Özlem Yaylı, çocukluğundan beri hayvanlarla iç içe büyümüş. Multiple Skleroz (MS) hastası olduğu için işinden ayrılan ve uzun süre yürüyemeyen Yaylı, sokakta bulduğu kedisi Safinaz’la ilgilenmeye başlayarak hastalığını unutmuş, üstelik tekrar yürümeye başlamış. Kendisi gibi hayvansever olan eşiyle Beykoz Barınağı’nın gönüllülerinden olan Yaylı, geçtiğimiz ay kaybolan köpeği Hera’ya kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor şu sıralar.
Maltepe’de bahçeli bir evde oturuyor Özlem ve Abdullah Yaylı çifti. Köpekleri Hera ve Zorba, kedileri Safinaz, Zeytin ve Haydut’la mutlu bir aile portresi çiziyorlar. Bir ay sonra aileye katılacak bebeği de unutmamak lazım, Özlem Hanım şu anda 8 aylık hamile.
Yaylı ailesi için hayat pek kolay olmamış son birkaç yıldır. Bir hastanede sekreterlik yapan Özlem Yaylı, MS hastası olduğunu öğrenmiş önce. Doktoru stresten uzak durması gerektiğini söyleyince işinden ayrılmış. Uzun süre hastanede yatmış ve kortizon tedavisi görmüş. Evine döndüğü zaman yürüyemiyormuş.
‘Neden ben?’ diye kendini sorguladığı dönemde sokakta bulmuş kedisi Safinaz’ı. Minik kediyle ilgilenirken hastalığını unutmuş, ilaçlarını almayı da. Safinaz’la ilgilenirken yürümeye ve kendini çok daha iyi hissetmeye başlamış. Sonrasında Beykoz Barınağı’na gitmeye başlamış gönüllü olarak.
Barınakta yoğun olarak çalıştığı dönemde otobüstekiler köpek koktuğu için kaçıyorlarmış yanından. Şimdi hamile olduğu için barınağa gidemese de eşinden ve barınağın sorumlusu olan Berrin Hanım’dan almaya devam ediyor oradaki hayvanların haberlerini. Doğum yaptıktan sonra tekrar Beykoz Barınağı’na ve daha kötü durumdaki barınaklara yardım etmeyi sürdürmeyi planlıyor Özlem Hanım.
HEPSİNİ SOKAKTA BULDUÖzlem Yaylı’nın hayvanlara olan düşkünlüğü çocukluk yıllarına dayanıyor. Ailesinin de en az kendisi kadar hayvansever olduğunu söyleyen Özlem Hanım, her dönem köpek sahibi olmuş. Eşiyle beraber sokaktaki hayvanları beslemesinin yanı sıra, evde de köpekleri Hera ve Zorba, kedileri Safinaz, Zeytin ve Haydut’la uğraşıyor. Hayvanlarının hepsini sokakta ve oldukça kötü durumdayken bulup iyileştirmiş.
Hamile olduğunu öğrendiği zaman ailesi bu kadar hayvanla bir arada yaşamasının doğru olmadığını söylemiş. ‘Onlar da benim çocuklarım’ diyen Özlem Hanım, söylenenlere kulaklarını tıkamış. Geçen ay, barınakta bebekken yanına aldığı köpeği Hera’yı kaybeden ve günlerce onun için ağlayan Özlem Hanım, çok sevdiği köpeğine kavuştuğu için çok mutlu şimdilerde.
Ayça BARUT / abarut@hurriyet.com.tr İçişleri Bakanlığı’ndan sokak hayvanları için koruma genelgesiİçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, artan şikayetler üzerine ‘Sokak Hayvanlarının Korunması’ ile ilgili olarak 81 İl Valiliği’ne hitaben bir genelge yayınladı. Genelgenin tam metnini yayınlıyor, gerekli girişimlerin bir an evvel yapılmasını diliyoruz.
‘Bilindiği gibi, sokak hayvanlarının korunması ve hayvan barınakları hakkında 28.02.2003 tarihli genelgemizle bütün illere gerekli talimat verilmiştir. Ancak, hayvanseverler ve hayvanları koruma dernekleri tarafından, son günlerde bakanlığımıza yoğun olarak, sokak hayvanlarının belediyelerce sistemli bir şekilde katledilerek yok edildiği yolunda şikayetler ulaşmaktadır. Bu bakımdan, 24.06.2004 tarihinde kabul edilen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu hükümleri de dikkate alınarak konunun yeniden vurgulanmasına gerek duyulmuştur. Bu çerçevede; 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çerçevesinde yerel yönetimlerce;
Gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri ve hastaneler kurulması,
Sahipsiz hayvanların bakım ve tedavilerinin sağlanması ve bu konuda eğitim çalışmaları yapılması,
Sahipsiz hayvanların bulundukları ortamdan alınarak kısırlaştırılmasının sağlanması,
Ev ve süs hayvanları ile sahipsiz hayvanların kayıt altına alınması ile ilgili işlemlerin yapılması,
Belediyelerce kurulan hayvanat bahçelerinin, doğal yaşama ortamına uygun şekilde düzenlenmesi,
Bu görevlerin yerine getirilebilmesi amacıyla bütçeye yeterli ödenek konulması,
5199 sayılı kanunda ve bu konudaki diğer mevzuatta yer alan hükümlere uygun hareket edilmesi,
Ayrıca, Hayvanları Koruma Kanunu ile valiliklere verilen görevler kapsamında ‘İl Hayvan Koruma Kurulları’nın oluşturularak faaliyete geçirilmesi,
gerekmekte olup, gereğini rica ederim. Kamuoyunun bilgisine sunulur.’
Kanaryalar yarışıyorİstanbul Serinofil Derneği, Perpa Ticaret Merkezi’nde ‘Kanarya Irk ve Güzellik Yarışması’ düzenliyor. Bugün saat 11.00-19.00 saatleri arasında devam edecek yarışmada dereceye giren kuşlar Almanya’da yapılacak dünya yarışmasına gönderilecek.
PAKO PANOGüzel mi güzel, uslu mu uslu, akıllı mı akıllı, tuvalet eğitimli, dişi, kısırlaştırılmış 1 yaşında simsiyah Setter cinsi köpekle hayatınızı paylaşmak ister misiniz? İstanbul’dayız. (0535) 418 76 76.
3 aylık yavru kediyim. Bulunduğumda çok hastaydım. 10 gün klinikte kaldım. İğneler ve serumlarla hayata döndüm. Şimdi kendime yeni bir yuva arıyorum. (0216) 355 05 21; (0505) 286 97 67.
Yaklaşık 2 hafta önce sokakta iki arka ayağı da tutmayan bir yavru kedi buldum. Doktorumuz uyutmamızı tavsiye etti, ama benim gönlüm elvermiyor. İşim nedeniyle sürekli seyahatte olduğum için ona iyi bakacak bir aile arıyorum. (0532) 386 58 33; (0216) 354 57 01.
3 yaşında erkek Pekinese, 3 yaşında İspanyol Cocker ve Pincher cinsi köpeklere yuva arıyoruz. (0212) 274 63 64.
sokakta yaşayan minik kediyi sahiplenmek ister misiniz? (0212) 259 85 50.
2 Tekir kardeş sokakta oldukça zorlu şartlarda, ama birbirlerinden hiç ayrılmadan yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Biri erkek biri dişi bu kediciklere yuvanızı açar mısınız? (0532) 311 48 20.
1 aylık yemyeşil gözlü yakışıklı tekir kedi Kaşmir’i sahiplendirmek istiyoruz. (0555) 422 88 95.
Güzel bir Husky cinsi köpeğim. Tarabya’da kayboldum. Ailemi geri istiyorum. (0212) 262 01 67.
İzmit’te araba yolu kenarında iki kedi bulduk. Bu iki sevimli yavruya kucak açmak isteyenlerden haber bekliyoruz. (0532) 311 48 20.
SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANAVeteriner Hekim Talat GÜLBAY Kedilerde meme kanseriMeme tümörleri özellikle 10 yaşın üstündeki kedilerde karşılaşılan önemli kanser tiplerinden birisidir. Köpeklerde olduğu gibi, kedilerde de vaktinde kısırlaştırmanın hastalığın ortaya çıkma riskini azalttığı yönde bilimsel sonuçlar var. Meme kanseri tüm dişi kedilerde görülebilir, ancak siyam kedilerindeki riskin diğer kedilere göre 2 kat daha fazla olduğu bildirilmektedir. Kısırlaştırılmamış dişi kedilerde görülme oranı, kısırlaştırılmış olanlardan çok daha fazladır. Çiftleşme dönemini hiç göstermeden erken yaşta kısırlaştırılan kedilerde görülme oranı ise çok daha düşüktür.
Kedilerde meme kanseri genellikle kötü huylu seyreder ve ancak erken teşhis ile başarılı tedavi sonuçları elde edilebilir. Türlerinin en yaygını olan adenokarsinoma tipindeki tümörler son derece agresif yapıdadır ve çok hızlı metastaz yaparak diğer dokulara yayılabilirler. Diğerleri ise papillomalar, sarkomalar ve adenomlardır. Meme tümörlerinde öncelikle derinin ve/veya kas tabakasının hemen altında küçük nodüller halinde şişlikler dikkati çeker, yüzde 25’inde ülserleşme ve yaralar görülebilir.
Vakaların yarısında tümör birden fazla meme lobunda izlenir. Tümörle birlikte ağrı, ateş ve enfeksiyon da görülebilir. Biyopsi ile alınan örneğin patolojik incelemesi sonucunda konulan teşhisten sonra, öncelikle mevcut tümörlerin bulunduğu taraftaki tüm meme loblarının cerrahi yöntemle uzaklaştırılması gerekir. Tedaviyi desteklemek ve tümörün yayılmasını engellemek amacıyla kemoterapi uygulaması da önerilebilir.
Hastalığın nüksetme oranı oldukça yüksektir. Bu nedenle, en önemli uygulama, hastalığın ortaya çıkmasını engellemek için alınacak tedbirlerdir. Bu koruyucu tedbirlerin de en önemlisi, çiftleştirilmesi düşünülmüyorsa, dişi kedinin kızgınlık döneminden önce kısırlaştırılmasıdır. Ayrıca kedinizde fark ettiğiniz her türlü şişkinlik veya kitleyi mutlaka veteriner hekiminize göstermeyi ihmal etmeyin.