi. Birkaç güne geçer, demiştim. Günler, haftalar geçtiğinde yanıldığımı hissetmeye başladım. Sürekli tıslıyor, çok az kedide gördüğüm, küçük bir patlama sesine benzeyen ‘phhhk’ diye bir şey yapıyor ve sürekli kötü bir koku salgılıyordu. O kadar tedirgindi ki, uykusu geldiğinde bile ayakta uyumaya çalışıyordu. Gözleri kapanıp yana devrildiğinde, bir tıs bir phhkk eşliğinde yeniden kalkıyordu. Sadece uykuya yenik düşüp bayıldığında kucağımda uyuyordu. Bu asabiyetine, uyurken bana saldırmalar da eklendi. Biliyorum, REM uykusunda hareket eden gözbebeklerime atlıyordu aslında. Ama uyurken iki gözün ortasına birden patlayan iki pati ve khhh diyerek kaçan bir kedi çok mutlu duygular uyandırmaz insanda.
HİPERAKTİF KEDİ SORUNU
Kaç kere koltukta oturup, “Allah’ım, neden bana böyle bir kedi verdin” diye ağladığım, bilmiyorum. Bol dua, iyi dilek ve enerji sonrasında altıncı ay civarında bir mucize oldu ve Ginger durulmaya başladı. Savaşlı günlerin yerini, patilerini avcuma koyarak, çenemi veya gıdımı acıtmadan dişlerinin arasına alıp uyuyan kedili günler aldı. Ginger şimdi 8 yaşında, bütün ailenin ilk gözağrısı. Özgürdür ama kucağa da gelir, koynumuzda da yatar. ‘Gerçek kedi’ lakabını tamamıyla hak ediyor. Ben şanslıydım ama bir de sahiplendiği yavru hiç durulmayanlar var. İki sene önce yöneticimin 8 yaşındaki kızı için onlarca yavru arasından sahiplendikleri Hardal mesela. Sarışın bir bombaydı ama güzellikte değil, yaramazlıkta. Koridorda düz yürüyemiyor, yarış arabası gibi duvarlarda manevra yaparak koşuyor, tavşan gibi zıplıyordu. Üç metrelik tavana tırmanıp perdeleri lime lime ediyordu. Gece mutfak kapısını açıp, tezgahta ne var ne yok aşağı atıyor, ekmek kutusundaki ekmekleri çıkarıp bin parçaya bölüyordu. Çok uğraştılar, sakinleşmedi. Hiperaktifti çünkü. Defalarca veterinere gitti, haftalarca orada kaldı. Sonrasını bilmiyorum, öğrenmek de istemiyorum, galiba sokağa geri gitti. Bunu kesinlikle tasvip etmiyorum ama 8 yaşındaki bir çocuğun saldıran bir kediyle yaşamasının da doğru olmadığını biliyorum.
YAPMA RECEP, YAPMA!
Bir başka arkadaşım da aynı dertten mustarip. Sokakta buldukları Recep, evi birbirine katıyor. Yeşim ve Mahmut için uykuya yatmak, savaşta siperde uyumaya benziyor. Çok miyavlayıp apartmanı inlettiği için kapıyı kapatamıyorlar. Zaten artık kapı açmayı da öğrenmiş. Recep sadece yüze saldırmıyor üstelik. El, kol, bacak, neresi denk gelirse artık... Biraz büyüyünce ve kısırlaşınca geçer dedik; geçmedi, geçmedi. Üstelik nerdeyse 1 yaşına geldi. Yeşim’le kahvaltıda buluştuk, parmağımın haline bak, dedi. Tam uykuya dalarken yastığın altına elini sokmuş. Recep de yastığın öbür tarafından dalıp eline saldırmış. Evde yürürken futbolcu gibi bacak koruması takmaya ihtiyaçları var. İşin komik yanını da görüyorlar. “Komşular eve gizli gizli bir erkek aldığımı düşünüyor” diyor Yeşim. Çünkü gece-gündüz “Yapma Recep” şeklinde çığlıklar atan bir kadın var. Hiperaktif kedi aslında duymadığımız bir şey değil. Böyle durumlarda kullanılan hafif sakinleştirici ilaçlar da var hatta. Ama tabii kedinin karakterini öldürmeden, huyunu değiştirmeden, doğru doz ve bilinçli bir tedavi kapsamında etkili oluyorlar.
Pako pano
* 2 aylık kadife tüylü Zeytin kızımıza acilen sevgiyle bakılacağı bir yuva arıyoruz. Yuvanızı böcük kızımızla paylaşmak isterseniz bizi arayın. (533) 529 16 51
* 4 aylık güzel kızımız ve 5 aylık kadife tüylü tekir kız kendilerine kucak açacak sıcak yuvalar arıyor. Minik kedilerimiz oyuncu ve sevilince mırıldar. (536) 437 21 46
* 2.5 aylık Papatya sokaklardan alınıp ilk bakım ve tedavileri yapıldı. Ev adabını bilen, oyuncu, sevecen sağlıklı erkek bebeğin sıcak bir yuvaya ihtiyacı var. (533) 622 44 59
* Calico 2 aylık uzun tüyleri olan rengarenk bir kız. Parazit tedavileri yapıldı, evde yaşamaya alışmış bu son derece sağlıklı kedicik kendisine sevecen bir aile arıyor. (533) 622 44 59
* Somon 4 aylık son derece uysal, sağlıklı, kucağınızdan inmek istemeyecek masum yüzlü bir kız. Parazit tedavileri yapıldı, aşılarına başlandı, ev adabına alışkın. Kendisine kalbini açabilecek bir sahibe ihtiyacı var. (533) 622 44 59