BİZE, yani gazetenin birinde bir köşe edinmişlere en çok sorulan sorudur şu:
‘Nereden konu buluyorsunuz her gün her gün?’
Arayıp da bulduğumuz bir şey yok oysa. Ortalıkta kabak gibi duruyor her şey.
Bakın mesela şu anda gazetenin birini alıyorum elime... Buyurun işte, daha birinci sayfada tam benlik bir haber... Doğu Anadolu’da üniversiteli kadınlar bile çocuk ya da erkek çocuk için hocaya, yatıra koşuyorlarmış ya da çözümü kocakarı ilaçlarında arıyorlarmış.
Közlenmiş patlıcanın üstüne rakı döküp oturuyorlarmış mesela... Bu erkek çocuk için. Kız çocuk içinse herhalde hafif alkollü bir kokteyl döküyorlardır.
Onca yıl, dershanelere git, ÖSS’leri aş, sınavlara gir çık, kitapların üstünde uyukla, sabahla... Sonra git közde patlıcanın üstüne otur.
Halbuki o patlıcanla rakıyı masaya koyup karşılıklı otursalar karı koca... Kadehleri tokuştursalar... Bir ateş bassa ikisini de... Aşkları depreşse...
Bakarsınız aşkla ve şehvetle yola çıkarlarsa ilaca milaca gerek kalmaz. Belediye başkan adaylarından bile aşkla yola çıkan kazandı biliyorsunuz. Neyse şimdi konuyu saptırmayayım, benimki de bir tavsiye netice olarak. Gazyağını bile içiyorlar da...
Aslında o güzelim yiyecekleri kurtarmaya çalışıyorum ben... Yoksa kadınların belki de yara açılan popoları falan umurumda değil. Mesela tandırda pişirilen kabak üstüne süt dökülmesi hadisesi var... Ne lezzetlidir kimbilir. Ama sen git üstüne otur. Hadi akıl yok, ağzının tadı olur insanın hiç olmazsa.
***
Daha ikinci sayfaya geçmedim.
Buyurun bir haber daha!
Orhan Gencebay, ‘Bıyıklarımı kesecektim ama Sevim Hanım ‘Olmaz’ dedi’ diyor. Ve ekliyor: ‘Aslında bir kere bıyıksız görmek istiyordum kendimi.’
Göremez. Bırakın bıyıksız yüzünü, gün yüzü gördüğüne şükretsin Orhan Baba’m. Ki demek Sevim Emre açısından henüz bir mahzur yoktur Gencebay’ın gün yüzü görmesinde.
Fakat bütün bunlar kimin iyiliği için?
Tabii ki Orhan Gencebay’ın. Karısını dinlemeyenin başı dertten kurtulmuyor. İsim vermeyeyim şimdi, önümüzde bir örnek var biliyorsunuz.
Sahneye çıkma konusunda ise ‘İstiyorum ama daha tam karar veremedik’ diyor Orhan Gencebay.
Mutabakat sağlanamamış demek...
- Çıkayım mı Sevim?
- Hayır Orhan!
Türk kadınını seviyorum. Patlıcana oturanı da, Sevim Yenge’mi de.
MIŞ-MUŞ
Serdar Denktaş, referandum konusunda ‘Karpuz gibi bölündük’ demiş.
Üslup konusunda anavatanla yavruvatan hiç bu kadar denk düşmemişti.
*
Erdoğan, ‘Faiz bir dünya gerçeği’ demiş.
Manzara farklı yerlerden farklı biçimde görünüyor nitekim.
*
Amerika’da 1912’den beri hiçbir cinayetin işlenmediği kasabada bir Türk, karısını öldürmüş.
‘Tarihe geçmenin iyisi kötüsü olmaz’ diye düşündü herhalde.