ASLINDA uyuklamaktan iyi tabii... Ya da sadece parmak kaldırıp indirmekten...
AKP Burdur Milletvekili Bayram Özçelik’in yaptığı diyorum... Oturmuş, düşünmüş taşınmış, memlekete nasıl faydalı olabilirim diye...
Bir ara yolsuzlukların üstüne mi gitsem diye düşünmüştür mutlaka. Fakat dipsiz kuyu tabii. Arada kimlere rastlayacağı da belli olmaz. Hem sonra kimin heykelini dikmişler bugüne kadar, yolsuzlukların üstüne gitti diye... Tam tersine, cezasını bulmayan kalmamıştır.
Ormanların yok olmasına kafayı taksa, seçmeni ‘Biz seni Ankara’ya ‘kütük hakları’ için mi gönderdik’ diye sitem edebilir. Bakarsınız oy vermezler bir daha.
Kaybolan insanlar var mesela. Gözaltında, orada burada... Bu da aklına gelmiştir Özçelik’in. Fakat kaç kişiyi ilgilendirir bu mevzu? Her ailede bir kayıp yok ki.
Oysa kadın-erkek meselesi öyle mi... Hangisini yazan köşe yazarının daha çok okunduğu malum. Demek en toplumsal yaraya değinmeye karar verdi. Fakat AKP milletvekili olarak ‘‘Erkeği ayartmanın yolları’ hususunda Türk kadınını aydınlatalım’ diyecek hali yoktu Özçelik’in... Neyse ki kadınla erkeğin ‘e’ hali var, bir milletvekilinin ilgisine yakışır.
İşte Özçelik, boşanmaların önlenmesi konusunda devletin neler yapabileceği üzerine kafa patlatmış.
Mesela, mutlu evliliği anlatan yeni müzik eserlerinin oluşturulması gerektiğini savunuyor. Müziğin mevcut durumu, aileleri karamsarlığa itiyormuş. Haliyle gelip boşanıyorlar demek!
Bildiğim bütün şarkıları aklımdan geçirdim. Hepsi ayrılık üzerine yazılmış hakikaten. Fakat takıldığım nokta, ‘Ayrıldım, mutluyum’ diyen tek şarkı yok. Hepsinde olayın kahramanı ölüyor, bitiyor, bürünüyor.
Yani kimse ‘Ben de ayrılayım bari’ demez duyunca.
‘Ayrılık ateşten gömlek’ demiş mesela adam, daha ne desin.
Sonra ‘Ayrılık yaman kelime / Benzetmek azdır ölüme’ demiş...
Bütün ayrılık şarkıları içerik olarak yukarıdaki iki dizeyle özetlenebilir.
Buna rağmen bir heves mahkemeye koşan varsa bilmem artık...
Aslında ben şarkıları dinleye dinleye aşka gelen bir çifte rastlamadım hiç. İyi ya da kötü yönde... Şarkılardan fal tutanlar da bekárlardır hep. Fakat milletvekilinden daha iyi gözlemci olacak halim yok tabii.
Temennim, devlet eliyle dağıtmayı düşündüğü kitapçık, belgesel, şarkı, tiyatro oyunu vs.’nin elinde kalmaması... Yıllar önce TRT halimize bakıp benzer bir mantıkla ‘Acısız arabesk şarkı’ siparişi vermişti Hakkı Bulut’a. Fakat alışmış kudurmuştan beterdir, vazgeçen olmamıştı ‘acılı’sından.
MIŞ-MUŞ
Atilla Koç, ‘Solun sorunu ahlak’ demiş.
Bazı kesimlerinse hiç öyle bir sorunu yok maşallah!
Çernobil döneminin tartışmalı bakanı Cahit Aral, hálá günde 20 bardak çay içiyormuş.
E, dünyada çay içerek tarihe geçen ilk ve tek bakan olarak ne yapacaktı.