Pakize Suda: Önünüze bakın


Pakize SUDA
Haberin Devamı

İKİ kardeşin aynı günlerde aynı yerinden, misal omzundan sakatlanması ihtimali yüzde kaçtır?

Pek yüksek değildir herhalde.

Hani nezle olsa anlayacağım, zırt pırt oluyoruz, illa denk gelecektir. Ama omzundan kaç defa sakatlanır insan hayatı boyunca?

Kardeşimle ablam olmazı oldurdular; biri yavaş yavaş, öteki birdenbire olmak üzere ikisi de aynı gün hastanelik olular.

Kardeşiminki spordan. Ağırlık kaldıracağım derken haşat etti omzunu. Şimdi harika pazıları var, ancak kolu askıda olduğundan kimseye gösteremiyor.

Ablamınkiyse düşmekten.

*

Aslında pazar pazar hastalıklarla içinizi karartmak istemiyorum ama geçen haftayı omuz kemiği, lifler ve yumuşak doku üzerine uzmanlaşma çalışmalarıyla geçirdiğimden başka bir konuya yoğunlaşmam mümkün değil.

İllaki anlatacağım.

Bari nispeten komik kısımlarını bulup çıkartayım.

*

Ablam opera sanatçısı.

Bir süredir ‘‘Yarasa’’ operetine hazırlanıyorlardı. O meşum gece de genel provaları vardı. Dekorlu, kostümlü. Oyunu seyirciye oynar gibi baştan sona oynayacaklardı. Oynadılar nitekim. Lakin ablamsız. Zira tam sahneye çıkarken olanlar oldu. Daha doğrusu olmuş.

Nasıl olduğunu, bize nasıl haber geldiğini falan atlıyor, Amerikan Hastanesi'nin kapısına geçiyorum.

Sahne bir:

Yer, acil servisin önü.

Ablamın üzerinde omuzlarını ve sinesini açıkta bırakan, kayısı rengi kuyruklu tuvalet. Yüzünde sahne makyajı. En koyusundan ve en parıltılısından.

Yanında onu kapıp getiren smokinli sahne arkadaşı.

Acil servisin değil de düğün salonunun kapısında gibiyiz. Zaten korna çala çala gelirlerken polis, ‘‘Ne bu aceleniz’’ diye bağırmış. Öyle ya, on dakika erken nişanlanıp da ne olacak?

Görevliler şaşkın. Biri tekerlekli sandalyeyi iterken öteki tuvaletin kuyruğu elinde peşlerinden koşturuyor.

Ve ablam operacılara has kafa sesiyle bağırıyor: ‘‘Kimse koluma değmesin!’’

Sahne iki:

Yer, acil servisin içi.

Her yer pırıl pırıl, ablamın orasından burasından dökülen pullarla parlıyor. En çok da sevgili doktorumuz Cezmi Bey'in yüzü gözü. Eve döndüğünde acil bir vakaya koştuğuna inandırabilmiş midir eşini bilmiyorum.

Kuyruklu tuvalet çıkartılmış, benim kolumda duruyor.

Ve ablam yine kafa sesiyle bağırıyor: ‘‘Devletin elbisesine dikkat edin, bir şey olmasın!’’

Neyse, devletin elbisesine bir şey olmadı, ama devletin sanatçısının omzu ancak ameliyatla toparlandı.

*

Kırık çıkıktan laf açılmışken...

Biliyorsunuz kırıklar, ‘‘Vatandaş Kırığı’’ ve ‘‘Sosyete Kırığı’’ olmak üzere ikiye ayrılıyor.

‘‘Vatandaş Kırığı’’ kayıp düşenlerin kemiklerinde, ‘‘Sosyete Kırığı’’ ise kayamayıp düşenlerin kemiklerinde oluşuyor.

‘‘Sosyete Kırığı’’ bayağı itibarlı bir kırık. Öteki kırıkla arasındaki fark, yerli arabaya binmekle Jaguar'a binmek arasındaki fark gibi. Biri ‘‘Kayakta kolumu kırdım’’ dedi mi, bilinki çocuğu Amerika'da okuyor, karısı da solaryumda yanıyordur. Her birinin birer cipi vardır.

Uzatmayayım, son günlerde bu kırıklara bir yenisi eklendi: ‘‘Kapkaççı Kırığı.’’

Aftan ve son ekonomik krizden sonra omzunda çantasıyla sokağa çıkıp da kolunu kırdırmadan eve dönen yok.

Doktorlar röntgeni görür görmez tanıyorlar ‘‘Kapkaççı Kırığı’’nı: ‘‘Geçmiş olsun, çanta dolu muydu?’’

*

Netice olarak...

Önünüze bakın, düşmeyin! Bir.

Halter sizin neyinize?! İki.

Kapkaççılardan kurtuluş yok; çantanızı nerenizde taşıyacağınız hususu ise sadece kırığı nerenizde istediğinizle ilgili! Üç,

Ablamla kardeşime gelince...

Size selamları var, ‘‘Oh! İki kolumla pantolonumu indirip kaldırabiliyorum’’ diye şükredecekmişsiniz. Onlar iyileştikten sonra öyle yapacaklarmış. Bakalım ne kadar sürdürecekler, göreceğiz.

İnsanoğlu unutkandır.

MIŞ - MUŞ

CHP'nin içi boşalıyormuş.

İçi dolu parti var mı Türkiye'de?

Bahçeli, ‘‘Dalgalı kura direndim’’ demiş.

Direndi ama dalgalar tsunami şeklinde olunca bir şey yapamadı.

Bebek sahibi olan kadın kariyer yapamıyormuş.

Olur mu hiç? Annelikten büyükanneliğe giden yolda ilerlemek, ‘‘kariyer yapmak’’ değil de nedir?

Prof. Zekeriya Beyaz, ‘‘Devekuşu yenebilir’’ demiş.

Yakında ‘‘Hareket eden her şeyi yiyebilirsiniz’’ diyecek.

Yazarın Tüm Yazıları