Paylaş
Sağa dönüp Performance şirketine gidecekseniz, Paspas’ın üzerinden atlamak zorundasınız. Mind ise içeride çok sevdiği camekanın kenarına kıvrılmış. Mind, Share ve Paspas, Performance planlama ve satın alma şirketinin kedileri. Çalışanlar akşamları plazayı terk ediyor, onlar asla! Toplantılara giriyor, komşu şirketleri ziyarete gidiyorlar. Onlar 16. katın gerçek sahipleri.
Performance’ın kedi seven şirket olarak nam salması, 2004’te sokakta buldukları yavru iki kardeşi şirkete getirmeleriyle başladı. O zamanlar şirketin adı Mindshare olduğu için, yavruların isimlerini Mind ve Share koydular. Damlalıkla süt vererek besledikleri iki kardeşten Share ölmek üzereydi. Ama gördükleri bakım sayesinde ikisi de kısa zamanda toparlandı. Geçtiğimiz sene aralarına Paspas katıldı. O da sokakta tek başınayken Performance’ta yaşamaya başladı.
Ofiste çalışan herkes, burayı evi gibi gören kedilerin her türlü ihtiyacıyla ilgileniyor. Yemeklerini aynı yerde yiyor, tuvaletlerini asla kumlarından başka yere yapmıyorlar. Performance’ta proje yöneticisi olarak çalışan Alper Alkaya, "Akşam çıkarken onları kilitlemiyoruz" diyor. "Sabaha kadar diledikleri gibi ofiste dolaşıyorlar. Bugüne kadar hiç büyük zarar vermediler. Sadece bir dönem data kablolarını koparıyorlardı. Biz de kabloları kedilerin ulaşamayacağı hale getirdik. Bazen de koltuk veya halılarda tırmık izleri olabiliyor."
TOPLANTIDA BİR KEDİ
Otuzdan fazla insanın çalıştığı bir ortamda kediden korkan veya sevmeyen olamaz mı? Tabii var. Ama korkanların da çoğu zamanla onların varlığına alışmış. Kendilerini sevmeyeni zaten kediler anlıyor ve hiç onların masasına gitmiyor.
Mind, Share ve Paspas, ofis dışına kaçmaya teşebbüs etmiyor ama toplantı odasının kapısını açmayı öğrenmişler. Ciddi bir toplantının ortasında kapıyı açıp, bir kedinin içeri dalması; hele de toplantıda kediden korkan veya alerjisi olanlar varsa, şirkete zor anlar yaşatabiliyor. Buna karşılık faydaları da var: Birçok uluslararası sunumda kedilerin fotoğrafları kullanılmış. Hatta yurtdışından gelen konuklar mutlaka Performance’ın kedilerini görmek istiyormuş.
STRES KALMIYOR
Alper Alkaya, Share’in munis, sakin yapılı bir kedi olduğunu söylüyor. Mind onun tam tersi. "Kimse onu öyle kucağına alıp da sevemez. Zaten arada bir de olsa kaçmaya çalışan, diğer şirketlere dalan Mind olur. Sadece bir kere ciddi ciddi kayboldu. Bayağı aradık, en sonunda otoparkta bulduk."
Sağlık açısından bugüne kadar çok sorunları olmamış ama gene de bir veterinerleri var. Bir dönem yerlerinde duramayacak hale geldikleri için kısırlaştırılmışlar. Alper Alkaya, "İş hayatının katılığını yumuşatıyorlar. Hele kucağınıza gelip oturduklarında stres mitres kalmıyor" diyor. Simla YERLİKAYA
Artık onlar da diyalize girebilecek
Hayvanlara organ nakli yapılamıyor. Böbrek yetmezliği hastası kedi ve köpekler için tek çare hemodiyaliz. Türkiye’nin ilk veteriner hemodiyaliz ünitesi Ankara’da açıldı. Ünite, böbrek yetmezliği çeken kedi ve köpeklere umut olacak. Avrupa’nın 15.’si olan veteriner hemodiyaliz ünitesi sayesinde kedi ve köpeklerin yaşam süreleri de uzayacak.
Op. Dr.Veteriner Hekim Ateş Barut, böbrek yetmezliği çeken hayvanların tedavisi için hemodiyaliz dışında hiçbir geçerli yöntemin bulunmadığını söylüyor:
"Türkiye’de çok fazla böbrek yetmezliği çeken kedi ve köpek var. Bugüne kadar hem yüksek makine ve ekipman maliyeti hem de konuyla ilgili çalışan uzman veteriner hekimlerin bulunmaması sebebiyle birçok böbrek yetmezliği hastası ölümü bekliyordu."
Ankara Veteriner Tıp Merkezi (VTM) hemodiyaliz ünitesi sorumlusu Uzm.Veteriner Hekim Gökhan Öztürk, "Hemodiyaliz, böbrek yetmezliği sebebiyle böbrek fonksiyonlarını kaybeden hastaların hayatlarını devam ettirebilmeleri için vücutta oluşan zehirli madde ve sıvıların atılmasını sağlayan bir tedavi yöntemi" diyor.
Bu yöntemde, hastanın damaryolu ile alınan kanı, yapay böbrek cihazında (hemodiyaliz makinesi) temizlenerek hastaya tekrar veriliyor. Sadece bu yöntemle, patolojik kan değerleri süratle normal sınırlara çekilebiliyor. Böylelikle kronik böbrek yetmezliği çeken hayvanların yaşam kalitesi artıyor ve yaşam süresi uzuyor. Deniz BİLİROĞLU
İlk hasta Badem
İspanyol cocker cinsi, dişi, 12 yaşındaki Badem, Türkiye’de hemodiyalizin uygulandığı ilk hasta olma unvanın elde ediyor. Bir senedir böbrek yetmezliği çeken Badem, diyaliz ünitesi sayesinde hayatını devam ettirebilecek.
Köpeklerde tükürük bezi kistleri
Köpeklerin düzenli olarak tükürük salgılamasını sağlayan tükürük bezleri dört tanedir. İki büyük bez çene altında, iki küçük bez de dil altında bulunur. Tükürük bezinin kistleri, çoğunlukla çene altında ve etrafındaki dokularda görülür. Dil altındaki tükürük bezlerinde de kistler ortaya çıkabilir.
Çene altında, yumuşak içi sıvı dolu şişkinlikler olarak dikkati çeken bu kistlerin nasıl oluştuğunu anlamak çoğu kez zor olmaktadır. Oluşmasında en önemli sebepler; tükürük bezlerine ve bunların akıtıcı kanallarına isabet eden travmalar, enfeksiyonlar, akıtıcı kanalların üzerine baskı yapan tümör ve benzeri şişkinlikler sonucu oluşan yırtılmalar olarak görülmekte.
Bu kistlerin başlangıç aşamasında köpekte ağrı olabilir. Ancak birçok köpekte gerek çene altı gerekse dil altındaki tükürük bezi kistlerinin başlangıç aşamasından sonra, genellikle ağrılı olmayan yumuşak şişkinlikler görülür. Eğer bu kistler enfeksiyonla birlikte oluşmuş veya enfeksiyonla seyreden bir yapı haline dönüşmüşlerse, ağrı ve ateş görülmesi son derece normaldir. Kistlerin aşırı büyük bir hal alması sonucunda bulunduğu bölgeye baskı yapması, nefes almakta güçlüklere yol açabilir, çiğneme işlemini zorlaştırabilir.
Hastalığın teşhisinde fiziksel muayenenin yanı sıra kist içeriğinin ve şişkinliğin olduğu bölgeden alınacak sıvı ve doku örneğinin incelenmesi son derece faydalı olur. Hızlı teşhis, tedavi açısından oldukça büyük önem taşır. Uzun süre beklenen ve vakit kaybedilen durumlarda, bezde ve akıtıcı kanallarında meydana gelen tahribat düzeltilemediği için cerrahi yöntemle tükürük bezinin alınması kaçınılmaz olmakta. Bu nedenle köpeğinizin çene altında veya ağız içinde dil altında fark ettiğiniz şişkinlikler olursa derhal veteriner hekiminize başvurun.
Pako pano
Şiddetli yağmurun altında, yolun kenarında biriken çamurun içinde bulundu. Yaklaşık 2 aylık olduğu tahmin ediliyor. Erkek, kayısı renkli, dünya güzeli minik kediciğe bir yuva aranıyor. İstanbul. Tel: 533 529 16 51
Minik köpekçik sokakta bulundu. Kendine bakamayacak kadar küçük. Yuva arıyor. İlgilenenler Burcu Onaran’ı arayabilir. Tel: 532 318 18 79
1.5 aylık civarı bebeklere sevgi dolu yuvalar arıyoruz. Yardımcı olur musunuz? Tel: 216 384 51 65
2 aylık, dişi, beyaz tekir. Uzun tüylü, sürmeli gözlü, tam bir tombul teneke. İş yerimizin otoparkında yaşıyor. Kimsesi yok, büyük kediler tarafından sürekli pataklanıyor. Onu çok sevecek bir aile arıyoruz. İstanbul’da, Kadık Ziverbey’deyiz. İrtibat için Hacer Hanım’a ulaşabilirsiniz. minikpatiler@gmail.com. Tel: 532 720 86 20
Bebekken geçirdiği hastalık yüzünden iki gözünü de kaybeden Pamuk, bugüne kadar 3 kez ameliyat oldu. Görme şansının kalmadığı anlaşıldı. Buna rağmen son derece oyuncu, mırıl mırıl bir yavru. Tuvalet eğitimi var. Kendine yuva arıyor. İletişim için Meltem Acet Tel: 532 573 03 17 / 542 387 86 11
1 aylık üç tekir kardeş, yaş mama yiyorlar, tuvalet eğitimleri var. Bir tanesi dişi, diğer ikisi erkek. Çok acil yuva arıyorlar. Hepsi mavi gözlü, birbirinden tombul, uykucu, şirin ve oyuncu. Aysun Hanım Tel: 216 345 71 96
Terrier cinsi, 4 yaşındaki Teri, Vaniköy- Kandilli’de 45 gün önce kayboldu. Üzerinde isminin veya adresinin yazdığı bir tasması bulunmayan, bal köpüğü renginde tüylere sahip Teri’yi görenler veya nerede olduğunu bilenler Erhan Çelebi’ye 542 243 14 28 No’lu cep telefonundan 24 saat ulaşabilirler.
Paylaş