Ramazan münasebetiyle...

GAZETENİN TV sayfasında, kanalların günlük program akışının yer aldığı tablonun başında, ‘‘Dakika dakika ramazan ekranı’’ yazdığını, yanında bir de davulla tokmak resmi olduğunu görürseniz ne düşünürsünüz?

Ben ‘‘Kanallar 24 saat ramazanla ilgili program yapmaya başladılar herhalde’’ dedim.

Sonra baktım, a, bildiğimiz her zamanki şeyler. Diziler, filmler, yarışma programları, spor, şu bu... Fakat ‘‘Formaliteler Cumhuriyeti’’ vatandaşı olarak ramazan için yapılacak ya illa bir şeyler... Sayfayı hazırlayan arkadaş bula bula bunu bulmuş demek.

Hani gece olup da yatağa girdiğinde iç sesi ‘‘Bugün ramazan için ne yaptın?’’ diye sorarsa, ‘‘Her zamanki programların üzerine 'Dakika dakika ramazan ekranı' yazdım’’ diyecek.

***

Ekranda Muazzez Ersoy.

Çok beğendiğim yanık sesiyle şarkılar söylüyor. İyi, güzel.

Fakat elbisesi... Kátibimin karısı. Bir tek fırfırlı şemsiyesi eksik. Hani sap omuza dayanıp döndürülür ya... Bilmiyorum, belki bir sahne önce o da vardı. Yanında mankenler... Onlar da aynı. Konuklar da... Hep ramazan münasebetiyle tabii.

Artık ne demek istiyorlarsa...

‘‘Ramazan, Nuh Nebi'den kalma bir şeydir’’ diyorlar herhalde.

Sahi neden daima geriye gitme ihtiyacı duyulur ‘‘ramazan’’ denince?

Benim bilmediğim bir durum mu var?

Cehaletimi mazur görün, yoksa ramazan bir gelenek midir?

Onun için mi içinde bulunduğu dönemin şartlarından soyutlanır?

Kantoyla doğmuş kantoyla mı sürecektir 100 sene sonra bile?

Kantoyu sevmediğimden değil. Her daim söylensin... O başka mevzu.

Bir gün önce Tarkan'ın şarkılarıyla kıvırırken aniden feslerin giyilmesini anlayamıyorum.

Belli bir döneme mi aittir ramazan? Nostaljik bir şey midir?

Neden yanında fesiyle, macunuyla, peçesiyle, fırfırlı şemsiyesiyle gelir?

‘‘Ramazan pidesi’’ gibi ‘‘ramazan şarkısı’’, ‘‘ramazan elbisesi’’, ‘‘ramazan şapkası’’, ‘‘ramazan şemsiyesi’’ de mi vardır benim bilmediğim?

Hadi bizde yaratıcılık sıfır olduğundan, bir de gaile çokluğu nedeniyle ruhsuzlaştığımızdan eski ramazanlara alternatif üretemedik diyelim... Bari hakikaten sıkı bir eski ramazan eğlencesi yapın yapacaksanız.

Ama böyle laf olsun diye...

Özel olarak hazırlanmış gibi de özel olmayan...

Okul müsameresi ayarında...

Ucuz işler yapmayın.

Ayıp oluyor ramazana.


MIŞ-MUŞ


Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi'nde, hattın geçeceği dağlardaki ayılar bile düşünülmüş.

Ne o? Kıyısına armut ağacı mı diktiniz?

*

Prof. Şengör, Marmara fayının kuzeyinin (Yani İstanbul'un güney kıyılarının) depreme dirençli olduğunu söylemiş.

Bu Şengör, 17 Ağustos'tan beri ‘‘İstanbul yerle bir olacak’’ diyen zat değil miydi?

***

Halkı zeki olan ülke zenginleşiyormuş.

Kalkınamamanın suçunu bize yükleyecekler anlaşılan.
Yazarın Tüm Yazıları