12 Mart 2005
Her şey Regina Röttgen’in 12 yaşındaki kedisi Aloş’un akciğer kanseri olduğu öğrenmesiyle başlamış. Böylece Türkiye’nin bütün evcil hayvanlarına yönelik aylık bir dergi olan Zoolistan doğmuş. İkinci sayısı çıkan Zoolistan, şu an 56 şehirde satılan tek pet magazin. İçeriği sadece kedi ve köpekle sınırlı değil, evde beslenen her hayvan sayfalarda işleniyor. Zoolistan, güzel fotoğrafları ve kapsamlı içeriği ile bir arşiv dergisi olmaya aday. n Sırma GÜLBAHAR
13 yıldır kedi besleyen Regina Röttgen, 12 yaşındaki kedisi Aloş’un akciğer kanseri olduğunu öğrenince neler yapabileceğini araştırmaya başlamış, görmüş ki büyük bir kaynak eksikliği var. Ve kendini bir anda Zoolistan’ı yayımlarken bulmuş.
Zoolistan; Yunanca hayvan anlamına gelen ‘zoo’ ile Türkçe’de ülke adı yaratmak için kullanılan ‘istan’ ekinin birleşmesinden ortaya çıkan türetme bir sözcük. Derginin varoluş sebebi hayvan sağlığı olsa da, Zoolistan’da sadece pet sağlığı ile ilgili konular yok. İpuçları Bölümü’nde evcil hayvanların karakterleri, dilleri, davranışları; kısacası ne demek istediklerini anlamamıza yardımcı oluyor. Sağlık Köşesi, bakım, hastalıklar, beslenme gibi konularla ilgili; ırkların tanıtıldığı sayfaların adı Portre köşesi. Davranış, iletişim, psikoloji ve pet ürünleri dışında, ücretsiz ilan sistemiyle barınaklardaki ve sokaklardaki hayvanlara yuva bulmaya da çalışıyor.
Dergide petlerle ilgili dünyadaki gelişmeleri de takip etmek mümkün olacak. Şu sıra Avrupa’da tartışılmakta olan ‘tehlikeli köpek ırkları’ konusu, Zoolistan ekibi tarafından araştırılıyor. Gündemdeki her tartışmayı hemen vermekten yana olmayan Regina Röttgen, ‘tartışmalar netleşip, dergi tarafından ele alındıktan sonra hayvansever okurlarla paylaşılacak’ diyor.
Derginin ‘Enteresan’ başlıklı bölümünde röportajlar, bulmacalar ve testler var. ‘Hayvanlar Ülkesi’nin Sakinleri, ülkemizde yaygın olarak beslenen kedi, köpek ve kuşlarla sınırlı değil. Avrupa’ya kıyasla az sayıda olmakla beraber evde beslenen egzotik hayvanlar ve sürüngenler de dergide geniş yer buluyor. Fare ve diğer kemirgenler, kaplumbağa türleri, iguana, örümcek ve yılanlara kadar her tür hayvana yer veriliyor.
OLMAYAN TEK HAYVAN, BALIK
Zoolistan sayfalarında olmayan tek pet, balık. Türkiye’de sadece balıklarla ilgili çıkan bir dergi zaten olduğu için, onlar ilgi alanının dışında tutulmuş.
Röttgen, Türkiye’de daha önce çıkmış pet dergilerinden farklı olduklarının altını çiziyor. Önceki dergilerin kedi, köpek, kuş, tavşan, hamster gibi konularla sınırlı olmalarının, sayıları az da olsa diğer hayvan türlerine ilgi duyanların işini zorlaştırdığı görüşünde.
Amerikalı bir veteriner kliniğinin hazırladığı sağlık yazıları dışındaki bütün konular dergi çalışanlarınca hazırlanıp yazılıyor. Konular genelde yurtdışı kaynaklı. Fotoğraflarda da durum bundan farklı değil. Bazı fotoğraflar dergi ekibi tarafından çekiliyor ama birçoğu yurtdışından geliyor.
Türkiye’de daha önce çıkan pet magazinlerin oldukça kısa ömürlü olması Zoolistan ekibini pek de düşündürmüyor. Türkiye’de son beş yıldan bu yana pet dergisi yayımlanmadığını belirten Röttgen, bunun nedenini pet sektörünün geçmişte çok daha küçük olmasına bağlıyor. Türkiye’deki hayvanseverliğin çok ilerlediğine inanan Röttgen, Zoolistan’ın da uzun ömürlü olacağına ve petlerle ilgili kaynağa dönüşeceğine inanıyor.
5 YTL’YE 56 ŞEHİRDE
Türkiye’nin tek pet magazini Zoolistan, Regina Röttgen ve eşi Tuğsan Okyar ile birlikte beş kişilik bir ekip tarafından hazırlanıyor. Ana kadroya gönüllü olarak yardım eden altı kişi daha var. Dergi tamamen bağımsız olarak çıkartılıyor, sponsoru yok. 56 ilde gazete bayiilerinde, kitabevlerinde ve anlaşmalı bazı petshoplarda dergiye ulaşmak mümkün. Zoolistan’ın fiyatı 5 YTL, yıllık abonelik ise 48 YTL. Dergi hakkında bilgi almak için www.zoolistan.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Alman Regina Röttgen 1990’da tatil için Türkiye’ye gelip bir daha geri dönmedi. Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Dili ve Edebiyatı ile Felsefe bölümlerini bitirdi. Sekiz yıldır değişik yabancı sektörel dergilerin ve yayın evlerinin Türkiye temsilcisi. Zoolistan’ı çıkarmadan önce hayvan sağlığı hakkında geniş bilgi sahibi olmak istediği için, açık öğretim yoluyla Almanya’da hayvanların davranış bozuklukları, psikolojik sorunlar, beslenme hastalıkları ve homöopati gibi alternatif tedavilere yönelik bir eğitim aldı.
Diyaframı yırtık kedi doğum yapabilir mi
SORU: Geçen ağustosta yol kenarında bulduğum bir aylık dişi kedinin muayenesinde muhtemelen doğuştan diyaframının delik ya da yırtık olduğunu, nefes almakta sorun yaşadığını öğrendim. Ameliyatın çok riskli hatta neredeyse olanaksız olduğunu, büyüdükçe probleminin artacağını söylediler. Yemesi-içmesi, oynaması, uykusu normal görünüyor. Gayet sağlıklı büyüdü, hatta benimle üç kez uçakla seyahat etti. Şimdi sekiz aylık. Gebe kalsa doğurabilir mi? Hormon baskılayıcı ilaçlardan yana değilim ama başka çaremiz var mı? / Handan DEMİRALP
CEVAP: Göğüs kafesi ve içinde yer alan organlar, karın boşluğundaki organlardan, diyafram adı verilen büyük bir kas tabakası ile ayrılır. Solunum, büyük oranda diyaframın fonksiyonuna bağlı olarak gerçekleşir. Diyafram, travma sebepli veya doğuştan kaynaklı yırtık olabilir.
Diyafram yırtığı veya fıtığında, solunum güçlüğü en göze çarpan belirtidir. Göğüs kafesi içine mide ve/veya bağırsakların girmesi ile kusma veya yemek yememe gibi belirtiler de gözlenebilir. Diyaframdaki küçük bir fıtık hiçbir soruna yol açmadan seyredebilir ve bu durumdaki kediler normal kediler gibi yaşamlarını sürdürebilirler.
Kedinizin hayati tehlikesi varsa hastalığın tedavisi için yapılabilecek tek işlem cerrahi müdahale ile diyaframdaki yırtığın kapatılmasıdır. Ancak, hasta kedinin anestezi alması da ciddi riskler içerebilir. Bu hastalarda anestezi öncesinde oksijen uygulaması başlatılır, ardından mekanik solunum sağlanarak operasyon yapılması önerilir. Anestezi sırasında kalp ve solunum sistemlerinin özel cihazlarla monitörize edilmesi ayrıca hayati önem taşımaktadır.
ÇİFTLEŞTİRMEMEKTE FAYDA VAR
Kedinizle ilgili verdiğiniz bilgilerden, şiddetli bir problem olmadığı düşünülse de, fıtığın yeri ve büyüklüğün tespit edilmesi gerekli. Gebeliğin, diyafram fıtığı olan kedilerde karın içindeki basıncın artmasına, karın bölgesindeki organların göğüs kafesine girmesine ve dolayısıyla hem fıtığın büyümesine hem de solunum problemlerinin daha şiddetli bir hal almasına yol açacağı bilinen bir geçek. Bu bilgiler ışığında, kedinizin gerek görülürse, uygun bir yöntemle ve çok iyi donanımlı koşullarda ameliyat edilmesini öneririm.
Gebeliği önlemek amacıyla, evdeki diğer kedilerin kısırlaştırılması ve kedinizin dışarıda başka kedilerle çiftleşmesini engellemenizi öneririm. İlave olarak diğer gebelikten korunma yöntemlerinin uygulanması da, risk almamak açısından önerilebilir.
Yazının Devamını Oku 5 Mart 2005
<B>H</B>enüz cast ajansları kapılarını tümüyle dört ayaklı dostlarımıza açmış değil. Evet, konuşan kediler, sihirli köpekler, acar papağanlar zaman zaman dizilerde, reklamlarda, sinema filmlerinde yer alıyorlar. Ama, pet casting yurtdışında başlı başına bir sektörken, Türkiye’de ise şimdilik tek bir ajansla, Duygu Başara Casting’le sınırlı.
Kanal D’de yayımlanan Sihirli Annem’in sevimli Taci’si gibi ekranlardaki birçok evcil hayvan, pet shoplardan satın alınarak ya da kiralanarak bizlerle buluşturuluyor. Duygu Başara Casting ise evcil hayvanlardan kurulu bir oyuncu kadrosuna sahip.
Casting işine 1992’de başlayan Başara, sektördeki boşluğu gördüğü için 2003’ten beri pet-casting de yapıyor. Eğitimli ve becerikli hayvanlar sayesinde, aranan özelliklere göre hayvan bulmak bu şekilde daha kolay. Bu sistemle eşin dostun köpeğini, kedisini bir bölüm için rica etmek derdi de kalmayacak gibi duruyor. Ancak Başara, bu hizmetin yeteri kadar tanınmamasından şikayetçi.
Casting sisteminin yaygınlaşması, özellikle geçmişte yaşanan üzücü olayların önüne geçilmesinde ve hayvan haklarının korunmasında önem taşıyor. Bu sistem sayesinde oyunculuk yapan hayvanlar, sahipleri ve kendilerinden sorumlu olan görevliler tarafından çekim öncesi ve sonrasında da takip ediliyor.
SİGORTALI OYUNCULAR
Hayvanlar aleminin setlerde en rahat çalışılan üyeleri köpekler. Duygu Başara Casting’den Gül Istıranca, onları oyunculuğa ısındırmak için uzun ve sık aralıklarla provalar yapıldığını söylüyor. Oyuncu petlerin diğer oyuncular gibi yapımcı şirketler tarafından sigortalandıklarını da ekliyor.
Pet sahibinin kazandığı para; rolün önemine, uzunluğuna, zorluğuna ve ayrılan bütçeye göre değişiyor. Duygu Başara Casting’le Filli Boya reklamında çalışan Dalmaçyalı, sahibine geçen yıl 500 milyon TL kazandırmış. Çekim sırasında pet sahibine düşen görev ise, set boyunca oyuncunun yanından ayrılmamak, onu sakinleştirmek ve rolünün altından başarıyla kalktıkça da özel çikolatayla ödüllendirmekten ibaret.
ÇOK MARİFET GEREKMİYOR
Tüylü dostunuzun eğitimine ve çevresiyle uyumuna güveniyorsanız, kısacası mamasını ekrandan çıkartmasını istiyorsanız, bir casting ajansının kapısını çalabilirsiniz. Ama burada sadece güzel olmak yeterli değil. Belli komutları anlaması, itaat etmesi ve özel becerilerinin olması gerekiyor. Türkiye’deki pet oyunculardan henüz çok özel numaralar sergilemeleri beklenmiyor. Bir kedinin soba reklamında kıvrılıp uyuması ya da yumakları kovalaması gibi doğal halleri ekran için yeterli oluyor.
İran kediniz polikistik böbrek hastası mı?
Polikistik böbrek hastalığına ilk olarak 1960’lı yıllarda İran kedisi ve melez kedi türlerinde rastlandı. Bu kalıtsal hastalık kedi henüz yavruyken küçük kistlerle kendini gösterir, ama hastalığın asıl belirtileri 3-10 yaş arasında ortaya çıkar. Bu nedenle yavaş ilerleyen ancak geri dönüşü olmayan bir hastalıktır. Buna rağmen hastalığın çok şiddetli bir şekilde seyrettiği ve henüz 2 aylık olmadan yavru kedinin hayatını tehdit ettiği vakalar da bildirilmiştir.
Polikistik böbrek hastalığı olan yavru kedilerin böbreklerinde 1 mm ile 1 cm arasında değişen çaplarda küçük kistler oluşur. Bu kistler genellikle şeffaf ya da ten renginde bir sıvı içerir. Bazen bu kistlerin içinde kan görülmekte ya da enfekte olmuş kistlerle karşılaşılmaktadır.
Kedinin yaşı ilerledikçe bazen kistler daha büyür ve genellikle sayıları artar. Kistlerin sayıları arttıkça böbreğin kendi dokusu yavaş yavaş ortadan kalkar ve böbrek normal fonksiyonlarını aksatmaya başlar.
Hastalık ilerledikçe böbrek vücudun ihtiyacını karşılayamaz ve böbrek yetmezliği ortaya çıkar. İdrar yapma sayısında ve miktarındaki artış, su tüketimindeki artış, iştahsızlık ve yemek yememe, depresyon ve halsizlik, kilo kaybı ve tüy yapısında zayıflama en sık rastlanan böbrek yetmezliği belirtileridir.
Bunlara ek olarak kedide kusma ve ishal, sinir sistemi problemleri, kansızlık ve yüksek tansiyon da görülebilir. Çok nadir olmakla birlikte kistler karaciğerde de görülebilir. Böbrek yetmezliği genellikle idrar ve kan tahlilleri ile kolayca tespit edilir. Ancak böbrek yetmezliğinin polikistik böbrek hastalığı dışında da birçok sebebi olabilir.
Polikistik böbrek hastalığı olan kedide ultrason yöntemi ile alınan görüntü ve kistlerin izlenmesi teşhisi kolaylaştırır. Hastalık mevcut olduğu halde henüz böbrek yetmezliği belirtisi göstermeyen hasta kedilerde de ultrasonla kistler izlenip erken teşhis konulabilir. 6 haftalık ile 10 aylık dönem arasındaki kedilerde ultrasonla böbrekteki bu kistler görülebilir.
GENETİK YOLLA BULAŞIR
Polikistik böbrek hastalığı autosomal dominant yapıda kalıtsal bir hastalık olduğu için genetik yolla bulaşır. Bu nedenle hastalığın yayılmasında bu hastalığı taşıyan kedilerin çiftleştirilmesi önemli rol oynar. Bu hastalığın tedavisinde kistlerin çok küçük ve çok sayıda olmaları nedeniyle cerrahi müdahale genellikle uygulanamaz. Hastalığın tedavisi için yapılan klinik uygulamalar daha ziyade hastalık sırasında oluşan böbrek yetmezliği problemlerini elimine etmeye yöneliktir. Veteriner hekiminiz hastalığın seyrine ve böbrek yetmezliğinin düzeyine göre uygun bir tedavi belirleyecektir. Hastalıktan korunmada en önemli nokta hastalığın erken teşhis edilmesi ve bu hastalığı taşıyan kedinin çiftleştirilmemesidir. Özellikle İran kedilerinin çiftleştirilmeden önce hastalık belirtisi göstermeseler bile ultrasonla muayene edilmesi ve kist görülürse çiftleştirilmemesi hastalığın yaygınlaşmaması açısından büyük önem taşır.
10 yaşındaki kısırlaştırılmış romatizma hastası kediye sıcak bir yuva arıyoruz. (0533) 523 13 51.
Zuzu, Beşiktaş Dikilitaş civarında 2 hafta önce kayboldu. 1 yaşında, bembeyaz, boynunda deri tasması var. (0532) 274 78 18.
3 aylık 11 yavru kediye acil yuva aranıyor. Hepsinin tuvalet terbiyesi var. (0535) 257 09 69; (0212) 216 17 00.
5 aylık dişi köpeğe evinde veya bahçesinde bakabilecek bir aile aranıyor. lselimoglu@yahoo.com; (0212) 471 16 75.
1.5 yaşındaki dişi Golden melezi Peynir sıcak bir yuvanın özlemini çekiyor. (0505) 380 04 57.
4 aylık dişi saf Alman kurt köpeğiyim. Barınaktan kurtulup sıcak bir aile ortamında yaşamak istiyorum. (0535) 418 76 76.
Rotweiller-Boxer kırması 4 aylık koruma köpeğine yuva arıyoruz. İlgilenenler (0532) 274 78 18 numaralı telefondan bilgi alabilir.
9 aylık dişi Çinçilla cinsi kediciğin kuyruğu düzelmeyecek şekilde hasar gördüğü için veteriner tarafından operasyonla alındı. Çok iyi huylu olan bu kediciği sahiplenmek ister misiniz? (0533) 634 75 80.
Sırma GÜLBAHAR
Yazının Devamını Oku 26 Şubat 2005
Halit Özsoy, İstanbul’daki dört kanarya sevenler derneğinden biri olan İstanbul Serinofil Derneği’nin başkanı. Babası sayesinde çocuk yaşta kanaryalarla tanışan Özsoy, emekli olduktan sonra zamanının çoğunu çok sevdiği bu kuşlara ayırmaya başlamış. 200’e yakın kanaryası olan Özsoy’la kanaryaların dünyasını konuştuk. Özsoy, kanaryaları daha çok erkeklerin beslediğini, erkeği evine bağlama konusunda da çok faydalı bir hayvan oldğunu söylüyor: ‘Bir haberde, kanarya erkeği evine bağlar’ cümlesini okumuştum. Ben buna çok inanıyorum çünkü ben de zamanımın çoğunu kuşlarımla geçiriyorum. Arkadaşlarınızla buluşmalarınızı bile sınırlandırıyorsunuz, çünkü evde keyif aldığınız bir işiniz var. Kanaryalar sayesinde kafanızı boşaltıyorsunuz.’
Kanaryanın tek eksiği, sevmek için elinize alamamanız. İnsana yakın bir hayvan ama muhabbet kuşu gibi sevemezsiniz. Ama siz onunla konuştuğunuz zaman cevap verir, sizinle konuşur.
Kanarya beslemeye nasıl başladınız?
-Kanaryalar 40 yıla yakındır hayatımda. Çocukken babam bana bir kanarya almıştı. Ona gerçekten çok iyi baktım, sonra öldü ve o öldükten sonra yeni kanaryalar aldım. Eşimin de hayvansever olması sayesinde evimizde kanarya üretmeye ve komşu çocuklarına, eşe dosta vermeye başladık. 36 yıl bankacı olarak çalıştım, emekli olduktan sonra kanaryalara daha fazla emek sarf etmeye başladım.
Şu anda kaç kanaryanız var?
-200’e yakın cins kanaryam var. Bunları eşleştiriyorum ve Türkiye’deki yarışmalara sokuyorum. Yurtdışına çok sık seyahat ediyorum ve bu seyahatlerde de en çok kanaryaların sergilendiği ya da satıldığı yerleri gezmek bana keyif veriyor.
DERNEĞİN 130 ÜYESİ VAR
Kanarya iyi bir evcil hayvan mıdır?
-Kanarya insanlara en yakın hayvanlardan biri bence. Hareketleriyle ve sesiyle size hep destek olur. Köpek beslerseniz, günde en az iki kere dışarı çıkarmak zorundasınız. Kanarya kafeste beslenir ve üç-dört günlük bir tatile gittiğinizde size ayak bağı olmaz. Kafese koyarsınız, yemini ve suyunu verip bırakırsınız. Can yoldaşıdır, sizinle konuşur, yalnızlığınızı hissetmezsiniz. Üstelik nankör değildir. Çocuklarına hayvan sevgisini aşılamak isteyen ailelere kanarya beslemelerini kesinlikle tavsiye ediyorum.
Üç senedir İstanbul Serinofil Derneği’nin başkanısınız. Dernekten biraz bahsedebilir misiniz?
-İstanbul Serinofil Derneği, 1959 yılında kuruldu. Türkiye’de kanarya yetiştiriciliği konusundaki ilk derneklerinden biri. Hatta Cevdet Sunay ve İsmail Cem de bir dönem üye olmuşlar. Kuruluş amacı, üyeleri için sağlıklı, ırkı karışık olmayan kanarya yetiştirmek. Amatör yetiştiricilere ve evde besleyenlere de mevcut üyelerin yetiştirdikleri sağlıklı kanaryaları temin etmek. Derneğimizin 130 aktif üyesi var.
Ne gibi faaliyetlerde bulunuyorsunuz?
-Haftada iki gün toplantı yapıyoruz, bir gün de dernek yönetim kurulu üyeleri toplanıyor. Türkiye çapında yapılan yarışmalara katılacak kuşların seçilmesi, yeni üyelerin seçilmesi gibi görevlerimiz var. Pazar günleri ise hem dernek üyelerinin hem de üye olmayan kanarya severlerin bir araya geldiği bir aktivitemiz var. Ortalama 100 kişinin katıldığı toplantıya kuş satmak ya da almak isteyenler geliyor.
Kanarya güzellik yarışmaları neden yapılıyor?
-Bu yarışmalarda para ödülü değil sadece kupa veriliyor, yani tamamen duygusal bir tatmin söz konusu. Severek yetiştirdikleri kanaryalarının derece alması sahiplerine büyük bir haz veriyor.
İstanbul Serinofil Derneği’nin pazar günü etkinlikleri herkese açık. Adres: Nabizade Sokak No: 211, Hasanpaşa-Kadıköy, İstanbul. Tel: 0216 449 50 01 Ayça BARUT
THHP’den Sevgi Deklarasyonu
Türkiye Hayvan Hakları Platformu’nun kuruluşunu geçtiğimiz haftalarda Pako sayfasında duyurmuştuk. THHP’nin ‘Sevgi Deklarasyonu’, geçtiğimiz yaz kaybettiğimiz yazarımız Pako’nun babası Bekir Coşkun tarafından kaleme alındı.
Biz, aşağıda imzası bulunan aynı duyguları paylaşan insanlar, çağdaş-uygar bir toplum olmanın asgari şartı olan ‘Korunan Doğa, Sağlıklı Çevre ve Hayvan Hakları’ konusunda ülkemizi yönetenleri uyarma ve kamuoyunun dikkatini çekmeye karar verdik.
1- Türkiye, üç tanesine Cumhurbaşkanı ve Başbakan düzeyinde olmak üzere, yedi uluslararası sözleşmeye imza atarak; doğayı, o doğanın üzerinde yaşayan hayvanları ve dokuyu korumaya söz vermiştir. Ayrıca AB kriterleri kapsamında hayvanlara iyi davranmayı, acı çektirmemeyi, eziyet etmemeyi, onlara da yaşama hakkı tanımayı taahhüt etmiş, bu kapsamda 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nu yürürlüğe koymuştur.
2- Bunlara rağmen doğa-çevre katliamı giderek yaygınlaşırken, özellikle hayvanlara yapılan eziyet, insanlık dışı muameleler, toplu imhalar, vicdanları sızlatan görüntüler artmıştır. Batı medyasına sık sık girecek kadar hepimize utanç veren insanlık dışı muameleler düşündürücü bir seviyededir.
3- Uluslararası sözleşmelere imza koymak yanında, TBMM’den çıkmış bir yasa orada varken, gerek ilgili bakanlıkların, gerekse yerel yönetimlerin yasayı umursamamaları ve asla uygulamamaları açıkça ortadadır. Yargı ise önündeki yasayı bir fantezi sayma görüntüsündedir.
4- Bizler, doğanın ve çevrenin korunmasını, hayvanlara yaşama hakkı verilmesini ve onlara iyi muamele yapılmasını, uygar bir toplum olmanın şartı olarak görüyoruz. Duyduğumuz üzüntüyü kamuoyu ile paylaşıyor ve tüm iyi insanları duyarlı olmaya ve el ele vermeye çağırıyoruz.THHP Üyeleri
Köpeklerde mide dönmesi
Mide büyümesi/genişlemesi ve mide burkulması, köpeklerde karşımıza çıkan önemli sindirim sistemi sorunlarının başında gelir. Göğüs kafesi büyük, 2 yaşın üstündeki büyük ırk köpeklerde çok yaygın olduğu bilinen bu hastalıklar konusunda, özellikle büyük ırk köpek sahipleri çok dikkatli olmalı. Düzenli olarak veteriner kontrolü, dikkatli yemek yedirilmesi ve acil durumlarda hızlı hareket edebilecek bir titizlikte hareket edilmesi hayati önem taşır.
Mide büyümesi genellikle hastalığın ilk aşamasını oluştur ve tedavi edilmediği takdirde ikinci kademe olarak mide burkulması ile karşılaşılır. Köpekler de insan gibi hava yutarlar. Gastrik dilatasyona eğilimi olan köpeklerde bu hava dışarı çıkarılamaz ve şişkinliğe yol açar. Başka sebeplere de bağlı olarak, içinde aşırı miktarda hava toplanan mide, diğer organlara ve diyaframa basınç yapmaya başlar. Şişkin konumdaki mide kolayca kendi etrafında dönerek burkulabilir. Müdahale edilmediği takdirde hayati tehlike oluşur.
Mide şişkinliği ve burkulmasının oluşumunda; köpeğin erkek, normal kilonun altında, günde bir öğün ve çok hızlı yemesi, korkak ya da aşırı sinirli olması gibi faktörlerin de yardımcı olduğu biliniyor. Belirtiler genellikle köpeğin huzursuz olması, karın bölgesinin aniden şişkinleşmesi, hızlı ve sık soluk alıp verme, öğürme ve kusmadır. Ağızdan salya akıyorsa, sancının şiddetli olduğu düşünülebilir. Mide dönmesi meydana gelirse, köpek birden kaskatı kesilip şoka girebilir, nabız zayıflar ve kalp atışları hızlanır.
Veteriner hekiminiz öncelikle şikayete neden olan havayı mideden uzaklaştıracak ve ardından midede dönme veya burkulma olup olmadığını gözlemlemek için röntgen talep edecektir. Bu durum söz konusu ise, cerrahi müdahale ile aynı problemin yaşanması engellenir.
NASIL KORUYABİLİRSİNİZ
Büyük ırk köpekler hangi yaşta olursa olsun, günlük mamasını bir öğün yerine en az 2-3 öğün halinde tüketmelidir.
Mide dilatasyonu riski varsa, yemekten sonra aşırı su içmeyi engellemek için bir süreliğine su kabı kaldırılmalıdır.
Yemekten 1 saat önce ve 2 saat sonrasına kadar ağır egzersiz, aşırı heyecanlanma ve stresten uzak durmalıdır.
Mama kabının yerden biraz yüksekte bir sehpa üzerinde olmasının, mide dilatasyonunu önlemek açısından faydalı olduğunu gösteren araştırmalar var.
Mama değişiklikleri kademeli olarak, 5-7 gün için de yapılmalı; ani olarak mama değiştirilmemeli.
Birden çok köpeğiniz varsa, mide dilatasyonu riski taşıyan köpeğinizi diğer köpeklerden ayrı ve daha sakin bir yerde beslemelisiniz.
Kediseverlere yarışma
www.kedimvar.com sitesi kuruluşunun birinci yılını kutlamak için öykü, şiir ve fotoğraf dallarında ‘Kedi Aşkı Nedir?’ konulu bir yarışma düzenliyor. Son katılım günü 15 Nisan olan yarışmaya 13 yaşını doldurmuş ve siteye kayıtlı olan herkes katılabilecek. Ayrıntılı bilgi için siteyi ziyaret edebilirsiniz.
PAKO PANO
İzmir’de bana sıcak yuvasını açacak ve beni sokağa terk etmeyecek bir aile var mı? (0555) 284 58 30; (0212) 530 96 97.
2 yaşında safkan erkek Boerboele cinsi köpeğimizi çiftleştirmek için İstanbul’da dişi ve safkan Boerboele arıyoruz. (0532) 770 88 94.
6 aylık Pointer melezine yuva arıyoruz. (0533) 666 33 20.
1.5 yaşındaki Sivas Kangal’ı sahiplenmek ister misiniz? (0216) 411 79 05.
6 aylık kahverengi, dişi İspanyol Cocker yuva arıyor. (0505) 380 04 57. 5 aylık siyah Cocker kendisini çok sevecek bir ailenin özlemini çekiyor. (0535) 418 76 76. 5 aylık saf Tekir acil yuva arıyor. (0216) 411 79 05.
Yazının Devamını Oku 19 Şubat 2005
Kedili bir evde doğup büyüyen, kendisi gibi öğretim görevlisi olan eşiyle bile kediler sayesinde tanışmış Mahmut Tekçe. Kedilerle ilgili yeterince Türkçe kaynak olmadığını düşünüp bir site kurmaya karar vermesi ise geçtiğimiz senenin nisan ayında olmuş. www.sokakkedisi.net sitesinin hazırlanmasında Tekçe çiftine kendileri gibi akademisyen olan üç kedisever destek veriyor.
Kediler hayatınıza nasıl girdi?
- Hiç çıkmadı ki... Ben kedili bir evde doğdum, ailemdeki herkesin kedileri var, eşimle de kediler aracılığıyla tanıştık. Kısacası hayatımızdan kediler hiç eksik olmadı.
Şu anda beslediğiniz kedi var mı?
- Üç kedimiz var ama her kedisever gibi hastalanan, yaralanan, annesiz kalan ve doğum için gelen misafirlerimiz sürekli oluyor.
www.sokakkedisi.net sitesini hazırlamaya nasıl karar verdiniz?
- İnternette yabancı hayvan koruma derneklerinin, üniversitelerin kedi bakımı ve sağlığıyla ilgili çok kapsamlı bilgi veren sayfaları var. Türkçe kaynakların sayısı ise kısıtlı. Kendi aklımıza takılan soruların yanıtlarını ararken ulaştığımız bilgileri diğer kediseverlere de aktarabilmek için bu siteyi hazırladık.
Siteyi kimler hazırlıyor?
- Ben ve eşim Marmara Üniversitesi’nde öğretim elemanıyız; ben iktisatçıyım, eşim İngilizce öğretmeni. Siteyi açtıktan kısa bir süre sonra Gazi Üniversitesi’nden Dr. Tuba Tuncer aramıza katıldı. Temmuz ayında aynı üniversiteden Banu Altunay ve Gül Kahveci’nin katkılarıyla ‘Yavru Kedi’ bölümümüz açıldı.
Neden sokak kedileri üzerinde yoğunlaştınız?
- Her şeyden önce sokak kedilerine hayranız. Yaşadığımız topraklarda tarih boyunca sokak kedileri var olmuş. Bizlerle birlikte kentlerde, köylerde yaşamışlar; doğurdukları yere bereket getirdiklerine inanılmış. Bugün büyük şehirlerde apartman dairelerine, ofislere, sitelere kapansak da genele baktığımızda sokak kedilerine yabancılaşmamışız. Gelişmiş ülkelerde sokaklarda hayvan olmayışı çoğunlukla bir uygarlık göstergesi olarak yorumlanır, oysa ki biz her neredeysek onların da orada en az bizler kadar yaşama hakkı olduğunu kabul ettiğimiz ölçüde uygar sayılırız. Kedilerin gelecekte yalnızca petshop’larda bulunan bir tür olmasını arzulamadığımız için sitemize sokak kedisi adını seçtik.
REKLAM VE SPONSOR KABUL ETMİYORLAR
Sitenizde reklam yapmamak gibi bir tutumunuz var sanırım...
- Sitenin tarafsızlığını ve güvenilirliğini koruyabilmek için mama üreticisi firmalardan reklam, sponsorluk kabul etmiyoruz. Sağlık hizmetlerinde reklama yer olmadığı için klinik ve hastanelere yönlendirme yapmıyoruz. Hayvanların parayla satılmasına da karşıyız ve petshop’lardan reklam almıyoruz, forum ve mail grubumuzda reklam ve ücretli ilanlara izin vermiyoruz.
Sitenizin tıklanma oranı nedir?
- Aylık sekiz-on bin ziyaretçimiz oluyor. Aldığımız olumlu tepkiler bizi sevindiriyor.
Siteyi ziyaret edenlerle birebir görüşüyor musunuz?
- Sokakkedisi.net forum tabanlı bir site olmadığı için daha çok birbirinden bağımsız ziyaretçiler tarafından bilgi edinme amaçlı kullanılıyor. Yine de sitemiz aracılığıyla birbirini bulan hayvanseverler oldu. Örneğin Büyükada Barınağı’na farklı şehirlerden destek veren bir grubumuz oluştu. Bu dostlarımızla bir araya gelişimizi Sokakkedisi’ne borçluyuz.
Sitede neler var?
Beslenme konusuna ağırlık veriyorlar çünkü beslenme sağlığın yapı taşı ve bu alanda mama firmalarına yönlendirme yapmayan, güvenilir ve tarafsız bilgiye ihtiyaç duyulduğunu düşünüyorlar.
Sağlık bölümüne eklenen yeni dosyaların hepsi, önce veteriner hekim denetiminden geçiyor.
Faydalı bilgiler sayfalarında tuvalet eğitimi, annesiz kedi bakımı, özürlü kediyle yaşam, ev kazaları gibi konular var.
Yavru Kedi sayfalarında çocuklara hayvan sevgisini aşılamayı amaçlıyorlar.
Üyelerin haberleşmeleri ve sahiplendirme için oluşturulan bir e-posta grubu ve forum var.
Ayça BARUT
Dişi köpeklerde rahim enfeksiyonları
En çok kısırlaştırılmamış orta yaş grubundaki dişi köpeklerde rastlanan hastalıklardan biri, pyometra ve rahim enfeksiyonlarıdır.
Pyometra eskiden basit rahim iltihaplanması olarak düşünülürken, bugün, asıl hastalığı hormonlarla ilgili problemlerin oluşturduğu ve bakteri enfeksiyonlarının daha sonradan hastalık tablosuna katıldığı biliniyor.
Pyometranın ilk belirtileri genellikle kızgınlık döneminden yaklaşık 2-4 ay sonra şekillenmeye başlar. Üreme ile ilgili olarak köpeklerde yumurtalıklar tarafından üretilen iki temel hormondan progestronun aşırı salgılanması veya rahim duvarının aşırı hassasiyet göstermesi neticesinde pyometra başlar. Rahim duvarında çok sayıda salgı hücresi içeren ve bol miktarda sıvı üreten kistler oluşur ve rahim ciddi olarak büyür. Normalde kurşun kalem kalınlığında olan rahim kolları pyometrada kese gibi bir yapı kazanarak salatalık büyüklüğüne ulaşır. Hastalık ilerledikçe içerde biriken aşırı miktarda sıvı, üreme organından dışarı doğru akmaya başlar ve köpeğin bu dönemde sürekli olarak o bölgeyi yalayıp temizlemeye çalıştığı görülür. Bakterilerin rahim içine ulaşması ile birlikte enfeksiyon tablosu da hastalığa iştirak eder. Enfeksiyonla birlikte rahim içinde daha fazla miktarda savunma hücrelerini de içeren sıvı birikmeye başlar. Bazı vakalarda rahim çok ciddi büyüklüklere ulaşabilir ve organın yırtılmasına kadar varan tehlikeli durumlarla karşılaşılır. Benzer şekilde hastalığın uzun süre tedavi edilmeden devam etmesine bağlı olarak bakterilere bağlı dahili zehirlenmeler ve böbrek tahribatları da ortaya çıkabilir.
Hastalığın ilk belirtileri, köpeğin bu aşırı miktardaki sıvıyı vücudundan uzaklaştırmaya çalışırken yaşadığı böbreklerle ilgili belirtilerdir. Bunların en bariz olanları köpeğin su tüketiminin ve idrar miktarı ve sayısının artmasıdır. Akıntı miktarına bağlı olarak köpeğin vajinal bölgeyi yalayarak temizlemeye çalışması bir diğer belirti olarak karşımıza çıkar.
Rahmin büyümesi ile birlikte belirtiler de şiddetlenir, arka bacaklarda güçsüzlük ve orta düzeyde ateş görülebilir. Böbrek tahribatının hastalığa eşlik etmesi ile birlikte iştahın kesilmesi ve halsizlik ortaya çıkabilir. Pyometranın tedavisinde ilk olarak enfeksiyona bağlı olarak şekillenen problemler ortadan kaldırılır. Bu nedenle veteriner hekiminizin önereceği antibiyotik ve sıvı tedavileri ile hastalık kontrol altına alınır.
Kalıcı bir tedavi olarak rahim ve yumurtalıklar alınarak köpek kısırlaştırılır. Bu, hastalıktan korunma için yapılacak en önemli şey köpeğin eğer yetiştirilmesi ve üretilmesi düşünülmüyorsa 6 aylık olmadan kısırlaştırılmasıdır.
gulbay@turkvet.com
Pako pano
8 yaşına kadar evde bakılmış olan Terrier cinsi Lucky, barınağa terk edilme tehlikesiyle karşı karşıya. Lütfen onu evinize alın. (0532) 521 88 63.
2.5 yaşındaki beyaz bir Akbaş Çoban köpeği kırması Lady, Ankara’da Akdere civarında İmrahor köyü yakınlarında kayboldu. Görenlerin (0312) 472 81 40 numaralı telefonu aramalarını rica ediyoruz.
Biri erkek, diğer ikisi dişi üç sevimli yavru köpeği sahiplenmek ister misiniz? ozgun@weblebi.com; (0532) 422 06 46; (0535) 699 19 73.
Karların arasında donmak üzereyken bulduğum kediye iyi bakacak bir aile arıyorum. (0532) 628 26 69.
Ataşehir Barınağı’nda yaşam mücadelesi veren kedilere evinizi açar mısınız? (0533) 529 16 51.
Yazının Devamını Oku 12 Şubat 2005
Asım Sarıçiftçi (25) bir köpek eğitim uzmanı. On yıldır köpeklerle iç içe yaşıyor. Son üç yıldır da onları evlerinde eğitiyor. Birçok ünlünün köpeğini de eğiten Sarıçiftçi’nin bugüne kadar eğittiği köpek sayısı 300.Asım Sarıçiftçi, üç sene köpek bakıcılığı yaptıktan sonra köpek eğitim uzmanı olmaya karar vermiş ve Academy Dog Kennels’da eğitim görerek sertifika almış. Sertifikasını aldıktan sonra Bursa Gemlik Askeri Veteriner Okulu’nda görev yapan Sarıçiftçi, üç senedir köpeklere evlerinde eğitim veriyor.
Köpeğin cinsine ve köpek sahibinin beklentilerine göre verdiği eğitim 21 gün ya da bir ay sürüyor. Sarıçiftçi, ilk iki hafta köpekle çalışıyor. Önce temel itaat eğitimini ve tasmalıyken komutları dinlemeyi öğretiyor. Sonra da ileri itaat eğitimine, yani komutları tasmasızken dinlemeye geliyor sıra. Sarıçiftçi, köpekle çalıştığı iki hafta boyunca köpekle birlikte deniz kenarına iniyor, caddelerde dolaşıyor ve bu sayede köpeğin, yaşadığı ortam dışındaki yerleri de görerek sosyalleşmesini sağlıyor. Son hafta köpeğin sahibi de eğitime dahil oluyor ve köpeğine nasıl komut vermesi gerektiğini öğreniyor.
Sarıçiftçi’nin verdiği özel eğitimin fiyatı 750-1.000 dolar arasında değişiyor. ‘Aslında bu ücret ömür boyunu kapsıyor. Eğitim bitse de köpekle ve sahibiyle olan bağım devam ediyor ve ücretsiz olarak yardım ediyorum’ diyen Sarıçiftçi, 80’i kendi evinde olmak üzere bugüne kadar 300 köpeği eğitmiş.
6 ay-1.5 yaş arasındaki köpeklerin iyi bir eğitim almak için en uygun dönemde olduğunu söyleyen Asım Sarıçiftçi, köpek sahiplerinin beklentileri konusunda bilinçli olması gerektiğini de ekliyor: ‘İnsanlar ne cins köpek istediklerine çok iyi karar vermeliler ve köpek almadan önce ve sonra mutlaka bir uzmana danışmalılar. Golden Retriever alıp, kendilerini korumasını bekleyenler bile oluyor. Oysa Golden Retriever eve giren hırsızı bile sevinçle karşılayacak kadar insancıldır.’
Kendisi gibi, evde özel eğitim veren yaklaşık 10 eğitim uzmanının daha olduğu söyleyen Sarıçiftçi evde beslenmesini önerdiği köpek cinslerini de şöyle sıralıyor: ‘Golden Retriever, Labrador-Retriever, Alman kurdu, Rotweiller, Boxer ve Doberman.’
Yavru köpeğin tuvalet düzenini hemen öğrenmesini beklemeyin
Köpeğinizi cezalandırırken ses komutlarını kullanın. Köpeğinizi, kesinlikle poposuna gazeteyle vurarak cezalandırmayın. Aksi takdirde elinizi sevmek için kaldırdığınızda bile korkar ve saldırganlaşabilir.
Köpeğiniz koltukları kemiriyorsa, etrafına bol miktarda cezbedici kemik ve yiyecekler bırakın ve dikkatini başka yere çekmeye çalışın.
Yavru köpeğiniz tuvaletini her yere yapıyorsa sabırlı olun. Tuvalet düzenini öğrenmesi için belli bir süre geçmesi gerekir. Tuvaletini önce gazete kağıdına, sonra da dışarıya yapmaya alıştırın.
Köpeğim sigara alır mı?
İnsan 300’e yakın köpek eğitince, ilginç istekleri olan köpek sahipleriyle de tanışıyor. Asım Sarıçiftçi, bazı köpek sahiplerinin ‘Eğitim verseniz de köpeğim bakkaldan sigara ve gazete almayı öğrense’ dediğini gülerek anlatıyor.
Ayça BARUT abarut@hurriyet.com.tr
Kalçası kırılan kedi idrar zorluğu yaşar
Soru:
Kedimin kalça kemiği kırıldı. Travmayı takiben, ilk gün çok az idrar yaptı, sonraki iki gün ise hiç yapmadı. Sonuçta idrar kesesi veteriner yardımıyla boşaltıldı. Pelvis kemiğinin kırılması böyle bir rahatsızlık ortaya çıkartır mı?
Cevap:
Kedilerde pelvis (kalça) kemiğindeki kırılmanın yapısına bağlı olarak çevredeki kas ve organlarla ilgili yumuşak dokularda da değişik düzeylerde yaralanmalar meydana gelir. Kırığın yapısına ve kalça kemiğinin kırık sonrası aldığı yeni pozisyonun oluşturacağı yumuşak doku problemlerine bağlı olarak da benzer sorunlarla karşılaşılır.
İdrar kesesi ve idrar yollarının bir kısmı bu bölgede olduğu için kalça bölgesindeki kırıklardan idrar kesesi ve idrar yollarının etkilenme ihtimali var. Kalça kırığına bağlı olarak idrar kesesi ve/veya idrar yollarında yaralanmalar ve yırtılmalar oluşabiliyor.
Bu problemler eğer yırtılma gibi çok şiddetli düzeylerde ise, acilen müdahale edilmesi gerekir. Röntgen bulgularında ve elle yapılan muayenede idrar kesesinin tespit edilememesi yırtılma şüphesini artırır.
Eğer idrar kesesi müdahale ile de olsa boşaltılabildiyse, problem, kesenin yırtılmasından ziyade çevresindeki yumuşak dokularda ve idrar kanallarında meydana gelen yaralanmaların ve bağlı şişliklerin sonucunda ortaya çıkan bir durum olabilir.
İdrar kesesinin pelvis kemiğindeki kırığa bağlı olarak oluşan fıtıklara girmesi ile de benzer sıkıntılar gözlenebilir. Çevredeki sinirlerde meydana gelen tahribatlar da idrar ve dışkı yapmama gibi sorunlar yaratır.
Bunların yanı sıra, yukarıdakiler kadar önemli olmamakla birlikte, kırığın sebep olduğu ağrı yüzünden tuvalete çıkma pozisyonu alamayan kedilerde de bu problem yaşanabilir.
CERRAHİ MÜDAHALE GEREKEBİLİR
Kırık kemiklerin doğrudan baskı ya da travma oluşturduğu durumlarda, cerrahi müdahale gerekebilir. Günümüzde kalça kırıklarına cerrahi girişimlerin başarı oranı son derece yüksek. Özellikle şiddetli kırıklarda ameliyatla yapılan tedaviler gerek ileride oluşabilecek yürüyüş problemlerinin, gerekse yumuşak doku ve diğer organlardaki olası tahribatların ortadan kaldırılmasında son derece hızlı bir çözüm imkanı sunar.
gulbay@turkvet.com
Cincilla cinsi dişi kedimi çiftleştirmek için eş arıyorum. (0533) 330 54 04.
7 yaşında sokağa terk edilmiş erkek Kaniş’e yuva arıyoruz. (0216) 411 79 05; (0532) 622 84 41.
Uzun tüylü kediseverler, 4 aylık erkek kedi ister misiniz? (0532) 425 62 44.
7 aylık Tekir kedi acil yuva arıyor. (0216) 411 79 05; 0532 622 84 41.
6 aylık Pointer kırması sıcak bir ailenin hayalini kuruyor. (0533) 666 33 20.
6 aylık kediciğe iyi bakacak bir aile arıyoruz. (0535) 492 65 93.
3 aylık Rottweiler kırması Kömür’e sahipleri bakamıyor. Onun sokakta kalmasını istemiyorsanız, lütfen bizi arayın. (0555) 429 95 29.
Siyah beyaz, 7 aylık Fındık adlı kedi, yeni bir aile arıyor. (0532) 628 26 69.
Yazının Devamını Oku 12 Şubat 2005
Asım Sarıçiftçi (25) bir köpek eğitim uzmanı. On yıldır köpeklerle iç içe yaşıyor. Son üç yıldır da onları evlerinde eğitiyor. Birçok ünlünün köpeğini de eğiten Sarıçiftçi’nin bugüne kadar eğittiği köpek sayısı 300. Asım Sarıçiftçi, üç sene köpek bakıcılığı yaptıktan sonra köpek eğitim uzmanı olmaya karar vermiş ve Academy Dog Kennels’da eğitim görerek sertifika almış. Sertifikasını aldıktan sonra Bursa Gemlik Askeri Veteriner Okulu’nda görev yapan Sarıçiftçi, üç senedir köpeklere evlerinde eğitim veriyor. Köpeğin cinsine ve köpek sahibinin beklentilerine göre verdiği eğitim 21 gün ya da bir ay sürüyor. Sarıçiftçi, ilk iki hafta köpekle çalışıyor. Önce temel itaat eğitimini ve tasmalıyken komutları dinlemeyi öğretiyor. Sonra da ileri itaat eğitimine, yani komutları tasmasızken dinlemeye geliyor sıra. Sarıçiftçi, köpekle çalıştığı iki hafta boyunca köpekle birlikte deniz kenarına iniyor, caddelerde dolaşıyor ve bu sayede köpeğin, yaşadığı ortam dışındaki yerleri de görerek sosyalleşmesini sağlıyor. Son hafta köpeğin sahibi de eğitime dahil oluyor ve köpeğine nasıl komut vermesi gerektiğini öğreniyor. Sarıçiftçi’nin verdiği özel eğitimin fiyatı 750-1.000 dolar arasında değişiyor. ‘Aslında bu ücret ömür boyunu kapsıyor. Eğitim bitse de köpekle ve sahibiyle olan bağım devam ediyor ve ücretsiz olarak yardım ediyorum’ diyen Sarıçiftçi, 80’i kendi evinde olmak üzere bugüne kadar 300 köpeği eğitmiş.6 ay-1.5 yaş arasındaki köpeklerin iyi bir eğitim almak için en uygun dönemde olduğunu söyleyen Asım Sarıçiftçi, köpek sahiplerinin beklentileri konusunda bilinçli olması gerektiğini de ekliyor: ‘İnsanlar ne cins köpek istediklerine çok iyi karar vermeliler ve köpek almadan önce ve sonra mutlaka bir uzmana danışmalılar. Golden Retriever alıp, kendilerini korumasını bekleyenler bile oluyor. Oysa Golden Retriever eve giren hırsızı bile sevinçle karşılayacak kadar insancıldır.’ Kendisi gibi, evde özel eğitim veren yaklaşık 10 eğitim uzmanının daha olduğu söyleyen Sarıçiftçi evde beslenmesini önerdiği köpek cinslerini de şöyle sıralıyor: ‘Golden Retriever, Labrador-Retriever, Alman kurdu, Rotweiller, Boxer ve Doberman.’Yavru köpeğin tuvalet düzenini hemen öğrenmesini beklemeyinKöpeğinizi cezalandırırken ses komutlarını kullanın. Köpeğinizi, kesinlikle poposuna gazeteyle vurarak cezalandırmayın. Aksi takdirde elinizi sevmek için kaldırdığınızda bile korkar ve saldırganlaşabilir.Köpeğiniz koltukları kemiriyorsa, etrafına bol miktarda cezbedici kemik ve yiyecekler bırakın ve dikkatini başka yere çekmeye çalışın.Yavru köpeğiniz tuvaletini her yere yapıyorsa sabırlı olun. Tuvalet düzenini öğrenmesi için belli bir süre geçmesi gerekir. Tuvaletini önce gazete kağıdına, sonra da dışarıya yapmaya alıştırın.Köpeğim sigara alır mı?İnsan 300’e yakın köpek eğitince, ilginç istekleri olan köpek sahipleriyle de tanışıyor. Asım Sarıçiftçi, bazı köpek sahiplerinin ‘Eğitim verseniz de köpeğim bakkaldan sigara ve gazete almayı öğrense’ dediğini gülerek anlatıyor.Ayça BARUT abarut@hurriyet.com.trKalçası kırılan kedi idrar zorluğu yaşarSoru:Kedimin kalça kemiği kırıldı. Travmayı takiben, ilk gün çok az idrar yaptı, sonraki iki gün ise hiç yapmadı. Sonuçta idrar kesesi veteriner yardımıyla boşaltıldı. Pelvis kemiğinin kırılması böyle bir rahatsızlık ortaya çıkartır mı?Cevap:Kedilerde pelvis (kalça) kemiğindeki kırılmanın yapısına bağlı olarak çevredeki kas ve organlarla ilgili yumuşak dokularda da değişik düzeylerde yaralanmalar meydana gelir. Kırığın yapısına ve kalça kemiğinin kırık sonrası aldığı yeni pozisyonun oluşturacağı yumuşak doku problemlerine bağlı olarak da benzer sorunlarla karşılaşılır.İdrar kesesi ve idrar yollarının bir kısmı bu bölgede olduğu için kalça bölgesindeki kırıklardan idrar kesesi ve idrar yollarının etkilenme ihtimali var. Kalça kırığına bağlı olarak idrar kesesi ve/veya idrar yollarında yaralanmalar ve yırtılmalar oluşabiliyor. Bu problemler eğer yırtılma gibi çok şiddetli düzeylerde ise, acilen müdahale edilmesi gerekir. Röntgen bulgularında ve elle yapılan muayenede idrar kesesinin tespit edilememesi yırtılma şüphesini artırır. Eğer idrar kesesi müdahale ile de olsa boşaltılabildiyse, problem, kesenin yırtılmasından ziyade çevresindeki yumuşak dokularda ve idrar kanallarında meydana gelen yaralanmaların ve bağlı şişliklerin sonucunda ortaya çıkan bir durum olabilir.İdrar kesesinin pelvis kemiğindeki kırığa bağlı olarak oluşan fıtıklara girmesi ile de benzer sıkıntılar gözlenebilir. Çevredeki sinirlerde meydana gelen tahribatlar da idrar ve dışkı yapmama gibi sorunlar yaratır.Bunların yanı sıra, yukarıdakiler kadar önemli olmamakla birlikte, kırığın sebep olduğu ağrı yüzünden tuvalete çıkma pozisyonu alamayan kedilerde de bu problem yaşanabilir.CERRAHİ MÜDAHALE GEREKEBİLİRKırık kemiklerin doğrudan baskı ya da travma oluşturduğu durumlarda, cerrahi müdahale gerekebilir. Günümüzde kalça kırıklarına cerrahi girişimlerin başarı oranı son derece yüksek. Özellikle şiddetli kırıklarda ameliyatla yapılan tedaviler gerek ileride oluşabilecek yürüyüş problemlerinin, gerekse yumuşak doku ve diğer organlardaki olası tahribatların ortadan kaldırılmasında son derece hızlı bir çözüm imkanı sunar.gulbay@turkvet.comCincilla cinsi dişi kedimi çiftleştirmek için eş arıyorum. (0533) 330 54 04.7 yaşında sokağa terk edilmiş erkek Kaniş’e yuva arıyoruz. (0216) 411 79 05; (0532) 622 84 41.Uzun tüylü kediseverler, 4 aylık erkek kedi ister misiniz? (0532) 425 62 44.7 aylık Tekir kedi acil yuva arıyor. (0216) 411 79 05; 0532 622 84 41.6 aylık Pointer kırması sıcak bir ailenin hayalini kuruyor. (0533) 666 33 20.6 aylık kediciğe iyi bakacak bir aile arıyoruz. (0535) 492 65 93.3 aylık Rottweiler kırması Kömür’e sahipleri bakamıyor. Onun sokakta kalmasını istemiyorsanız, lütfen bizi arayın. (0555) 429 95 29.Siyah beyaz, 7 aylık Fındık adlı kedi, yeni bir aile arıyor. (0532) 628 26 69.
button
Yazının Devamını Oku 22 Ocak 2005
Kapısında toplanan kedileri görünce ciğerci sanmayın sakın. Beyoğlu Hasnun Galip sokak’taki Simurg Kitabevi burası. Arkeolojiden edebiyata, politikadan güzel sanatlara kadar her türlü kitabı rahatlıkla bulabileceğiniz bir kitabevi Simurg. Ama kitapları kadar kedileriyle de ünlü. Bekir, Şeker, Tıstıs, Fıstık, Cimcime, Bekiç, Korsan, Teyzoş, Mestan ve Pincik... Birbirinden güzel on kedi, Simurg’un raflarında, bilgisayarın üzerinde müşterileri karşılıyorlar. Haydut, Nauma ve Kamil de bir süre önce ekibe dahildi. Onlar şimdi kayıp. Zaman zaman sokaktan gelip ekibe katılan geçici misafirleri saymazsak on kedi Simurg’un sıcak ortamında keyifli bir hayat sürüyor.
Simurg’un kapısından adım atar atmaz meraklı kedilerin bakışlarıyla karşılaşıyorsunuz. İçeride durmaktan canı sıkıldığı anlaşılan kedilerden biri kapının açılmasını fırsat bilerek sokağa çıkıyor, dışarıda üşüyen başka bir kedi içeri giriyor. Sanki nöbet değiştiriyorlar. İki bölümlü dükkanın içi tam bir kedi evi. Dükkanın her yerindeler. Sayıları on ama sürekli hareket ettikleri için daha fazla kedi varmış hissine kapılıyorsunuz. Bilgisayar ekranının üzerinde yatmaktan keyif alan Şeker’i hesaba katmazsak, Simurg kedileri tombul vücutlarına rağmen oldukça hareketliler.
Dışarıda buz gibi bir hava var. Ara sıra şöyle bir dışarı çıkıp hava alsalar da tercihleri dükkanın iki tarafında yanan katalitik sobaların önü. Bekir, sobanın karşısındaki sandalyeye kurulmuş. Keyfi yerinde, yerini kimseye bırakmaya niyetli değil. Kapı açılınca şöyle hafifçe bir kaykılıp başını çeviriyor, sonra kendi gündemine dönüyor. Birbirleriyle sorunları yok. Öyle miyavlama ve kavga etme gibi alışkanlıkları yok, sakinler.
Konuşulanları anlıyormuşçasına gelenin gidenin arkasından bakıyorlar. Simurg müşterileri de onlara alışmış. Kedilerin varlığından haberdar birkaç müşterinin Simurg’a miyavlayarak girdiğini gördüm. Miyavlayarak kedileri selamlayanlar azınlıkta ancak kedileri şöyle bir okşamadan geçmeyenlerin sayısı fazla.
Cimcime hepsinden meraklı. Not tutarken meraklı gözlerle beni süzüyor. Arada bir ‘Ne yapıyor bu adam?’ dercesine ön ayaklarını kucağıma dayayıp not defterine bakıyor. Rahat durmaya niyetli değil. Bir hamlede kucağıma oturuyor. Kedilerle fazla haşır neşir olmadığım için bu durumda ne yapmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yok. Katalitik sobanın önü Mestan’la Tıstıs’a tahsis edilmiş gibi. Sıcağın önünde yan yatıp dakikalarca sarmaş-dolaş bir vaziyette şakalaşıyorlar. İzlendiklerinin farkına varınca bozuşur gibi yapıp birbirlerine patileriyle vuruyorlar. Coşkun Bey’e ‘Kur mu yapıyorlar?’ diye soruyorum. ‘İkisi de erkek’ diye cevap veriyor.
Sokaktan yabancı bir kedi geldiğinde ev sahipleri olarak yabancının karşısına dikiliyorlar. Yeni misafiri benimseyene kadar Simurg’da miyavlamaların temposu biraz yükseliyor. Muhtemel kavgalar Coşkun Bey’in ya da İbrahim Bey’in müdahalesiyle bertaraf ediliyor. Gündüz arada bir dışarı çıkıp şöyle etrafı kolaçan eden kediler Simurg’un kapanış saatine yakın geri dönüyorlar. Geceyi üst katta kendilerine ayrılan özel bölümde geçiriyorlar. Oldukça özgürler. Kitapların üzerine ve dükkanın içine tuvalet yapma dışında her şeye izinleri var.
Metin YÜKSEL
Kedi ve köpeklerde safra kesesi hastalıkları
Safra kesesi, kedi ve köpeklerde karaciğerin lobları arasında yer alır, küçük bir balona benzer. Safra, vücutta sindirilmemiş yağların sindirimine yardımcı olur. Safra kesesi ve kanallarında meydana gelen hastalıklarda en belirgin işaretler kusma, sarılık ve iştahsızlıktır. Ayrıca ateş ve karın bölgesi ile ilgili şikayetler de oluşabilir
Tıkanmaya bağlı safra yolları hastalıkları, pankreastaki problemin düzelmesi ile ortadan kalkar. Benzer şekilde tümörler ve kanserli dokulardan oluşan şişlikler sonucunda da safra kanalı tıkanabilir. Taşlar da safra kanalını tıkayabilir. Enfeksiyon sebepli rahatsızlıklar enfeksiyonların tedavisi ile ortadan kalkar.
Otomobil çarpması ya da yüksekten düşme gibi fiziksel darbelere bağlı olarak da safra kesesi yırtılabilir. Yırtılmalar, safra yollarının tıkanması veya iltihaplanması sonucunda da oluşabilir. Kesede yırtılma ile ilgili problemlerde erken tanı ve acil müdahale büyük önem taşır. Yırtılma durumlarında ise kısa sürede yapılacak cerrahi müdahale ile kedi ve köpeğinizin sağlığı düzelir.
Hayalleri hayvan çiftliği kurmak
Beyoğlu’nda on üç yıl önce açılan Simurg Kitabevi’nin sahipleri İbrahim Yılmaz (45), Coşkun Yılmaz (39) ve Mehmet Şahin Yılmaz (35) kardeşler. Üç kardeşin ortak tutkusu kediler ve kitaplar. Bu tutkularını ortanca kardeş Coşkun Yılmaz (sağda) anlattı.
n Herkes bir iki kediyle baş edemezken siz dükkanınızda ondan fazla kedi besliyorsunuz. Nereden geliyor bu kedi sevgisi?
- Bizdeki hayvan sevgisi çocukluktan gelen bir duygu. Kedilerle köpeklerle, kuşlarla büyüdük. Evimizde her zaman hayvan oldu. Şimdi de kitabevinde besliyoruz.
n Zor olmuyor mu?
- Bize bir zorluğu yok. Kendi hallerinde yaşıyorlar dükkanın içinde. Biz sadece mamalarını hazırlıyoruz. Bazıları kedilerin zor hayvanlar olduğunu düşünür. Çok sevimliler.
n Yavruladıkları zaman ne yapıyorsunuz?
- Başlangıçta sayıları azdı. Birkaç tanesinin yavrulamasına izin verdik. Baktık ki baş edilecek gibi değil, hepsini kısırlaştırdık. Böyle bir sorunumuz yok şimdi.
n Müşterilerden rahatsızlık duyanlar olmuyor mu?
- Olmaz olur mu? Kediler çoğaldıktan sonra her iki müşterimizden biri gelmez oldu. Ama ne yapalım onların tercihi. Kedilerin bu açıdan bize zararı oldu ama genel olarak müşterilerimiz kedilerden hoşnut.
n Masrafları çok mu?
- Kuru mama veriyoruz. Haftada birkaç gün tavuk ciğeri yediriyoruz. Bazen makarna pişiriyoruz. Buraya kattıkları güzelliğin yanında o kadar masrafın sözü de olmaz.
n Size kedisini bırakmak isteyen ya da sizin kedilerinizden sahiplenmek isteyen olmuyor mu?
- Kedisini bırakmak isteyen oluyor ama bizim kedilerden sahiplenmek isteyen çıkmadı bugüne kadar.
n Evinizde hayvan besliyor musunuz?
- Tabii ki. Hepimizin evlerinde de kedileri var. En büyük hayalimiz, paramız olursa büyük bir hayvan çiftliği kurmak. Kedilerin, köpeklerin rahatça yaşadığı bir ortam yapmak.
Türkiye Hayvan Hakları Platformu kuruldu
Aralarında Müjde Ar, Ercan Karakaş, Halit Refiğ, Umut Oran ve Haluk Şahin’in bulunduğu bir grup gazeteci, sanatçı ve işadamı ‘Türkiye Hayvan Hakları Platformu’nu kurdu. Koordinatörlüğünü hayvan hakları savunucusu Ayfer Uzunoğulları’nın yaptığı platformun ilk toplantısında katılımcılar, canlıların tümünün haklarına saygılı olunması gerektiğinde hemfikir oldular. Platform, ilk toplantı sonunda bir deklarasyon hazırlama, hayvan hakları konusunda bilgilendirici yayın çıkartma ve Kurban Bayramı için Avrupa Birliği’nden (AB) gözlemci talep etme kararı aldı.
Platform kurucuları, televizyonlarda ve gazetelerde yayınlanmak üzere çeşitli duyuru ve ilanlar hazırlayacaklar. Platform üyesi TÜYAP Koordinatörü Deniz Kavukçuoğlu’nun önerisi ile doğa ve hayvan hakları üzerine bir kitap basılması da kararlaştırıldı.
Toplantıda, yürürlüğe giren ‘Hayvanları Koruma Yasası’nın bir ‘AB makyajı’ olmaktan çıkarılması yönünde gerekli adımların atılması amacıyla görevlendirmeler de yapıldı. Üyeler önümüzdeki günlerde hayvan hakları alanında bilgilendirici yayınların çoğalması amacıyla gazete ve televizyon yöneticileri ile görüşmeler yapacak.
Platformun; Almanya, İngiltere, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri’nde de temsilcileri bulunuyor.
Türkiye Hayvan Hakları Platformu ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için www.hayvanhaklariplatformu.org adresini ziyaret edebilirsiniz.
Pako pano
3 yaşındaki dişi Golden Retriever Goldie, 6 Ocak’ta Ankara’da kayboldu. Bulana ödül verilecektir. (0312) 842 61 32; (0312) 428 26 33; (0312) 215 15 55; (0532) 740 08 55.
n İstanbul Caddebostan sahil yolunda 1 yaşına yakın erkek Golden Retriever buldum. Bal rengi köpeğin kahverengi deri tasması var. Ailesinden haber bekliyorum. (0532) 296 37 41.
n Max 4.5 yaşında bir erkek Golden Retriever ve kendisine iyi bakacak yeni bir aile arıyor. (0212) 343 57 71.
n Ben Zuzu, ismimi aldığım kuzu gibi bembeyazım. Old English Sheepdog ve Bobtail ırklarından kırma bir köpeğim. Dişiyim ve 1 yaş civarındayım. Kendime yeni bir aile arıyorum. (0532) 274 78 18; (0555) 339 92 92.
n 4.5 yaşındaki Rottweiler köpeğim Tomy’yi 15 Aralık’ta Florya’da çaldılar. O benim kardeşim gibiydi. Görenler lütfen (0212) 662 18 86 98 ve (0532) 443 87 10 numaralı telefonlardan beni arasın.
n Çoban kırması ve Kangal kırması 2 yavru köpeğe yuva arıyoruz. (0216) 356 35 16.
n 3 aylık erkek kedi Barny’yi evinize almak ister misiniz? (0216) 567 44 25.
n 6 aylık dişi Pointer melezi Daisy, 6 aylık erkek Pointer melezi Oğluş, 6 aylık dişi Çoban melezi Şeker, 4 aylık dişi fino Bebek ve 2 aylık dişi Pointer kırması Bebiş kendilerini sahiplenecek aileler bekliyor. (0533) 666 33 20.
Yazının Devamını Oku 15 Ocak 2005
İstanbul Veteriner Hekimleri Odası: Yaptıkları haksız rekabet<br>Fethiye Hayvan Dostları Derneği: Tartışmaya vaktimiz yok İstanbul’da sahipsiz hayvanları rehabilite etmek amacıyla yapılan çalışmalar, Fethiye Hayvan Dostları Derneği ile İstanbul Veteriner Hekimleri Odası’nı (İVHO) karşı karşıya getirdi. Oda, Fethiye Hayvan Dostları Derneği’ni hijyenik olmayan koşullarda sokak hayvanlarını ameliyat etmekle suçluyor. İVHO bununla da yetinmeyerek Çevre ve Orman Bakanlığı ve Tarım İl Müdürlüğü’ne başvurarak, dernekten şikayetçi oldu. Altı ay önce İstanbul’da şube açan Fethiye Hayvan Dostları Derneği Şişli, Adalar, Şile ve Kadıköy’de bugüne kadar iki bine yakın sokak hayvanını aşıladı ve ameliyat ederek kısırlaştırdı.
Veteriner Hekimleri Odası (İVHO) İstanbul Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Fethiye Hayvan Dostları Derneği’nin yasal olmayan bir şekilde mobil araçla İstanbul sokaklarında dolaşarak hijyenik olmayan koşullarda kısırlaştırma ameliyatları yaptığını iddia ediyor. Derneğin çalışmalarına katılan gönüllü veteriner hekimlerin ameliyat yapma yetkisine sahip olmadıklarını söylüyor: ‘Bu dernek bir sivil toplum örgütü olarak maalesef sorumlu davranmıyor. İstanbul sokaklarında gelişigüzel kısırlaştırma ameliyatı yapan derneğin mobil aracını yönetim kurulu üyelerimizle birlikte inceledik. Maalesef aracın içinde bulunduğu şartlar hayvanların ameliyat edilmesine uygun değil. Hijyenin olmadığını, kedi ve köpeklerin aynı ortamda ameliyat edildiğini gördük. Merkezi Fethiye’de bulunan derneğin İstanbul şubesi maalesef hayvanlara iyilik yapmak isterken çok büyük kötülük yapıyor.’
Prof. Dr. Yeşildere, derneğin Kadıköy, Adalar ve Şişli gibi zengin ilçelerde faaliyet göstermesine de bir anlam veremediğini belirtiyor. Yeşildere, ‘Dernek sokak hayvanlarının çok olduğu varoşlarda faaliyet göstereceğine zengin muhitleri tercih ediyor. Sonra hayvan sahipleri bize gelip ‘Siz bizi kazıklıyorsunuz. Bakın onlar bu işi bedavaya yapıyor’ diyorlar. Dernek, hayvan sahiplerinin kafasını karıştırarak, haksız rekabete sebep oluyor. Sokaklarda kısırlaştırılan birçok hayvan daha sonra maalesef telef oluyor. Burgazada’da dernek tarafından kısırlaştırılan 15 hayvan ameliyattan hemen sonra öldü. Şikayetler geldi. Bu şikayetler üzerine derneğin çalışmalarını yerinde inceleyip rapor hazırladık’ diyor.
Sokak hayvanlarının rehabilite edilmesine yönelik çalışmalar Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na bağlı il tarım müdürlüklerinin kontrolünde yürütülüyor. Herhangi bir kuruluşun İl Tarım Müdürlüğü’nden izin almadan bu yönde bir çalışma yapması yasal olarak mümkün değil. Hayvan Hastanelerinin Kuruluş, Açılış, Çalışma ve Denetleme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik’te mobil hayvan hastanelerinin tanımı yok.
Fethiye Hayvan Dostları Derneği İstanbul Şube Başkanı Müjde Koşkan, yasalarda mobil hayvan hastaneleriyle ilgili boşluk olduğunu hatırlatarak, eleştirilere şu cevabı veriyor. ‘Bu konuda bir yaptırım yok. Bugüne kadar ihtiyaç duyulmadığı için herhangi bir yasal düzenleme yapılmamış. Biz, hayvanlar için faaliyet gösteren sivil bir derneğiz. Örnek projeler uygulamaya çalışıyoruz. Üstelik dünyanın her yerinde mobil klinikler var. Biz bir ilki başardık. Tartışmaya vaktimiz yok. Yanlışımız veya eksiğimiz olabilir ama bu işe yıllarını vermiş bilim adamlarının eleştiri ve tavsiyelerini elbette dikkate alıyoruz. Yanlışlarımızı düzeltiriz ancak iyi niyetle yaptığımız çalışmalara yönelik ağır suçlamalar olursa yasal yollardan bunun cevabını da veririz.’
Mevcut durum şunu gösteriyor: Bir tarafta gönüllü kişilerle, kár amacı gütmeden sokak hayvanlarının kısırlaştırılması ve aşılanması için çalışan bir ekip var. Bazı eksikleri var ve yasadaki eksiklikten faydalanarak iyi bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Yüksek sesle söylenmeyen diğer suçlama, sadece sokak hayvanlarını değil, sahipli hayvanları da kısırlaştırdıkları ve o semtteki veteriner hekimlerin işine engel oldukları. Karşı tarafta ise hijyen koşulları ve yasaları arkasına alan, ancak veteriner hekimlerin mesleki itibarını ve kazançlarını da savunan bir oda var.
Dileriz bu tartışma sonuçta sokak hayvanlarının yararına olacak şekilde sonuçlanır.
Tarım İl Müdürlüğü: Mobil klinikler yasal değil
İstanbul Tarım İl Müdürlüğü, sokak hayvanlarına yönelik mobil klinik hizmetlerinin yasal olmadığını açıkladı. İVHO’nun Fethiye Hayvan Dostları Derneği’nin çalışmalarıyla ilgili müdürlüğe şikayette bulunduğunu doğrulayan yetkililer, ‘İVHO ruhsatı olmayan doktorların ameliyat yaptığını tespit etmiş. Oda Disiplin Kurulu’nu işleterek meslektaşlarına ceza verebilir’ dediler. Tarım Müdürlüğü’nün İstanbul’un farklı semtlerinde dolaşan derneğe ait mobil kliniği henüz denetlemediğini belirten yetkililer, ‘Dernek yasal boşluktan yararlanarak bu işi yapıyor. Yapılan yasal değil’ diye konuştular.
Metin YÜKSEL
PAKO’YA MEKTUP
Kaçırıldım satıldım, evimden çok uzaktayım
Benim adım Karsa. Golden Retriever cinsi bir köpeğim. Beni, yaşadığım Kemer Country Orman Evleri’ndeki yuvamdan çaldılar. Hem de yaşadığım yerin güvenlik görevlisi Ahmet Mert çaldı beni.
Sitede dolaşırken geldi yanıma. Tanıyorum ya, zararsız diye düştüm peşine. Nişanlısı köpekleri çok severmiş, beni ona götürecekmiş!!! Bindik bir taksiye. Gittik bilinmez yerlere. Meğer çalınmışım, sonra da satılmışım.
Beni götürürken gören diğer güvenlik görevlimiz, beni bulana ödül verileceğini duyunca anlattı arkadaşının beni nasıl çaldığını. Ahmet Mert, kaçtığıma dair şahitlik yaptırmak istediği taksi şoförünü bulup, zorla ‘Kendi kaçtı’ dedirtmek istemiş. Ama taksici kaçmadığımı, bizi Esenler’e götürdüğünü sonradan itiraf etti.
Bir köpek olarak insanlık alemine akıl erdiremiyorum ve çok üzülüyorum. Bizim hayvanlar aleminde yok böyle şeyler tabii. Beni çalan bu güvenilmez güvenlik görevlisi, kaçtığımı iddia ederek serbestçe dolaşıyor. Gerçi işten atıldı ama hiç kimseye beni neden çaldığını anlatamadı. Duydum ki, ‘Nişanlım bu köpeği çok seviyor, ona götürmek istedim ama yolda elimden kaçtı’ diye bir ifade vermiş.
Şu anda, nerdeyim, kimleyim bilmiyorum. Kaçırıldım, satıldım, evimden çok uzaktayım, hissediyorum. Büyük bir umutla, sahibime kavuşmayı, evime dönmeyi bekliyorum. Ortalıkta rahatça dolaşan hırsızın da cezasını bulmasını diliyorum.
Beni görenlerin insaniyet namına -insanlık kalmamış, bari hayvaniyet namına- sahibime bildirmelerini rica ediyorum. Beni bulan ya da gören olursa; 0536 498 71 34 numaradan İsmail Karabatak’a haber versin lütfen. Çok teşekkür ediyorum. / Karsa
Fotoğrafta sağ taraftaki 4.5 yaşındaki Golden Retriever cinsi köpek, Bostancı’da oturdukları evin bahçesinden çalındı. Onu görenlerin (0216) 366 59 56 veya (0216) 366 59 70 numaralı telefonları aramasını rica ediyoruz.
Pako pano
Mavi tasmalı, kuyruğu benekli kahverengi Alman kurdu Bebek’te kayboldu. Onu gördüyseniz, lütfen bizi arayın. (0212) 265 87 82.
Samoyed cinsi köpeklerimiz Paşa ve Vera’nın 3 oğluna yuva arıyoruz. (0532) 314 82 87.
Yazının Devamını Oku