İleride kitaplar yazar herhalde, ‘‘Yıllar boyu sokak sokak gezdirildikten sonra 2000'li yılların ilk yarısında adına saraylar yaptırılmıştır’’.
Kendisini bana İzmirli olmam hasebiyle ‘‘gevrek’’ olarak tanıtmıştır. Her ne kadar İstanbul'a gelir gelmez ‘‘simit’’e adapte olduysam da benim için hiç olmazsa kod adı ‘‘gevrek’’tir.
Bak şimdi aklıma geldi, İzmir'deki saraylar ‘‘gevrek sarayı’’ mıdır acaba? Fakat ‘‘simit sarayı’’ daha uyumlu ses açısından.
***
Hakikaten enteresan..
Başka hiçbir yiyeceğe böyle ani yükseliş nasip olmamıştır.
Lahmacun mesela... Çok sevmişizdir, başımıza taç etmişizdir falan, lakin sarayını yaptırmak kimsenin aklına gelmemiştir.
Unlu mamullerin kraliçesi simit oluyor bu durumda.
İnsanoğluna bile nasip olmamıştır böyle sıçrama. Bir cariyeler vardı saraya ani geçiş yapan böyle... Bir de simit işte.
Hayır bizim için de sürpriz oldu. ‘‘Simit evi’’, ‘‘simitçi dükkánı’’ falan görmedik. Direkt saray... Haliyle ‘‘Bildiğimiz simit mi?’’ diye bir soru geliyor insanın aklına.
Gerçi simit lezzet açısından benim için daima saraylara layık olmuştur, o başka. Fakat insan yine de merak ediyor. Ben şahsen gidip de görene kadar muhayyilemi zorladım durdum.
Acaba ne kılıklara sokmuşlardı simidi?
Nelerle kombin yapmışlardı?
Arasına çikolata yerleştirmek suretiyle en büyük kombini bizler ortaokul yıllarında gerçekleştirmiştik kanımca. Acaba bizi aşabilmişler miydi?
Koskoca saraydı söz konusu olan... Kimbilir ne sürprizler bekliyordu beni. Bir yandan da kuşbaşı etle yemeğini pişirecek halleri yoktu ya...
***
Sonunda gittim, gördüm.
Gitmeyenler için şunu söyleyebilirim: ‘‘Simit görgülü çıktı.’’ Hakikaten hazımlı bir arkadaşımızmış. Tablada ne idiyse sarayda da o. Hiç değişmemiş. İkbal bozmamış kendisini.
Yanında yine eski dostları, çay, kaşar...
Ne oldum delisi olmamış anlayacağınız. Yine o eski mütevazı, sıcak, dost, ha deyince koşan... Bildiğimiz simit işte.
Allah daha da iyi günler göstersin inşallah!
Nedir?
26 katlı ‘‘simit center’’ olabilir mesela.
Popstar üstüne
İSMET Berkan, pazartesi günü, Radikal'deki köşesinde ‘‘Gündemsiz ülkenin müsvedde gündemi’’ başlıklı yazısında, gazetelerin Popstar konusunda bir ölçüsüzlük içinde olduklarından şikáyet ediyordu.
Haklıdır. Ben de aynı fikirdeyim. Mesela Berkan'ın yazışından bir gün önce, kendisinin Genel Yayın Yönetmeni de olduğu Radikal'in pazar ilavesinde tam 9 adet Popstar yazısı vardı. Ama eleştiri, analiz, şu bu... Neticede 9 adet Popstar yazısı... İlavedeki toplam yazı sayısı 21'di. Hakikaten ölçü kaçtı.
MIŞ-MUŞ
Çin'de bu sene maymunlar senesiymiş.
Ben onların hiçbir zaman ceylanlar senesinde olduğunu görmedim ki.
*
Kırsalda cinsel hayat daha iyiymiş.
Çalı çırpıdan tahrikli.
*
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Babacan, ‘‘Devletten artık iş beklemeyin’’ demiş.
Biz daha da ileri gittik, hükümetten de beklemiyoruz.