29 Kasım 2003
Bayram çok güzeldi.<br><br>Ama benim <B>şeker yememi</B> yasakladılar. Ben en çok çocukların bize gelmesine sevindim. Çünkü her biri bir şekerini yere düşürse...
Bizim mahallemiz bayram boyu sanki boşaldı. Bütün gece sahipleri gitmiş, evde yalnız kalmış köpeklerin ağlamalarını dinledim.
Biz insanlar olmadan yapamayız.
Yalnızlık bizi öldürür.
*
Bayram tatilinin en büyük sürprizi ise bizim mahalleye musallat olan hırsızdı.
Daha tatilin başladığı gece komşularımızdan dördünün evini soydu hırsız.
Hırsız bir anda mahallenin efsanesi oluverdi. Bayram kutlamasına gelen herkes onu anlatıyordu.
Bir kişiymiş, genç ve çok çevikmiş. Onuncu kata bile bir zıplayışta çıkabiliyormuş. Gölge kadar sessiz, karanlık kadar gözükmezmiş.
Uyuyan insanların arasına girip, onların saatlerini kollarından almış da, kimse duymamış.
Daha neler neler..
*
Ama farkına vardılar ki hırsız köpek olan evlere girmiyor.
Sırayla iki evi soyuyor, bir evi atlıyor, bir evi daha soyuyor, bir ev daha atlıyor, bir başka eve giriyor.
O atladığı evlerde hep köpek var.
‘‘Mirza’’ların evine de girmeyip, onları geçmiş.
‘‘Mirza’’ benden bile küçük, kuyruğu olmayan, kulakları komik, görünce insanların önce tavuğa benzettikleri bir tuhaf köpek.
Çok korkak...
Bazen kendi havlamasından korkup saklanıyor.
Ama o ‘‘Onuncu kata uçan, gölge kadar sessiz, çevik, akıllı ve cesur’’ hırsız, demek ki ‘‘Mirza’’ dan korktu.
Ve onların evine yanaşmadı.
Böylece ‘‘Mirza’’ tatile gitmiş sahiplerinin evini, farkında olmasa da hırsızdan otomatik olarak korumuş oldu.
*
Niçin bir barınağa gidip evinize küçük bir köpek almıyorsunuz?
Bu dostluğun, bu sadakatin, bu işbirliğinin size ne zararı olabilir?
Sizin yolunuzu gözlemek, siz tatile gidince arkanızdan ağlamak, siz yokken evinizi beklemek için ne kadar çok köpek bir insanın yolunu bekliyor bilemezsiniz.
Kafeslerin arkasında, arada bir barınak kapısına bakarak, hatta durup durup ağlayarak.
Niçin bir dost edinmiyorsunuz?
Bir okşanmak uğruna sizin için canını verecek köpekler...
Öyle bekliyorlar...
Evde beslenen her hayvan PET
Kedi, köpek, balık ve kuş. Eskiden evinde hayvan besleyenler bu dört hayvandan birini seçerdi. Daha sonra hamster, tavşan ve su kaplumbağası da rağbet görmeye başladı. İguana, kertenkele ve akrep ise son dönemin gözde ev hayvanları.
Evde beslenen hayvanlara 'pet'
dendiğini hepimiz biliyoruz, ama evde akrep beslendiği zaman onu 'pet' olarak adlandırmak biraz tuhaf geliyor. İstanbul Hayvan Hastanesi'nin kurucusu Veteriner Hekim Akif Demirel'e pet nedir diye sorduk.
Pet nedir?
-Sözlüğe baktım. Pet pet diyoruz ama nedir diye. Sevilen şey veya evde beslenen hayvan anlamına geliyor.
Eskiden evde beslenen hayvan olarak kedi-köpek gelirdi akla...
-Egzotik hayvanlara doğru bir kayış var insanlarda. Tarantulanın pet olarak kullanıldığını biliyor muydunuz?
Timsah beslenildiğini de duydum...
-Bu bana göre hayvan sevgisi değil.
Size göre hangi hayvanlar pet?
-Kedi, köpek, kuş, papağan, tavşan, balık, hamster, su kaplumbağası, guinea pig, kemirici grubundan gerbil, Amerika'da birçok kişinin beslediği potbelly pig yani göbekli domuz, yılan, kertenkele türleri, bukalemun.
Bu hayvanların hepsinin evde beslenmesi sağlıklı mı?
-Bu artık bir endüstri olmuş. İnsanların hayvanlarının kontrollerini yaptırması lazım. Örneğin su kaplumbağasında özellikle çocuklara geçebilen salmonella hastalığı var. Oysa çocuklar kaplumbağaları elleriyle tutuyor ve seviyorlar. Ellerken eldiven kullanılmalı. Hayvanların satışı yapılırken, hayvanseverlerin de bilinçlendirilmesi gerekiyor.
ÇEKİRDEKLE PAPAĞAN BESLEYEN BİLE VAR
Nasıl beslemeleri gerektiğini veterinerden mi öğrenecekler?
-Veterinerin söylemesi lazım. Satanların da. Sadece çekirdekle papağan besleyenler var. Doğada gezerken o hayvanın her türlü yiyeceğe ulaşımı varken, kafesin içine sokup tuzsuz çekirdeği de koyun önüne, ömür boyu ye babam yesin, siz de ‘‘Yakup Yakup’’ diye sevin onu. Oysa hayvanın meyve, sebze yemesi, vitaminini ve mineralini dengeli alması gerekiyor. En önemli sorunlardan biri de kedi-köpek sorunu. Çocuklar istediği için alıyorlar, sonra da evin ortasına çiş yaptığı için terk ediyorlar.
Barınaklarda bir sürü cins köpek var zaten...
-O hayvanları alırken, birtakım zorlukları olacağını da biliyor insanlar. Sorumlu pet sahipliğini geliştirmek lazım.
Evde kuzu beslense, o da mı pet?
-Pet tabii. Evin içine girmesi de şart değil. Bahçeniz vardır ve bahçenizde pet olarak kuzu ya da at besleyebilirsiniz. Pet olarak inek de besleyebilirsiniz.
Bakımı en kolay hangisi peki?
-Bakımı en kolay olan kedi, köpek, kuş ve hamster.
En masraflı olan?
-Pet olarak at besliyorsanız, size at pahalıya mal olacaktır.
İnsanın en kolay sevgi alışverişinde bulunabileceği pet hangisi?
-O insanların tercihine bağlı. Bazı insanlar sadece kediyi tercih ediyor. Bazıları hamster, kuştan hoşlanıyor.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Köpeklerde gaz problemi
6 yaşındaki Boxer cinsi erkek köpeğimiz son iki aydır sık sık gaz problemi yaşıyor. Tuvaleti de eskisine göre daha yumuşak ve çok. Bu neden kaynaklanır ve nasıl tedavi edilir?
Mide ve bağırsakta gaz oluşumu köpeklerde sık rastlanan sindirim sistemi problemlerinden. Sindirim sisteminde normalden fazla gaz oluşması ve bunun dışarı atılamaması ciddi problemlere yol açabilir. Gazın iki kaynağı vardır. Yemek yerken yutulan hava ve gıdaların sindirimi sırasındaki bakteriyel fermantasyon.
Gaz şikayeti ile birlikte en sık rastlanan belirtiler kusma, ishal, kilo kaybı ve gaza bağlı karın bölgesi rahatsızlıklarıdır. Dışarıdan hava yutarak gaz oluşumu hızlı ve sinirli bir şekilde, adeta yarışır gibi hırsla yemek yiyen köpeklerde görülür. Gıdaya bağlı gaz problemlerine ise en çok soya, baklagiller gibi lif miktarı yüksek besinlerin fazla tüketilmesi, protein veya yağ oranı çok yüksek ya da bozuk gıdalar, laktoz yetersizliği olan hayvanlarda süt ve süt içeren yiyecekler neden olur.
Bunun yanı sıra ince bağırsakta emilimi etkileyen viral hastalıklar, şiddetli parazit enfeksiyonları, bağırsaktaki tümörler de şiddetli gaz oluşumuna yol açabilir. Ekzokrin pankreas yetmezliğinde ince bağırsaktaki sindirim bozulduğu için şiddetli gaz oluşumu ile karşılaşılabilir.
Şiddetli gaz şikayeti olan bir köpeğin tedavi edilebilmesi için, önce gaz oluşumuna neden olan problemin tespit edilmesi gerekir. Hekiminizin yapacağı fiziksel muayene, testler, röntgen ya da ultrason teknikleri bu nedeni açığa çıkarır.
Gıdaya bağlı şekillenen şiddetli gaz şikayetlerinde kullanılan besin maddelerinin düzenlenmesi problemi ortadan kaldıracaktır. Hekiminiz tarafından önerildiyse bağırsakta sindirimi ve emilimi yüksek özel diyetler gaz oluşumunu hızla ortadan kaldırır. Eğer köpeğiniz yemeğini yerken gereğinden fazla hava yutuyorsa, yemeğini az miktarlarda ve birkaç dakikalık aralıklarla verebilir, böylece gaz oluşumunu azaltabilirsiniz.
8 aylık dişi köpek Pegy, 13 Kasım'da Caddebostan İskele Sokak'ta kayboldu. Ondan gelecek haberleri bekliyoruz.
(0532) 622 84 41.
n 3 yaşlarında terk edilmiş gri terrier cinsi köpeğe yuva arıyoruz.
(0555) 339 92 92.
n Çok sevimli, çok uysal iki gözü farklı 4.5 aylık tekir beyaz kedi yavrusuna Ankara'da yeni bir yuva arıyoruz. (0532) 665 98 72.
n Evimin önünde sağ arka ayağı araba çarpması sonucu kırılan bir kedi buldum. Kangrene dönüşmemesi için bu bacağı kalçadan kesmek zorunda kaldık. 6 aylık siyah kırçıllı dişi kediye yuva arıyorum. (0532) 245 13 52.
Yazının Devamını Oku 22 Kasım 2003
Size bizim<B> Gorbi</B> ile bizim <B>Çıtır</B>'ın birbirlerine áşık olduklarını, birisi öbürünün kulağını, öbürü de onun ayağını tutup öyle döndüklerini, babamın <B>‘‘Bunların fantezileri de bir tuhaf’’</B> dediğini geçen günlerde yazmıştım. İş çığırından çıktı.
Çıtır, Gorbi'nin kulağını biraz fazla sıkmış.
Kulağı su topladı, şişti.
Babam ‘‘Erkekler ikiye ayrılır; yakalananlar, yakalanmayanlar...’’ dedikten sonra Gorbi'ye kızdı:
‘‘Sen üstelik kulağından yakalandın Gorbi...’’
Babamın Gorbi'ye kızması bu kadardır. Üstelik o Meclis'te konuşma yapar gibi konuşurken, Gorbi çoktan dönüp gitmiş olur.
*
Gorbi'yi veterinere götürdüler.
Oğuz ve Ateş Abiler ‘‘Ameliyat’’ dediler. Gorbi ameliyat oldu. Dikişler atıldı.
Sonra kafasını sardılar.
Çok komik bir şekil aldı. Ben ilk kez kafası sarılı bir köpek görüyordum; enteresan...
Kafanın tam üstünde bir küçük tencere var ama kulakları o tencereden dışarı çıkıyor, tencere çenenin altından dolanan sargılarla iyice bağlı.
Eve geldiğinde Çıtır onu görür görmez zaten korkup kaçtı.
Oh...
Aşk bitti...
*
Babam eve gelen eşe-dosta Gorbi'yi gösteriyor ve ‘‘Belli bir yaştan sonra çapkınlık yapmanın sonu böyle olur’’ diyor.
İnsanlarda da böyle oluyor mu, olmuyor mu bilemem.
Diyelim ki evin babası çapkınlık yaptı, akşam bir de geliyor ki kafasının üstünde tencere gibi bir şey bağlı, çenesinin altında bir fiyonk...
Aşkı onu ısırmış...
Belki insanlarda böyle değildir.
*
Hayvanların ‘‘duygularının olmadığını’’ söyleyip, bence yeryüzünün en aptalca ve en günah teorisini öne süren Darwin keşke kalkıp görebilseydi duyguyu:
Gorbi'nin sargılardan dolayı çekikleşmiş gözleri yine de Çıtır'dan ayrılmıyor.
Ve durup durup hasretle inliyor.
Çıtır ise dolabın arkasından arada bir kafasını uzatıp Gorbi'ye bakıyor, aşkına koşacak ama arada tencere var.
Ya ben...
Áşık olamayacak kadar yorgunum.
Ağrılarım-sancılarım var.
Eski sevdalarımla yetinip, dalıp gidiyorum...
Pabetland'ın köpeği Püskül
Maslak'taki dekorasyon mağazası Pabetland, sahipsiz sokak hayvanlarının sık sık kapısına uğradığı bir mekán. Mağazanın sahibi Miral Kabaş ve mağaza müdürü Fulya Ulusoy, kapılarına gelen sokak hayvanlarını sahiplendiriyorlar. Gelin görün ki üç ay önce buldukları Püskül'ü ise kimseye vermek istememişler. Dört buçuk yaşındaki Püskül şimdi Pabetland'da yaşıyor.
Pabetland köpeğinizle birlikte alışveriş yapabileceğiniz bir dekorasyon mağazası. Minik köpeklerini kucaklarına alıp gezenler var olmasına var, yine de mağazanın bu uygulamasından çok fazla kişinin haberi yok.
Mağazanın sahibi Miral Kabaş ve müdürü Fulya Ulusoy sıkı birer hayvansever. Bu yüzden bu uygulama hiç de şaşırtıcı değil. İkisinin de evde besledikleri köpekleri var. Fulya Hanım sokaktaki kedi ve köpeklere de bakıyor. Miral Hanım da çocuklarıyla birlikte bulduğu yaralı kuşları iyileştirip salıyor.
Püskül, Pabetland ailesine üç ay önce katıldı. Mağazanın güvenlik görevlisi üç ay önce onu molozların arasına atılmış buldu. İşkence görmüştü; öyle zayıftı ki ayakta duramıyordu. Miral Kabaş ve Fulya Ulusoy, Püskül'ü molozların arasından bir battaniye sararak çıkardılar. O gün bugündür Püskül Pabetland'da. Ofiste yaşıyor ve sabahları mağazanın kafesinde keyif yaparak güne başlıyor.
Kabaş ve Ulusoy'un buldukları ilk köpek değil Püskül. Hayvansever ikili, uzun zamandır mağazanın kapısını mesken edinen kedi ve köpekleri internet aracılığıyla sahiplendirmeye çalışıyor. Şimdiye kadar 12'den fazla sokak hayvanına yuva bulmuşlar.
Hayvanseverleri bilgilendirme günleri
Toptan satış marketi Metro Cash & Carry, evcil hayvanların sağlıklı beslenmesi konusunda kedi ve köpek maması ithalatçısı Global Limited ile birlikte Petinfo Günleri düzenliyor. 21-23 Kasım tarihlerinde devam edecek olan etkinlikte uzman veteriner hekimler, müşterilerden gelen soruları yanıtlayacak ve çeşitli mama örneklerinin içerikleri hakkında bilgi verecekler. Tüm Metro Cash & Carry müşterilerinin davetli olduğu Petinfo Günleri İstanbul Güneşli, Kozyatağı, Büyükçekmece, Ankara, İzmir ve Bodrum'daki Metro mağazalarında gerçekleştirilecek.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Kedilerde böbrek hastalıkları
Sekiz yaşında dişi bir kedimiz var. Son birkaç haftadır çok sık idrar yapmaya başladı ve iştahı çok azaldı. Daha önce beslediğimiz kedimizi böbrek hastalığından kaybettiğimiz için çok endişeliyiz. Hangi belirtiler böbrek hastalığından şüphelenmemizi gerektirir?
Böbrek hastalıkları ve harabiyetleri bazen akut bazen de kronik olarak ortaya çıkar. Akut formdaki böbrek hastalıkları hızlı bir şekilde açığa çıkar, kronik olanlar daha yavaş bir şekilde seyreder. Her yaş ve ırk kedide böbrek hastalığı ile karşılaşılabilir. Ancak özellikle yaşlı hayvanlarda kronik böbrek hastalığı riski daha yüksektir. Gerek akut gerekse kronik böbrek hastalıklarında en sık görülen belirtileri şöyle sıralayabiliriz: İdrar alışkanlığındaki değişiklikler, su tüketiminde artış, iştahsızlık, kusma ya da ishal, denge bozuklukları ya da nöbetler, görme bozuklukları, kansızlık ve bunun neticesinde hálsizlik. Kronik ya da akut, her iki formda da böbrek hastalıklarında hastalık ilerlerken belirtiler de şiddetlenir. Yukarıda saydığımız belirtilerden herhangi biri kedinizde mevcutsa, hiç vakit kaybetmeden veteriner hekiminize kedinizi muayene ettirmelisiniz. Akut formdaki böbrek hastalıkları erken teşhis sonucu başarıyla tedavi edilebilir. Yine kronik böbrek hastalıklarında da uygun diyet, sıvı tedavileri ve ilaç uygulamaları ile kediniz böbrek hastası olmasına rağmen uzun yıllar yaşayabilir.
Pako'ya Mektuplar
Benden korkanları anlayamıyorum
Sevgili Pako;
Sayfanı ve yazılarını okuyor ve bizi temsil etme konusundaki duyarlılığını fazlasıyla takdir ediyoruz. Sayende ilk kez bir köşe yazarımız da oldu. Ailem beni çok çok seviyor. Biricik kızlarıyım onların. Evde yaşamayan abilerim de benim için deli oluyor. Babam evin kralı, annem kraliçesi, ben de prensesiyim. Babamın görevi gereği bir üniversitenin kampusunda yaşıyoruz. Olağanüstü güzel bir yer. Babamla özellikle sabah yürüyüşlerimiz çok keyifli oluyor. Ben biraz sırnaşığım, sevene de sevmeyene de ilgi gösteririm. Benden hálá çekinen ve korkanların olmasını anlayamıyorum. Benim tek istediğim sevgi ve ilgi. Sokaklarda yaşayan dostlarımızın maruz kaldıkları insanlık dışı tavırları düşündükçe de sinir oluyorum. Yine de gelişmelerden umutluyum.
Seni çok seven ve takdir eden kardeşin;
Prenses Sarıhan
Pako pano
Apartmanımızın bahçesinde baktığımız dört adet 1,5 aylık köpek yavrusuna yuva arıyorum. (0216) 567 65 98.
11 Kasım'da eski Halkalı çöplüğü yakınlarında, ağır yaralı Golden Retriever cinsi bir erkek köpek bulduk. 5-6 yaşlarında, çok akıllı ve 3644 şecere numaralı köpeğin koyu mavi bir bel-boyun tasması var. Küçükçekmece Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü'nde tedavi görüyor. Sahibi (0212) 424 07 24 ve (0212) 424 07 53 numaralı telefonları arayabilir.
2 aylık gözleri iyi görmeyen erkek kediye yuva arıyoruz. Evimizde kedi olduğu için onu vermek zorundayız.
(0532) 724 04 14.
Benim adım Tonton. 6 aylık erkek köpeğim. Çok usluyum, hiç havlamıyorum. Beni yuvanıza alır mısınız? (0216) 355 17 34; (0532) 271 11 48.
Esin Elingür, 25 senedir Tuzla Tepeören'de bir arsada çok sevdiği köpeklere bakıyor. Saint Bernard'lar, Danua'lar, Kaniş'ler, sokak köpekleri ve türlü cins köpekler, onun ilgi ve şefkati sayesinde mutlu mesut yaşıyor. Esin Hanım, elinde olmayan nedenlerden ötürü gece-gündüz baktığı köpeklerinin bir kısmına veda etmek zorunda. Tek dileği onlara severek bakacak aileler bulmak. Siz de bir köpeğe yuvanızı açmak istiyorsanız, (0216) 593 02 37 numaralı telefonu arayabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku 15 Kasım 2003
Bu sefer de <B>Etiler</B>'deki bir evde yaşayan<B> Migi</B>'yi sokağa atmaya karar verdiler. Hem de mahkeme kararıyla.
Ben biliyorum, bir salonda insanlar toplanmışlardır, avukat olanı Migi'nin ne kadar kötü bir şey olduğunu, ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmıştır.
Tehlikeli Migi on beş kilo var-yok.
Upuzun kulaklarını çıkartsanız yarısından çoğu gider. Onu istemeyen adamın postalları büyüklüğünde bir Cocker köpek o.
*
Oysa bizimkiler geçenlerde sevinip‘‘ Avrupa sözleşmesi resmi gazetede yayınlandı, artık kimse köpeği-kediyi sokağa atamaz, terk edemez, buna zorlanamaz’’ diyorlardı.
İnsanların kendi aldıkları kararlara da saygısı yok demek.
Üstelik Ümit Çetin abinin yazdığı habere göre mahkeme Migi hakkında şöyle karar verdi:
‘‘Devlet zoruyla sokağa atılmasına...’’
*
Migi için ‘‘Devlet zoru’’ fazla bence, bir tekme atsalar, uçup gider o küçük köpek.
Koca devlet Migi için niye zor kullansın?...
Devletin başka işi yok mu?..
Migi küçük ve zavallı.
Dili yok, gücü yok, hakları yok, savunmasız...
Öbürü devlet...
*
Benim anlayamadığım ‘‘Evcil hayvanların asla evlerinden atılmamasını, terk edilmemelerini, bunu yapanların dahi cezalandırılmasını’’ o resimli gazetede bir ay önce yayınlayan da devletti.
Migi'nin evden atılmasını isteyen de devlet.
İki devlet mi var.
Ben köpeğim bunları akıl ediyorum da, o solondaki insanların aklına niye gelmedi?..
*
Şimdi insanları daha iyi anlıyorum.
Bence onların devamlı birbirleriyle kavga etmelerinin nedeni, kendi koydukları kurallara uymamalarından.
Oysa biz kurallarımıza uyarız.
Birisine dişimizi gösterdiğimizde demek ki kızdık. Kuyruğumuzu salladığımız zaman ise demek ki sevdik.
Bunun tersi asla olamaz.
Kuyruk sallayarak kızan, dişini göstererek seven köpek hiç kimse görmemiştir.
Çünkü yoktur.
Peki devlet niye hem seviyor, hem kızıyor?
Niçin Migi'yi korumak için karar çıktı resimli gazetede, ama onu atmaya karar verdiler.
Ben devletten daha mı ciddiyim?..
Her sabah 05'te 200 sokak hayvanını besleyen profesör
Maltepe Üniversitesi Medeni Hukuk Profesörü İsmet Sungurbey (76) ülkemizde hayvan hakları konusundaki mücadelenin önde gelen isimlerinden. İki ciltlik Hayvan Hakları kitabının yazarı. Hazırladığı hayvan hakları yasa tasarısı 15 sene önce Meclis'e sunuldu. Kendi deyimiyle o gün bugündür ‘‘sallanıp duruyor’’.
Yaz-kış her sabah saat 05.00'te evinden çıkıyor ve emektar arabasının bagajına yüklediği yiyecekleri gruplar halinde kendini bekleyen kedi ve köpeklere dağıtıyor. Sungurbey'le yağmurun çiselediği soğuk bir kasım sabahında saat 05.00'te Yedikule'deki evinin önünde buluştuk. O çok sevdiği hayvanlarını besledi, biz ona sorularımızı yönelttik.
Kaç senedir sokak hayvanlarını besliyorsunuz?
-Çocukluğumdan beri hayvanlara çok düşkünüm. Şu anda 76 yaşındayım, 26 senedir kimsesiz hayvanlara hizmet veriyorum. Sabah 05.00'te Yedikule surdışından başlıyorum, Aksaray'a kadar 10 yerde gruplar halinde beni bekleyen yaklaşık 200 kediyi ve köpeği besliyorum. 09.00'a kadar devam ediyor işim.
Zor olmuyor mu sizin için?
- İki sene önce ağır bir hastalık geçirdim. Bir şoför tuttum, ama bakmadı hayvanlara. O yüzden kendi işimi kendim hallediyorum. En büyük sıkıntım hayvan düşmanları. Saldırıya bile uğradım. O yüzden hırsız gibi gizlice bakıyorum hayvanlara. Emektar arabamın bagajını geceden ciğer, balık ve kaşar peyniriyle dolduruyorum ve sabah 05.00'te yola koyuluyorum.
Kediler daha çok ilgi gösteriyor gördüğüm kadarıyla?
- Evet, kediler çoğunlukta ama köpekler de var. Arabayı motor sesinden tanıyorlar, geleceğim saati de hepsi biliyor.
Evinizin bahçesinde de kedileriniz var. Kedilere daha mı düşkünsünüz?
- Bütün hayvanları çok seviyorum. Kumruları, martıları da besliyorum.
Hayvan hakları yasa tasarısı her sene gündeme geliyor, ama bir türlü Meclis'ten geçmiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Yasa tasarısını 15 sene önce Erdal İnönü'ye verdim. Çok sevindi ve söz verdiği gibi Meclis'e sundu. 15 yıldır da sallanıp duruyor. Bir ay önce İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ‘‘Hayvan itlafı yasaktır’’ dedi, Çevre Bakanı Osman Pepe de ‘‘Hayvanseverlere ilgisiz kalamayız’’ şeklinde bir açıklama yaptı. Bu açıklamalar beni gerçekten çok mutlu etti.
Bu açıklamalar gerçekten umut verici ama uygulamaya geçilir mi dersiniz?
- Uygulanması şart. Avrupa Birliği'ne girmek istiyoruz. Bizi almamak için zaten bahane arıyorlar. Bizde zulüm devam ettikçe, deve iğneden geçer biz Avrupa Birliği'ne giremeyiz.
Ders vermeye devam ediyor
Hukuk Profesörü İsmet Sungurbey, 50 sene İstanbul Üniversitesi'nde ders verdi. Halen Maltepe Üniversitesi'nde ders veriyor. Sungurbey'in yazdığı Hayvan Hakları adlı kitabın ilk cildi 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, ikinci cildi dört sene önce Maltepe Üniversitesi tarafından basıldı.
Allah’tan dileğim beni peri yapsın hayvanları doyurmaya devam edeyim
Hayvan sevgisi Allah'ın bir lütfu. Bazı insanlar ne yazık ki bu sevgiden yoksun. Mutlu kılan mutlu olur. Hálim olmasa da, dışarıda kar ya da kavurucu sıcak olsa da hayvanlarımı beslemek için çıkarım. Allah'tan bir dileğim var. Beni cennete almak yerine bir melek ya da peri yapsın. Ben de hayvanları doyurmaya devam edeyim.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Köpeklerde katarakt operasyonla düzeliyor
Benim 12 yaşında Kaniş Terrier cinsi bir köpeğim var. Adı Puppy. Yaşı ilerlediği için katarakt oldu. Bununla ilgili bir gelişme olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Bir ilaç ya da ameliyat imkanı var mı?
Katarakt köpeklerde en sık rastlanan göz hastalığı. Gözün lens tabakasında bulutsu ya da buz görünümünde bir tabaka dikkati çeker. Normalde gözün lens tabakası yüzde 66 su yüzde 33 proteinden oluşur ve bu oran vücuttaki kompleks sistemler tarafından sabit tutulur. Eğer lensteki bu su/protein oranını sabit tutan biyomekanik sistemde aksaklık oluşursa, lens tabakasına normalden fazla su pompalanır ve lensteki suda çözülmeyen protein oranı da yükselir. Bu durumda lens tabakası geçirgenliğini yitirir ve katarakt şekillenir. Buna bağlı olarak da görme problemleri ortaya çıkar. Bu şekilde oluşan kataraktın altı yaş ve üstündeki köpeklerde görülen şekline senil katarakt denir.
Köpeklerde yaşlılığa bağlı olarak normal kabul edilen gözdeki nüklear sklerozis tablosu da çoğu kez katarakt ile karıştırılır. Katarakt şüphesi ile klinik muayeneye gelen köpeklerin çoğunda katarakt değil, nüklear sklerozis bulunur. Nüklear sklerozis yaşlı köpeklerde gözün lens tabakasında meydana gelen normal bir değişikliktir ve lenste yüzeysel bir grileşme olarak karşımıza çıkar. Altı yaş ve üstündeki köpeklerde genellikle aynı anda iki gözde birden şekillenir. Nüklear sklerozis'de lensteki linear liflerin yaptığı basınç gözdeki saydamlığı azaltır. Ancak bu durum bir görme problemine yol açmaz ve çoğu kez tedavi gerektirmez.
Köpeğinizi bir veteriner hekime götürdüğünüz zaman, problemin katarakt mı yoksa nüklear sklerozis mi olduğu ortaya çıkar. Katarakt varsa değişik cerrahi yöntemlerle lensteki bulanıklıklar düzeltilebilir. Bu operasyonlar ülkemizde de yapılıyor. Eğer köpeğinizin gözündeki problem yaşlılığa bağlı nüklear sklerozis ise tedavi gerekli değildir.
Pako Pano
Lolita'nın dört yavrusuna aile arıyoruz. (Tel: (0212) 677 08 87)
Ben bir yaşında, erkek, safkan İngiliz Setter'im. Küçükyalı'da sokağa terk edildim. Çevreden bana yemek getiriyorlar, ama ben sokakta yaşamaya alışık değilim. Beni evinize alır mısınız? 0216 383 98 24.
Maslak'ta 45 günlük iki yavru köpek buldum. Kendi köpeğim Zibidi yavruların gelişine ne yazık ki çok sevinmedi. Cuma ve Browni adını taktığım yavrulara yeni bir yuva arıyorum. 0212 283 67 57.
İki yaşında kahve-siyah-beyaz Collie cinsi köpek sokağa terk edildi ve kendisini sahiplenecek bir aile bekliyor. 0532 774 82 76.
Üç aylık erkek pisiciği sahiplendirmek istiyorum. ebrugungor@kedilerimiz.com
Terk edilmiş dört aylık Setter Ataşehir Barınağı'na bırakıldı. İlgilenenler
0216 499 83 90'ı arayabilir.
Yeşilköy sahilinde dünyalar tatlısı bir erkek Terrier bulduk. Tuvalet terbiyesi olan köpeğe aile bulmak istiyoruz.
0537 327 47 01.
Yazının Devamını Oku 8 Kasım 2003
Aslında ben <B>‘‘aşk üzerine’’</B> yazı yazmayacaktım.<br><br>Ama herkes yazıyor. Bir de bizim aşklarımızın olmadığını düşünsünler istemem.
Aşk insanlara özgü bir şey değil. Kuşlar, filler, karacalar, aslanlar, kediler, köpekler, kısacası tüm canlılar tabii ki áşık olurlar.
Ben ilk áşık olduğumda çok küçüktüm.
Komşumuzdu o...
Çitin aralığından burnumu uzatıp onu öperdim. Ama asla biraraya gelmemiz mümkün değildi, yasaktı...
Sonra bir gün bizimkiler durumun farkına vardılar.
Babam beni karşısına oturtup, upuzun bir söylev çekmişti bana:
‘‘Bir defa o Kangal... Senin otuz mislin, boylarınız uymuyor... Nasıl olacak o iş?... Ayrıca sende yükseklik korkusu var...’’
Zaten sonradan vazgeçtim o aşktan.
Umutsuz bir aşktı.
*
Bugünlerde aptalca bir áşk izliyoruz.
Bizim Gorbi bizim Çıtır'a aşık oldu. Çıtır çok güzel bir genç kız, tamam... Gorbi ile boyları da uygun. Ama yaptıkları şeylerden ben bir şey anlamıyorum.
Bütün gece bahçede kaybolup, sonra üstleri-başları yaprak ve çer-çöp içinde içeri giriyorlar.
Gorbi'nin gözleri şaşı oldu, nereye baktığı belli değil.
Yaptıkları şeyler tuhaf.
Gorbi, Çıtır'ın kuyruğunu ısırıyor, o da onun arka ayağını alıyor ağzına, öylece dönüp duruyorlar.
Dönme dolap gibi.
Dön dön nereye kadar?
Gorbi'nin gözleri daha da şaşılaşıyor.
Babam ‘‘Bunların fantezileri de bir tuhaf’’ diyor.
İkisi bir tabaktan yemek yemeye başladılar. Elbette önce Çıtır yiyip bitiriyor, salak Gorbi'ye kalırsa dibi...
*
Olsun yine de aşk güzel bir şey.
Hayvanların da aşkları vardır.
O aşk sonunda yuvalar kurup, yavrularını yaparlar.
Minik serçe yavruları görürseniz dallarda, onların mantık değil, aşk çocukları olduğunu unutmayın. İnce bacaklı taylar, minik kedi yavruları, kendi kuyruğunu kovalayan bir köpek yavrusu...
Yunusların aşkları uğruna okyanusu aştıkları yazılıdır... Kimi kelebekler sevişince öleceklerini bilip, aşkları uğruna ölürler... Sıcağı seven kediler aşk uğruna değil mi ki en soğuk ayı çatılarda geçirirler...
Ama insanoğlu tüm bunları göremez...
Anlayamaz...
Birçok şey gibi...
Bebekli evde hayvan beslenir mi?
Aileye bir bebek katılacağı için terk edilen hayvanların sayısı bir hayli fazla. Esra Demir Çankaya ise 4,5 aylık kızı Azra'yı 2 yaşındaki köpeği Jaga ile birlikte büyütüyor. Bu uğurda babasıyla bile küsmüş. Oysa danıştığı doktorların hepsi onun bu tavrını destekliyor.
Esra Demir Çankaya, kucağında 4.5 aylık kızı Azra Naz ve yanıbaşında 2 yaşındaki Sibirya Kurdu Jaga ile karşılıyor bizi. Jaga, Eskimo klanının en güzel kızına verilen isim. Doğduğundan beri Çankaya ailesiyle birlikte. Esra Hanım'ın yakın çevresi, hamileliğinin belli olduğu andan itibaren ona köpeğinden vazgeçmesi için telkinlerde bulunmaya başlamışlar. ‘‘Köpek bu, çocuğu boğabilir’’ diyenler bile olmuş. O ise bütün bu sözlere kulaklarını tıkamış, hatta bir dönem babasıyla küsmüş.
Azra Naz, sekiz aylık doğmuş. Bu erken doğumu evde köpek olmasına bağlayanlar da çıkmış. Doktoru ise Esra Hanım'a, varlığına alışması için Azra'nın giysilerini Jaga'ya koklatmasını tavsiye etmiş.
‘‘Köpeğe sağlıklı bir şekilde bakıldıktan sonra, bir sorun olacağına inanmıyorum. Amerika'da birçok ailenin köpeği var ve çocukları da gayet sağlıklı. Köpeksiz çocuk büyütmeyeceğim.’’ Esra Hanım, Azra Naz eve geldikten sonra Jaga ile kaynaşmalarını sağlamak için ne yapabileceğini düşünmeye başlamış. Köpek eğiten bir arkadaşının önerisi üzerine, Azra'yı çırılçıplak soymuş ve göğüs ayraç kemiğine Jaga'nın en sevdiği yemeği koymuş. Jaga yemeği aldıktan sonra Azra'yı yalamış. O günden beri Jaga, Azra'yı kardeşi gibi görüyor. Yabancıların ona yaklaşmasına kesinlikle izin vermiyor.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Pediatri Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Elif Dağlı
Küçük kemirgenler ve kuşlar dahil olmak üzere tüm sıcakkanlı hayvanların idrar, gaita ve tükürükleri alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Evde hayvanlarla ilgili alerjenleri ortadan kaldırmak için en etkin yöntem hayvanın evden gitmesidir. Hayvanları yıkamak için kullanılan değişik yıkama protokolleri havada varolan hayvan alerjenlerini azaltabilir. Hayvanların yıkanması ihmal edilmemelidir. Eğer ki hayvan evden gitmiyorsa, en azından yatak odasına girmesine izin verilmemelidir. Bunun yanında hayvanın halılar ve kumaşlı mobilyalar ile teması da mümkün olduğunca aza indirgenmelidir.
Ben sokakta bulunmuş Boxer ve Pitbull melezi bir köpeğim. 1 yaşındayım, dişi ve çok sevimliyim. Bana kucak açacak bir aile arıyorum. (0555) 372 04 59.
7 aylık erkek siyah labrador kendine sıcak bir yuva arıyor. (0532) 235 88 63.
2 yaşında kahverengi-siyah-beyaz renkli bir Collie'yim. Benim ailem olur musunuz? (0532) 774 82 76.
Biz 4 Sibirya Kurdu ve 4 Fox Terrier melezi kardeşleriz. Ailemiz bizi çok seviyor, ama çok kalabalık olduğumuz için bizi sevecek başka aileler de arıyoruz. (0555) 372 04 59.
3-4 aylık bir Ankara kedisi buldum. Evimde beş tane kedim olduğu için Ankara adını taktığım kediye kucak açacak bir aile arıyorum. (0212) 354 21 21; (0212) 587 59 92.
3 aylık kediye İzmir'de bir aile arıyoruz. (0533) 418 50 71.
Yazının Devamını Oku 1 Kasım 2003
Haberi bana okudular.<br><br><B>Kayseri</B>'de tavşan güzellik yarışması düzenleyip, en güzel tavşanı seçtiler. Hem de Hilton'da...
Sonra...
Sonra tavşanları yediler.
Haberde bir resim vardı, bizimkiler uzun uzun o resme baktılar ama kimse konuşmadı.
Resimde insanların kucağında yarışmaya katılan tavşanlar gözüküyorlardı. Upuzun ve bembeyez tüyleri vardı. Kulaklarını arkaya yatırmışlar, kimisi kucakta olmanın mutluluğu ile gözlerini kapatmıştı.
En güzel tavşanı seçtiler, sonra yediler...
Bu ne anlama geliyor bilemiyorum. Daha doğrusu biz bunu nasıl anlayabiliriz, şaşkınım.
*
Yani şimdi sevdikleri için mi yediler?..
İyi ki köpek eti yenilmiyor ve ben Kayseri'nin o hayvanseverlerinin (!) birincisi değilim.
Annem suskunluğunu sürdürdü ama babam ‘‘Belki de insanlar sevmeyi bilmiyorlar. En sevdiklerini ‘aşk cinayeti’ diye öldürmeleri de böyle bir şey olmalı’’ dedi.
Bence değil.
Babam yine insanların sevgisizliğine kılıf bulmaya çalışıyor ama bulamıyor.
Bu apaçık duygusuzluk.
Bir insan biraz önce tüylerini okşadığı, çok güzel bulduğu ve gözlerinin içine baktığı canlıyı kesip yiyebilir mi?..
Hem de jüri kurup en güzelleri seçerek...
*
Yoksa o yarışmanın jurisini oluşturanErciyes Veteriner Fakültesi'nde veterinerler bu sevgisizlik ve duygusuzluk ile mi yetiştiriliyorlar?.. Ki en beğendikleri hayvanı kesip oturup yesinler?...
Peki o misafirler arasında bir tek insan (!) yok muydu ‘‘İnsanların duygularını hafife alıp saygısızlık yaptınız’’ desin?..
Canım sıkıldı...
İnsanoğlunun bu acımasızlığına...
Siz juri kurup en güzel-sevimli tavşanı seçin, sonra da oturup onu yiyin...
*
Zaman zaman insanların giderek daha merhametli ve sevecen oldukları duygusuna kapılırım.
O jurinin kucağında, upuzun tüylü, upuzun kulaklı, pırılpırıl gözlü tavşanlar da belki sevildiklerini sanmışlardı.
Birisi -ki o muhtemelen kraliçe seçilmişti- gözlerini mutlu mutlu kapatmıştı.
Jurinin kendisini yiyeceğini elbette bilmiyordu.
Baliç köpekleri uzaktan severdi, Paşa'dan sonra sıkı bir köpeksever oldu
Galatasaray'ın Boşnak futbolcusu Baliç, eskiden köpekleri uzaktan severken sıkı bir köpeksevere dönüştü. Kız arkadaşının ısrarıyla aldığı Rotweiller cinsi Paşa, şimdi onun çocuğu gibi. Baliç'le Galatasaray'ın Florya'daki tesislerinde ‘‘Artık onsuz yaşamam çok zor’’ dediği Paşa'yı konuştuk.
Paşa'yı almaya nasıl karar verdiniz?
- Ben köpeklere çok da düşkün değildim. Kız arkadaşım çok seviyor ve köpek almamız için çok ısrar etti. Önce istemedim ama ‘‘Alışırsın’’ deyince almaya karar verdim. Beraber yaşamaya başladıktan sonra da gerçekten çok sevdim.
Neden Rotweiller cinsini tercih ettiniz?
- Ben daha çok sert köpekleri seviyorum.
Paşa sert bir köpek mi peki?
- Cins saldırgan olmasıyla tanınıyor ama Paşa çok iyi huylu bir köpek. Biz öyle yetiştirdik. Bebek gibi büyüdü. Saldırma huyu yok. Diğer köpeklerle de çok güzel oynuyor. Ondan sonra bir Golden Retriever yavrusu aldık. Paşa biraz kıskanç bir köpek ama yine de onunla ilgileniyor ve ona sert davranmıyor.
Antrenmanlar, deplasmanlar... Zor olmuyor mu bakmak?
- Tek başıma olsam almazdım. Çoğu zaman kız arkadaşım ilgileniyor zaten.
Paşa hayatınızı çok değiştirdi mi?
- Çocuğum gibi oldu. Onsuz nasıl yaşarım bilmiyorum. Eve döndüğüm zaman beni özlediğini görüyorum ve çok mutlu oluyorum. Yakında bahçeli bir eve taşınacağız ve orada daha da rahat edeceğiz.
Beraber top oynuyor musunuz?
- Paşa top gördüğü zaman dayanamıyor. Beraber sürekli top oynuyoruz diyebilirim. Bir de suyu çok seviyor. Banyoyu dolduruyoruz ve Paşa yüzmeye çalışıyor. Onunla gerçekten çok iyi vakit geçiriyoruz.
Tesislere de çok sık getiriyorsunuz Paşa'yı. Takımda köpekten korkan var mı?
-Korkan birkaç kişi var ama takımın yüzde 80'i seviyor. Zaten takımdakilerin çoğunun da köpeği var.
Köpeklere düşkün olmayan birinin şimdi sıkı bir köpeksever olması gerçekten ilginç...
- Eskiden köpekleri uzaktan severdim. Bir gün köpeğim olacağını hayal bile edemezdim. Paşa'dan sonra diğer köpeklere de daha farklı bakmaya başladım. Sokak köpeklerini gördüğüm zaman beslemek ve onları da eve almak istiyorum.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Kedim kuyruğunu hareket ettiremiyor
Üç yaşındaki dişi kedimiz iki gün ortadan kayboldu ve döndüğünde kuyruğunu hareket ettirmeden arkasında sürüyordu. Daha sonra idrarını ve kakasını da tutamamaya başladı. Bu neden kaynaklanabilir?
Kediniz iki gün boyunca ev dışında kaldığı için dışarda başına ne geldiğini kestirmek oldukça zor. Ancak kuyruğun hareketsiz olması ve arkasında kımıldatmadan sürünmesi kuyruk omurlarına yakın bir bölgede bir travmaya maruz kalmış olabileceğini akla getiriyor. Yine aynı bölgede sinirlerin çalışmasını engelleyen başka problemler de söz konusu olabilir. Daha sonradan gelişen idrar ve dışkı tutamama problemleri de bu şüpheyi kuvvetlendiriyor.
Kuyruk omurlarında ya da daha önceki bir bölgede yer alan kemiklerde kırık ya da çatlaklar sonucunda şişlik oluşur ve bu şişlik kuyruk sinir iletiminin aksamasına neden olabilir. Doğrudan sinirlerde meydana gelen hasarlar da kuyruğun sinir iletimini aksatabilir. Bu bölgede oluşan travmanın şiddetine göre, bağırsak ve idrar sisteminin çalışmasını sağlayan sinirlerin de hasar görmesi bu organların işlevleriyle ilgili problemleri de açığa çıkarabilir.
Bu konuda yapılması gereken ilk şey veteriner hekiminize kedinizi muayene ettirmektir. Eğer kedinizin problemleri o bölgeye aldığı bir darbeden kaynaklanıyorsa, veteriner hekiminiz görüntüleme teknikleriyle kemiklerde meydana gelen kırık ya da çatlakları tespit edecektir. Eğer kuyrukta kırık ya da çatlak varsa uygun bir tedavi yöntemi ile problem çözülür. Genellikle bölgede meydana gelen şişkinliğin ortadan kalkması ile idrar ve dışkı tutamama problemleri de çözülür. Bu tarz problemlerin kalıcı olmaması için vakit kaybetmeden veteriner hekiminizin önereceği tedavi yöntemini uygulamalısınız.
Sevginin fotoğrafı
Yakınlarda bulabileceğimiz her şeyi uzaklarda aramaya alıştırdık kendimizi. Kilometrelerce öteye baktık yanı başımızda göremediklerimizi bulmak için. Orada da bulamayınca, daha da uzaklara gittik.
Halbuki her şey tam yanımızda. Özgürlük dediğin gökyüzüne rahatça bakabilmekte, mutluluk dediğin annenle yediğin bir akşam yemeğinde.
Ve, varoluşumuzdan bu yana kimsenin bulamadığı ‘‘barış!’’ Her şeyi uzaklarda aramaya alıştırmasaydık kendimizi bir fotoğrafta yakalardık; barışı da, mutluluğu da, sevgiyi de, fedakarlığı da. Buket GÜLER
Pako'ya Mektuplar
Sokak köpeğiyim ve artık mutluyum
Sevgili Pako,
Benim adım Linda-Goldi. Ben bir sokak köpeğiyim. Bir yılı aşkın süredir bir apartmanın otoparkında yaşıyordum. Apartmanda beni istemeyen birinin baskısıyla defalarca farklı evlere verildim. Yeni sahiplerim beni çok sevdiler ama ben özgürlüğümü istiyordum. Her seferinde yuvam dediğim mahalleye ve otoparka geri döndüm. Ne yazık ki her seferinde beni sevmeyen kişinin eziyetlerine maruz kaldım. Manevi annem bana madalyon aldı, kimlik çıkarttı. Yan apartmanla konuşup beni arka bahçelerine kabul etmelerini sağladı. Ama bana karşı olan kişinin eylemleri devam etti. Sonunda annem bir web sitesi hazırladı ve sesimi tüm hayvanseverlere duyurdu. Binlerce kişiden siteme cevap geldi, bana bir kulübe getirdiler ve sağlık kontrolünden geçirdiler. Özellikle de DOHAYKO'dan Nesrin Çıtırık beni inanılmaz destekledi. Ben şimdi gerçekten çok mutluyum. DOHAYKO'ya ve bana yardım eden herkese çok teşekkür ederim. Darısı diğer sokak hayvanlarının başına. Bizi kimsesiz bırakmayın.
İstanbul'dan Linda-Goldi
Yazının Devamını Oku 25 Ekim 2003
Babam akşam eve bir káğıt getirdi, havada sallayarak<B> ‘‘İşte Pako, bu umutsuzlukla beklediğimiz şey...’’</B> dedi. Salak Gorbi bu kış günü yine tatile gidiyoruz sanıp, tasmasının olduğu dolabın önüne koşup oturdu.
Ben ise káğıdın içinde kemik var sandım.
Koşar gibi yaptım ama durdum.
Meğer gerçekten de önemli bir şey varmış káğıdın içinde:
Bizleri seven 52 tane vakıf, dernek, birlik, örgüt ‘‘Hayvan Hakları Türkiye Aktif Güçbirliği Platformu’’ (HAYTAP) adı altında birleşmişler.
Bir sevginin savaşını verecekler.
Káğıtta ‘‘Savaş bir yerde değil, savaş her yerde’’ yazılıydı.
Babam ile annem çok mutlu oldular.
Bundan böyle ‘‘Vahşet ve haksızlığı önlemek için’’ elele verip hep birlikte çalışacaklar.
Diyelim ki bir ilde, ilçede, bölgede yapılan hayvan zehirleme olayında, öbürleri yardıma koşacaklar.
Gücü olan, gücü olmayana destek verecek.
Birlikte sokaklara çıkacaklar.
Birlikte insanlara sevgiyi ve merhameti anlatıp, iyi insanlardan yardım isteyecekler.
*
Babam ikinci gün yine bir káğıtla geldi.
Kağıdı havada sallayarak ‘‘İşte Pako, bu umutsuzlukla beklediğimiz şey...’’ dedi.
(Umutla beklediğimiz bir şey hiç olmadı zaten!)
Gorbi dolabın önüne koştu.
Ben ‘‘Bu sefer kemik...’’ dedim.
Meğer ‘‘Resmi Gazete’’yi getirmiş.
Orada ‘‘Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’’ni yayınlamışlar.
Bu şu demek: Bizim ülkemizde de Batı ülkelerinde olduğu gibi hayvan haklarına artık resmen uyulacak.
Hayvanları sokağa atamayacaklar.
Zehirleyerek-vurarak öldüremeyecekler.
Deneylerde kullanılamayacaklar; kuyrukları-kulakları kesilemeyecek.
Belediyeler barınaklar yapıp sahipsizleri barındırmak zorunda olacaklar.
Tüm bunlara uymayanlar suç işlemiş sayılacaklar.
Bu hükümler altı ay sonra yürürlüğe girecek ve hükümet bunları uygulayacak kanunlar çıkartmak zorunda olacak.
*
Tüm bunlardan daha iyi haber ne olabilir.
Bir yandan iyi insanlar elele verirken, bir yandan da kanunlarla ev hayvanlarının korunması beni mutlu etmez mi?
İyi insanlar dünyayı sevgi ve merhametle donatmaya çalışıyorlar.
Elbette kötü insanlar yine iyi insanları atlatıp, yasaları hiçe sayıp bildiklerini yapacaklar.
Ama sevgi her şeyden güçlü.
Ve sevgi sonunda kazanacak.
Otelin köpeği Ebru
Ebru, belki de İstanbulluların en yakından tanıdığı köpek. Tam sekiz senedir İstanbul'un merkezi kabul edilen Taksim'de, birçok kişinin buluşma noktası olan The Marmara'nın önünde yaşıyor. İlerleyen yaşına rağmen gün boyunca birçok kişiyi selamlıyor, şehrin hareketine, renkli gece hayatına tanıklık ediyor.
The Marmara'nın önünden ne zaman geçsem gözlerim mutlaka onu arar. Kimi zaman otelin giriş kapısının önünde gelip geçeni seyreder, kimi zaman otelin kafesinin yan tarafında kuytu bir yerde kestirir. Hakkında daha fazla bilgi edinmek için otele gittiğimde, onu yine otelin giriş kapısının önünde uyuklarken buldum.
Benim gibi birçok insanın ilgisini çeken köpeği herkes The Marmara'nın köpeği olarak tanıyor. Adı Ebru... Düşününce, bir köpek için epey ilginç bir isim. Ebru'ya ismini otel müşterilerinden biri takmış. O sırada aklında ne vardı, bilinmez.
Ebru, tam sekiz senedir The Marmara'nın önünde yaşıyor. Hayranı da bir hayli fazla. Amerika'da bir dergiye kapak, İngiltere'deki birçok dergiye de haber olmuş. Yine de bu ilgi onu şımartmamış. Her zamanki sakin havasını onunla ‘‘görüşmeye’’ gittiğimizde de koruyordu. Ama yorgun olduğu için fazla konuşamayacağını belirtti! İlerleyen yaşı, tüylerinin rengini olduğu gibi, enerjisini de etkilemiş anlaşılan.
Ebru, bir sokak köpeği olarak çok şanslı olduğunun bilincinde. Bütün ihtiyaçları The Marmara tarafından karşılanıyor ve özellikle otelin bell team'i onunla yakından ilgileniyor. O da bu ilginin karşılığında otelin çevresinden hiç ayrılmıyor. Sadece konser ya da miting olduğu zamanlarda garajdaki kulübesine çekiliyor. Kılığını beğenmediği kişilere havlıyor ve yanına yaklaştırmıyor. Benimle görüşmeyi kabul ettiğine göre beni sevdi!
Alman çoban köpekleri yarışıyor
Alman Çoban Köpekleri Birliği Derneği, 30 Kasım 2003'te İzmit Pasteur Köpek Eğitim Merkezi'nde Türkiye 1. Alman Çoban Köpekleri Yarışması düzenleyecek. Yarışma erkekler ve dişiler olmak üzere beşer grup halinde yapılacak. Birinci grupta 6-9 ay arası, ikinci grupta 9-12 ay arası, üçüncü grupta 12-18 ay arası, dördüncü grupta 18-24 ay arası ve beşinci grupta 24 ay ve üstü köpekler yarışacak. Grup birincilerine kupanın yanı sıra 18 kiloluk Hill's mama verilecek. Her katılımcı katılımdan dolayı sertifika alacak. Yarışmayla ilgili ayrıntılı bilgi için (0212) 509 70 70 numaralı telefonu arayabilir ya da www.ackb.org adresini ziyaret edebilirsiniz.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Yaşlı köpeklerde kist ve tümörlere sık rastlanır
Dokuz yaşında bir Alman kurt köpeğim var. Kısa bir süre önce kulağının biri aşağıya doğru kıvrıldı ve kıvrım kısmında hafif bir şişlik belirdi. Testisleri normalden büyük bir hal aldı ve makatında bir şişlik var. Bu problemlerin nedeni ne olabilir?
Köpeklerde yaşlanma ile birlikte tümörlere ve kistlere çok sık rastlanır. Tümörler iyi ve kötü huylu olabilir, yerleşim yerine ve tümörün hücresel yapısına göre diğer organ ve dokulara yayılabilir. Köpeğinizde tespit ettiğiniz şişlikler enfeksiyon ya da alerjik reaksiyonlar sonucu da oluşmuş olabilir. Bunların yanı sıra vücutta meydana gelen metabolik değişiklikler ve hormon dengesizlikleri de şişliklerin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Köpeğinizin vücudunun çeşitli yerlerinde gördüğünüz bu şişliklerin nedeni aynı olabileceği gibi bağımsız da olabilir.
Bu şişlikler muayene edilmeli ve gerekirse biyopsi alınarak patolojik açıdan incelenmelidir. Kan analizleri teşhis konulmasına ve tedavi yönteminin belirlenmesine yardımcı olur. Yayılma eğilimi gösteren bir tümörden şüphe ediliyorsa, akciğerlerin ve diğer organların görüntüleme teknikleriyle incelenmesi de faydalı olur.
Enfeksiyonlara bağlı olarak oluşan apse ve kistler uygun tedavilerle azaltılabilir. Hormon ve metabolik dengesizlikler de uygun ilaçlarla tedavi edilebilir. Şişliklerin cerrahi yöntemlerle uzaklaştırılması ve uygun bir kemoterapi protokolü ile hastalığın kontrol edilmesi sağlanabilir.
Pako'ya Mektuplar
Sevgili Pako,
7 Ekim ben ve ailem için en acı gündü. Ailemizin biricik ferdi, can dostum, sırdaşım olan köpeğimiz Foxy'yi kaybettik. Acımız çok büyük. Ölüm bugüne kadar bana hep uzaktı. Ta ki 11,5 yıl bizimle üzüntülerimizi ve mutluluklarımızı paylaşan o heybetli, dünyalar güzelini kaybedene kadar. Artık çok yaşlanmıştı ve yakalandığı amansız kanser hastalığını yoğun sevgimize rağmen yenemedi. O acılarından artık kurtuldu. Bizse onun yokluğunun acısı ve alışkanlıklarımızla baş başa kaldık. Sürekli şikayet ettiğimiz tüyleri ve salyası yok artık. Hayattayken onu istemeden kırdıysam beni bağışlamasını diliyorum. O bizim başımıza gelen en güzel şeydi.
AYŞE
Düzeltme
Geçtiğimiz hafta sayfamızda Village Park'ın telefon numarası yanlış yayınlanmıştır. Merkezin numarası (0216) 434 59 31 ya da (0216) 434 59 32 olacaktı. Düzeltir, özür dileriz...
Yazının Devamını Oku 18 Ekim 2003
Bu yukarıdaki başlık benim aklıma gelmemişti, babam söyledi. Çünkü Pazar günleri TRT-1'de başlayan ‘‘Pako'ya Mektuplar’’ın AGB sonuçları dün belli oldu.
Herkes çok sevindi.
Babam ‘‘Kazandın Pako’’ dedi.
Ben yiyecek bir şey verecekler zannettim, ama káğıdın üzerinde adım yazıyor, o kadar.
Annemin söylediğine göre geçen pazar günü en çok izlenen programlardan birisiymişim. ATV'nin yedi programından, Show-TV'nin dokuz programından, Kanal-D'nin onbir programından ve aynı gün yayınlanan tüm televizyonların tam 70 programından daha çok beni izlemişler.
Babam ‘‘Karizmayı çizdirmedin’’ diyor.
*
Demek ki iyi bir şey oldum.
Aynı saatlerde yayınlanan spor ve haber saatlerine daha az bakmış insanlar, bana daha çok bakmışlar.
Eğer böyle giderse bana biraz sosis vermeleri an meselesi.
Ellerinde gezdirip durdukları káğıdın üzerinde kazandığım yazılı ama, bana yiyecek bir şey yok.
Babam ‘‘A-B kategorisinde öndesin’’ deyip duruyor.
İnsan önde olunca bir şey verilmesi lazım.
*
Sağolsun insanlar.
Onların yüreğindeki sevgi ve merhamet yüzünden ben oturduğum yerde kazandım demek.
Onlar iyi insanlar olmalı.
Ben onların varlığını en kötü günlerimizde bile hissettim.
Uzaklarda da olsa sevgi taşıyan bir yüreğin, başlarımızı okşayacak bir elin, acıyan ve merhametli insanların varlığını bizler her zaman hissederiz.
Onlar bakmışlardır.
*
Ama ben sizden televizyonda bana bakmanızı istemiyorum.
İstesem bile önce bunu istemiyorum.
Sizden artık sokaklardaki hayvanlara elinizi uzatmanızı istiyorum. Hemen kapınızın önündeki, köşe başındaki çöplükte bir ekmek kırıntısı için çırpınan köpeklere-kedilere elinizi uzatmanızı istiyorum.
Hiç olmazsa onların belediyeler tarafından öldürülmelerine engel olmanızı istiyorum.
Anneler öldürüldüğünde yavruların, yavrular öldürüldüğünde annelerin ağladığını, onların da yürekleri-sevgileri-acıları olduğunu artık görmenizi istiyorum.
‘‘Pako'ya Mektuplar’’a bu kadar çok insan baktığına göre, demek ki sevgi çok, merhamet çok, uzatılacak el çok.
Ama bunu sokakta bekleyenler de bilsinler istiyorum.
Köpekseverlere özel bir mekán Village Park
Köpeğinizle yeşillikler içinde bir gün geçirmek istiyorsanız, Village Park tam size göre. Beykoz İshaklı Köyü'ndeki mekánda her yere köpeğinizle girebiliyorsunuz. Hatta restoranda yemek yerken köpeklere özel mönüden sevimli dostunuz için sipariş bile verebiliyorsunuz. American Kennels K 9 Academy'nin bulunduğu Village Park'ta manejde ve açık arazide ata da biniliyor.
‘‘Köpek sevgisini yaşamayı öğreten bir mekán’’ olarak tanımlıyor Serdar Saruhan Village Park'ı. Yüksek kimya mezunu Saruhan, Amerika'da K 9 Academy'de de eğitim görmüş. İlk Amerikan Kennels Academy'yi 1994 yılında Samandıra'da kurmuş. Dört sene önce Academy'yi Beykoz İshaklı Köyü'ne taşımış ve insanların köpekleriyle dinlenip eğlenebileceği bir merkez olan Village Park'ı açmış.
Village Park'ın en önemli özelliği, her yere köpeklerin de girebilmesi. Köpeğinizi geniş koşu alanlarında koşturabilir, tasmasını şezlongunuza bağlamak koşuluyla onunla havuz kenarında dinlenebilir ve duvarlarını köpek resimlerinin süslediği restoranda birlikte yemek yiyebilirsiniz. Hill's ve Funny'nin mönüsünden köpeğinizin damak tadına uygun yemeği seçebilirsiniz.
Köpek merkezli bir sosyal merkez olan Village Park'taki American Kennels K 9 Academy'de köpeklere eğitim veriliyor. Eğitim ücreti 700-1000 dolar arasında değişiyor. Merkezdeki otelde ise sahipleri tatile giden köpekler misafir ediliyor.
GECESİ 12 DOLAR
Otelde konaklamanın bir gecelik ücreti 12 dolar. Köpekler özel ısıtmalı, bahçeli kulübelerde kalıyor. İki bakıcının görev yaptığı Village Park'ın veterineri 24 saat görevinin başında. Ayrıca Beykoz ve çevresinde oturanlara da veterinerlik hizmeti veriliyor. Köpeklerine eş arayanların merkezden yardım istemesi de mümkün.
Village Park, pazartesi hariç her gün sabah 08.30'da açılıyor. Akşam saat 20.00'de otel ve eğitim merkezine köpek alımı sona eriyor.
Sadece köpekseverleri değil tüm hayvanseverleri memnun edecek bir yer burası. Sevimli tavşan ailesinin dışında iki at ve dört tane de pony var. At binmek isteyenler, geniş manejin yanı sıra çevrede doğa binişleri de yapabiliyor.
Village Park, Ayazma Mahallesi No: 19 İshaklı Köyü/Beykoz
Tel: (0216) 439 59 31
Köpekseverleri buluşturuyorlar
Serdar Saruhan ve eşi İzlem Saruhan'ın toplam dokuz köpeği var. Tıp doktoru olan İzlem Hanım da en az eşi kadar hayvanlara düşkün. Köpek psikolojisi üzerine çok çalışmış. Village Park'ta köpek sahiplerini buluşturmayı hedefleyen günler düzenleyen çift, ileride eğitici seminerler yapmayıda da planlıyor.
SİZ PAKO’YA SORUN
PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Çapraz bağı yırtılan köpek topallar
İki yaşındaki Pekinese ırkı köpeğimizin sağ arka ayağında ara sıra topallama meydana geliyordu. Muayene edildikten sonra çapraz bağlarında yırtılma olabileceği söylendi. Bu konuda bilgi sahibi olmak istiyoruz.
Köpeklerde diz ekleminde meydana çapraz bağ hastalıklarına çok sık rastlanır. Bunların içinde de en çok karşımıza çıkan ön çapraz bağın yırtılmasıdır. Diz eklemi, uyluk kemiği, kaval kemiği ve diz kapağı dediğimiz üç kemikten oluşur. Bu kemikler ligament adı verilen fibröz bantlarla birbirine bağlanır. Bu bağlar içinde iki tanesi uyluk kemiği ile kaval kemiği arasında yer alır ve çapraz bir şekilde bu iki kemiği birleştirir. Bu ligamentlere çapraz bağ denir.
Ön çapraz bağlar genellikle arka bacağın burkulmasına yol açan bir hareket sırasında yırtılırlar. Burkulma hareketi kaygan bir zeminde köpeğin ayağının kayması ya da koşma sırasında ani olarak dönmesi veya çarpması sonucu oluşur. Bu da çapraz bağlarda gereğinden fazla gerilime neden olur. Aşırı kilo da köpeklerde diz eklemi üzerindeki baskıyı artırır ve çapraz bağın yırtılmasını kolaylaştırır. Ön çapraz bağlar yırtıldığında uyluk ve kaval kemiklerinin duruşu bozulur ve bu kemikler bacağın hareketi sırasında ileri-geri oynak bir hál alır.
Çapraz bağda yırtılma meydana gelen ayakta aniden topallama oluşur ve köpek ayağını havada tutar. Diz bölgesinde şişme oluşabilir. Zaman içinde köpek ayağını tekrar kullanmaya başlar, ancak topallık sık sık nükseder. Çapraz bağ yırtıklarının teşhisi için öncelikle veteriner hekiminiz diz eklemini ve eklemin hareketini muayene eder. Bu muayene sırasında uyluk ve kaval kemiklerinin ‘‘çekmece hareketi’’ denilen hareketi göstermesi çapraz bağ yırtığı için önemli bir bulgudur. Çapraz bağ tamamen yırtıldıysa ve köpeğiniz büyük ırk bir köpekse genellikle cerrahi yöntemle eklem ve çapraz bağlar onarılır. Burada önemli olan ameliyattan sonraki dönemde iyileşme için ayağın hareketinin sınırlanması ve daha sonraki dönemlerde de eklem için uygun egzersizlerin uygulanmasıdır.
Eğer çapraz bağ tamamen yırtılmadıysa veya operasyona engel olan bir durum varsa cerrahi yöntem uygulanmayabilir. Bu durumda ağrı giderici ilaçların yanı sıra, eklemi güçlendirecek ilaçlar ve benzeri medikal tedaviler uygulanabilir. Genellikle 8-12 hafta kadar köpeğin aktivitesi sınırlanır ve uzun yürüyüşler yapamaz. Hekiminiz uygun görürse kasları güçlendirmek için yüzme ve kısa yürüyüşler uygulanabilir. Köpeğinizde kilo problemi de varsa, tedavi sırasında uygun bir rejim programıyla kilo vermesi de sağlanır. Köpeğin yaşına, tedavi için kaybedilen süreye ve eklemdeki bozukluğa bağlı olarak tedavi süresinin uzayabileceğini unutmamalısınız. Köpeğinizdeki çapraz bağ yırtığı tedavi edilmezse şiddetli bir eklem harabiyeti oluşabilir ve bu durumun tedavi edilmesi
çok zordur.
Pako'ya Mektuplar
Sevgili Pako,
11 Ekim Cumartesi günkü yazını üzülerek okudum. Belki içini rahatlatır diye yaşadıklarımı anlatmak istiyorum. Ben yazları Bodrum Turgutreis'te yaşıyorum. Burada da belediyenin bir köpek bakımevi var, burada da hayvanlar mutlu. Torunum Duygu ile sık sık ziyarete gidiyoruz. Hayvanlara çok iyi bakılıyor, hastalıkları tedavi ediliyor, yeni getirilen yavrulara başka anneler bulunuyor. Sana bu yaz başında kaybettiğimiz kangalımızın fotoğrafını gönderiyorum. Sana ve babana iyi günler dilerim.
Rafet YILMAZ
Yazının Devamını Oku 11 Ekim 2003
Evimizin duvarlarından birisinde, bir çerçeve asılıydı: Deniz Baykal ‘‘Hayvan hakları, çevre, doğa ile ilgili parti programını’’ imzalamıştı babam ile anneme.
Sevinip oraya asmışlardı.
Şimdi o çerçeve orada yok.
Bizimkiler onu oradan almışlardır.
Çünkü son zamanlarda CHP Partisi onları çok üzdü. Kaç gece evimiz sessiz ve neşesizdi.
Çankaya Belediyesi'nin Çankaya semtindeki Koru-Sev barınağında binden fazla köpek var.
Kim onları görmeye gitse, oradan ağlayarak ayrılıyor ve bir daha acı çekmemek için oraya uğramıyor.
Bütün hayvanların dizden aşağısı yara içinde.
Üst üste dolduruldukları kafeslerden acı çığlıkları geliyor.
Her gece içlerinden bazıları ölüyor.
Bir tür infaz yeri orası.
Üç-beş merhametli hayvansever hanımdan, onların cep harçlıklarını vererek tuttukları birkaç iyiniyetli işçiden başka kimse yok. Onlar da çaresiz ve üzgünler.
*
Annem birkaç gün önce oraya gitti, geldiğinden beri hiç konuşmuyor ve bizimle göz göze gelmekten kaçınıyor.
CHP Partisi iyi ki bütün barınaklara bakmıyor.
Babam durmadan ‘‘dünyanın her yerinde sosyal demokratlar çevreci olurlar, bir tek bizimkiler patronları seviyorlar’’ diyor, kendi kendine dolanıp duruyor.
Barınağa yakın evlerdeki çocuklar, o acı çığlıklar yüzünden bunalıma girdiler.
Belediye veterineri-meterineri ortada yok.
Yemek yok.
Hastalık, ölüm ve çığlıklar var.
O kadar...
*
Oysa babamın sevmediği partililerin belediyelerinden hep iyi haberler geliyor, onlar hayvanları sevmeye ve korumaya başladılar.
Zaten Deniz Baykal'ın bizimkilere imzaladığı o çerçeve artık yerinde değil.
Dilerim, o Belediye Başkanı bir daha seçilemesin. Dilerim iyi insanların elleri ve hayvanların çığlıkları onun yakasını bırakmasın.
Ben her gece onun bir daha ‘‘yetkili-önemli’’ bir yerde olmaması, ona canların emanet edilmemesi için dua ediyorum.
Bir canlıyı kafese kapatarak öldürmek...
Bundan daha ağır bir insanluk suçu olabilir mi?..
Alman Çoban Köpekleri’nin derneği oldu
Alman Çoban Köpekleri Birliği Derneği, 22 Eylül'de faaliyete geçti. Türkiye'deki Alman Çoban Köpekleri'ni kayıt altına almayı ve korumayı hedefleyen dernek, aralık ayında bu ırka ait köpekler için bir yarışma da düzenleyecek.
Alman Çoban Köpekleri Birliği Derneği, 22 Eylül'de faaliyete geçti. Yedi kurucu üyesi bulunan derneğin başkanı Etem Vatansever. Dernek kısa bir süre önce kurulmuş olsa da, 10'dan fazla üyesi var.
Türkiye'de Alman çoban köpeği ırkını korumak ve genişletmek derneğin birinci amacı. Cins köpeklerin kayıt altında tutularak, ırkın devamının takip edilmesinin önemli olduğunu söyleyen Etem Vatansever, cins köpeklerin başka tür köpeklerle çiftleştirilmemesi gerektiğine inanıyor.
Ethem Vatansever’in Nero Von Goppy, Angie Von Dragalevzi ve Bella adında üç tane Alman çoban köpeği var. Çocukluğundan beri hayvanlara düşkün olan Vatansever, köpeklerini bir sene önce almış ve Alman çoban köpeklerini araştırmaya başlamış. Bulgaristan Alman Çoban Köpekleri Derneği'nin başkanı ile tanışınca Türkiye'de de böyle bir derneğe ihtiyaç
olduğuna karar vermiş.
Dernek, Türkiye'de cins Alman Çoban köpekleri yetiştirmede rehber olmayı hedefliyor. Halk arasında Alman Çoban köpeklerine ilgi uyandırmak da amaçlarından biri.
Şu anda derneğin 10'dan fazla üyesi var. Etem Vatansever'e göre Türkiye'de bu ırkı seven çok insan var ve üye sayıları kısa bir sürede 2000-3000'e ulaşacak. Alman çoban köpeği yetiştiren, besleyen ve bu ırka gönül vermiş herkes derneğe üye olabiliyor. Üyeler dünyadaki Alman çoban köpekleriyle ilgili tüm aktivite ve gelişmelerden haberdar ediliyor.
Aralık ayında dernek Alman çoban köpekleri yarışması düzenleyecek. Yarışmalarda ve yapılan sınavlarda başarılı olamayan köpeklerin yavrularına secere verilmeyecek. Bunun dışında üyelerin bir araya geldiği ve dileyenin 24 saat köpeğiyle birlikte ziyaret edebileceği, derneğe ait bir yer açılması da planlanıyor.
Kedici ressamın yedinci sergisi
‘‘Resimlerimde hep kediler yer alıyor, evet... Aslında ben kedilerle kendimi anlatıyorum resimlerimde. Sadece kedi resimleri değil onlar, benim duygularımın dışavurumu. Kendi yalnızlığım, duygusallığım, hayallerim, anılarım, benim renklerim tuallere yansıttıklarım. Kırmızılar tutkularım, mavilerim huzurlarım... Resimlerimdeki kedilerin hepsi benim aslında...’’
‘‘Kedici ressam’’ olarak tanınan Sedef Yılmabaşar Ertugan, 9 Ekim'de açılan sergisini böyle anlatıyor. Toprak Sanat Galerisi'ndeki sergi 11 Kasım'a kadar devam edecek. Ihlumar Yıldız Cad. No. 10 Beşiktaş. Tel: 212-326 35 80.
sanalakvaryum.com'a göre en çok piranha ve çiklit balıklarına ilgi var
Hayvanlar hakkında hazırlanan siteler kedi ve köpekle sınırlı değil. Akvaryum balığı besleyenlerin buluşma adresi sanalakvaryum.com'da akvaryum balıkları, balık hastalıkları, akvaryum malzemeleri hakkında bilgiler yer alıyor. Balık almak ve vermek isteyenlerin ilan da bırakabildiği sitenin 4864 üyesi var.
Web yazılım alanında çalışan Özgür Ablak, iki buçuk yıl önce akvaryum balıklarıyla ilgili bilgilerini paylaşmaya niyetlenince, sanalakvaryum.com'u kurmuş. Ticari amaç gütmeyen sitede akvaryum balıkları hakkındaki yazıların yanı sıra balık hastalıkları, akvaryum malzemeleri ve akvaryum bitkileri konusunda bilgiler de yer alıyor.
Sitenin şu anda 4864 üyesi var. Forumlara katılmak ve ilan verebilmek için üye olmak gerekiyor. Ziyaretçiler de katıldığı için sitenin sürekli güncellenen bir yapısı var. Balık almak ya da vermek isteyen meraklılar, siteye ilan bırakabiliyorlar. Özgür Ablak'ın gözlemlediğine göre en çok piranha ve çiklit balıkları ilgi çekiyor.
Ablak'ın da altı adet piranhası bulunuyor. Bugüne kadar hemen her tür akvaryum balığını beslemiş. Tarantula, timsah ve yılan gibi hayvanlar da cabası... Ablak'ın oluşturduğu sitede balıkların dışında kedi, köpek ve sürüngen hayvan ilanlarına da yer veriliyor. Ablak, sanal ortamda bir araya getirdiği hayvanseverleri gerçek hayatta da buluşturmayı hedefliyor.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Göz akıntısı hastalık belirtisidir
İki yaşındaki İran kedimizde sürekli olarak göz akıntısı var. Gözlerini sık sık temizlememize rağmen bir türlü iyileşmiyor. Göz akıntısını kesmek için ne yapmalıyız?
Sağlıklı kedilerde bir miktar göz akıntısı normal karşılanabilir. Özellikle İran kedileri, Pekinese ve Pug ırkı köpeklerde gözün anatomik yapısından dolayı bu akıntı diğer kedi ve köpeklere göre biraz daha fazla olur. Bununla birlikte göz akıntısı, göz hastalıklarının en bariz belirtisidir.
Kedilerde göz akıntısı ile seyreden hastalıkları şöyle sıralayabiliriz: Gözün akıtıcı kanallarında meydana gelen tıkanmalar, gözyaşı bezlerinin normalden fazla akıntı üretmesine yol açan kornea yangıları, göz kapağı hastalıkları, kornea ülserleri, glaukom, lens luksasyonu, gözbebeği ve etrafındaki dokuyla damarların hastalıkları, keratokonjuktivit gibi hastalıklar, göz travmaları, gözdeki anatomik bozukluk ve defektler, göz enfeksiyonları ve alerjik reaksiyonlar.
Genellikle gözdeki problemin ciddiyeti göz akıntısının miktarı ile doğru orantılıdır. Göz akıntısı düzenli göz temizliği yapmanıza rağmen artarak devam ediyorsa ilk olarak veteriner hekiminizden kedinizin gözünü muayene etmesini istemelisiniz. Hekiminiz fiziksel muayenenin yanı sıra gözyaşı testleri, göz akıntısıyla ilgili incelemeler yaparak ve gerekli görürse röntgen gibi görüntüleme tekniklerinden yararlanarak problemi tespit eder.
Gözde tespit edilen hastalığın tedavisi uygun ilaçlarla veya ameliyat yöntemleri ile tedavi edilirken hekiminizin önerdiği ilaçlar dışında göze herhangi bir ilaç uygulamamalısınız.
Kediniz İran kedisiyse ve göz akıntısının dışında gözde kızarıklık, büyüme, kaşıntı, şişme, renk değişikliği, kapanma ve ışığa karşı duyarlılık varsa veteriner hekiminize başvurmanız gerekir.
Yazının Devamını Oku