TÜRKLER seks yaparken bile telefonla konuşuyorlarmış.
İnanırım. Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır zira. Yani hiçbirini yatakta görmesek de bıraktıkları intiba yukarıdaki iddiayı doğrular nitelikte. Zaten iddia dediğim de iddia değil, ciddi bir araştırmadan çıkan netice.
Pek severim ben bu araştırmaları. Bazı konular var ki araştırmak nereden akıllarına gelir, ne maksatla araştırırlar, neticesinden nasıl yararlanırlar...
Mesela şimdi seks yaparken bile telefonda konuşmaya meraklı oluşumuzdan kim, ne fayda sağlayacak? Ha, telekomünikasyon dünyasına yarayabilir tabii. Belki duruma uygun bir cep telefonu geliştirirler. Artık omuz başına oturtulan bir şey mi olur, yoksa iki göğüs arasına sıkıştırılan mı... Yeter ki mühim konuşmalarımız kesintiye uğramasın.
‘‘N'aber, nerdesin?’’
***
Aslında seks erkekler için çok önem arz ediyormuş gibi görünse de öyle değil. Kadını yatağa atma hevesi başka, seksi sevmek başka. İnsan sevdiği işin hakkını verir. Var mı veren? Vardır belki ama yüzdesine bakmak lazım, kayda değer mi değmez mi?..
Diyeceğim, telefonla konuşmak normaldir. Konuşmayan da kafasından hesap kitap yapıyordur muhakkak. Alacak verecek, çek senet...
Kadın da aynı. Yarın bilmemnereye giderken ne giyeyim diye düşünür.
Fakat bu araştırma bir taraftan da ne maharetli insanlar olduğumuzu koyuyor ortaya. Sakız çiğnerken televizyon seyredemediğimiz çıksaydı daha mı iyiydi?
İnsanoğlunun sınırları sonsuz aslında. Sirklerde görüyoruz... Topun birini ayağında sektirirken öteki beş topu havaya atıp tutuyor, bir yandan da boynunda çember çeviriyor adam. Demek seks esnasında da istese daha neler yapar.
Kadın örgü örebilir mesela. Kitap okuyabilir, günlük jimnastiğini aradan çıkarabilir, tırnaklarını törpüleyebilir... Tabii sonra Haydar Dümen'e mektup yazar, o başka. ‘‘N'aptıysam seksten zevk alamadım Haydar Bey!’’
Haydar Bey'in nereden aklına gelsin yaptıklarının tırnak törpülemekle örgü örmek olduğu... Her yolu denedi hakikaten zannediyordur.
***
Araştırmadan Türklerin düşmanlarının telefon konuşmalarını merak ettiği sonucu da çıkmış. Bunu da hiç yadırgamadım. Bardağı duvara dayayıp komşuyu dinlemeyi ilk kim akıl etti? Sanmıyorum bir Avrupalı olsun.
Fakat en çok Tarkan'ın telefon konuşmasını dinlemek istemelerine şaşırdım. Tarkan enteresan ne söyleyebilir karşı tarafa? Ne anlatabilir? Kaşında kaç kılı var biliyoruz zaten... Ben şahsen bugünlerde herhangi bir belediye başkan adayının, bir arkadaşıyla veya karısıyla yaptığı telefon konuşmasını daha çok merak ediyorum. O broşürlere sığmayan vizyonlarından ufak bir numune var mıdır acaba?
MIŞ-MUŞ
Kıbrıs'ta bayrak konusunda mutabakata varılmış.
Sondan başa doğru gidecekler demek.
*
Gül, ‘‘İyi kalkış yaptık, Türkiye bundan sonra yere çakılmaz’’ demiş.
Yine de felaket, zira her durumda yere iniş var; kalkış yapan hiçbir şeyin sonsuza kadar havada kalmayacağı malum.
*
Unakıtan, ‘‘Maliyeciler de kediler gibi martta uyumaz’’ demiş.
Böylece maliyecilerin, vatandaşın peşinden ne yapmak için koştuğunu en yetkili ağızdan öğrenmiş olduk.