Bir erkeğin, mesela bir tek işinde başarılı olması yeterlidir oysa. Artık kimse bir şey beklemez kendisinden. Su damlası kadar meziyetinin çağlayanlar kadar semeresi vardır.
* * *
Zordur kadın olmak.
Fiziksel olarak bile.
Bütün kadınların mezarına "Hiçbir şeyden çekmedi karnından çektiği kadar" yazılsa yeridir mesela.
Karın denen nahiye kadın vücudunda çuvallamıştır.
Bütün kadınların daima karnından zoru vardır.
"Muayyen günü"nde olsun olmasın... Ağrısı yoksa sızısı, sızısı yoksa şişkinliği vardır.
Karnının, kasığının huzura erdiği gün sayısı pek azdır kadının.
Kadının ömrü, külotuna bakmakla geçer bir de.
O malum meretin bazen "gelmiş" bazen "gelmemiş" olmasını dileyerek. Ama hep endişeyle.
O meret de dileklerle inatlaşır adeta.
Dört gözle beklendiğinde gecikir, hiç lüzumu olmadığında erkenden geliverir.
Yaşlılıkta dahi külota bakmaya devam edilir. Yine endişeyle tabii. Hani maazallah olur ya... Bu sefer hayırlara vesile olmaz çünkü gelişi.
* * *
Yüzüne bir kere krem sürmüş erkek, "bilmemneseksüel" şeklinde bin türlü rütbe verilmek suretiyle taçlandırılırken, kadının saç, kıl, tüy, tırnak, cilt, vs. işlere hatırı sayılır bir mesai harcaması sıradan bir vakadır.
Kadın, bir sporcu misali, fakat ondan farklı olarak maç boyu değil 24 saat, rakiplerini kollamak durumundadır.
Eksik olmasın(!) erkek kısmı ömür boyu rakipsiz bırakmaz kadını.
Burada kesmek zorundayım. Aslında tefrikalık mevzu bu ama...
MIŞ-MUŞ
Üniversitelerde yapılan ankete göre her 3 üniversiteliden biri "Töre için ben de öldürürüm" demiş.
"Fişek gibi gençlik geliyor" dedikleri doğruymuş! Hatta "gibi"si fazla!
İslam ülkeleri ilk kez kadın için toplanıyormuş.
Du bakalım... Katlimizin vacip olduğu çıkmasın da toplantıdan!