Hamster’larda en sık rastlanan böbrek hastalığı CPN (chronic progressive nephrosis) olarak bilinen kronik nefrozis’tir.
Bu hastalıkta böbrekler büyür ve idrarda çok miktarda protein bulunur. Düşük protein içeren diyetlerle beslenme uygulanması, vücuda giren kalori miktarının azaltılmasıyla hastalık kontrol altına alınabilir. Bu hastalığın yanı sıra hamster’larda "amyloidosis" olarak bilinen ve böbreklerde protein birikmesine bağlı böbrek fonksiyonlarının azalması da sık olarak karşılaşılan bir böbrek rahatsızlığıdır. Bunlara ilave olarak değişik tümörlerin böbreğe yerleşmesiyle de hamster’larda böbrek hastalıkları ortaya çıkabilmektedir.
Hamster’larda böbrek hastalıklarının en göze çarpan belirtileri şunlardır:
Depresyon ve halsizlik
İştahsızlık
Aşırı su içme ve çok miktarda idrar yapma
İdrar yapma sırasında zorlanma ve ağrı belirtileri
Kilo kaybı
Dehidrasyon (vücutta su kaybı) olarak sayılabilir.
Hamster’larda böbrek hastalıklarının teşhisi için veteriner hekiminizin yapacağı fiziksel muayene ve sizden alacağı hastalığın geçmişine ait bilgilerin yanı sıra; kan ve idrar analizleri ve röntgenle görüntüleme teknikleri yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra gerekli görülürse endoskopi, ultrason ve böbrek biopsisi de teşhis için gerekli olabilmektedir.
Hastalığın tedavisinde veteriner hekiminizin belirleyeceği sıvı tedavileri ve beslenmeyle ilgili diyet uygulamaları hayati önem taşımaktadır. Böbrek hastalığına yol açan asıl sorunun tespit edilmesi ve ortadan kaldırılmasıyla hastalık kontrol edilebilir. Eğer hastalığın enfeksiyon etkenleriyle ilişkisi varsa uygun ilaçlarla onların da tedavileri yapılmalıdır. Düzenli olarak tahlillerin tekrarlanması, uygun ve sağlıklı bir ortamda bakılması ve düşük protein ve enerji içeren diyet uygulanmasıyla hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması böbrek hastası hamster’ınızın ömrünü uzatacaktır.
ABD’de 2.6 milyon satan Kötü Kedi kitabı Türkiye’de
Jim Edgar, Amerika’da büyük ilgi gören, Kötü Kedi adlı bir kitap yazdı. Kitapta fotoğraflar ve birkaç satırlık açıklamalarıyla 244 kedi portresi yer aldı. Kedilerin fotoğrafları, mırıl mırıl ortalıkta dolaşıp bacaklarınıza sürtünürken veya odanın bir ucundan gülümsercesine size bakarken olan kedi fotoğraflarından değil. Bu fotoğrafların bazıları çok sevimli, bazıları ise korkunç denilecek türde. Bu nedenle de kitabın kapağında "İçerdiği kedisel malzeme rahatsız edici olabilir" diye bir uyarı yazısı bile var. Kitapta kedilerin karanlık yüzü, sahiplerine asla belli etmedikleri gizli emelleri, bu kitapla komik ve eğlenceli bir şekilde anlatılıyor. Kitap Türkçe’ye de çevrildi ve Arkadaş Yayınevi tarafından yayınlandı.
Microsoft’ta yazılım mühendisi olan Jim Edgar, Washington’da yaşıyor. Evli, çocuksuz. Kedi alerjisi var. Bu nedenle evinde kedisi yok. Ama kedileri uzaktan deli gibi seviyor. Edgar’ın kedi alerjisi olması ve kedileri çok sevmesi onu kedi kitabı yazmaya teşvik etti. Adı Kötü Kedi olan bir kitap çıkarttı Edgar. İçinde topu topu üç sayfa yazı olan kitap 250 sayfa. Çünkü 244 sayfasının her birinde kedi fotoğrafları var. Fotoğrafların altlarında ise kedilerin adları, yaşları ve kısaca özellikleri yazıyor.
Kitaptaki kedilerin fotoğraflarını bizzat kedilerin sahipleri çekmiş ve Workman Yayıncılık’ın "Günde bir yaprak" adlı takvim projesinde yayınlanmak için yayınevine göndermiş. Jim Edgar da bundan esinlenerek fotoğrafları kitap haline getirmiş. Kitaptaki kediler gerçekten de kötü kedi değil. Ama kötü gibi gösterilmek istenen kediler. Bakışları, duruşları, yaptıkları hareketler onların kötü gibi gözükmelerini sağlıyor. Tabii ki bu da kitabın ilginçliğini artıran bir özellik olarak ortaya çıkıyor. Jim Edgar kediler için "Bunlar kötü niyetleri, kötü alışkanlıkları ve kötü tavırları olan, aynı zamanda komik kötü kediler" diyor.
ADEM İLE HAVVA’YI TIRMALAYAN OYDU
Kötü Kedi kitabı 2004 yılında ABD’de yayınlandı. Aylarca New York Times Bestseller listesinde 1 numarada kaldı. 2.6 milyon satışla rekorlar kırdı. Kötü Kedi, Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda, Çin, Japonya ve İsviçre’de de piyasaya çıktı. Jim Edgar, kitabın önsözüne şöyle başlıyor:
"Kedi sana sahiptir, sen kediye değil. Bu böyle biline. Kendini dev aynasında görmenin alemi yok. Zavallı insanoğlu, bu senin kusurun değil. Daha işin başından ta cennetten kovulmandan beri kedi hep böyleydi. Adem’le Havva’yı tırmalayan oydu. Binlerce Mısırlının zihnini çaktırmadan kontrol eden de oydu. Antik Yunan’da ev hayvanı olarak köpeklerin tahtını gasp eden de oydu. Binlerce yıl önce patisini dünya işlerine soktu ve bir daha da çıkartmadı."Cahit AKYOL
KÖTÜ KEDİ BİZDE DE VAR: ADI DA ŞERAFETTİN
Kötü Kedi sadece Amerika’da değil bizde de var. Hatta onlardan daha önce bizde vardı. Ülkemizdeki adı; Kötü Kedi Şerafettin. Kısaca Şero deniliyor. Şerafettin, Çizer Bülent Üstün’ün gerçek hayatta beslediği ve 1996 yılında kaybettiği kedisinin adı. Üstün’ün kendi kedisinden ilham alan çizgi roman kahramanı olarak yarattığı Kötü Kedi Şerafettin, 1996 yılında L- Manyak dergisinde doğdu.
2001 yılında Lombak dergisine geçen Bülent Üstün’ün çizdiği Kötü Kedi Şerafettin karakteri o kadar sevildi ki şimdi 10 yaşında. Hem de bir marka oldu. Şero İstanbul’un Cihangir semtinde belalı bir tekir kedi rolünde. Konuşma yeteneğine sahip. Çizgi romanda yarı insan, yarı hayvan türü bir karakteri var. Kedi desen kedi değil, insan desen insan değil, şeytani bir yaratık gibi dolaşıyor çizgi romanda. İnsan geni taşıyor, birayı, şarabı seviyor, kırmızı Malbuş (Marlboro sigarası) olmadan yapamıyor. Dişilerle oynaşmayı seviyor. Ağzı bozuk, acımasız, düzenbaz.