Ben 13 yaşında 8. sınıfta okuyan bir öğrenciyim. İnsanlara ve hayvanlara karşı derin bir sevgi duyuyorum. Evimde 3 kedim ve bir köpeğim var. Bu yaz tatilimi internette Türkiye çapındaki hayvan barınaklarını araştırarak geçirmeye karar verdim.
İki yıl önce taşındığımız Çayyolu’nda da bir hayvan barınağı olduğunu duydum. Annemle birlikte barınağa giderek hayvanların yaşam koşullarını öğrenmeye karar verdim.
Geçen hafta barınağa gittik. Daha doğrusu barınak adı altında 300’e yakın köpeğin yaşam savaşı verdiği araziye. Sözde barınak diye anılan yerde elektrik yok, ısınma yok, yiyecek yok, sağlık yardımı yok, veteriner yok. Bu yazıyı yazdığım sırada öğrendim ki günlerdir su da yokmuş.
Köpeklerin yardım ister gibi insanlara koşmaları ve hüzünlü bakan gözleri beni fazlasıyla yaraladığı için barınağın geçmişini araştırmaya karar verdim.
4-5 yıl önce ‘Çayyolu Doğal Hayatı Koruma ve Sokak Hayvanlarını Barındırma Derneği’ adı altında bir dernek kurulmuş ve Çayyolu Yenimahalle Belediyesi’ne bağlı olduğu için belediye tarafından derneğe Ankaralılar Caddesi’nde bir alan tahsis edilmiş. Girişine de ‘Yenimahalle Belediyesi’ne aittir’ diye tabela konmuş. Çatısı yağmurda su akıtan derme çatma birkaç kulübe yapılmış ve etrafı telle çevrilmiş. 300’e yakın köpek buraya sığmadığı için tel çitin kapısı açık tutularak köpeklerin boş arazide yaşamalarına izin verilmiş. Bir süre sonra derneğin barınakla ilişkisi kesilmiş. Olan da köpeklere olmuş. Barınak sahipsiz kalmış. Belediye, tabelası ile birlikte yardımı da onlardan almış.
Kısacası, uzun süre sahipsiz hayvanların sahipsiz barınağına bir sahip aranmaya başlanmış. Yenimahalle Belediyesi ‘Bu iş belediyenin görevi değil’ diyerek ‘Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na başvurun’ demiş. Bakanlık ise 4 yıldır bitmeyen ve daha düzenli olacak dediği bir barınak yapıp, köpekleri buraya nakledeceğini söylüyormuş. Zaman zaman da belediye tarafından gönderilen bir veteriner barınaktan 3 - 5 köpek alarak ortadan kayboluyormuş.
Bu arada altı yedi tane hayvan sever kendi maddi imkanları ile gıda, aşı, kısırlaştırma masraflarını karşılamaya başlamış. Suyun da belediye tarafından kesilmesiyle bu yardımseverlerin elleri kolları bağlanmış. Bidonlarla su taşıyarak hayvanların ihtiyaçlarını gidermeye başlamışlar. Ama nereye kadar? Onlar da tükenmiş.
Barınağın suyunun da kesilmesi benim aklıma şu soruları getirdi: Acaba belediye susuzluktan pislik ve hastalık yuvası haline gelecek olan barınağı İl Sağlık Müdürlüğü’ne ‘çevreye zararlı’ diye tasdik ettirip ortadan kaldırmak mı istiyor? ‘Çok güzel koşulları var’ dedikleri Mecunköy’deki 90 köpek kapasiteli barınağa 300 köpeği götürüp bakacağız diyerek imha mı edecekler?
Acaba benim bu yazıma cevap verecek, korkak ve yalvaran gözlerle bakan, bir insan gördüğünde yemek mi getirdiler diyerek koşturan, bizim gibi yaşam hakları olan 300 köpeğe yardım eli uzatacak birileri var mı? / Maden ERDOĞAN
Çanakkale’de Pako Kitaplığı açıldı
Çanakkale Belediyesi , Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği’nin katkısıyla Çanakkale Barbaros Mahallesi’nde bulunan Belediye Belde Kütüphanesi’nde ‘Pako Kitaplığı’ açtı. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, mevcut kütüphenin içinde ayrı bir bölüm olarak düzenlenen Pako Kitaplığı’nın kütüphanenin kuruluş sebebini ‘Çevre ve hayvan ilişkisi, insan ve doğa ilişkisinin bir parçasıdır. Pako Kitaplığı çocukların hayvanları sevmesi için araç olacak, çevre bilincini geliştirecek. Pako ismi bu kitaplıkta yaşayacak’ diyerek açıkladı. Kitaplığa gelen çocuklar Pako Kitaplığı’nda hayvanlarla ilgili kitap okuyup, hayvanların kahramanı olduğu çizgi filmleri izleyebilecekler. Pako Kitaplığı hayvan severlerin desteğiyle büyüyecek. Kitap bağışlamak isteyenler, kitaplarını Barbaros Mahallesi, Aziziye Caddesi, Kardelen Apt. A/2, Çanakkale adresine yollayabilirler. Cüneyt UZUNOĞULLARI
Veterinerlerden kısırlaştırma kampanyası
İstanbul’un bir türlü önüne geçilemeyen sokak hayvanları problemine İstanbul Veterinerler Odası kalıcı bir çözüm üretme yolunda ilk adımı attı. Şehrin bütün semtlerinde yaşayan, mahalleli tarafından iyi-kötü bakılan ve üremesine engel olunamayan sokak hayvanları bir kampanya ile kısırlaştırılacak. İstanbul Veteriner Hekimleri Odası, kendilerine bağlı 220 kliniğin katıldığı kampanyayla bir yıl içinde en az 5 bin hayvanı kısırlaştırmayı hedefliyor. Ancak kampanyanın verimli olabilmesi için İstanbulluların da destek olması gerek.
‘Hayvan severlerin bu kampanyada veteriner hekimlere yardımcı olmasını istiyoruz. Sokak hayvanlarının randevulu olarak getirilmesi, operasyon sonrası bakımları, tasmalanma-işaretlenme, aşılarının yapılması ve yeniden yaşadığı ortama bırakılmasının sağlanmasında hayvan severlerin yardımına ihtiyacımız var.’
İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, hayvanların toplum içinde sağlıklı olarak yaşamaları için ve kısırlaştırma kampanyasında başarılı sonuç alabilmeleri için hayvan severlere önemli bir görev düştüğünü bu sözlerle anlatıyor.
İstanbul Veteriner Hekimleri Odası, sokak hayvanlarına yönelik kısırlaştırma çalışmalarına 1995 senesinde başladı. Eylül ayından itibaren uygulanmaya başlayacak kampanyaya odaya kayıtlı ve ruhsatlı 220 klinik katılıyor. Bir yıl içinde en az 5 bin sokak hayvanının kısırlaştırılması hedefleniyor.
Bu kampanya sadece sahipsiz hayvanlara yönelik. Hayvan severler tarafından kliniklere götürülecek olan sahipsiz kedi ve köpeklere kısırlaştırma ve kuduz aşısı ücretsiz yapılacak. Prof. Dr. Yeşildere, maddi gücü olmayan hayvan sahiplerine kısırlaştırma işlemi uygulanıp uygulanmayacağına veterinerlerin kendi inisiyatiflerini kullanarak karar vereceğini söylüyor.
Kampanya şu an www.kedigen.com, www.havhav.com sitelerinde ve veteriner kliniklerinde yer alacak afişlerle duyuruluyor. Sokaklardaki kedi ve köpekleri kısırlaştırmak isteyen İstanbullular operasyonların yapıldığı klinik, poliklinik ve hayvan hastanelerinin semtlere göre dağılımını ve telefonlarını www.ist-vho.org.tr sitesinden öğrenebilirler.
Prof. Dr. Tahsin Yeşildere
Hayvanları geçekten sevenler bu kampanyaya destek versin
Bu kampanya sokak hayvanları için sağlıklı bir hayat yaratılmasında ve halkın sağlığını koruma yönünde önemli bir görevi yerine getirecek. Mahalleli bu vesileyle sokak hayvanına sahip çıkacak. En önemlisi de hayvan sevgisinin varlığı bu kampanyayla öne çıkacak.
Akdeniz foklarını gördünüz mü?
İskenderun Körfezi’nde balık avlayanlar, denize açılanlar, doğa gezintisine çıkanlar, denizde yüzenler, dalgıçlar, serbest dalış yapanlar, çobanlık yapanlar... İskenderun-Samandağ kıyıları arasında yaşadığı bilinen bu nesli tükenmekte olan Akdeniz sakinine hiç rastladınız mı?
Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı şirketinin ‘Çevresel Yatırım’ programı kapsamında ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü (DBE) ile birlikte yürüttüğü Akdeniz foklarını araştırma projesiyle ilgili vereceğiniz en ufak haber bizim için çok faydalı ve nesli tükenmek üzere olan bu canlıların korunması için önemli bir katkı olacaktır. Görülen Akdeniz fokunun yeri, saati ve gözlenen ayrıntıları çok önemlidir.
Keneler, birçok hayvanda olduğu gibi köpek ve kedilerde de yaygın olarak görülen ve deriye yerleşen dış parazitlerdir. Tüm dünyada yaklaşık olarak 800’den fazla kene çeşidi bulunur.
Uzun otların üstüne tırmanan keneler kedi veya köpeğin vücuduna yapışırlar. Ağız kısımlarını, tutundukları hayvanın derisine gömerek kan emmeye başlarlar. Sadece kan ile beslenen keneler, tehlikeli hastalıkların da bulaşmasına taşıyıcılık yaparlar.
Köpeğinizde ya da kedinizde kene gördüğünüzde ince uçlu bir cımbız ya da kene çıkarmak amacıyla yapılmış kıskaçlı aparatlar kullanmalısınız. Keneyi kafa kısmından ya da kan emdiği ağız kısmına yakın bir yerden yakalamalısınız. Keneyi gövdesinden çekmeyin çünkü bir kısmı deri içinde kalarak problem oluşturmaya devam edecektir. Hafif ve sabit bir şekilde kafa kısmından yakaladığınız keneyi ezmeden ve sağa ya da sola çevirmeden yavaşça deriden çekip çıkarmalısınız.
Kenenin tutunduğu bölgeye yağ, alkol ya da sıcak kibrit değdirilmesi kenenin kendiliğinden kan emmeyi bırakmasına ve düşmesine kesinlikle yardımcı olmaz. Tam tersine bu uygulamalar kenenin daha fazla salya bırakarak daha çok hastalık etkeni bulaştırmasına neden olur.
Keneyi çıkardığınız deri bölgesinde oluşan yarayı evde bulunan bir yara temizleme solüsyonu ile temizleyebilirsiniz. Bu işlemleri yaptıktan sonra ellerinizi yıkamayı unutmayın. Keneyi asla çıplak elle ve parmaklarınızı kullanarak uzaklaştırmayın.