Dün gece evimizin arka bahçesine çıktım; şehir ıssız, yollar bomboş, sokak ışıkları yapayalnız, sadece uzaktan sokak köpeklerinin havlama sesleri geliyor...
Aslında canım sıkkın, bu gece karanlık sokaklardaki, çöp bidonlarının başındaki köpeklere-kedilere, daha doğrusu tüm hayvanlara seslenmek istedim:
‘‘Beni dinleyin...
Bundan böyle daha dikkatli olmalısınız...
Kimi insanlar kafayı üşüttüler...
Çünkü onlar buraya yakın bir yerde kendi çocuklarını dahi acımadan öldürüyorlar...
Biraz önce televizyon yine gösterdi; küçük küçük kızlar, yaşlı-hasta bir kadın, babasının elini tutarak onunla birlikte ölmüş bir oğlan...
Ağzında emdiği meme ile vurulmuş bir bebek...
Bunları insanlar yaptı...
Size acırlar mı?..’’
Böyle seslenmek istedim hayvanlara...
Ama bunu yapamadım, çünkü bağırınca ameliyat yerim acıyor...
Şimdi çocukları niye daha çok sevdiğimi anlıyorum...
Çünkü onlar da bizler gibi, büyüklerin kurbanı olabiliyorlar... Onların da anneleri-babaları öldürülebiliyor, onlar da kötü yürekli büyüklerin acımasızlığına uğrayabiliyorlar...
Elbette tüm büyükler değil...
Zaten çocuklar da, bizler de, acımasızlıklar karşısında iyi yürekli büyüklere sığınmıyor muyuz?..
Canım acıyor, sesim duyulmaz...
İyi ki havlamak yanında, oturup yazı yazıyoruz...
Ben de buradan çocuklara seslenirim:
‘‘Çocuklar...
Çabuk büyümelisiniz çocuklar...
Kucaklarınızda sevgi-barış demetleri ile çabuk yetişin...
Size ihtiyacımız var...
Herkesin sizi beklediğini bilmelisiniz...
Şu anda insanlar... Hatta; ağaçlar, kuşlar, karacalar, yunuslar, orman, deniz, kısacası doğa mutsuz...
Dünya sizi bekliyor...
Çabuk büyüyün...
Yüreklerinizde sevgi, beyninizde akıl, kucağınızda sevgi-barış demetleri ile tez gelin...
Bakın; kötü yürekli büyükler çocuklara dahi acımıyorlar...
Yeryüzü güvende değil...
Çabuk gelmelisiniz...
Size ihtiyacımız var...’’
Hayvanlar hakkında bilmeyip de bilmek istediğiniz her şey
Alman Çoban köpeği varoşlarda, Afgan tazısı varlıklı mahallede
Köpeklerin içinde yer aldığı toplumsal çevreyi göz önünde bulundurduğunuzda ve yeryüzüne dağılımlarına göre bir harita çıkardığınızda, gelişigüzel yerlerde, gelişigüzel şekillerde yaşamadıklarını fark edersiniz. Örneğin Alman çoban köpekleri, Afgan tazılarından ayrı mahallelerde barınır. Birinci cins, genellikle şehrin dışındaki semtlerde, varoşlarda yaşar. Sahibi, 35-50 yaşlarında, ekseri işçi, tüccar ya da zanaatkardır. Köpeğe buyurgan ifadeler taşıyan bir ad koyar ve hayvanı sert bir üslupla eğitir.
Afgan tazısına ise varlıklı mahallelerde daha sık rastlarız. Aydın ve entelektüel sahibi, edebi göndermeler içeren bir isim taktığı köpeğine sık sık, doğru ve yanlış davranış biçimleri üzerine diskur çeker. Köpeklere verilen isimler, hayvanın kendisinden ziyade sahibiyle ilgili fikir verir.
En evcil hayvan ipekböceği
Kelebekler özgürdür ama bir o kadar da uysaldır! Başta kulağa garip geliyor ama dünyanın en evcil hayvanı ipekböceğidir... Çünkü evcilleştirilmiş hayvan, insanlara alışmış hayvan değil; tamamen insanın denetiminde yaşayıp üreyen hayvandır... İpekböceği bunların başında gelir. Bu hayvanın yaşamı baştan sona yapay: Yumurtalar ancak belli bir sıcaklıkta açılır; larva -ipek kurdu- insan eliyle yetiştirilmiş dut yapraklarıyla beslenir ve kelebek ancak üremeye yetecek kadar bir süre, yani birkaç saatliğine yaşar. İnsanın ipek üretimine yönelik ilgisi sönerse, bunu izleyen birkaç gün içinde, bu canlı türü yeryüzünden silinebilir.
Onlar da düş görüyor
Hayvanlar da bizim gibi, düşlerinde birer köpek, inek, maymun olarak, kendi yaşamlarının izleğini görürler. Görülen düşün süresi, hayvanın türüne göre değişir. En çok düş gören hayvanlar, güven duygusuyla rahatça uyuyan avcı etoburlar. Onlarda aykırı uyku evresi, ahırın güvenli kucağında ya da bir kovuğun dibinde oldukları zamanların dışında, epey kısa sürer.
Hayvanların En Güzel Tarihi; Pascal Picq, Jean-Pierre Digard, Boris Cyrulnik, Karine Lou Matignon (İş Bankası Kültür Yay.)
Kur da yapıyorlar, dedikodu da
Hayvanlarla ilgili kitaplar ilginizi çekiyorsa, Kitap Yayınevi'nden çıkan Ulis'in Gözyaşları ya da Köpek Olmanın Güçlüğü ve Düşünen Hayvanlar adlı kitaplar da ilginizi çekecektir. Roger Greiner, Ulis'in Gözyaşları ya da Köpek Olmanın Güçlüğü adlı kitabında, köpekler ve insanlar arasındaki ilişkiyi, edebiyat filtresinden geçirerek tahlil ediyor ve ünlüler ve köpekleriyle ilgili ilginç anektodlar aktarıyor. Prof. Marc Bekoff'un yazdığı Düşünen Hayvanlar ise hayvanların kur yapmaktan dedikoduya, kendi kendini tedaviden beslenme alışkanlıklarına, düş görmekten egemenlik ve çiftleşme davranışlarına kadar uzanan ‘‘insancıl’’ karakteristiklerinden dem vuran öykülerden oluşuyor.
Pako reçeteye girdi
İstanbul Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, her kalp hastasına bir Pako gerektiğini söylüyor: ‘‘Tüm kalp hastalarının sabah akşam en az 20'şer dakika yürüyüş yapmaları gerekir. Enfarktüs geçirdikten ya da bypass ameliyatından 3 ay sonra tüm hastalar bu gerekliliği unutmaktadırlar. Bu nedenle hastaların reçetesine son madde olarak 'Bir adet Pako alıp sabah akşam gezdirmelerini' öneriyorum.’’
SİZ PAKO’YA SORUNPAKO DA UZMANA
Birçok evcil hayvan nöbet geçirir
Bizim 9 yaşında, İspanyol Cocker ırkından, dişi bir köpeğimiz var. Son bir ayda üç kez titreme nöbeti, ardından da kısa süreli baygınlıklar geçirdi. Bunun sebebi yaşlılık veya yorgunluk olabilir mi?
- Titreme nöbetleri, beyinde kasların aktivitesini kontrol eden kısmın aşırı uyarılması sonucu ortaya çıkar. Belli bir eşiği aştıktan sonra açığa çıkan bu nöbetler sağlıklı hayvanlarda ancak baş bölgesine gelecek bir travma ile oluşabilir. Sara (epilepsi) gibi hastalıklarda ise titreme ve nöbetler kendiliğinden ya da çok basit uyarılar sonucunda oluşabilir. Yine beyin tümörleri, beyin kanamaları ve beyine yerleşen bazı enfeksiyon etkenleri de aynı şekilde nöbetlere neden olabilir. Ayrıca bazı kimyasal madde zehirlenmelerinde de bu nöbetler görülebilir. Bu tarz nöbetler gördüğünüzde hemen bir veteriner hekime gitmeli ve köpeğinizin kalp ve genel sağlığını kontrol ettirmelisiniz. Herhangi bir hastalığa bağlı olmadan açığa çıkan sara ise 4 yaşın altındaki köpeklerde kendini gösterir ve sık rastlanan nörolojik bir problemdir. Bu durumdaki köpeklerde uygun ilaçlar kullanılarak nöbetlerin oluşması önlenebilir ya da şiddeti ve sıklığı azaltılabilir.