Benim dünyadan haberim yok sevgili okurlar. Herkesi kendim gibi gündüzün işi gücüyle meşgul zannederdim.
Değilmiş meğer.
Millet sevişir dururmuş.
Benim ‘sevişme’ dediğime bakmayın, hadiseye ‘cinsel münasebet’ deniyor. Ben aklım sıra duygu katıyorum işin içine.
Neyse, konudan uzaklaşmayayım... ‘Oruçluyken cinsel münasebeti nereye kadar ilerletmek münasiptir?’ Sorun bu.
İyi ki din adamı değilim.
‘A münasebetsizler! Akşamı bekleyemez misiniz!’ der kesip atardım meseleyi. Vatandaş da elinde şeyiyle yani sorunuyla kala kalırdı.
Neyse ki mevcut din adamları benim gibi değiller. Gazeteler, dergiler, ciddi görüşten geçilmiyor.
Bir zaman böyle kızlık zarının bozulması sorunumuz vardı. Şükür onu bir nebze olsun aştık sayılır. Bakıyorum Güzin Abla’ya gelen mektupların içeriği epey değişti.
Yerine işte bu orucun bozulması meselesi geldi. Fakat ‘bozulan’ değişse de ‘bozan’ değişmedi. Bozan yine ‘cinsel münasebet’.
* * *
Oruçluyken sevişmek için bir bilenden bir ‘açık kapı’ bekleyenler habire hocalara, Diyanet’e soruyorlar tabii...
‘Cinselliğin orucu bozmayan halleri nelerdir?’
Naçizane ben cevaplayayım...
İstediğiniz gibi münasebette bulunabilirsiniz ancak içinde şehvet olmayacak münasebetinizin... Bunun için önce eczaneden bir şehvetölçer alacaksınız. Bu bir nevi tansiyon aleti gibi bir şeydir. Münasebete girerken sol kolunuza takacaksınız. Münasebet sırasında sık sık aleti kontrol edeceksiniz. Baktınız göstergesi kırmızı çizgiyi aşıyor, şehvetiniz kabardı demektir ki derhal münasebeti kesiniz!
‘Oruç, yemek yerine cinsel münasebetle açılabilir mi?’
Bir de bu soru var.
Açılır elbet. 14 saat açlık ve susuzluktan sonra ilk iş cinsel münasebet isteyen biri varsa hepimiz görmek isteriz kendisini doğrusu. Ana haber bültenlerine çıkarılması uygun olur kanaatindeyim.
Netice olarak ne diyeyim...
İmkánları zorlamayı seviyoruz demek.
MIŞ-MUŞ
Türkler, en mutsuz 3. ülke çıkmış.
3 Ekim’den önce yaptılar tabii araştırmayı.
El Kaide ilanla ‘eleman’ arıyormuş.
‘Acele deneyimli bombacı alınacaktır.’
Yeni Rakı’nın bilyeli kapaklısını da taklit etmişler.
Korkarım yakında ‘Asıllarından sakınınız!’ diye ilan da verirler.
Diyanet, ‘Eşi öpmek orucu bozmaz’ demiş.
Yıllardır savunduğum, ‘eşin bir süre sonra kardeşe dönüştüğü’ tezimin Diyanet’çe tasdikidir!