O an...

Kadın, bakışlarını tuvalet káğıtlarının durduğu raftan kocasına çevirir: 8’li mi 4’lü mü alalım diye soracaktır... Fakat o an...

Kadın, tabağındaki eti kesme işini bitirip çatalı ağzına götürürken göz ucuyla kocasına bakar... Fakat o an...

Kadın, almak istediği elbiseyi denemek üzere girdiği kabinden, kabinin önünde beklemekte olan kocasına ‘Yakıştı mı?’ demek üzere çıkar... Fakat o an...

Kadın, elinde şarap kadehi, davetten davete gördüğü tanışlarla geyik yapmaktayken, az ileride aynı işi görmekte olan kocasına çevirir gözlerini... Fakat o an...

Fakat o an ne olur?

Bütün bu kadınların dünya başına yıkılır. Zira kocaları o esnada civardaki bir tazeyle kesişmektedir.

Öyle çok gelir ki kadınların başına bu...

‘O an’dan sonrası artık trajikomik bir durumdur.

Kadın, gördüğünü belli etsin mi etmesin mi...

İki tokat atsın mı...

Yoksa kocasının kıvranmalarını seyredip durumun tadını mı çıkarsın...

Adamın işi daha zor tabii...

Yakalandığının farkında olsun mu olmasın mı...

Bir yandan karısının gönlünü almak, bir yandan da öteki kadının karşısında ‘Karısından korkan adam’ durumuna düşmemek için ne yapsın...

Netice olarak genellikle iki taraf da hiçbir şey olmamış gibi davranma yoluna gider ama bu aşamada dışarıdan biri olarak karı-kocanın mimiklerini seyretmekten daha eğlenceli bir şey yoktur.

Küçük küçük oynarlar.

Ikınır gibi gülümsemeler...

Her saniye anlamı değişen bakışmalar...

Sanki uzun bir konuşmaya başlayacakmış gibi öksürüğümsü sesler çıkarmak suretiyle boğazı temizlemeler...

Oyunculuk açısından öyle zengindir ki karı-kocanın ‘O an’ sonrası sergiledikleri durum... Oyuncu adaylarına sınavlarda sorulması çok yerinde olur bence. Oyna oyna bitmez.

Fakat erkeğin bu ilk şaşkınlık dönemini atlattıktan sonraki hali bende genellikle ağlama isteği uyandırır. Ki bu hal, eşe gereğinden fazla ilgi, sevgi ve şefkat göstermek suretiyle yaltaklanma halidir. Olaya ‘insan’ açısından bakınca çok gücüme gider bu durum.

Gözünü istediğin yere değdirememek...

Değdirdiğinde bunun için birilerinden özür dilemek...

İnsan haklarına aykırı gibi gelir.

Peki herkes saygıyı falan bir kenara bırakıp kaşıyla gözüyle aşna fişne işine mi girişsin?

Katiyen!

Ama şöyle yapılabilir: Kadın kocasının gözlerinde hanidir bir fıldır fıldırlık görüyorsa, ilişkiyi sona erdirebilir. Çünkü artık ok yaydan çıkmıştır. O kesişmelerin arkası çorap söküğü gibi gelecektir. Bilmem sonuna kadar beklemeye gerek var mıdır.

Fakat bu arada ‘Bekára karı boşamak kolaydır’, o da başka...

Hem elálem yatakta yakalayıp da affediyorken...

Herkes yine kendi bildiğini okusun en iyisi.

Oynaşma imkánı verilmeli

‘Biz Evleniyoruz’ evinden evlenen çıkmadı. Gerçi yapımcıların ne yapıp ne edip Tülin’le Caner’i evlendireceğinden emin olabilirsiniz. Maksat reyting bir hafta daha tavan yapsın. Danışıklı dövüş durumları anlayacağınız...

Zaten finalden sonraki hallerini görmüşsünüzdür ikisinin... Hiç de az önce birbirlerini reddetmiş gibi değillerdi. Devamlı bir fingirdeme hali...

Aslında çocuklara biraz oynaşma imkánı verilmeli. Ne o öyle küt diye nikáh... Evde yaşadıkları iki üç ay flört sayılmaz. Kameralardan kaça göçe... Bırakın milyonları, insanın babasının zebella gibi ekran başında oturduğunu bile bile... Olacak iş mi yani?

Hayır çocuklar beraberliğin görüp görebilecekleri en iyi evresini atlamış oluyorlar, ona yanıyorum.

Diyeceğim evlenecek çifte düğünden önce dışarıda hiç olmazsa birkaç ay bir nişanlılık dönemi yaşama imkánı verilmeli.

Danışıklı dövüş falan ama evlenen çıkmaması, bence yarışmayı daha cazip hale getirdi. Yani benim gibi evlilik aleyhtarı olanlar için...

Aslında herkes için daha heyecanlı olabilir yarışmanın düğünsüz de bitebilme ihtimalinin olması.

‘Kim kiminle evlenecek?’in yanına ‘Acaba evlenecekler mi?’ merakının da eklenmesi, programı hastaları için kaymaklı kadayıf durumuna getirebilir.

Evlenecekleri ilk haftalarda belli olan iki kişiyle bir yığın figüranı neden seyredeyim? Sonu baştan belli filmi?..

Ama zaten evlenmekten ziyade şöhret olma arzusuyla oraya gelenlerin, neticede yarışmayı ‘Biz Evlenmiyoruz’a çevirmeleri de olası tabii.

Ne yapmalı... Hem yarışmacıların evlenmeme hakkının olması hem de yarışmanın amacından sapmaması için... Onu da yapımcı firma düşünsün artık. Ben sadece seyirci olarak ‘Evliliğin direkten dönme ihtimalini sevdim’ diyebilirim.

MIŞ-MUŞ

CHP’nin seçim kampanyası için hazırlattığı filmde Baykal Temel Reis, Erdoğan Kabasakal olacakmış.

Mühim olan, ıspanak kim olacak?

Bayhan, Firdevs gibi starlar, basında yer alma açısından Hülya Avşar gibi ünlüleri geride bırakmışlar.

E, balon patlarken ses çıkarır tabii.

2015’te AB’ye tam üyelik kesinmiş.

O zamana kadar AB’nin modası geçecek korkarım.

Sol ittifak seçimlerde CHP’yi zorlayacakmış.

Bir ‘sol klasiği...’ Sadece birbirlerini zorlamak.

Tayyip Erdoğan uzun boyuyla dünyadaki bütün liderlere tepeden bakıyormuş.

E, Allah bir yerden olsun yüzümüzü güldürdü çok şükür!
Yazarın Tüm Yazıları