Ceyda Düvenci, Şebnem İyinam’a böyle diyor geçtiğimiz pazar Radikal’de yayımlanan röportajda.
Ben de yıllarca benzer şeyler söyledim hep. Övündüm evim arabam olmamasıyla. Oysa az para kazanmadım sahneden. Memurlar üç kuruş maaşlarıyla hiç olmazsa bir kooperatife girip ev sahibi olurken ben de bir ev alabilirdim. Almadıysam hesapsızlığımdan...
Övünmeme gelince... Ve Ceyda Düvenci’nin de övünmesine... İkimizin de demek istediği şu aslında:
‘Ben orospu değilim.’
‘Ne ilgisi var arabayla evle?’ diye düşünebilirsiniz.
Özellikle 25-30 sene önce çok ilgisi vardı. Kimse inanmazdı, o evlerin, arabaların sadece işini yaparak edinildiğine.
Görüyorum ki pek bir şey değişmemiş o günden bugüne. Ceyda da ‘Evim arabam yok’ deme gereği duyduğuna göre...
***
Evet, Türkiye’de şarkıcı, oyuncu, mankenseniz eğer, mesleğinizi söyledikten sonra lafa ‘ama...’ diye devam etmeniz gerekiyor.
‘...ama sunuculuk yaptığım TV kanallarının müdürlerini odalarında ziyaret etmem’
‘...ama rejisörün yatak odasından geçmedim.’
Bizi bu hallere koyan birileri var elbet. Yani daima kendimizi savunma durumunda kalmamıza neden olan... Ateş olmayan yerden duman çıkmıyor hakikaten. Mikrofonu, kamerayı o malum işteki fiyatını artırmak için kullananlar olmuştur her dönemde. Hálá da var. Ya da aşağıdan tırmanmayı zor bulup tepeden inmeyi deneyenler... Bu işin yöntemi onlara yardımcı olan erkeklerin mi aklına gelmiştir ilk, kızların mı bilmiyoruz. Tavuk-yumurta hikáyesi.
Fakat bunların sayısı yeşil kartlı hastadan bile bıçak parası isteyen doktorlardan, ihalelerden komisyon alan siyasetçilerden, karşı tarafla anlaşıp müvekkilini satan avukatlardan fazla değildir inanın. Ama işte ne olursa olsun hiçbir meslek sahibi, aralarındaki üç beş kendini bilmez yüzünden ömür boyu ‘Namusumla çalışıyorum vallahi’ demek durumunda değildir.
***
Diyeceğim, Türkiye’de elinize mikrofonu aldınız mı, kameranın karşısına geçtiniz mi, çoğu insanın gözünde işiniz bitmiştir. Bindiğiniz arabaya da, oturduğunuz eve de şüpheyle bakarlar.
Buna sebep sadece aramızdaki sütü bozuklar mıdır yoksa, ‘Bana bakın’ diye sahnelere, kameraların önüne atlamak bir nevi teşhirciliktir de teşhircilerden her şey beklenir mi?
Bir sosyolog çıksa da aydınlatsa bizi. Hakikaten merak ediyorum.