13 Kasım 2004
Socks bir bahçe kedisi. Bir gün sabah üçte miyavlamaya başlamış. Öyle çok miyavlamış ki, sahibi yatağından fırlamış. Kediye bakmak için kapıya doğru yöneldiğinde, mutfak kapısının açık olduğunu fark etmiş. Bir de ne görsün? Bir hırsız, kocasının kamyonetine binmiş kaçmaya çalışıyor! Bu gibi hırsızlık olayları gazetelere pek haber olmaz ama bu olay büyük haber olmuş. Çünkü sevimli kedi Socks bir kahramanlığa imza atmış. Bahçedeki bekçi köpeğinin uyuyakaldığını görmüş ve miyavlayarak ev sahibini uyandırmış, hırsızı yakalatmış. Bu olaydan yola çıkarak soralım: Kediler mi yoksa köpekler mi daha zeki? National Geographic Kids’in Kasım sayısının ana konusu kediler ve köpekler. ‘Hangisi Daha Zeki?’ başlıklı konuda, kedi ile köpeğin zekaları karşılaştırılıyor. Dergide kedi ve köpeğinizin zekasını ölçmeye yarayan testler de var.
KEDİLER
İP ÜSTÜNDE YÜRÜRLER
Sirklerde görmüş olabilirsiniz: Kediler ip üzerinde yürüyorlar, insanlara el sallıyorlar ve kapalı kapıları açabiliyorlar. Veteriner Bonnie Beaver, ‘Kediler çok yeteneklidir. Çemberlerden atlayabilir, kayıp oyuncakları bulup getirebilirler’ diyor. Köpeklerin aksine, kediler övgü beklemezler. ‘Kediler, yemekle motive olurlar. Ama yemeğin tatlı olması gerekir’ diyor, Dr. Beaver.
SİFONU ÇEKERLER
Sevimli kedi Boots’un sahipleri bir akşam sifon sesiyle irkilmişler. Evde onlardan başka kimse yokmuş. Neler oluyor diye banyoya bakmaya gitmişler. ‘Hayalet var sandık’ diye anlatıyorlar. Tabii hayalet filan yokmuş. Sifonu çeken, 2 yaşındaki Maine Coon cinsi kedileriymiş. Tuvalette oynamaya bayılan Boots, sifonu çekmeyi kendi kendine öğrenmiş. Kediler dikkat çekmeyi sever. Bunun için pek çok numara yaparlar. Yemekleri gecikince halının ya da battaniyenin altına saklanırlar. Bazıları kum yerine tuvaleti bile kullanıyor.
GÖZLERİ KAPALIYKEN BİLE DİNLER
Uyuduklarını düşünebilirsiniz ama gözleri kapalıyken bile sizi dinlerler. İşitme duyuları öyle gelişmiştir ki, bir farenin çıkardığı gıcırtıyı hemen duyarlar. Farenin nerede saklandığını bulmak için kulaklarını uydu anteni gibi her yöne çevirebilirler. İşte bunu kanıtlayan bir hikaye: Küçük bir uçak okyanusa çakılmış. Bir yük gemisi yardıma koşmuş. Kimsenin kurtulamadığını gören gemi tayfasının morali bozulmuş. Birdenbire geminin maskotu olan kedi, geminin ön tarafında koşuşturmaya başlamış. Gemiciler ışıkları o tarafa yöneltmişler ve suda bir kadın görmüşler. Kedi, kadının sesini duymuş, gemi tayfasını uyarmış ve kahraman olmuş!
DEPREMİ HİSSEDERLER
1976 yılında İtalya’nın kuzeydoğusunda herkes aynı soruyu soruyormuş: ‘Kedilerdeki bu garip davranışların nedeni ne?’ Bir sürü kedi çılgın gibi ortalıkta koşuşturuyor, kapılara saldırıyor ve kapalı yerlerde kalmak istemiyorlarmış. Dışarı çıktıklarındaysa, asla içeri girmek istemiyorlarmış. Sadece anne kediler yavrularını almak için evlere giriyorlarmış! Aynı gün, büyük bir deprem bölgeyi yerle bir etmiş. Kediler depremi önceden hissedebiliyorlar. Bu yüzden, onların davranışlarına dikkat et. Sana bir mesaj vermek istiyor olabilirler.
KÖPEKLER
PİYANO ÇALARLAR
10 yaşındaki kaniş köpeği Chanda-Leah, elektronik bir klavyenin başına oturuyor ve başlıyor piyano çalmaya. Beyaz tuşların altında yanıp sönen kırmızı ışıklar, ona hangi notaları çalacağını gösteriyor. Chanda-Leah’nın piyano çalmayı öğrenmesi uzun zaman almış. Ama sevimli köpek öyle yetenekli ki, 468 farklı numara yapabiliyor. Kendisi, Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş en yetenekli kaniş!
SÖZLÜ DESTEK BEKLER
Küçük bir köpeğe tuvalet eğitimi vermek istiyorsanız, onu dışarı çıkartıp yakından izleyin. Çişini yapmaya başladığında, sürekli ‘Tam oraya yap’ gibi destekleyici sözler söyleyin. Birkaç hafta içinde çişini nereye yapması gerektiğini öğrenecektir. Keeshond cinsi Buffy, sahibini şaşırtıyormuş. Akşam sahibi ona seslendiğinde yatma vaktinin geldiğini anlayan Buffy, önce tuvalet işini hallediyormuş!
İNSANDAN 14 KAT DAHA FAZLA KOKU HÜCRESİNE SAHİP
Bir köpek, sürekli sahibinin sırtını koklayıp duruyormuş. Bu durumdan rahatsız olan kadın, durumu kocasına anlatmış. Kocası da kadının sırtında koyu renkli bir ben olduğunu fark etmiş. Bunun üzerine doktora giden kadın, sırtındaki benin kanser tehlikesi taşıdığını öğrenmiş. Köpeği aslında onu uyarıp hayatını kurtarmaya çalışıyormuş. Köpeklerin burunları, kedilerin burunlarından dört kat, insanların burunlarından ise 14 kat daha fazla koku hücresine sahip. Bu yüzden polislerin de bir numaralı yardımcıları köpeklerdir. Kayıp insanları ya da eşyaları hassas burunları sayesinde bulabilirler.
BEBEKLERİ KURTARIR
İki haftalık bir bebek, odasında uyuyormuş. Annesi ise mutfakta biberonunu ısıtıyormuş. Tam bu sırada ailenin köpeği ‘Bullet’ adlı golden retriever birden mutfağa koşmuş. Bullet hiç durmadan havlıyormuş. Birlikte bebeğin odasına gitmişler. Bebeğin yüzü mosmormuş ve hiç nefes almıyormuş. Onu hemen hastaneye kaldırmışlar. Minik bebeğe zatürree teşhisi konmuş. Bullet, evde bir şeylerin ters gittiğini nasıl anladı? Veteriner Dr. Marty Becker, ‘Bullet, bebeğin nefes almadığını sezdi’ diyor. ‘Koşup ailenin reisine, yani anneye durumu haber verdi.’
Melissa Miller’ın ‘Kediler İçin Zeka Testi’ ve ‘Köpekler İçin Zeka Testi’ isimli iki kitabı var. İşte kitaplardan birer test.
KEDİLER İÇİN
1) Bir kutu mama al ve kedinin önüne koy. Kedin...
Mama tabağının yanına gider ve onu beslemeni bekler (3 puan)
Mama kutusunu tanır ve heyecanlanır (2 puan)
Hiç tepki vermez (1 puan)
2) Televizyon açık ve ekranda ötüşen kuşlar var. Kedin...
Sesin görüntüye uyduğunu anlar ve TV’nin içine girmenin yollarını arar (3 puan)
Sesin TV’den geldiğini anlar ama yine de şaşkın şaşkın bakar (2 puan)
Sese hiç tepki vermez (1 puan)
3) Kedin sana dışarı çıkmak istediğini söylemek için...
Kapıyı kendi kendine açar (3 puan)
Kapıyı hafifçe tırmalar (2 puan)
Öylece oturur ve bir mucizeyle kapının açılmasını bekler (1 puan)
KÖPEKLER İÇİN
1) Evde bir odanın ışıklarını, perdeleri, kapısını kapat. Ortalık iyice kararınca köpeğinle odaya gir. Bir el feneri yak ve ışığı yere doğru tut. Köpeğin...
El fenerine ilgi gösterir ama ışığa tepki vermez (3 puan)
Işığı takip eder (2 puan)
Hiç tepki vermez (1 puan)
2) Köpeğinin dikkat kesilmesini sağla ve miyavlamaya başla. Köpeğin...
Başını yana çevirir ve sana şaşkın şaşkın bakar (3 puan)
Ortalıkta deli gibi kedi arar (2 puan)
Kuyruğunu sallayarak hazırola geçer (1 puan)
3) Köpeklerin dili çeşitlillik gösterir. Pek çok havlama, hırlama sesleri vardır. Köpeğin...
10 ya da daha fazla ses çıkarabilir (3 puan)
7-9 farklı ses çıkarabilir (2 puan)
6 ya da daha az sayıda ses çıkarabilir (1 puan)
DEĞERLENDİRME:
7 puan ve üzeri: Kediniz / köpeğiniz gerçek bir dahi
4-6 puan: Kediniz / köpeğiniz ortalama bir zekaya sahip
3 puan: Kediniz / köpeğiniz biraz yavaş ama çok sevimli
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Kafes kuşlarında dışkı kontrolünün önemi
Kafes kuşlarında sağlık durumu ile ilgili en hızlı göstergelerden biri kuşun dışkısıdır. Dışkının günlük olarak kontrol edilmesi hastalık ya da stres durumlarını ortaya çıkarmak ve zamanında düzeltebilmek bakımından önemlidir. Kuşun dışkısını günlük olarak kontrol ederken rengine, yapısına, sıvı miktarına, ve dışkı sayısına dikkat etmek gerekir.
Dışkı kokusuz ve katı olan kısım şekilli ve rengi, kuşun türüne ve yemine göre kahverengi veya yeşil renkte olmalıdır. Yem yiyen kuşlarda genellikle dışkı koyu yeşildir. Dışkı kurudukça rengi siyahlaşır. Sıvı kısım berrak ve temiz olmalıdır. Ürat içeren kısım krema beyazı gibi ve genellikle tebeşir görünümündedir.
Katı kısmın açık veya hardal rengi olması veya kan içermesi; çok büyük veya çok sulu ya da sünger gibi olması; içinde sindirilmemiş yem bulunması; kötü kokması iyiye işaret değildir. Aynı şekilde sıvı kısmın renkli ve berrak olmaması; ürat içeren ve normalde beyaz olan kısmın sarı veya yeşil olması; dışkı sayısının dikkat çekecek oranda artması veya azalması bir hastalığa işaret eder. Bunlarla birlikte yememe, sürekli hareketsiz oturma, tüylerin kabarması, solunum değişiklikleri veya ağız açık solunum alma gibi belirtiler varsa mutlaka veteriner hekiminize başvurmalısınız. Kafesin altına serdiğiniz dışkı bulunan kağıdı da yanınıza almayı unutmamalısınız.
Türkiye’de evlerde en çok beslenen kuş olan muhabbet kuşlarında günlük dışkı sayısı 35-50 arasındadır. Daha büyük kuşlarda bu sayı daha azalır. Su oranı yüksek meyve ve sebzeler dışkıdaki sıvı miktarını artırabilir.
PAKO PANO
Ataşehir Barınağı’na terk edilmiş Terrier, Setter, Cocker ve hiç yuvası olmamış kırma köpeklere yuva arıyoruz. (0535) 418 76 76.
İran melezine benzeyen 1 yaşında erkek Van kedisine alışık olduğu hazır veteriner mamalarından verebilecek yeni bir aile aranıyor. (0312) 229 82 21
3 aylık dişi, insana alışık ve tuvalet eğitimi olan tekir kedimize yuva arıyoruz. (0544) 256 09 30; (0544) 274 42 74
Ankara kedisi kırması 1.5 aylık erkek kediyi sahiplenmek ister misiniz? (0544) 256 09 30; (0544) 274 42 74
Yoyo, 5 aylık bir dişi Terrier. Onun ailesi olur musunuz? (0532) 622 84 41
3 aylık erkek Norveç orman kedisi kırması Havuç’a yeni bir aile arıyoruz. (0544) 256 09 30; (0544) 274 42 74
3.5 aylık iki erkek kediye ev arıyoruz. İkisi de çok yakışıklı ve akıllı. (0532) 622 8441; (0216) 411 79 05
Biz 4 şirin kardeşiz. Rus Finosu annemizi biz doğduk diye bizimle birlikte evden attılar. Bizi bulan ablalar tarafından bir pansiyona yerleştirildik. Bizleri sahiplenecek aileler arıyoruz. (0532) 301 83 73; (0533) 278 34 21
Bayramda onları unutmayın
Fethiye Hayvan Dostları Derneği ve Şile Barınağı terk edilmiş, ilgiye ve bakıma ihtiyacı olan hayvanlar için bayram sepetleri hazırladı. 25 milyon liraya satılan sepetlerden aldığınızda bir hayvanın 15 günlük yiyecek ihtiyacını veya kısırlaştırılmasını karşılayacaksınız. Sepetlerde kedi ve köpekler için bisküviler, kurulama bezleri, kuru mama, oyuncak gibi çeşitli şeyler bulunuyor. Sipariş için Fethiye Hayvan Dostları Derneği - Maltepe, Koçbank Ataşehir Şubesi, 395 44 656 hesap numarasına ödeme yaptıktan sonra (Açıklama kısmına ‘’Bayram Sepeti’ yazmayı unutmayın) silebarinagi@yahoo.com adresine e-posta göndererek, dekont, isim, adres, telefon ve alınan sepet sayısı ile ilgili bilgileri bildirmeniz gerekiyor. Makbuzunuz ve sepetiniz istediğiniz tarihte adresinize ulaştırılıyor. (Posta ücreti fiyata dahil değil). Bilgi için: www.silebarinagi.com veya 0533 666 33 20..
Yazının Devamını Oku 6 Kasım 2004
Otomobilde serbest dolaşan hayvanlar trafik kazalarında öldürücü yaralar alabiliyor, hatta diğer yolculara ölümle sonuçlanabilecek zarar verebiliyorlar. Bir kaza olması da gerekmiyor, cam açıkken dışarı atlayan köpek ve fren pedalının altına girerek kazaya sebep olan kedi hikayelerini de sıklıkla duyuyoruz. Orta boyda Collie cinsi bir köpek, 50 kilometre süratle giderken yapılan kazada, bebek file eşit bir ağırlıkla yerinden fırlıyor, bir anlamda canlı bir gülleye dönüyor.
AMERİKA’DA MECBURİ İNGİLTERE’DE YAKINDA
The Sunday Times’ta çıkan bir habere göre otomobilde yolculuk eden evcil hayvanların güvenliğinin ihmal edildiğini düşünen İngiltere Ulaştırma Dairesi, uzman kuruluşların da yardımıyla bir broşür hazırladı. Broşürdeki metinde ‘Çok kıymetli bir Çin vazonuz olsa, onu arka koltukta bırakmazdınız, neden aynı riski evcil hayvanınız için alasınız ki’ diyor.
Orta ve büyük boy köpekleri güvenceye almanın en iyi yolu olarak köpek emniyet kemeri öneriliyor. Daha küçük köpeklerin ve kedilerin taşınması için ise hayvan taşıma kutuları. Tabii bunların da emniyet kemeri ile veya otomobilin zeminine konarak sabitlenmesi gerekli.
Köpekler için tasarlanan emniyet kemerleri bir süre önce Avrupa ve Amerika’da satılmaya başladı bile. Bu, normal emniyet kemerine takılarak kullanılan ekstra bir kemer. Hayvanın göğsünden, sırtından ve omuzlarından geçen kemer, bir kliple otomobilin emniyet kemeri mekanizmasına adapte ediliyor. Emniyet kemeri takılı olan hayvanların ayakta durma, oturma ve yatma hareketleri kısıtlanmıyor.
Geçtiğimiz haftalarda İngiltere hükümeti otomobilde yolculuk yapan köpek ve diğer hayvanlar için emniyet kemeri takma kampanyası başlattı. Hayvan hakları savunucuları bunun mecburi olması için çalışıyor. Hayvan emniyet kemeri yasasının çıkması yakın bir zamanda gerçekleşecek.
Amerika’da ise otomobildeki hayvanların sürücünün dikkatini dağıtmayacak ve tehlike oluşturmayacak şekilde güvene alınması yönünde bir kanun var. Kaliforniya’da petini otomobilde güvene almayan hayvan sahiplerine 100 dolar ceza veriliyor, bazı eyaletlerde köpeklerin pick-up tipi kamyonetlerin arkasında seyahat etmesi yasak.
Her gün hastaneye getirilen hayvanların yüzde 20’sinin yaralanma sebebi yollardaki kazalar. Otomobil içinde yaralanan hayvanların birçoğunun yarası ölümcül.
BÜYÜKLER İÇİN TASMA, KÜÇÜKLER İÇİN ÇANTA:
Otomobilde hayvanları güvenle taşımanın birkaç yolu var. Petinizin boyuna ve huyuna göre uygun olanı seçebilirsiniz.
Köpeğin göbek (sırt) tasmasına bağlanan bu modelle köpekler ön veya arka koltukta oturabiliyor. Otomobilin ani duruşlarında veya kazalarda köpeğin öne doğru fırlamasını engelleyen kemer köpeğin istediği şekilde durmasına da imkan tanıyor. Arzu edildiğinde sadece oturma/yatma veya sadece yatma şeklinde de bağlanabiliyor.
Bu model 10 kilonun altındaki köpekler ve kediler için uygun. Sakin olanları için tabii! Ekstra küçük hayvanlar için alt bölüme yerleştirilebilen yükseltici pedler var. Sırt çantası şeklinde tasarlanan bu modeli arabanın istediğiniz koltuğuna emniyet kemeri ile yerleştirebiliyorsunuz ve gerektiğinde sırtınızda taşıyabiliyorsunuz. Yürüyüş, trekking, tırmanma, bisiklet sporlarında evcil hayvanınız yanınızdan ayrılmıyor.
Bu koltuğumsu kutu emniyet kemerine takılıyor ve koltukta hareket etmesi önleniyor. Aynı zamanda açılarak köpek yatağı olarak kullanılabiliyor. Bu koltuk sayesinde başı pencere hizasına gelen köpeklerdeki mide bulantısı ihtimali de en aza iniyor.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Kedi ve köpeklerde kalp hastalıkları
Orta yaşın üstünde bir evcil hayvanınız varsa düzenli olarak kalp sağlığı açısından kontrol ettirmelisiniz.
Küçük ırk köpeklerde en çok karşılaşılan problem mitral kapak yetmezliğine bağlı kalp hastalıklarıdır. Orta şiddette mitral kalp kapağı hastalığı olan bir köpekte görülen belirtiler öksürme, çabuk yorulma, kısa ve yüzeysel solunumdur. Hastalık ilerlediği takdirde iştahta azalma, şiddetli yorgunluk ve kusma nöbetleri dikkati çeker.
Büyük ırk köpeklerde en çok görülen kalp hastalığı ise kalp büyümesi olarak bilinen kalp kası dilatasyonudur. Belirtileri mitral kapak yetmezliğindeki gibi olan bu hastalıkta, kalp kasındaki zayıflamaya ve güçsüzlüğe bağlı olarak kalbin kan pompalama gücü azalır ve kalp yetmezliği oluşur. Özellikle karın bölgesinde şişkinlik oluşması sık karşılaşılan bir diğer belirtidir. Akciğerlerde de sıvı birikebilir ve bu da solunum problemleri ve öksürük nöbetlerine sebep olur.
Kedilerde en sık görülen kalp problemi kalp kasının kalınlaşması ve katılaşması sonucu ortaya çıkan kalp kası büyümesidir. Kedilerde hipertroidizm, böbrek hastalıkları veya hipertansiyona bağlı kalp hastalıkları da şekillenebilir.
Radyografi veya ekokardiografi gibi tekniklerle kalp kapakçıklarındaki anormallikler, kalpteki büyümeler veya diğer hastalıklara bağlı değişiklikler izlenebilir. Veteriner hekiminiz tedavilere destek olarak özel bir diyet uygulanması, fiziksel aktivitelerde kısıtlamalar ve stresi azaltmaya yönelik tavsiyelerde de bulunabilir.
PAKO PANO
Mishka 1 yaşında ve dişi. İzmir’de kendisine işkence eden sahibinin elinden polis zoruyla alındı. Çok uysal ama çok da ürkek. Ona sevgiyle bakacak, yaşadıklarını unutturacak yeni bir aile arıyoruz. (0532) 4220646
Aynı evi paylaştığımız 15 yaşındaki köpek arkadaşımız kalp hastası olduğu için acilen yeni bir aile arıyoruz. Ankara ve tekir kırmasıyız, 1 aylığız ve çok oyuncuyuz. Petshop’tan alacağınız kedilerden hiçbir farkımız yok. (0555) 422 88 95
4 kedi kardeşiz, yağmurdan sırılsıklam, daha gözlerimiz bile açılmamışken babamız bizi buldu. O günden bu yana iki ay geçti. Şimdi iyiyiz ve mutluyuz ama babamızın dördümüze birden bakması imkansız. Bizlere yuvanızı açmak ister misiniz? (0216) 585 87 49; (0216) 585 83 88; (0216) 595 29 95
Yazının Devamını Oku 30 Ekim 2004
Yürürlüğe giren yeni Hayvanları Koruma Kanunu, özel televizyonlara ayda toplam iki saat hayvanlarla ilgili yayın yapma yükümlülüğünü getiriyor. Yapılmazsa da ceza uygulanması söz konusu. Hayvan hakları savunucuları yasanın AB’ye uyum yasaları kapsamında iş olsun diye çıkarıldığını ve kimsenin umurunda olmadığını iddia ediyorlar. Bu düşüncede olan bazı hukukçular da var. Eleştiriler, hayvanlarla ilgili haberlerin geçiştirildiği yönünde yoğunlaşıyor. Evet, hayvanlarla ilgili haberlere bazı programların içinde, haber bültenlerinde rastlanıyor. Çin’de doğum yapan panda, Şişli’de boruya sıkışan köpek, gergedanların itişip kakışması, bir köpeğin annelik ettiği kediler gibi... Hayvanseverler soruyor: Olması gereken bu mu yoksa belli bir periyodik akış içinde, içeriği net programlar mı? Televizyon kanallarında mevcut durum nedir diye baktık. Pet programı yapan sadece iki kanal var; CNN TÜRK ve E TV. Diğer kanallardaki durum ise yandaki gibi...
CNN TÜRK: DOSTLARIMIZ
Temmuz 2003’ten beri yaptığı Dostlarımız adlı programla, televizyonlarda ilk kez evcil hayvanları konu alan kanal. Dostlarımız’da evcil hayvanların bilinmeyen yönlerini anlatılıyor, tanımadığımız ‘dostlarımız’ tanıtılıyor, öğretici bilgiler veriliyor. Haftalık programın evcil hayvanları tanıtmak, hayvan sevgisi aşılamak, hayvanseverlere yol göstermek, hayvan korkusunun yenilmesine katkıda bulunmak, hayvanları koruma bilinci oluşturmak, sokak hayvanları gibi önemli bir sorunun yenilmesi konusunda destek ve yol gösterici olmak gibi amaçları var. CNN Türk bu programla Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği’nin verdiği ‘Dost Kurum Ödülü’nü de aldı.
E TV: Nuh’un Gemisi
E TV 17 Ekim’den itibaren Nuh’un Gemisi adlı bir program yayınlamaya başladı. Hayvanlara karşı olan olumsuz bakış açısının değişmesi, hayvana sevgi ve saygı duymanın öneminin anlaşılması ve hayvanlar hakkında bilgi eksikliklerinin giderilmesini amaçlayan programı Profesör Doktor Tamer Dodurka hazırlıyor ve sunuyor. Programda hayvanlarla ilgili ilginç ve çoğu kimsenin yanlış olarak cevapladığı sorular ve bunlarla ilgili röportajlara da yer veriliyor. Ayrıca her hafta farklı bir hasta hayvanın teşhisi ve tedavisi ile ilgili görüntüler, bir yaban hayvanının yaşamından ilginç kesitler, ev hayvanını besleme, sahibini arayan hayvanlar, hayvan psikolojisi ve güncel konuların işlendiği bölümlere yer veriliyor.
KANUN NE DİYOR
24 Haziran 2004’te kabul edilen, 5199 numaralı kanunun dördüncü bölümünün altındaki Eğitici Yayınlar başlıklı 20. madde şöyle diyor:
Hayvanların korunması ve refahı amacıyla; yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesi esastır.
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ile özel televizyon kanallarına ait televizyon programlarında ayda en az iki saat, özel radyo kanallarının programlarında ise ayda en az yarım saat eğitici yayınların yapılması zorunludur.
Bu yayınların yüzde 20’sinin izlenme ve dinlenme oranı en yüksek saatlerde yapılması esastır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu görev alanına giren hususlarda bu maddenin takibi ile yükümlüdür.
CEZA VAR
Bu kanun hükümlerine aykırı davrananlara aşağıdaki cezalar verilir: RTÜK’ün takibi sonucunda 20’nci maddeye aykırı hareket ettiği tespit edilen ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarına maddenin ihlal edildiği her ay için beş milyar lira idari para cezası verilir.
PAKO’NUN PROGRAMI
TRT, Ekim 2003’te başlayarak Pako’ya Mektuplar isimli bir program hazırladı. 12 bölüm olarak planlanmasına reğmen TRT’nin tüm kanallarında tekrar tekrar gösterildi. Ayrıca, aralarında BBC’nin de olduğu 7 Avrupa televizyon kanalı tarafından satın alındı.
TV 8: Hayvan sevgisini anlatacak program yolda Geçtiğimiz sezonlarda ‘Pet Show’ yapan kanalda hafta sonları yayınlanacak olan, hayvan sevgisini, bakımını ve eğitimini ön plana çıkaran sürpriz bir program da yolda. Ayrıca haber bültenleri ve günlük kuşak programlarında da hayvan sevgisini işleyen konulara yer veriyor.
NTV / CNBC-e: Belgesel var ama özel program yok NTV ve CNBC-e asgari süre veya oranları belirlenen eğitim yayınlarına süre sınırlamasına girmeden yer veriyor. NTV ve CNBC-e hayvan haklarına yönelik haberlerine bültenlerinde süreler ayırıyor.
Kanal D: Özel program yok, genelde yer veriyorlar Hafta içi ve de hafta sonu her gün çocuklar için özel olarak üretilmiş programların ve de diğer program ve dizilerin içerisinde hayvan sevgisi, bakımı, korunması ve refahı ile ilgili konular işleniyor. Ancak sadece hayvanların korunması ve refahı amacıyla üretilmiş özel programlar yok.
TGRT: Pet programı yok, doğal hayat belgeseli var Hayvanların doğal hayatını anlatan ‘Sır Toprakları’ belgeseli yayınlanıyor. Mevcut programlara yenileri ilave edilmesi planları dahilinde.
Star TV: Çalışması var ama program yok
Gündemimizde olan bir konu. Çeşitli hazırlıklar içindeyiz.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Köpeklerde deri problemleri
yaşındaki erkek Terrier’imizin derisinde koyu renkli lekeler oluşmaya başladı. Koyulaşan yerlerde tüyler de seyreldi. Bu bir hastalık mıdır?
Deride koyu lekeler oluşması köpeklerde iki farklı şekilde ortaya çıkar. Hastalık, kalıtsal bir genetik rahatsızlık olup özellikle Dachshund ırkı köpeklerde görülür veya birçok hastalığa bağlı olarak her ırk ve yaş köpekte melanin adı verilen pigment (renk) maddesinin kronik deri problemi olan bölgelerde artması ile ortaya çıkar. Melanin biriken bölgelerde deri koyu bir leke görünümü alır.
Kalıtsal olan primer koyu lekeler oluşması genellikle bir yaşın altındaki köpeklerde ortaya çıkar. Koyulaşan bölgelerde deri kalınlaşır ve yağlanma artar. Bu bölgelerde bakteri ve mantarlardan kaynaklanan ikincil hastalıklar da ortaya çıkabilir. Bu durumda hastalık deride geniş bir alana yayılabilir. Bu kalıtsal lekelerin genellikle tedavisi yoktur. Ancak kontrol altına alınabilir. Bu tarz koyulaşma genellikle çok ender görülür ve köpeğin ırk özellikleri ve biyopsi ile kolayca teşhis edilebilir.
Sekonder koyulaşma dediğimiz tarz sonradan oluşan koyulaşmalar daha sık gözükür ve genellikle 3 farklı hastalık koşulundan sonra oluşur. Bunlar obezite (şişmanlık), hormon dengesizlikleri ve gıda hassasiyetleri ve allerjilerdir. Bu tarz sekonder koyulaşmalarda ayrıca tüy dökülmeleri, kaşıntı ve diğer deri problemleri de görülebilir.
Bu belirtileri gördüğünüzde ilk yapılması gereken derideki koyulaşmanın asıl sebebinin bulunmasıdır. Teşhis ile birlikte uygulanacak tedaviler hastalığın büyük oranda kontrol edilmesine ve deride koyulaşmanın durmasına imkan tanıyacaktır.
PAKO PANO
Erenköy Ethem Efendi Caddesi’ndeki Pasteur Veteriner Kliniği’ndekiler 4 gün önce 3-4 yaşlarında bir İspanyol Cocker buldu. Sahibini arıyoruz. (0535) 465 40 45
3 hafta önce Tarabya’da iki gözü de mavi, safkan bir Sibirya Kurdu bulduk. Erkek, eğitimli ve sözden anlıyor. Hiç arayan soran olmadı ama o ailesini çok özlüyor. (0212) 262 01 67, (0532) 618 04 48
Sokakta bulduğum 3 yaşındaki sağır Van kedisine acil yuva arıyorum. (0532)253 84 23
Yazının Devamını Oku 23 Ekim 2004
Sevgili Pako,<br>Bizler Şile Barınağı’ndaki yardıma muhtaç bebekleriz. Yaklaşık 20 taneyiz.
Annelerimizden ayrılıp, daha bir aylık bile olmadan barınağa atıldık. Hayatta kalabilmemiz için özel bakım görmemiz gerekiyor. Gençlik hastalığı ve kanlı ishale yakalanıp ölmeyelim diye bizlere çok pahalı ilaçlar kullanılıyor. Anne sütü alamadığımız ve bazılarımızın henüz dişleri de olmadığı için puppy milk, puppy köpek konservesi ve bebek mamalarıyla beslenmek zorundayız.
Biliyoruz çok masraflıyız ama hayatta kalmak ve yaşamak istiyoruz; büyüyüp oynamak, sevilmek istiyoruz. Dünyaya gelirken verilen yaşam hakkımızı kullanmak istiyoruz. İster maddi yardım, ister ilaç yardımı (febriglob, canglob, cefaday, ercefuryl, azitro), ister Migros Sanal market aracılığı ile puppy konserve alıp gönderebilirsiniz. Barınaktaki diğer kardeşlerimizin de en büyük sorunu mama. Barınağımıza yapacağınız mama yardımıyla birçok aç hayvanın karnının doymasını sağlayacaksınız.
Barınağa mama göndermek istiyorsanız Migros’un internet sitesinden de sipariş edebilirsiniz. (online.migros.com.tr)
Tabii bize en büyük iyilik bizi evlat edinmeniz. Aramızdan birine bir aile hediye etmek isterseniz arzukebireahoo.com adresine yazabilir ya da 0533 666 33 20’yi arayabilirsiniz. Barınağımız hakkında bilgi almak için www.silebarinagi.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Yazının Devamını Oku 16 Ekim 2004
Veteriner hekim ve homeopat Dr. Gülay Kabasakal Ertürk, 15 yıllık meslek hayatında yaşadıklarından yola çıkarak kediler hakkında bir kitap yazdı. Kuki Obuz Yayınevi’nden çıkan ‘Kediniz Konuşuyor’ adlı kitapta kedilere ait özellikler bir kedinin ağzından anlatılıyor. ‘Onlar bizim hayat enerjilerimiz’ dediği kedi ve köpekleriyle yaşayan Ertürk’le kitabını konuştuk.
Kediniz Konuşuyor’u yazmaya nasıl karar verdiniz?
- Veteriner hekim olarak 15 yıldır sayısız kedi ve köpekle haşır neşir oldum. Sadece hastalıkları ve tedavileriyle ilgilenmedim, aynı zamanda evdeki bakımlarıyla ilgili olarak da sahiplerini bilgilendirmeye çalıştım. Kedi ya da köpekleri şirin ve sevimli görüntülerine dayanamayıp satın alıp, sonra da onlara nasıl bakacaklarını bilemeyen insanlara çok rastlıyorum. Özellikle kediler davranış özellikleri, bakım ve beslenme özellikleriyle daha az çözümlenmiş karmaşık canlılar. Bu sebeplerle kedilere ilişkin yıllardır yanıtladığım soruları bir kitapta derlemeye karar verdim.
100 maddede kedileri anlatmışsınız, nelere dikkat çekmek istediniz?
- Evet, kitabımda bir kedi 100 maddede kendini anlatıyor. Neden sürtünür ya da eşyaları tırmalar, nasıl görür ve işitir, damak zevki nasıldır, nasıl eğitilir. Küçük ama önemli ayrıntılar kedi bakımında önemli püf noktalarıdır. Bu yüzden anlatımları bol resimle zenginleştirmeye çalıştım. Daha önce hiç kedisi olmamış, kediyi tanımayan ya da yanlış tanıyan kediseverlere rehber bir kitap olsun istedim.
TEDAVİDE REİKİ
Ne kadar zamanda yazdınız bu kitabı?
- Sanırım bu sorunun yanıtı 15 yıl. Mesleğimi sürdürdüğüm bu 15 yıl içinde öğrendiğim, gözlemlediğim, araştırdığım, okuduğum, dinlediğim, yaşadığım tüm bilgileri hekim gözüyle değerlendirip yazıya aktardım. Bu bilgilerin kitap haline gelmesi düşüncesi ise son bir yılda şekillendi.
Hálá çözemediğiniz kedi davranışları var mı? Size en ilginç gelen kedi özellikleri neler?
- Kedi davranışlarının tümünü açıklayabilmek henüz mümkün değil. Önümüzdeki yıllarda kedi davranışlarına yönelik bilimsel araştırmalarla alınan sonuçların, kedilerle aramızdaki anlaşmazlıkları daha da gidereceğine inanıyorum. Ancak kişisel görüşüm kedilerin her zaman o gizemli taraflarını koruyacaklarından yana.
Sizin evinizde baktığınız kediniz, köpeğiniz var mı?
- Karina adında yavruyken sokakta ölüme terk edilmiş halde bulduğumuz bir kedimiz var. Kuki adlı Poodle cinsi bir köpeğimiz vardı, ne yazık ki 14 yaşında kaybettik. Son birkaç aydır bir kedimiz daha var, Van-İran melezi kızımızın adı İnci. İki kedimizin haricinde Hera, Petra, Anet ve Limon adlarında köpeklerimiz de var. Yani biraz kalabalık bir aileyiz. Bu durumdan çok memnunuz, onlar bizim hayat enerjilerimiz.
Başka kitap yazmayı planlıyor musunuz?
- Hastalarımın tedavilerinde klasik veteriner tıbbına ek olarak; reiki, homeopati, bitkisel ilaçlarla tedavi gibi ‘tamamlayıcı tıp’ kapsamındaki tedavi yöntemlerini de uyguluyorum. Köpek sahiplerinin kendilerinin uygulayabilecekleri bitkisel tedavi yöntemlerini içeren bir çalışmam var ama henüz tamamlanmadı.
Ayça BARUT
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Kediler neden yün kemirir?
1.5 yaşındaki Siyam kedimiz sürekli olarak evdeki yün kazak, süveter ve atkıları kemiriyor ve yiyor. Yavruyken başladığı bu huyundan vazgeçiremiyoruz.
Bazı kedilerde gördüğümüz gıda dışındaki maddeleri yalama, emme veya çiğneme huyu, eğer sağlıklı bir mama ile besleniyorsa beslenme ile alakalı değildir. Kedilerin yöneldiği bu tarz gıda dışı maddelerin en yaygın olanı yünden yapılmış eşyalardır. Bunun yanı sıra kedilerin diğer giysileri, plastik torbaları, insan saçı gibi şeyleri de yalayıp kemirip yemeye çalıştığı da görülür.
Bazen anemi veya şeker hastalığı gibi sağlık sorunlarının belirtisi olarak ortaya çıkabilen bu durumun sebebini anlamak için öncelikle veteriner hekiminizden yardım almalısınız.
Eğer kedinizde yukarıda bahsettiğimiz hastalıklardan birisi yoksa ve kullandığınız mama kaliteli ve yeterli bir beslenme sağlıyorsa, yün kemirme dediğimiz bu durum bir davranış bozukluğu olarak değerlendirilebilir. Özellikle Doğu ülkelerine ait Siyam, Burmese ve İran kedilerinde ve bunların melezlerinde görülen bu davranış bozukluğunun tam olarak sebebi bilinmemektedir. Ayrıca sütten erken kesilmenin de bu problemin oluşmasına etki ettiğinden şüphelenilir.
Diğer kedi ırkları 6-7 haftalıkken sütten kesilirken, Doğu ırkı kediler daha geç sütten kesilirler. Erken sütten kesilme neticesinde emme arzusu devam eden yavru kediler yün ve benzeri tüylü şeyleri emerek bu dürtüye bağlı olarak kalıcı bir davranış bozukluğu sergileyebilirler.
Eğer kedinizde kusma, iştahsızlık, kabızlık ya da ishal de varsa mutlaka veteriner hekiminizden yardım almalısınız çünkü kemirdikleri eşyaları yutabilirler de. Bu durumun görüldüğü ilk dönemlerde kemirdiği yün eşya yerine hemen kedi için özel yapılmış kemirme çubukları, mamaları ve oyuncaklar kullanabilirsiniz. Yün ve benzeri maddelerden yapılmış eşyalarınızı kedinizin ulaşamayacağı çekmece gibi yerlerde ve mümkünse naylon ambalaj içinde saklayabilirsiniz. Yine bu tarz eşyaların üzerine kedinizin hoşlanmayacağı uzaklaştırıcı spreyler sıkabilirsiniz.
PAKO PANO
Biz 2-2.5 aylık erkek kedileriz ve ikimiz de mavi gözlüyüz. Şu anda aynı kafesi paylaşıyoruz. Veteriner ablamız bize iyi bakıyor ama bizi kafesten kurtarır mısınız? (0216) 411 79 05
3 aylık beyaz renkli, mavi gözlü kediye yuva arıyoruz. Araba çarpmış ama ölmemiş, bu yüzden adı Mucize. Sıcakkanlı ve insanları çok seviyor. (0212) 622 98 26, (0536) 227 14 16
aylık dişi Tekir kediyim. Ne upuzun tüylerim ne de İran, Van kedileri gibi cins özelliklerim var. Sadece bir sokak kedisiyim, tek özelliğim insanları çok ama çok sevmem. Kış bastırmadan bana da gönlünüzde bir yer açın. (0532) 411 18 71
Büyükada’da 1 yaşında Terrier cinsi tasmalı bir erkek köpek bulduk. Sahibini arıyoruz. (0216) 382 44 55; (0216) 382 42 70, (0216) 351 01 21
Beyaz, küçücük Terrier cinsi köpeğe iyi bakacak bir aile aranıyor. (0216) 521 09 46; (0535) 657 13 43.
İş nedeniyle Cocker cinsi yavru köpeğime bakamıyorum. Köpeğime Antalya’da yeni bir aile bulmak istiyorum. astr_200@hotmail.com
1 yaşındaki Van kedisi Kokoş’a Ankara’da sıcacık sevgi dolu bir yuva arıyorum. (0536) 253 95 71
Yazının Devamını Oku 9 Ekim 2004
Elif Ertürk, 2 köpeği ve 11 kedisiyle yaşayan bir hayvansever. Çocukluğundan beri sokak hayvanlarına da bakan Ertürk, Büyükada’daki barınağın tekrar açıldığını duyunca kendisi gibi hayvanlara düşkün arkadaşlarını da yanına aldı ve Büyükada Barınağı’nın gönüllü ekibini oluşturdu. ‘İnsan bir defa barınağı görmeye gittiğinde bir daha ayrılamıyor. Oradaki hayvanlar arkanızdan bir daha ne zaman geleceksin der gibi bakarlar’ diye anlatıyor duygularını.
Hayvanlara olan düşkünlüğünüz nereden geliyor?
- Çocukluğumdan beri evimizde ve bahçemizde sokak hayvanlarına bakılmasına alışığım. Şu anda evimde 2 köpeğim ve 11 kedim var. Hepsi sokaklarda bulduğum, çaresiz kalmış hayvanlar.
Büyükada’daki barınakla nasıl ilgilenmeye başladınız? Adada mı yaşıyorsunuz?
-Hayır, ama adadaki barınağın açıldığını duyduğumda şu anda gönüllü olan arkadaşlarımdan biriyle barınağı görmeye gittik. İnsan bir defa barınağı görmeye gittiğinde, bir daha ayrılamıyor. Oradaki hayvanlarla göz göze geldiğiniz zaman arkanızdan ‘Bir daha ne zaman geleceksin?’ der gibi bakarlar.
Kaç kişi çalışıyorsunuz?
- 5 gönüllüyüz. Diğer arkadaşlarım Selin Sezer, Pınar Satyoğlu, Suzan Çerçioğlu ve Şengül Gökhan.
Barınakta kaç hayvan var şu anda?
- 64 köpeğimiz var, ama sayıları değişebiliyor. Az da olsa sahiplendirilenler veya yeni gelenler oluyor.
Gönüllüler olarak ne gibi faaliyetler yapıyorsunuz?
- Yetişkin köpeklerimizi Fethiye Hayvan Dostları İstanbul Şubesi ve belediyenin desteğiyle kısırlaştırdık, kuduz aşıları yapıldı. Daha önce küçük oldukları için kısırlaştırılamayan köpeklerimiz de kasımda FHD İstanbul şubesi tarafından kısırlaştırılacak. Barınaktaki tüm köpeklerin parazit tedavilerini ve karma aşılarını yaptık, mama ihtiyaçlarını gideriyoruz. Sahiplendirme çok önemli olduğu için kayıtları titizlikle tutuyoruz.
Barınakta sürekli kalan birisi var mı?
- Gece gündüz kalan, köpeklere günlük yemeklerini ve sularını veren bir belediye görevlisi var. Gerçekten hayvansever ve işini iyi yapmaya özen gösteren biri olduğu için belediyeden barınakta çalışmasını rica ettik, onlar da bu ricamızı kırmadılar.
Büyükada Barınağı’na yardım etmek isteyenler ne yapabilir?
- En büyük ihtiyacımız kuru mama, süttozu gibi gıda maddeleri. İnsanlardan gönüllü olarak çalışmıyorlarsa da barınakları ziyaret etmelerini istiyorum. Barınaktaki hayvanlar diğerlerinden farklıdır; ilgiye, sevgiye, şefkate çok fazla ihtiyaç duyarlar. Kafalarını okşayacak sıcak bir insan eli beklerler.
Ayça BARUT
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Yavru kedim neden sürekli halsiz?
2 hafta önce sokakta bulduğumuz yavru kediyi eve aldık. Önceleri çok hareketliydi, ama birkaç gündür sürekli uyuyor ve yemeye bile hali yok.
Yavru kedilerde halsizliğe yol açan çok sayıda hastalık bulunur. Sokakta doğan kedilerde iç parazitler ve viral hastalıklar, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtilere yol açar. Eğer kedinizde herhangi bir hastalık ya da parazit bulunmuyorsa, özellikle evde birkaç kedi daha varsa, bu durum çok sık rastladığımız hipoglisemi, yani kan şekerinin düşmesi olabilir.
Yavru kediler hem büyüme döneminde oldukları, hem de aşırı hareket ettikleri için, yetişkin kedilere göre çok daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar. Eğer ona yetişkin kediler için kullandığınız mamadan veriyorsanız, aldığı enerji yetersiz kalır, kan şekerinin düşmesine ve halsizliğe neden olabilir. Tüm kedilerinize aynı kaptan yemek veriyorsanız, büyük kedileriniz yavru kedinin payına düşeni de yiyor olabilirler.
Veteriner hekiminiz yavru kedinizin kan şekerini ölçerek bu durumu aydınlığa kavuşturabilir. Bu, şeker hastalığı olarak algılanmamalı. Uygun bir mama ile gerekli düzeyde beslenme ve tedavinin ilk günlerinde serumla birlikte verilecek şeker, kedinizi eski hareketliliğine ve sağlığına kavuşturacaktır.
PAKO PANO
Sokakta bulduğumuz Garfield’e sıcak bir yuva arıyoruz. (0212) 227 16 31, (0535) 299 71 88.
2 dişi 1 erkek kediye yeni aileler arıyorum. Kedilerin üçü de 1 aylık. (0212) 358 49 44; (0537) 660 71 92.
Parkımızda yaşayan sokak köpeği kısa bir süre önce doğum yaptı. 7 şirin yavru şu anda 3-4 haftalık. Onları sahiplenmek ister misiniz? info@ozgurlukparki.com
4.5 aylık Yumak oğlumu üç hafta önce yol kenarında buldum. Bünyesi zayıf olan pisiciğe iyi bakacak bir aile arıyorum. mehtapayd@yahoo.com; (0532)791 63 90
Bembeyaz 1 yaşında erkek Van kedisine hazır veteriner mamalarından verebilecek aile aranıyor. (0312) 229 82 21.
İkimiz de 1.5-2 aylık erkek Tekir kediyiz. Ayrılmak istemiyoruz, ama kaderde ayrılmak varsa ona da katlanırız. Ailemiz olur musunuz? (0216) 411 79 05 ; (0532) 411 18 71
Araba çamurluğunda bulduğumuz küçük kediye yuva arıyoruz. (0312) 287 35 65 / 2203
Yazının Devamını Oku 2 Ekim 2004
Sevgili Pako,<br>İnanıyorum ki, ‘Hayvanları bu kadar seven güzel kalpler, mutlaka insanları da çok sever’ veya içinde hayvan sevgisi olmayanların insanı anlayıp, sevmeleri de mümkün değildir. Biz ailecek hayvanları ve özellikle de köpekleri çok seviyoruz. Bu yüzden ancak bir tanesine bakabildiğimiz için, çocuklar gibi sevdiğimiz bir Golden Ret-River köpeğimiz var.
Bu sevgiye paralel, oğlum ve eşi de 1 ay önce 2 aylık aynı cins bir köpek aldılar. Ancak bu güzel ve sevimli yavru 15 gün önce rahatsızlık belirtileri gösterdi. Götürüldüğü veteriner kliniğinde, 1 yaşından küçük köpeklerde yüzde 100 öldürücü olan ‘Gençlik Hastalığı’ olduğu söylendiğinde hemen köpeğin alındığı petshop’a başvurarak bilgi aldılar. Cevapları; ancak kendi kliniklerinde bakım ve tedavi oldu.
Gösterilen klinikteki veterinerler, muhtemelen gene kendi laboratuvarlarında test yapıp böyle bir hastalığın söz konusu olmadığını ve 1 hafta boyunca her gün serum ve ilaç tedavisi uygulayarak tedavi edebileceklerini söylediler. Bu tedavi aynen uygulandı.
Herhalde verilen ilaçların etkisiyle eski haline ve neşesine kavuşan zavallı köpekte 1 hafta sonra kusmalar ve benzeri nöbetler başlayınca aceleyle gidilen ciddi bir klinikte yapılan tetkikler sonucu gerçekten gençlik hastalığına yakalandığı ortaya çıktı.
Ancak zaman da geçtiği için, başlatılan çok iyi niyetli tedaviye cevap veremedi, şiddetli ağrı, kusma ve salya çıkarmalar sonucu yapılan son müdahaleler de fayda vermedi ve sonunda zavallı ve sevimli yavru daha çok acı çekmesin diye uyutularak hayata veda etti. Çocukların ve bizlerin hissettiğimiz derin acıyı siz çok iyi anlarsınız.
Bu mektubu size yazmakta esas muradım, maalesef İstanbul’un özellikle çok tanınmış Akmerkez, Metrocity, Profilo İş Merkezi gibi mekanlarındaki petshoplarda, ki bu asla o güzel mekanları suçlama değildir, kurtuluşu olmayan bu hastalığa yakalanan hayvanlardan, o dükkanlardaki diğer hayvanlara kolaylıkla geçebilen ve öldürücü olan bu hastalık yüzünden halen o yerlerde satışa hazır bekletilen güzelim hayvanların çok büyük tehlike içinde olduğu; ve bu hastalığı bile bile, bilmeyen zavallı hayvan severlere pazarlayan ‘tacirlerin’ maalesef iş kazançlarına güzelce devam etmesi ve buna kimsenin ‘Dur’ dememesi.
Bizi ve belki de birçok ailenin de başına geldiği için derinden üzüldüğümüz bu olayın, kamuoyuna duyurulması gerekli. Maalesef birçoğu 5’er 10’ar dolara sağdan soldan toplanan ve ‘cinstir’ diye hayvan severleri istismar ederek sahte sertifikalarla satılmaları, o güzel yaratıkların hayatını yeterli derecede tehlikeye atıyor. Hem de bu şekilde büyük vurgun yapan tüccarların açığa çıkarılması konusunda ilgililerin uyarılmasının sağlanmasını temin edebilmek açısından çok önemlidir. Bunlarla zaman zaman TV’lerde gördüğümüz, sokaklarda başıboş, kimsesiz dolaşan o güzel hayvancıkları katledip, öldüren ve yürekleri olanların yüreğini dağlatanlar arasında ne fark var ki?
Edindiğimiz ve bu olay vesilesiyle bize ulaşan birçok bağrı yanık insanın verdiği bilgilere göre buradan alınan köpek olsun, kedi olsun yüzde 90’ı aynı şekilde ölüyor, tedavi edilebilirse bile çok kısa bir yaşamları oluyor. İstanbul Tarım İl Müdürü Ahmet Kavak Bey’le şahsen konuşarak ihbarda bulundum. İlgilerine teşekkür ediyor ve sonuç bekliyorum.
Zavallı Candy’nin ruhu şu anda sanırız seninle beraberdir.
PAKO PANO
Yüzümün yarısı, karnım, bacaklarım, kuyruk ucum beyaz dişi Tekir kediyim. Adım Sürmeli. 26 Ağustos’ta Yalova Çınarcık’daki evimden kaçtım. Beni sahipsiz sanıp evinizde misafir etmiş olabilirsiniz, ama duydum ki ailem kaybolduğum için çok üzgünmüş. Beni evime teslim ederseniz, sizi ödüllendireceklermiş. (0532) 317 95 75.
10 yaşındaki sağlık sorunları olan Siyam kedimiz Antalya’da kayboldu. Onu gördüyseniz, bizi arar mısınız? (0242) 349 51 77.
23 Eylül’de Maltepe sahil yolunda bir Golden Retriever bulduk. Sahibinden haber bekliyoruz. (0532) 212 22 76.
1.5 yaşında dişi Rus finosu kırmasına acil yuva aranıyor. Ev-araba eğitimi var, çok uysal ve sakin. (0532) 733 00 46; (0533) 666 33 20.
Evimin önünde 20’ye yakın yavru kedi var. Ben bu yavruları besliyorum, ama evime alamıyorum. Kış gelmeden onları evlat edinmek ister misiniz? caglayanbayraktar@hotmail.com.
6 aylık erkek beyaz-şampanya rengi kimsesiz Terrier Chicco’ya öncelikli olarak Antalya’da iyi bakabilecek bir sahip arıyoruz. (0537) 225 97 13; (0536) 618 78 70
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Çiftleştirmiyorsanız kısırlaştırın
2 yaşındaki kedimiz çiftleşme dönemindeyken çok bağırıyor ve 2-3 hafta boyunca problem yaşıyoruz. Çiftleşme dönemini engelleyen ilaç ve iğneler zararlı olabilir mi?
Çiftleşme dönemi kedilerde 3-16 gün süren fizyolojik bir dönemdir. Bu dönemde dişi kedinin erkek kediyi davet etmek ve çiftleşme döneminde olduğunu anlatmak için çıkardığı sesler ve yaptığı hareketler bazen problem olarak algılanır veya hayvan sahibini ve çevresini rahatsız eder. Bu durumda en doğru çözüm, çiftleştirmeyi düşünmüyorsanız kedinizi kısırlaştırmaktır.
Ancak kedinizi kısırlaştırmak konusunda emin değilseniz veya ileriki bir tarihte çiftleştirip daha sonra kısırlaştırmayı planlıyorsanız, şu andaki çiftleşme dönemini ertelemek için hormon ilaçlarından yararlanabilirsiniz. Bunlar iğne ya da tablet şeklinde veteriner hekiminizin önerilerine göre uygulanabilecek ilaçlardır. Progestron içeren bu ilaçların uygulanmasında en çok dikkat edilmesi gereken, kedinizin ergin olması ve ilaç uygulamasının kızgınlık belirtilerinin görülmediği dönemde başlatılmasıdır.
Gebe olmasından şüphe edilen kedilerde, fazla miktarda ve çok sık akıntısı olan hayvanlarda rahim, meme ya da karaciğer gibi organlarında problem bulunan hayvanlarda ve şeker hastası olan kedilerde kesinlikle bu ilaçlar kullanılmamalıdır.
Ancak bu ilaçların da uygulama şekli, dozu ve kullanıldığı süreye bağlı olarak gelişebilen yan etkilerini var: Rahim problemleri, meme tümörlerinin oluşma ihtimalinin artması, prolaktin salgılanmasında artış, parmak, tırnak, meme nodüllerinde büyümeler, şeker hastalığı, bölgesel deri problemleri, adrenokortikal supresyon ve davranış değişiklikleri oluşabilir.
Eğer kedinizi üretmek ya da yavru yetiştirmek amacıyla beslemiyor ve size arkadaşlık etmesi için evinizi onunla paylaşıyorsanız, onu kısırlaştırmanın bütün bu risklerden uzak bir tercih olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Yazının Devamını Oku 25 Eylül 2004
Evcil hayvanların ölümü, ailenin bir ferdi kaybedilmiş gibi algılanıyor. Ancak Türkiye’deki pet sahipleri dostlarını kaybettiklerinde, onları genellikle evlerinin, yazlıklarının bahçesine veya onlara güzel günleri hatırlatan bir yere gömmeyi tercih ediyorlar. Ne acı ki, bir kısmı ise gerek çaresizlikten gerekse bilgisizlikten, ölen hayvanını çöpe atıyor. Evet, bildiğiniz çöp konteynerine! Aslında şu an sadece İstanbul’da hizmet veren bir hayvan mezarlığı var ancak bundan neredeyse kimsenin haberi yok.
Evcil hayvanımız öldüğünde ona yakın olma arzusuyla ya da çoğunlukla alternatifsizlikten bahçemize ya da yakınlarımızda bulunan boş alanlara, parklara gömüyoruz. Türkiye’de bunu engelleyen yasal düzenleme yok. Ancak uzmanlar sağlık açısından belli kurallara dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.
Öncelikle hayvan dostunuzu gömeceğiniz çukurun yarım metreden derin, hatta bir metreye yakın olması gerekiyor. Çünkü civarda gezen hayvanlar koklayarak yerini bulup, çıkarabilir. Bunun sonucunda açığa çıkan hayvan ölüsünün yaydığı koku bir yana, üreyen bakteriler yüzünden çevre sağlığını tehdit eden sonuçlar oluşabilir.
Hayvanın ölüm nedeni hastalıksa, mikrobun yayılmaması için daha ciddi önlemler almak gerekiyor. Mutlaka kendiniz gömmek istiyorsanız üzerine sönmemiş kireç dökerek dezenfekte edebilirsiniz. Ancak bu işlem de mikropların yayılmasını kesin olarak engellemiyor. Böyle bir durum söz konusu olduğunda veteriner hekiminize danışmanızda fayda var.
YAKTIRMAYA İZİN VAR
Hastalık bulaşıcı ise en sağlıklı çözüm, kaybettiğiniz dostunuzu bir veteriner kliniğine ya da doğrudan Pendik Veteriner Araştırma Enstitüsü’ne başvurarak yaktırmanız. Ağırlıklı olarak hastalık yayan hayvanlar için kullanılan bu yöntem, herhangi bir nedenle kaybettiğiniz hayvanınız için de geçerli. Türk kanunları hayvanların yakılmasına izin veriyor.
Enstitüdeki yakılma işlemi belli sayıda hayvan biriktikten sonra gerçekleştiği için bu süre içinde kliniklerdeki morglardan yararlanmak gerekiyor. Yakılma işlemi sırasında yanınızda şartlara uygun metal bir kap bulundurursanız kurum size küllerini verebiliyor. Bu küller inorganik olduğu için sağlık açısından sakıncalı değil, isterseniz saklayabilir ya da arzu ettiğiniz bir yere gömebilirsiniz
TEK HAYVAN MEZARLIĞI TUZLA’DA
Türkiye’de şu anda faaliyette olan tek hayvan mezarlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hayvan Gömü Yeri. Tuzla Aydınlı Köyü’nde tel örgülerle çevrili 20 dönüm arazide kurulan mezarlık 2000 yılında açıldı.
Ölen petiniz için bir Hayvan Gömü Formu doldurmanız yeterli. Gömü bir görevli eşliğinde gerçekleştiriliyor ve herhangi bir ücret talep edilmiyor. İsterseniz mezarlıkta satılan fidanlardan alıp mezarı ağaçlandırabiliyorsunuz. Ayrıca isteyenler mezar taşı da koydurabiliyor.
Üç yılda toplam 49 hayvanın gömüldüğü mezarlığa şu sıralar ayda 8-10 hayvan sahibi başvuruyor. İstanbul’daki evlerde muhabbet kuşundan köpeğe, yüzbinlerce evcil hayvan olduğu göz önünde bulundurulursa ve bunların belli bir yaşam süresi varsa, bu mezarlığa gelen aylık 8-10 talep çok az. Bu da demektir ki birçok hayvan uygun olmayan yerlere gömülüyor, çöpe atılıyor. Daha çok hayvansever dostlarını bu özel mezarlığa gömerse, hem çevreye daha az zarar verilmiş olur, petlerimize ölümden sonra da saygı duyduğumuzu gösterir şekilde sosyal bir önem kazanır.
AVRUPA’DA NE YAPILIYOR
Yurtdışında evcil hayvanınız öldüğünde, insanlarda olduğu gibi kliniğe başvurup raporla birlikte defin kağıdı almanız ve hayvanınızın kaydını sildirmeniz gerekiyor. Çünkü birçok ülkede insanlar gibi hayvanlar da kayıtlı.
Hıristiyanlığa inanan gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde evcil hayvanların ölümünden sonra düzenlenebilecek özel seremoniler var. Kedinize, köpeğinize, tavşanınıza uygun tabut satın alabiliyorsunuz.
Ölülerin yakıldığı yer olan krematoryumların hayvanlar için hizmet verenleri birçok ülkede mevcut. Küllerin saklanabileceği kaplarda altından ahşaba kadar birçok alternatif var.
Avrupa’da hemen her şehirde varolan hayvan mezarlıkları ise görsel açıdan en az insanlarınki kadar zengin. Mezartaşsız bir tek mezar olmadığı gibi, mezarın başına ölen tavşanının heykelini yaptırandan, fotoğrafını koyana kadar birçok kişi var.
Pendik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü: 0216 390 12 80
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hayvan Mezarlığı: 0216 393 00 10
Ceren SÖZERİ
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Kedi ve köpeklerde eklem hastalıkları
Birçok kedi ve köpekte eklem problemleri hayvan sahibi tarafından fark edilmeyecek kadar hafif belirtilerle seyredebileceği gibi şiddetli topallık ve yürüme problemleri gibi semptomlarla da ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda ise birkaç gün süren topallık ya da yürüyüş bozuklukları ile seyredip daha sonra düzelen ve ara sıra tekrarlayan problemler olarak da karşımıza çıkabilir.
Eklem problemleri evcil hayvanların ömürlerinin ilk yarısında ortaya çıksa bile genellikle belirtileri ileri yaşlarda ve yaşlılık döneminde daha belirgindir. Her ne kadar büyük ırk köpekler risk grubunun ilk sırasında yer alsa da, birçok küçük ırk köpekte ve kedilerde de eklem hastalıklarına çok sık ve değişik şiddetlerde rastlanabilir.
Eklem hastalıklarında en çok gözlenen belirtiler topallık, yürüyüş bozuklukları, dinlenme veya uykudan kalktıktan sonra görülen topallıklar, egzersiz ve yürüyüş sonrasında meydana gelen aksamalar, çabuk yorulma, tırmanma ya da merdiven ve yokuş çıkarken sorun yaşama, sıçrayamama ve ağrı ile ilgili semptomlardır.
BU SORUNA YOL AÇAN ON ETKEN
Onların eklemlerini etkileyen ve eklem hastalıklarına yol açan birçok hastalık ve etkenleri 10 ana başlık altında toplayabiliriz: Ligament, tendo ve kas hastalıkları (örn. çapraz bağ yırtılması); eklemi de kapsayan kırıklar; gelişme bozuklukları (örn. kalça ve dirsek displazisi çıkığı); kalıtsal bozukluklar; beslenmeye ve hormon hastalıklarına bağlı bozukluklar (örn. şişmanlık, hiperparatiroidizm); metabolik hastalıklar (örn. diyabet); bazı kanser türleri; dejeneratif eklem hastalıkları (osteoartritis); eklem iltihapları ve yangıları; omurilik hastalıkları (örn. intervertebral disk hastalıkları).
Eklem hastalıklarının erken teşhis edilebilmesi için düzenli veteriner hekim kontrolleri son derece önemlidir. Kısa süren veya hafif seyreden belirtilerde bile mutlaka veteriner hekiminize durumdan bahsetmeli ve eklemlerin muayene edilmesini istemelisiniz.
PAKO PANO
Gri renkli İran kedim Gri kayboldu. Onu çok merak ediyorum, gördüyseniz bana haber verir misiniz? ilkaytuna@yahoo.com.
Siyah uzun tüylü, boynunda kırmızı pire tasmalı oyuncu kedim Satanist, İstanbul Şişli’deki evin bahçesinde oynarken kayboldu. 20 gündür arıyorum, onu çok özledim. Babası Uğur. (0535) 455 88 37.
3 gün önce bahçede çocukların birbirlerine top gibi attığı bir kedi buldum ve eve aldım. 4 haftalık kedinin arka ayağı birkaç yerden kırık ve üst üste kaynamış. Bir operasyonla platin takılması gerekiyor, veteriner masrafların yarısını karşılıyor ama ben diğer yarısını karşılayacak durumda değilim. Yardım etmek isteyen olursa çok sevinirim. akolerkilic@superonline.com.
1.5 yaşındaki erkek Pointer kırması Tommy sahibinden ayrıldığı için çok mutsuz. Yemeden içmeden kesilmesinden korkuyoruz. Bu yüzden ona İstanbul’da bakabilecek bir aile arıyoruz. (0535) 418 76 76.
2 yaşında çok uslu ve sevecen dişi Siyam kedisine yeni bir yuva arıyoruz. (0555) 367 88 38.
İzmir’de sokakta 2 yaşında dişi siyah Terrier bulduk ve sahiplendirmek istiyoruz. (0 232 224 64 10; (0535) 819 86 15.
Yazının Devamını Oku