BAHAR geldi memleketimin güneş gören yerlerine... Hatta yaz. Gölgelerse hálá kış. Sokakta yürürken bir giyinip bir soyunacaksınız.
Bu da böyle bir mevsim işte. Kardeşimle benim durumum gibi. Gün içinde bir dargınız bir barışık.
Hayır, bir şey değil kavganın da tadı kalmıyor. Az sonra bir şey olmamış gibi devam edeceğinizi bildiğinizden köprüleri atacak laflar edemiyorsunuz hiçbir zaman. Zor da bir yandan. En öfkeli anda bile sonradan yüz yüze bakacak durumu muhafaza etmek. Bu benim fikrim tabii. Şahit olanlar ‘Bir daha yan yana gelmezler herhalde’ diyor olabilirler.
Küçüklüğümüzde onu hep korur kollardım. Okula giderken anneme, ‘Bebeğimize iyi bak’ diye tembih ettiğimi hatırlıyorum. O İzmir’de ben İstanbul’da yaşadığımız dönemlerde hep özledik birbirimizi. Görüştüğümüz kısıtlı zamanlarda kavga edemedik haliyle. Şimdi o günleri telafi ediyoruz adeta. Bir güne üç beş tartışma sığdırmak suretiyle. Hızlandırılmış savaş bir nevi.
* * *
Nedir peki sebep?
Sevgi.
Evet, kesinlikle sevgi. Ve ilaveten kendini beğenme hali.
Hani akıllar pazara çıkmış da herkes yine kendi aklını seçip almış ya... Biz de işte herkes gibi aklımızı çok beğeniyoruz. Ve ona bağlı olarak yaptığımız her şeyi. İkimiz de durduğumuz yerin en iyi yer olduğu fikrindeyiz. İnsan en sevdiğiyle iyi bir şeyi paylaşmak ister ya... Habire birbirimizi kolumuzdan tutup çekiyoruz o yere.
‘Gel bak burası ne güzel.’
İşte bütün mesele bu.
Birimizden birimiz muvaffak olsak... Fakat mümkün mü böyle bir şey? Kim kimi almış götürmüş? Hele bir yaştan sonra...
Teori sular seller gibi görüyorsunuz. Ama pratikte mücadele devam ediyor. Hep de sürecek herhalde. Birbirimizi sevmekten ve kendimizi beğenmekten vazgeçmeyeceğimize göre...
* * *
Bütün kavgaların altında aynı sebebin yattığını düşünüyorum. Karı-koca kavgalarının da... Hep aynı şey.
‘Gel buraya!’
‘Hayır, sen gel!’
‘Geldim işte!’ diyen olmamış bugüne kadar. Olmayacak da.
Diyeceğim şu ki kavga varsa sevgi de vardır. Ortalık sütlimansa kimse kimsenin pek de umurunda değildir gibime geliyor.
Netice olarak kavga iyidir.
Korkmayın kavgadan!
Nerede kalmıştık sevgili kardeşim?
MIŞ-MUŞ
Erdoğan, Kıbrıs için ‘Taşlar yerinden oynadı’ demiş.
Rauf Denktaş hariç.
Eğer bir erkek, kadınlara bakmıyorsa depresyonda demekmiş.
Çok şükür depresyonda tek erkeğimiz bile yok.
Yeni yürürlüğe giren ‘Bilgi Edinme Hakkı’ kanunuyla artık herkesin devletten hesap sorma hakkı varmış.