Harama uçkur çözen kocanızı yeniden hapse attırabileceksiniz. Bir ara bunlara bir serbestlik tanınmıştı, uçkurları ellerinde gezer olmuşlardı. Fakat bundan böyle zevkü sefa sadece mahpusu cefayı göze alanlara...
‘Neden yalnız kadınların gözü aydın?’ diye bir soru gelebilir aklınıza. Ben bugüne kadar yanına polis alıp baskına giden bir erkeğe rastlamadım zira. Aldatılmayı kendilerine yediremediklerinden öyle davul zurnayla duyurma yoluna da gitmezler. Kadın kısmıysa bunu dünyanın tamamıyla paylaşmazsa içi rahat etmez.
Zaten duyduğumuza göre zinanın tekrar suç sayılması talebi de kadınlardan gelmiş. Vekiller yaz tatilinde Anadolu’yu gezerlerken kadınlar yollarına çıkıp yalvarmışlar, ‘Aman zina suç olsun!’ Güya yani... Pek inanmadık gerçi ama çok da akıl almaz bir durum değil. Yani atış varsa da isabetli; evli kadınların çoğu ister aldatan kocasını hapse attırmayı... Büyük bir kısmı aşktan meşkten umudu kestiğinden, haşá zina etmeyeceğinden, hani zinaya idam cezası getirilse daha da memnun olur. Bu arada öteki kadın da asılacak tabii. Hatta onu iki kere asmalı.
‘Bekára karı boşamak kolay, konuşup duruyorsun’ diyeceksiniz. Hayır efendim, hiç de değil. Sadece bekárlar daha tarafsız oluyor bu mevzularda, hepsi bu.
Neyse...
Olsa ‘Devlet nerede?’ diye bağıran insanlar topluluğuna pek yakışacak bu yasa.
‘Kocamın/karımın uçkuruna da devlet yapışsın!’
‘Kocam/karım elden gidiyor, devlet uyuyor mu?!
‘Biz aile olmayı beceremedik, devlet destek verip bizi bir arada tutsun!’
Hay hay!
Devlet buyurdu geldi yatak odanıza...
Evliliği cendereye çevirmek için tarafların gayreti yetmedi devlet tuz biber olarak devreye girdi.
*
Şimdi bu dediklerimi ‘Karısını/kocasını aldatmak isteyenlere zorluk çıkarılmasın!’ şeklinde yorumlayanlar olacaktır. Katiyen değil oysa. Hatta yasada bazı istisnalar var; mahkemelerin ayrı yaşama kararı verdiği eşlerden biri zina yaparsa ceza daha az olacakmış mesela... Halbuki istisna falan olmamalı. Adamı üç sene, beş sene öyle bağırtmalı ki sonunda o beğenmediği karısını hap diye yutacak hale gelmeli. Aile birliği yeniden tesis edilmeli böylece.
Çiftler evlenirken ‘Malların paylaşımı’ gibi ‘Bedenlerin kullanımı’ için de bir taahhütname imzalamalı. Hani madem bir işe kalkışıldı, kendimizi aşalım oldu olacak.
*
Şaka bir yana... Benim TCK’ya konmasını istediğim tek bir madde var.
‘Ama her yerde durumlar senin çevrendeki gibi değil’ diyebilirsiniz. Yani çok mu ahlaksızlar var netice olarak? E, zaten onların ne işi var evlilikle? Kadın ya da erkek, çocukların başında olmaları zararlı. Aile içinde tutulmaları değil, mümkünse tez günde toz olmaları sağlansa daha iyi olur.
Hem ben size bir şey diyeyim mi... Bu yasanın, 24 saatin 12 saatini zinayla geçiren kaymak tabakası mensuplarına ucu değmez. Tıpkı büyük götürenler yurtlarda gezerken baklava çalanların senelerce içeride yatmaları gibi... Yine üç beş garibanın başına patlayacak kabak.
*
Bir de merak ettiğim bir şey var... Şimdi bu yasadan sonra polis yine, deniz kenarına park etmiş çay içen iki arkadaşın arabasının içine yarı beline kadar girerek ‘Gösterin bakayım kimliklerinizi, bu senin neyin oluyor?’ diyecek mi? Hatta azarlayacak mı, hatta kadını muayeneye götürecek mi?
Zavallı medeni insanlar ‘Memur bey!Bizim yetiştiğimiz çevrede iki arkadaş, biri ya da ikisi de evli olsa bile beraber çay içip sohbet edebilirler; kadınla erkek her şartta, daima ateşle barut değildir’ diye izahatta bulunmaya çalışacaklar mı?
Eğer bunlar olacaksa, hakikaten yazıklar olsun bu iktidara!
MIŞ-MUŞ
Rusya Devlet Başkanı Putin ‘Komünizm güzel bir rüyaydı’ demiş.
Bizim bir kısmı rahmetli olmuş büyüklerimiz içinse kábus.
Bekárlık insanı çabuk öldürüyormuş.
‘Rahat battı’ dedikleri bu olmalı.
İran’da cansız mankenler de örtünecekmiş.
Hatta kurda kuşa birer paçalı don uydursalar iyi olacak.